Şaban Ayının Amelleri
İmam Rıza'dan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir:
"Kim şabanın son üç gününü oruç tutup, ramazan ayına birleştirirse, Allah-u Teâlâ onun için iki ay ardarda tutulan orucun sevabını yazar."
Yine İmam Rıza'nın (a.s) ashabından olan Eba Salt-i Hirevî'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Şabanın son cumasında İmam Rıza'nın (a.s) yanına gittim; İmam (a.s) bana buyurdu ki:
"Ey Eba Salt, şabanın çoğu bitti ve işte bu onun son cumasıdır. Şu geriye kalan günlerde geçmiş ihmalkârlıklarını telâfi etmeye çalış; seni ilgilendiren faydalı şeylerle meşgul olmaya koyul; çok dua ve istiğfar et; çok Kur'ân oku ve günahlarından tövbe et; öyle ki ramazan ayı geldiğinde artık Allah'a muhlis bir hâle gelesin (ve o hâl üzere ramazan ayına giresin). O hâlde, boynunda yerine ulaştırmadığın bir emanet kalmasın; kalbinde herhangi bir mümine karşı çıkarmadığın bir kin bulunmasın. Önceden yaptığın bütün günahlardan uzaklaşmalısın. Gizli ve aşikâr her şeyinde Allah'tan kork ve ona tevekkül et. "Kim Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter." Bu ayın geriye kalan zamanlarında şu duayı çok oku:
اَللّـهُمَّ اِنْ لَمْ تَكُنْ غَفَرْتَ لَنا فيما مَضى مِنْ شَعْبانَ فَاغْفِرْ لَنا فيما بَقِيَ مِنْهُ*
Şaban Ayının Son Gecesinin Amelleri
Merhum Şeyh Tusî Haris b. Muğiratü'n-Nasrî'den şöyle rivayet etmiştir:
İmam Sadık (a.s) şabanın son ve ramazanın ilk gecesinde şu duayı okurdu:
اَللّـهُمَّ اِنَّ هذَا الشَّهْرَ الْمُبارَكَ الَّذي اُنْزِلَ فيهِ الْقُرآنُ وَجُعِلَ هُدىً لِلنّاسِ وَبَيِّناتِ مِنَ الْهُدى وَالْفُرْقانِ قَدْ حَضَرَ فَسَلِّمْنا فيهِ وَسَلَّمْهُ لَنا وَتَسَلِّمْهُ مِنّا في يُسْر مِنْكَ وعافِيَة، يا مَنْ اَخَذَ الْقَليلَ، وَشَكَرَ الْكَثيرَ، اِقْبَل مِنِّى الْيَسيرَ، اَللّـهُمَّ اِنّي اَساَلُكَ اَنْ تَجْعَلَ لي اِلى كُلِّ خَيْر سَبيلاً، وَمِنْ كُلِّ ما لا تُحِبُّ مانِعاً، يا اَرْحَمَ** الرّاحِمينَ، يا مَنْ عَفا عَنّي وَعَمّا خَلَوْتُ بِهِ مِنَ السَّيِّئاتِ، يا مَنْ لَمْ يُؤاخِذْني بِارْتِكابِ الْمَعاصي، عَفْوَكَ عَفْوَكَ عَفْوَكَ ياكَريمُ، اِلـهي وَعَظتَني فَلَمْ اَتَّعِظْ، وَزَجَرْتَني عَنْ مَحارِمِكَ فلَمْ اَنْزَجِرْ، فَما عُذْري، فَاعْفُ عَنّي يا كَريمُ، عَفْوَكَ عَفْوَكَ، اَللّـهُمَّ اِنّي اَساَلُكَ الرّاحَةَ عًنْدَ الْمَوْتِ، وَالْعَفْوَ عِنْدَ الْحِسابِ، عَظُمَ الذَّنْبُ مِنْ عَبدِكَ فَلْيَحْسُنِ التَّجاوُزُ مِنْ عِنْدِكَ، يا اَهْلَ التَّقْوى وَيا اَهْلَ الْمَغْفِرَةِ، عَفْوَكَ عَفْوَكَ، اَللّـهُمَّ اِنّي عَبْدُكَ ابْنُ عَبْدِكَ وابنُ اَمَتِكَ، ضَعيْفٌ فَقيرٌ اِلى رَحْمَتِكَ وَاَنْتَ مُنْزِلُ الْغِنى والْبَرَكَةِ عَلَى الْعِبادِ قاهِرٌ مُقْتَدِرٌ اَحْصَيْتَ اَعمالَهُمْ، وَقَسَمْتَ اَرْزاقَهُمْ، وَجَعَلْتَهُمْ مُخْتَلِفَةً اَلْسِنَتُهُمْ وَاَلْوانُهُمْ خَلْقاً مِنْ بَعْدِ خَلْق، وَلايَعْلَمُ الْعِبادُ عِلْمَكَ، وَلا يَقْدِرُ الْعِبادُ قَدْرَكَ، وَكُلُّنا فَقيرٌ اِلى رَحْمَتِكَ، فَلا تَصْرِفْ عَنّي وَجْهَكَ، واجْعَلْني مِنْ صالِحِي خَلْقِكَ الْعَمَلِ وَالاْمَلِ وَالْقَضاءِ* وَالْقَدَرِ، اَللّـهُمَّ اَبْقِني خَيْرَ الْبَقاءِ، وَاَفِنني خَيْرَ الْفَناءِ عَلى مُوالاةِ اَوْلِيائِكَ وَمُعادةِ اَعْدائِكَ، والرَّغْبَةِ اِلَيْكَ، والرَّهْبَةِ مِنْكَ وَالْخُشُوعِ وَالْوَفاء وَالتَّسْليمِ لَكَ وَالتَّصْديقِ بِكِتابِكَ وَاتّباعِ سُنَّةِ رَسُولِكَ، اَللّـهُمَّ ما كانَ في قَلْبي مِنْ شَكٍّ اَوْ رَيْبَة اَوْ جُحُود اَوْ قُنُوط اَوْ فَرَح اَوْ بَذَخ اَوْ بَطَر اَوْ خُيَلاءِ اَوْ رِياء اَوْ سُمْعَة اَوْ شِقاق اَوْ نِفاق اَوْ كُفْر اَوْ فُسُوق اَوْ عِصْيان اَوْ عَظَمَة اَوْ شَيء لا تُحِبُّ فَاَسْأَلُكَ يا رَبِّ أنْ تُبَدِّلَني مَكانَهُ ايماناً بِوَعْدِكَ، وَوَفاءً بِعَهْدِكَ، وَرِضاً بِقَضائِكَ، وَزُهْداً فِي الدُّنْيا، وَرَغْبَةً فيما عِنْدَكَ، وَاَثَرَةً وَطُمَأنينَةً وَتَوْبَةً نَصُوحاً اَساَلُكَ ذلِكَ يا رَبَّ الْعالَمينَ، اِلـهي اَنْتَ مِنْ حِلْمِكَ تُعْصى، وَمِنْ كَرَمِكَ وَجُودِكَ تُطاعُ، فَكَانَّكَ لَمْ تُعْصَ وَاَنَا وَمَنْ لَمْ يَعْصِكَ سُكّانُ اَرْضِكَ، فَكُنْ عَلَيْنابِالْفَضْلِ جَواداً، وَبِالْخَيْرِ عَوّاداً يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ، وَصَلَّى اللهُ عَلى مُحَمَّد وَآلِهِ صَلاةً دائِمَةً لا تُحْصى وَلا تُعَدُّ وَلا يَقْدِرُ قَدْرَها غَيْرُكَ يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ. *
--------------------------------------------------------------------------------
* "Allah'ım! Eğer şabanın geçmiş günlerinde bizi affetmemiş isen, geriye kalmış günlerinde bizi bağışla."
** "Allah'ım! İşte halkı hidayet etmek, hidayet için açık delilleri açıklamak ve hakkı batıldan ayırmak için Kur'ân'ı indirdiğin mübarek ay gelip çattı. (Allah'ım!) Bu ayda bizi sağlık ve selamet içerisinde tut; bu ayı bizim için selamet eyle ve (sonunda) onu bizden rahatlık ve afiyet içinde teslim al. Ey az olanı kabul edip karşılığında çok mükâfat veren! (Şu) az amelimi benden kabul buyur. Allah'ım! Benim için her hayra doğru bir yol açmanı ve sevmediğin her şeyden beni alıkoyacak bir engel çıkarmanı diliyorum senden, ey merhametlilerin en merhametlisi! Ey beni ve gizlide yaptığım kötülükleri affeden, ey yaptığım günahlardan dolayı beni (hemen) cezalandırmayan! Affını diliyorum, affını diliyorum, affını diliyorum, ey Kerim (Allah)! Ey benim ilâhım! Sen bana öğüt verdin, (ama) ben öğüdünü tutmadım; haram kıldığın şeylerden beni sakındırdın, (ama) ben sakınmadım. Huzuruna sunacak bir mazeretim var mı artık?! Sen beni affet, ey Kerim; affını diliyorum, affını diliyorum.
* Allah'ım! Ben, ölüm anında rahatlık ve hesap sırasında affını diliyorum senden. Kulunun günahı büyüktür, senin affın iyi olsun, ey takva ve ey mağfiret ehli olan (Rabbim)! Affını diliyorum, affını diliyorum. Allah'ım! Ben senin kulun ve senin kulun olan bir (babanın) ve cariyen olan (bir annenin) oğluyum; zayıfım ve rahmetine muhtacım; sen ise zenginlik ve bereketi kullarına indirensin. Kahreden ve muktedir yine sensin. Kullarının amellerini saymış, rızklarını bölmüş, dillerini ve renklerini farklı kılmış ve onları ardı ardına yaratmışsın. (Allah'ım!) Kullar senin bildiğini bilemez, (yüce) kadrini ölçemezler. Hepimiz senin rahmetine muhtacız. (Allah'ım!) Yüzünü benden çevirme; beni, amel, arzu, kaza ve kader açısından yaratıklarının en iyilerinden kıl. Allah'ım! Beni en iyi hâlde yaşat ve en iyi hâlde öldür. Evet, dostlarına dost, düşmanlarına düşman olduğum, sana kavuşmaya müştak ve gazabından korktuğum bir hâlde, huşulu, ahdine sâdık kalmış, sana teslim olmuş, kitabını tasdik etmiş ve Peygamber'inin sünnetine uymuş bir şekilde (sana kavuşmamı sağla.)
* Allah'ım! Kalbimde şüphe, tereddüt, inkâr, yeis, (günah) sevinci, isyan, ayyaşlık, azgınlık, kibir, riya, götseriş, fitne, nifak, küfür, fısk, günah, böbürlenmek veya sevmediğin herhangi bir şey varsa, ey Rabbim, (onları kalbimden silip) yerine, vaadine iman, ahdine sadakat, kaza (ve kaderime) razı olmayı, dünyada züht ile yaşamayı, indinde olana rağbet göstermeyi, bilinç ve gönül rahatlığını, ihlâslı bir tövbeyi yerleştir; bütün bunları senden diliyorum ey Âlemlerin Rabbi! Ey mabudum! (Sen o kadar hilim ve tahammül sahibisin ki, kulların,) hilmine güvenerek sana karşı günah işliyorlar; senin kerem ve cömertliğine güvenerek sana itaat ediyorlar; ama sen onlara, hiç günah işlememişler gibi davranıyorsun. (Allah'ım!) Sana karşı günah işlemeyenlerle ben, yarattığın aynı yeryüzünde yaşamaktayız. O hâlde bize karşı kendi fazl u kereminle cömert davran ve sürekli bize hayır ve ihsanlar lütfeyle; ey merhametlilerin en merhametlisi! Allah'ın, daimî rahmeti Muhammed ve Ehlibeyt'inin üzerine olsun; öyle bir rahmet ki sayı ve miktarını senden başka kimse ölçemesin, ey merhametlilerin en merhametlisi!"