Öfke ve Gazap
İslâmi öğretiler ve rivayetler, Kur’ân ayetlerinin ardı sıra insanları öfke ve gazaptan, sinirlenmekten ve kendini kaybetmekten sakındırmıştır. Gazabı yok edici bir etken, beyinsizliğin bir göstergesi, helak oluşun sebebi, şeytan tarafından bir ateş, bir tür delilik kabul etmekte ve öfkenin bütün kötülüklerin kaynağı olduğunu bildirmektedirler.
Müminlerin Emiri Ali (a.s) hikmetli sözlerinde bu anlama işaret ederek şöyle buyurmuştur: “Gazap öyle bir kötülüktür ki onu serbest bıraktığın takdirde helak eder.”[1]
Hakeza: “Gazap beyinsizlerin merkebidir.”[2]
Hakeza: “Gazap kinin gizli ateşlerini körükler.”[3]
İmam Sadık (a.s) ise şöyle buyurmuştur: “Gazap her kötülüğün anahtarıdır.”[4]
Evet, gazaplanan ve öfkelenen kimse her türlü yanlışlığa düşer, karşı tarafın şahsiyetine saldırıda bulunur, sinirlerine ve kalbine baskı yapar, yüzü kızarır, kan rengine bürünür, titrer, bozar, ateşe verir, boşar, darbe vurur, zarar ve ziyana sebep olur…
Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Gazap şeytandan bir közdür.”[5]
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Öfke bir tür cinnettir. Çünkü öfke sahibi pişman olur. Eğer pişman olmazsa bu durumda cinneti güçlenir.”[6]
Müminlerin Emiri Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Gazap akılları bozar ve insanı doğruluktan uzaklaştırır.”[7]
Hz. Ali (a.s) bu şeytani halete şiddetli bir saldırıda bulunarak şöyle buyurmuştur: “Öfkesine hâkim olamayan kimse bizden değildir.”[8]
Hakeza şöyle buyurmuştur: “Gazabı ve şehveti kendisine galebe çalan kimse hayvanlar derecesindedir.”[9]
İmam Bakır (a.s) ise öfkesini yenmek ve sinirlenmekten sakınmak hususunda şöyle buyurmuştur: “Her kim öfkesini boşaltmaya gücü yettiği halde öfkesini yenerse Allah da kalbini kıyamet günü güvenlik ve iman ile doldurur.” [10]
İmam Ali (a.s) ise şöyle buyurmuştur: “Her kim gazabının önünü alırsa, Allah da ayıplarını örter.”[11]
Hz. Ali (a.s) vefalı dostu Harisi Hemdani’ye şöyle yazmıştır: “Öfkeni yut, kudretin olduğunda bağışla, gazaplandığın zaman tahammül göster, gücün olduğu halde bağışla ki, senin için hayırlı bir akıbet olsun.”[12]
Kafi, Vesail ve Bihar’ul-Envar gibi değerli kitaplarda yer alan birçok rivayetler esasınca insanlara karşı öfkesini yenmenin mükâfatı, kıyamette Hak Teâlâ’nın gazabından güvende olmak ve mahşerde Hak Teâlâ’nın rahmetine nail olmak olarak beyan edilmiştir.
Hz. Mesih (a.s) ise kendisine gazabın sebebi sorulunca şöyle buyurmuştur: “Kibir, zorbalık ve insanları küçük görmek.”
Allah Resulü de (s.a.a) Müminlerin Emiri Ali (a.s)’a şöyle tavsiyede bulunmuştur: “Gazaplanma, gazaplandığın zaman otur ve Rabbinin kullarına olan kudretini ve sabrını düşün. Sana, “Allah’tan kork denildiği zaman” gazabını at ve sabrına dön.”
----------------------------------------------------------------------
[1]- Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 231
[2]- a. g. e. c. 7, s. 230- 231
[3]- a. g. e.
[4]- a. g. e.
[5]- a. g. e.
[6]- a. g. e.
[7]- a. g. e.
[8]- a. g. e.
[9]- a. g. e.
[10]- Kafi, c. 2, s. 110
[11]- Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 236
[12]- a. g. e.