İslam’ın Papa’ya cevabı
İslam'ın Papa'ya Cevabı ve Kıyametin Türkleri “Bana Hz. Muhammed’in getirdiği yenilikleri göster. Sadece kötülük ve insanlık dışı şeyler bulacaksın diyen Papa'ya gereken cevap verildi: Madem öyle .
Papa 16’ncı Benediktus, Regensburg’da doğrudan Hz. Muhammed’e ve İslam’a saldırarak yeni bir Haçlı Seferi başlattı. İslam Dünyası’ndaki tepkiler, cahilce düzenlenmiş sokak gösterilerinden ibaretti ve sanki adamın söylediklerini haklı çıkarmaya yönelikti!
Papa’ya bir cevap verilmeliydi! Bu cevabı, yüksek tahsilini El Ezher’de yaptığını bildiğim gazeteci dostum Mustafa Özcan, Nesil Yayınları arasında çıkan “İslam’ın Papa’ya cevabı” kitabıyla vermeye gayret etti. Özcan’a hepimizi aydınlatmaya çalıştığı için teşekkür ediyorum. Ben çok faydalandım.
* * *
Papa’nın kullandığı sözler Bizans imparatoru 2. Manuel Paleolog’a ait. Özcan, Paleolog ile Hacı Bayram-ı Veli arasında cereyan ettiği ileri sürülen bu tartışmanın aslında 300 yıl öncesine ait olduğunu ve bilgin bir kişi olan imparatorun 300 yıl önceki tartışmayı kendisi yaşamış gibi ve tek taraflı anlattığını inceledikten sonra esasa geliyor.
Papa’nın kullandığı sözler şöyleydi: “Bana Hz. Muhammed’in getirdiği yenilikleri göster. Sadece kötülük ve insanlık dışı şeyler bulacaksın. Tıpkı vazettiği dinin kılıç gücü ile yayılması emrini verdiği gibi. Dine davet için, şiddet ve tehdit yerine, iyi konuşma kapasitesi ve doğru akıl yürütmek gerekir.”
Özcan, tam bu noktada soruyor: “Madem öyle Fatih’in İstanbul kuşatması sırasında Bizanslılar bile niçin ‘İstanbul’da Katolik serpuşu görmektense Müslüman sarığını tercih ederiz’demişti?”
Bu sorunun cevabı Orhan Dündar’ın “Kıyamet’in Türkleri” eserinde vardır.
Çünkü Latin ordusu 4’üncü Haçlı Seferleri sırasında İstanbul’u işgal etmişti. İstanbul’u Papa 3. İnnocentius’un yağmacı ordusunun elinden Türkler kurtarmıştı: “Papa 3. İnnocentius, tıpkı şimdiki Papa gibi Hıristiyan birliğini sağlamak istiyordu. İstanbul’u işgal ettirmesinin sebebi buydu.
İstanbul, 13 Nisan 1204’te düştü. Haçlılar, 1099’da Kudüs’ü ele geçirdiklerinde gösterdikleri vahşeti burada da tekrarladılar. Auguste Bailly, Doğu Romalı Vakanüvis Nikitas Akominatos’dan alıntılar yaparak Haçlıların nasıl bir talana giriştiğini, ‘kıyamet senaryosu’nu uygulamak için neler yaptığını ortaya koyuyor:
‘Bu kıyamet günü habercileri, kıyametin gelişine öncülük eden bu günah işleyiciler, kiliselerden kutsal şarap ve ekmek konulmaya mahsus kapları aldılar ve bunların üzerindeki değerli taşları ve öbür süsleri söktükten sonra içki kupası olarak kullandılar. Büyük kiliseye karşı gösterdikleri hakaret, derin bir korku duymadan tasavvur olunamaz. Gezginci zevk ve günah dükkanı bir genel kadın, patrik kürsüsüne oturdu; arada açık saçık bir şarkı söyledi ve kilisenin içinde dans etti. Vahşi bir azgınlıkla, bütün kadınlara, en masum genç kızlara, kendilerini Tanrı’ya adamış rahibelere tecavüz ediyorlardı. Bütün şehir umutsuzluk, gözyaşı, feryat ve iniltiden başka bir şey değildi.’
Vakanüvis çok iyi tanıdığı Türkler için de şunları söylüyor:
‘Onlar, hiç olmazsa kadınlarımıza tecavüz etmiyordu. Ahaliyi sefalete uğratmıyor, onları sokak ortasında anadan doğma soymuyor, açlıkla ve ateşle yok etmiyordu. Buna rağmen, Tanrının adını duyunca istavroz çıkaran ve dinimizi paylaşan Hıristiyan uluslar, işte bize bu muameleyi yaptılar!’ (Auguste Bailly, Bizans Tarihi, c.2, s. 375-376, Tercüman 1001 Temel Eser).
1261 yılında 8. Mihail Palaiologos, kurduğu ‘Türk Ordusu’ ile İstanbul’u ‘Haçlılar’dan geri alır. 8. Mihail Palaiologos, taht mücadelesi sırasında Konya Sultanı II. Keykavus’a sığınmış, destek görmüştü.”
* * *
Hıristiyanların Güney Amerika’da, Kuzey Amerika’da ve Afrika’da giriştiği tarihi katliamlar bir tarafa, son birkaç yıl içinde sadece Irak’ta 655 bin kişiyi katleden kılıç kimin kılıcı?