• Nombre de visites :
  • 5079
  • 24/10/2007
  • Date :

İslam inkılabı, İslami kültür ve medeniyetin ihyası

inkılab

     Hicaz yarım adasında İslam dininin zuhuru ile en mükemmel ve en son semavi dinin tebliği de tamamlanmış oldu. Bu inanç büyük ve parlak bir medeniyetin de temelini attı. İslam medeniyeti asırlarca dünya bilimi ve kültürünün bayraktarlığını yaptı. Bu muhteşem medeniyetin şekillenme sebebi, İslam dininin bilim öğrenmeye vurgu yapmasıydı. Başta Kuran"ı Kerim ve hadis-i şerifler olmak üzere tüm İslami kaynaklar Müslümanları bilim öğrenmeye, varlığı düşünmeye ve bilginlere saygı göstermeye teşvik eden öğretilerle doludur. Böyle bir atmosferde İslam dininin yayılmasıyla birlikte kısa sürede medeniyet ve kültür de büyük ilerleme kaydetti. Bu medeniyet beşiğinde büyük düşünürler ortaya çıkarak insanlığa büyük hizmetler sundu.

     Hicri kameri 3. ila 7. yüz yıllarda İslam dünyasına bakıldığında eğitim merkezleri alanında büyük ilerleme kat ettiği gözleniyor. Üniversitelerin yanı sıra camiler de bilim odakları olarak faaliyet yürütüyordu. Öte yandan kütüphanelerin ve diğer araştırma merkezlerinin yaygınlaşması da Müslümanların bilim ve marifet alanlarında ilerlemelerine neden oldu. Böylece Müslüman bilginler diğer uygarlıkların kaynaklarından yararlanırken bu kaynakların gelişmesine katkı sağladı ve tıp, astronomi, matematik, fizik, felsefe, mantık, edebiyat, tarih ve coğrafya bilimlerinde büyük gelişme kat etti. Tabi bilim edinmek sadece bilginler arasında değil, sıradan insanlar arasında da büyük ilgi görüyordu. Çünkü İslam peygamberi (sav) bilim öğrenmenin tüm Müslümanlara farz olduğunu belirtmişti.

    Ancak İslam medeniyeti bazı nedenlerden ötürü çökmeye yüz tuttu. 5. yüz yılın sonlarından itibaren haçlı orduları Beytulmukaddes"i ele geçirme bahanesiyle İslam topraklarına yönelik saldırıya geçti ve iki asır boyunca İslam dünyasının önemli bir kısmına büyük bir savaş dayattı. Bu savaş henüz bitmişken 7. yüz yılın başlarında Moğollar İslam dünyasının doğusundan saldırıya geçti. Bu savaş da telafisi güç olan hasarlara neden oldu. Bu arada İslam devletleri arasındaki ihtilaflar da İslam medeniyetinin iktidarını zedeledi ve Müslümanlar yavaş yavaş bilim edinme şevkini kaybetti. Tabi haçlı savaşları sırasında ve bilimin doğudan batıya akışında batı ülkeleri İslam medeniyetinde gelişen bilimlerle tanıştı ve bu tanışma batının daha sonraki ilerlemesinin temelini oluşturdu.

    Bu dönemde bilimsel Rönesans dönemini yaşayan Avrupa, maalesef bilimsel ilerlemesini Müslümanlar başta olmak üzere diğer milletleri sömürme yolunda kullanmaya başladı. Bunun dışında Müslümanlar arasında inzivaya çekilme psikolojisi yaygınlaştı ve böylece İslam dünyası bilim ve kültürde öncülüğünü kaybetti.

  Buna karşın uzun süren bir durgunluk döneminin ardından İslam medeniyetinin yeniden ihya edilmesi doğrultusunda bazı hareketlilikler göze çarpıyor. Bu hareketliliğin başlangıç noktası olarak İran"da gerçekleşen İslam inkılabını adres gösterebiliriz.

İran inkılabı İslam değerlerine göre şekillendi ve bir kez daha bu büyük dinin öğretilerini gündeme getirdi. Öyle ki şimdi inkılabın zaferi üzerinden geçen 28 yılın ardından İslami medeniyet ve kültürün geliştiğine tanık oluyoruz.

  Gerçekte İslam medeniyetini diğer medeniyetlerden ayırt eden özellik, bu medeniyetin temel direk olarak zengin İslam öğretilerine dayanmasıdır. Nitekim İslam dini dinamik bir inanç olup insanları bilim edinmeye teşvik eder ve öz itibarıyla kültür ve medeniyet yaratan bir inançtır. Şimdi de islamiyetin yeniden canlanma sürecinde aynı aydınlık ve parlaklığa tanık olmaktayız.

    İslam medeniyetinin dini içeriğinden kaynaklanan belirgin özelliği manevi ve ruhani özelliğidir. Semavi bir din olan İslam insanları maneviyata ve Allah"a inanmaya davet eder. Bu yüzden bu inançtan yükselen medeniyet de manevi ve insani özellik taşır. Bu medeniyette insanlar ahlaka davet edilir, bu yüzden batının bu günkü medeniyetinin aksine İslam topraklarında büyüyen bilim adamları yıkıcı kitle imha silahları üretme peşinde olamaz veya toplumda ahlaki fesadı yaygınlaştıracak şeyler üretemez.  Hükümetler de toplumun bilimsel kalkınması için plan yapmak ve insanlar için sağlıklı ortam yaratmak zorundadır.

    Bir medeniyetin üstünlüğünün belirtisi toplumda huzur ve güvenliği sağlamasıdır. Tabi bu güvenlik iktidar ve izzete dayalı olmalıdır. İslam toplumunda ihtilaflardan uzak durmak kalıcı huzur ve güvenliğe vesile olur, böylece medeniyeti oluşturan kurumların şekillenme imkanı hazırlanmış olur. İran İslam inkılabı da sürekli Müslümanların vahdetini vurgulamış ve böyle bir vahdetin de İslam dünyasında huzur ve güvenliğin temin edilmesine katkı sağlayacağını savunmuştur. Öte yandan İslam inkılabı ilkelerine göre İslam ülkeleri arasındaki işbirliği İslam medeniyetinin gelişmesine katkı sağlar.  Böylece İslami uyanışın yaygınlaşması ve Müslümanlar arasında işbirliğinin gelişmesi ile İslam medeniyeti bir kez daha dünya genelinde bilim ve kültür öncülüğü konumunu ele geçirebilir.

Kuşkusuz her medeniyet filizlenip gelişmesi için uzun bir zamana ihtiyacı vardır. Buna karşın şimdiden İslam dünyasının bazı yörelerinde bu gelişmenin izlerine rastlamak mümkün. İran buna en iyi örneklerden biridir. Bu ülke çeşitli bilimsel ve teknolojik alanlarda büyük ilerlemeler kaydetmiştir.

  Tüm bu gelişmeler hür yaşayıp bağımsız olmak isteyen İran tarafından Amerika"nın çeşitli baskı ve komplolarına karşın elde edilmiştir. Son olarak İranlı bilim adamları AIDS hastalığına karşı yeni bir ilaç üretmeyi başarmış, ayrıca felç hastalar için yeni bir ümit ışığı olan teknikler geliştirmiştir.

    İranlı bilim adamlarının bir başka başarısı kök hücre üretimidir. İranlı bilim adamları bu sayede kopyalanmış koyun üretmeyi başarmıştır.

    İran"ın barış amaçlı nükleer teknolojideki başarısı da İranlı uzmanlar sayesinde elde edilmiştir. Tabi tüm bu gelişmeler İslam medeniyetinin ihya edilmesini istemeyen batılı devletlerin sabotajları ve komplolarına karşın elde edildiği belirtilmelidir. Söz konusu batılı devletler türlü türlü oyunlara başvurmak ve hatta İslam dünyasında ihtilafları körüklemek pahasına İslam medeniyetinin yeniden doğuşunu engellemeye çalışıyor.

    Uzmanlara göre İslam inkılabı ve İslami uyanış süreci Hz. Mehdi (sa)"ın evrensel kıyamı için uygun bir zemin oluşturabilir. O hazret dünyaya eşitlik ve adaleti yaymak ve İslami bilim, kültür ve değerleri yerleştirmek için gelecektir. Bu yüzden İslam medeniyetinin gerçek boyutları ancak Hz. Mehdi (sa) zuhur ettikten sonra ortaya çıkacak ve bilim ve kültür doruğa ulaşacaktır. İnşaallah.


İran İslam İnkılabının Tarihi Kökleri

İRAN İSLAM İNKILÂBI

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)