• Nombre de visites :
  • 3274
  • 24/10/2007
  • Date :

EHLİBEYT FIKHINDA ORUÇ VE HÜKÜMLERİ

ehlibeyt fikhinda oruç ve hükümleri   

Eser Adı: EHLİBEYT FIKHINDA ORUÇ VE HÜKÜMLERİ

Ayetullah Uzma Seyyid Ali Hameneî

Yayınevi: Kevser

  Ömründen bir hayli asır almış dünyamızda yaşayan Benî Adem, yüz yıllardır hakikati ararken serap peşine düşmüş ve dünyamız kadar yaşlanarak yorgun düşmüştür. Kimi zaman nef-sinin esiri olmuş, kardeşini öldürmüş; kimi zaman Karun'un sarayını ve sermayesini görüp "Keşke bizim de bunca servetimiz olsaydı!" diyerek değerlerini saray ve sermaye üzerine kurmuş-tur; ancak çok geçmeden bir depremle, gözleri ve gönülleri esir alan sermaye gücünün çok kısa bir zamanda  yok oluşunu ve değerlerinin çöküşünü seyre durmuştur. Başka bir zaman ve coğrafyada, "Ben sizin en büyük Rabbiniz ve sahibinizim." diyen Firavunî güçlerin halkalı köleleri olmuş ve değerlerini güç temeli üzerine kurmuştur; ancak yine çok geçmeden kendini yenilmez ve yıkılmaz güç olarak kabullendiren Firavun ve avazesi, Nil Nehri'nin serin sularında gark olup giderken kitlelerin kalplerine kazınan güç putunu da kendisiyle götürmüştür.

  Böylece insanlık tarihi, mutlak hak kaynağından kopuk olduğu için deneme-yanılma yöntemiyle yaşlanıp gitmekte; arkasına baktığında, keşkeler ve yıkılmış değerlerle(!) oluşan bir çöplük ve harabe görmektedir. "Andolsun asra (geçmiş zamanlara), insan ziyan etmiştir."  (Asr, 1)

  Geçmişinde keşkeler ve hüzünler olmayan, geleceğe ise umutla bakıp endişelenmeyen bir topluluk ise, her zaman var olmuştur ve olacaktır da. Bu toplumun mutluluk sırrı, değerlerini gerçekçi seçmeleri ve mutlak Hak'tan almalarıdır.

"Ancak (mutlak hakka) iman edenler ve salih amel (gerçekçi değerleri) işleyenler hariç. Onlar ki birbirlerine hak yolda yürümeyi ve bu yolda direniş göstermeyi tavsiye ederler." (Asr, 2-3)

  Herkesin malumu olduğu gibi mutluluk ucuz ve basit yollardan kazanılmıyor; bu mutluluğa erişmenin bir bedeli ve karşılığı vardır. Ebedi saadet ve mutluluğu yaratan, bizleri ona ulaştıran yolu ve bu yoldaki işaretleri de tanıtmıştır. Önemli olan o tanıtana iman etmek (güvenmek) ve O'nun bu yola koyduğu işaretlere (salih amellere) uymaktır.

  Saadet yolunun işaretlerinden biri, her yıl sayılı günlerde (ramazan ayı) sadece ve sadece hakkın rızasını kazanmak için oruç tutmaktır. Oruç tutmak sabırdır; bu yolun yolcularının azığıdır; tehlikelerden, serap ve sapmalardan koruyan işarettir.

  Bu bilinç oruç tutmanın hikmeti ve marifetidir. Bu uzunca ve tehlikelerle dolu saadet yolu, geçmişte olduğu gibi günümüz ve gelecekte de olağanüstü hadiseler ve olaylara şahit olacaktır. Bu olağanüstü koşullarda da seraba kapılmadan ve sapmadan yolculuğa devam etmemizi sağlayan işaretçiler koymuştur yüce yaratan bu yola. Bu işaretçiler ise zaman ve mekan değişikliğinde yolun tehlikelerini bizzat teşhis eden  hayattaki müçtehitlerdir. Taklit mercileri, yolculuk esnasında kılavuzluk eden ve dinin fıkıh bölümünü yolculara gösteren işaretçilerdir.

  Elinizde bulunan bu çalışma iki bölümden oluşan bir eserdir. Birinci bölüm, salih amellerden olan orucun hikmeti ve farz kılınış sebeplerini içerir. Bu bölüm ayet ve hadislerden yola çıkarak, Yayınevimiz tarafından konuya mukaddime niteliğinde hazırlanmıştır. İkinci bölüm ise, bu işaretin (orucun) ne anlamlara geldiğini, nasıl uygulanmasını gerektiren uygulama biçimlerini anlatmaktadır.

  Bu bölüm, zamanımızın büyük müçtehitlerinden olan Aye-tullah Uzma Seyyid Ali Hameneî'nin oruçla ilgili fıkhî hükümlerini içermektedir.

  Mutluluk ve saadete erişmemize, salih amellerimizi sahih bir şekilde uygulamamıza yardımcı olur umuduyla bu eseri okuyucularımıza takdim ediyoruz.

Kasım (Ramazan) 2001

KEVSER


ORUÇ - KIRK HADİS

ORUCUN KAZASI

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)