NERGİS GÜLÜ
Gerçekleşecektir Rabb'imin va'di
Yerine gelecek enbiyâ ahdi
Altüst olacaktır Şeytân'ın tahtı
Hâtem-i Evsiyâ geldiği zaman
Son bulacak hayat, denen bu zindân
Kıtlık görmeyecek diyâr-ı Ken'ân
Yakub çekmeyecek bir daha hicrân
O Yusuf-i Zehrâ geldiği zaman
Zâhir olur bir-bir âlemde sırlar
Kış son bulur, güneş olur aşikâr
Nergis gülü eder âlemi gülzâr
Bahâr-ı kâinât geldiği zaman
Serâba koşanlar, bulur mey-i nâb
Sâkinin elinden olurlar harâb
Açar ay yüzünden yârımız hicâb
O nesîm-i hayât geldiği zaman
Kâbe'den semâya Kâim'in sesi
Yükselip mest eder, âşık her kesi
Can verir aleme kudsî nefesi
Ruhların tabîbi geldiği zaman
Acılar, hüzünler, artık son bulur
Zâlimler kahrolur, mazlumlar gülür
Âlem fazîletin bezmine gelir
Âşıklar habîbi geldiği zaman
Kuruyacak kökü yalan, dolanın
Son bulacak devri, gasbın, talanın
Gülistân olacak âlem, inanın
O cennet tâvûsu geldiği zaman
Noksanlıklar artık kâmil olacak
İnsanlık her şeye kâbil olacak
Her kes o Mevlâ'ya sâil olacak
Hilkatın nâmûsu geldiği zaman
Kur'ân olacaktır yeniden tefsîr
Hakikatler zuhûr edecek bir-bir
İnsan anlayacak insanlık nedir
O insân-ı kâmil geldiği zaman
Her yerde fazîlet hâkim olacak
Hakk'ın emri artık kâim olacak
Bâtıl yok olmaya mahkûm olacak
O emîr-i âdil geldiği zaman
Bayram edecektir bütün kâinât
Sâhile varacak keştiy-i necât
Rahmet yeryüzüne inecek kat-kat
Mazlûmlar penâhı geldiği zaman
Kurulacak adaletin divânı
Yerde kalmayacak Hüseyn'in kanı
Yerine gelecek Hakk'ın fermânı
Hüccet-i İlâhi geldiği zaman
Şafak ufuklardan elbet doğacak
Âleme nûr, yağmur gibi yağacak
Adâlet, zâlimi, zulmü boğacak
Vâris-i Peygamber geldiği zaman
"Mehdî" adı ile, süslenir her yer
Bütün yerler, gökler, "Mehdî, Mehdî" der
Sevinir Murtezâ, Zehrâ, Peygamber
Kâim-i Muntazar geldiği zaman
Musa Aydın