Alçakgönüllülük
inananların ortak bir vasfıdır. Allah, ayetlerinde kendini büyük gören, kibirli insanları sevmediğini bildirmiştir.
İnananlar, kendilerine sayısız nimetler bahşedenin Allah olduğunu, herşeyin gerçek ve tek sahibinin de O olduğunu bilirler. Hiçbir şekilde kibirlenme içine girmezler. Allah'ın karşısında ne kadar aciz olduklarının farkındadırlar. Aklın, bilginin, güzelliğin, zenginliğin, itibarın ve diğer her türlü imkanın kendilerinden kaynaklanmadığını; bunların Allah'ın bir ihsanı olduğunu bilirler. İşte bu nedenle mütevazı davranırlar.
Allah, Kuran'da inananların tevazulu tavrını şöyle belirtmiştir:
O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryüzü üzerinde alçakgönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman "Selam" derler. (Furkan Suresi, 63)
Diğer bir Kuran ayetinde de mütevazı müminler cennetle müjdelenmiştir:
. İşte sizin İlahınız bir tek İlahtır, artık yalnızca O'na teslim olun. Sen alçakgönüllü olanlara müjde ver. (Hac Suresi, 34)
Alçakgönüllülüğün önemi ve bu tavrı gösterenlerin Allah katında üstün kılınmış insanlar oldukları İncil'de şöyle ifade edilir:
Her bakımdan alçakgönüllü, yumuşak huylu, sabırlı olun, sevgiyle birbirinize katlanın. (Efesoslulara Mektup, Bap 4, 2)
Aynı şekilde Tevrat'ta da kibirli olmaktan sakınmak gerektiği, Allah'ın alçakgönüllü kullarından razı olacağı bildirilmektedir. Tevrat'a göre inananlar mütevazı olmakla sorumludurlar, kibirli davrananlar ise muhakkak küçük düşürüleceklerdir. Konuyla ilgili bazı Tevrat pasajları şu şekildedir:
Dinleyin ve kulak verin, kibirli olmayın; çünkü Rab söyledi. (Yeremya, Bap 13, 15)
.Rabbin hükümlerini yapmış olan dünyanın bütün alçakgönüllüleri, Rabbi arayın; salahı arayın, alçakgönüllülüğü arayın. (Tsefanya, Bap 2, 3)
Alçakgönüllüleri kurtarır, gururluları gözler, gururunu kırarsın. (2.Samuel, Bap 22, 28)