• Nombre de visites :
  • 720
  • 17/1/2018-6:40
  • Date :
نقش خانواده
 

1. Evlilik

Bu konuda Yenabi’ul Hikmet, Mizan’ul Hikmet, Nehc’ul Fesaha, Gurer’ul Hikem kitaplarındaki “Evlilik” konusuna müracaat ediniz. Daha fazli bilgi edinmek için, bunun yanı sıra, “İslam’da Aile Düzeni” kitabının 1, 3, 7, 8, 9 ve 10. bölümleri ile Al-i İmran, 39; Nahl, 72; Rum, 32 ve Furkan, 74. ayetlere bakınız.

1- Varlık Aleminde Evlilik Normu

 “İbret alasınız diye her şeyi çift yaratmışızdır.”

2- İnsan ve Evlilik

“İnsanı sudan yaratarak, ona soy sop veren o’dur. Rabbin her şeye kadirdir”

“İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, o’nun varlığının belgelerindendir. Bunlarda, düşünen topluluk için dersler vardır.”

3-Evliliğin Değer ve Önemi

 “Gök kapıları dört zamanda açılır: Yağmur yağarken, çocuk babasının yüzüne bakarken, Kabe kapısı açılırken ve nikah anında.”
 “Her kim evlenirse şüphesiz kendisine saadetin yarısı verilmiş olur.”
 “Her kim gençliliğin ilk yıllarında evlenirse şeytan şöyle feryat eder: “Eyvahlar olsun! Eyvahlar olsun! Bu genç dininin üçte ikisini benden korudu.” O halde kul dininin diğer üçte biri hakkında da Allah’tan sakınmalıdır.”
Resulullah (s.a.a): “Aziz ve celil olan Allah nezdinde evlilikten daha sevimli ve değerli bir bina inşa edilmemiştir.”
Resulullah (s.a.a): “Kul evlendiği zaman dininin yarısını kemale erdirmiş olur. Dininin diğer yarısını korumak için de Allah’tan korkmalıdır.”
Resulullah (s.a.a): “Uyuyan evli kimse Allah nezdinde, oruç tutup gece ibadetle sabahlayan bekardan daha üstündür.”
İmam Sadık (a.s): “Evli insanın kıldığı iki rekat namaz, bekar insanın kıldığı yetmiş rekat namazdan daha hayırlıdır.”
4- Evliliğe Teşvik

 “İçinizdeki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanları evlendirin.eğer yoksul iseler, Allah onları lütfü ile zenginleştirir. Allah lütfü bol olandır, bilendir.”

Resulullah (s.a.a): “Her kim Allah ile tertemiz bir şekilde görüşmek istiyorsa, eşiyle (evli bir halde) birlikte mülakat etmelidir.”
Resulullah (s.a.a): “Evlilik benim sünnetimdir. O halde her kim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.”
Resulullah (s.a.a): “Evlenin, zira evlenmek rızkınızı artırır.”
Resulullah (s.a.a): “Bekarlarınızı evlendirin, zira bu işle Allah onların ahlakını güzelleştirir, rızıklarını artırır ve mürüvvetlerini çoğaltır.”
5-Bekarlar

Resulullah (s.a.a): “Ölülerinizin en kötüsü bekarlardır.”
Resulullah (s.a.a): “En kötüleriniz, bekarlarınızdır. Evli insanın iki rekat namazı, evli olmayan insanın kıldığı yetmiş rekat namazdan daha hayırlıdır.”
6-Evlilik İçin Aracı Olmak

İmam Sadık (a.s): “Kim bir bekarı evlendirirse Allah’ın kıyamet günü kendisine lütuf ve rahmet gözüyle bakacağı kimselerden olur.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “En büyük suç Müslüman kimsenin malına saldırıda bulunmaktır. En üstün aracı ise Allah bir araya getirinceye kadar iki insanın evliliği hususunda aracılık eden kimsedir.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Kim müminleri evlendirmek hususunda Allah onları bir araya getirinceye kadar çalışırsa, Allah onu bin hur’ul ayn ile evlendirir. Bu yolda attığı her adım veya konuştuğu her söz sebebiyle kendisine bir yıllık amelin sevabını verir.”
İmam Sadık (a.s) : “Allah kıyamet günü dört kimseye bakar: Geri getirilen malı kabul eden kimseye, bir kalpten hüznü giderene, bir köleyi azat edene ve bir bekarı evlendirene.”
İmam Kazım (a.s): “Üç kimse, Allah’ın Arş’ının gölgesinden başka hiç bir gölgenin olmadığı günde, Arş’ın gölgesi altında olur: Müslüman kardeşini evlendiren, ona hizmet eden ve sırrını örten kimse.”
7-Kızları Çabuk Evlendirmeye Teşvik

İmam Rıza (a.s): “Cebrail, Peygamber’e (s.a.a) nazil oldu ve şöyle buyurdu: “Ey Muhammed! Rabbin sana selam gönderdi ve şöyle buyurdu: “Bakire kızlar, ağaç üzerindeki meyveler gibidirler. Meyve yetişince, onu toplamaktan başka bir ilaç yoktur. Aksi takdirde güneş ve rüzgar sebebiyle bozulurlar. Bakire kızlar da ergenlik çağına erince onlara kocadan (evlendirmekten) başka ilaç yoktur. Aksi takdirde, sapıklık ve fesattan güvende olamazlar.” Daha sonra Allah Resulü (s.a.a) minbere çıktı, insanları topladı, aziz ve celil olan Allah’ın emrettiği şeyi onlara bildirdi.”
8- Evlilikte Kadının Dindar Olmasına Önem Vermek
Resulullah (s.a.a): “Her kim bir kadınla güzelliği sebebiyle evlenirse onda istediğini bulamaz. Her kim bir kadınla malı için evlenirse, Allah onu o mala havale eder. O halde dindar kadınlarla evlenin.”
Resulullah (s.a.a): “Kadının yüz güzelliğini, din güzelliğine tercih etmemek gerekir.”
Resulullah (s.a.a): “Birisi sizden kız istemeye gelir de onun dindarlık ve emanetçiliğini beğenirseniz ona kız verin. Eğer böyle yapmazsanız yeryüzünde bir çok fesat vücuda gelir.”
İmam Hasan (a.s), kendisiyle kızının evliliği hususunda meşveret eden birine : “Kızını takvalıРbiriyle evlendir. Zira eğer kızını severse, onu yüce tutar. Eğer sevmezse ona zulmetmez.”
9- Mehiri Fazla Tutmayı Kınamak
Resulullah (s.a.a): “En hayırlı mehir en hafif olanıdır.”
İmam Sadık (a.s): “Kadının uğursuzluğu mehirinin çok oluşu ve eşine itaatsizliğidir.”
Allah Resulu : “Ümmetimin kadınlarının en üstünü, yüzleri en güzel, mehriyeleri ise en az alanlarıdır.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) da :“Mehriyeleri fazla tutmayın; şüphesiz bu düşmanlığa sebep olur.
Allah Resulü (s.a.a): “Kadınların mehriyesini fazla tutmayın. Zira münezzeh olan Allah sevgi ve muhabbeti kalplere yerleştirmektedir. Para, sevgi ve muhabbet doğurmaz.”
10-Eş Seçimine Önem Vermek

Resulullah (s.a.a): “İyi ve salih bir aileyle evlilik yapın. Zira kanın etkisi vardır.”
Resulullah (s.a.a): “Nutfeniz için iyi bir yer seçin. Zira kadınlar, erkek ve kız kardeşlerine benzer çocuklar doğururlar.”
Resulullah (s.a.a): “Hezra ed-Demen’den sakının.”Kendisine, “Ey Allah’ın Resulü! Hezra ed-Demen ne demektir?” diye sorduklarında ise şöyle buyurdu: “Kötü bir ailede büyüyen güzel yüzlü kadın.”
Resulullah (s.a.a): “Ahmak kadınla evlenmekten sakının, zira onunla oturmak insanı zayi eder ve çocuğu sırtlan sıfatlı olur.”
11-Düğün Davetini Kabul Etmenin Adabı
Resulullah (s.a.a): “Düğün merasimine davet edildiğinizde ağır davranın. Zira bu merasim insana dünyayı hatırlatmaktadır. Ama bir cenazeyi teşyi etmeye davet edildiğinizde acele davranın. Zira bu merasim insana ahireti hatırlatır.”
Resulullah (s.a.a): “Sizden birisi düğün yemeğine davet edildiğinde kabul etsin.”
12-Evliliği İlan Etmeye Teşvik
Resulullah (s.a.a): “Bu evlilikleri açıkça yapın ve onları camilerde düzenleyin.”
Resulullah (s.a.a): “Evlilik merasimini açıkça, kız istemeyi ise gizlice yapın.”
 

2.Evliliğin İslami ve İlahi Şartları

Daha fazla bilgi için bu kitabın 8. Bölüm’üne müracaat ediniz.

1-Din ve Dindarlık

Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) : “Müminin adet ve huyu, dünyaya rağbetsizliği; himmeti, diyaneti; izzeti, kanaati; ciddiyeti ise ahiret için çalışmasıdır. Şüphesiz, iyilikleri çoktur, dereceleri yücedir. Özgürlük ve kurtuluşu için yarışmaktadır.”
Müminlerin Emiri (a.s) : “Mümin sürekli zikreder, çok düşünür, nimetlere karşı şükreder ve belalarda sabırlı olur.”
İmam Sadık (a.s) : “Mümin, kazandığı temiz, ahlakı güzel, batını doğru, malının fazlalığını infak eden ve fazla konuşmaktan sakınan kimsedir.”
İmam Sadık’ın (a.s): “Müminin saygınlığı, Ka’be’nin saygınlığından daha büyüktür.”
Beşinci İmam (a.s): “Erkeğin ailesini ve çocuklarını tanıdığı gibi mümin de gökte (melekler tarafından) tanınmaktadır. Şüphesiz mümin, aziz ve celil olan Allah nezdinde mukarreb melekten daha yücedir.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Şüphesiz övgüsü yüce olan Allah şöyle buyurmaktadır: “İzzetim ve celalime yemin olsun ki yaratıklarım arasında mümin kulumdan daha sevimli bir varlık yaratmadım.”
2- Denk Olmak

 “Temiz kadınlar, temiz erkekler içindir.”

“O halde temiz kadınlarla evleniniz.”

“Allah’a şirk koşan kadınlarla onlar imana gelinceye kadar evlenmeyin. İman eden bir cariye, hoşunuza gitse de müşrik bir kadından daha iyidir. İman edinceye kadar puta tapan erkeklerle mümin kadınları da evlendirmeyin. İman eden bir köle, hoşunuza gitmiş olsa da, müşrik bir erkekten daha iyidir. İşte onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle cennete ve mağfirete çağırır ve insanlara ibret alsınlar diye ayetlerini açıklar.”

İmam Sadık (a.s) : “Eşitlik, iffetli olmak ve de yanında kolayca yaşamaktır.”
Allah Resulü (s.a.a): “Dininden ve emanete riayet edişinden razı olduğunuz biri size gelir de size görücülüğe gelirse onu evlendiriniz. Eğer bunu yapmazsanız, yeryüzünde büyük bir fitne ve fesat ortaya çıkar.”
Allah Resulü: “Ahlakını ve dinini beğendiğiniz biri size görücülüğe gelirse, onu evlendiriniz. Eğer bunu yapmazsanız yeryüzünde büyük bir fitne ve fesat doğar.”
Allah Resulü : “Denkleri evlendiriniz, onlarla evleniniz, onları (salih çocuklar dünyaya getirsinler diye) nutfeniz için seçiniz.”
İmam Bakır (a.s) : “Mümin bir genç, mümin kardeşinin kızını istemeye gelir de, “Beni evlendir” derse, kardeşi buna karşılık, “Ben böyle yapmam, şüphesiz ben senden daha zenginim” derse, bu en şiddetli musibettir.”
3- Birkaç Gruba Kız Vermeyiniz

Peygamber (s.a.a) : “Kim kızını bir fasıkla evlendirirse, her gün ona bin lanet iner.”          
İmam Musa b. Kazım (a.s) :“Eğer kötü ahlak sahibi ise ona verme.”
Peygamber (s.a.a): “Kim Allah şarabı benim dilimle haram kıldıktan sonra onu içerse, görücülüğe geldiğinde ona kız vermeyiniz. Zira o bu evliliğe layık değildir.”
Sekizinci İmam Hz. Rıza (a.s): “Şarap içen kimseye kız vermekten sakın. Zira kızını onunla evlendirmek, onu zinaya zorlamak gibidir.”
Altıncı İmam (a.s): “Haramın etkileri, nesilde de ortaya çıkar.”
4- Şu Kadınlarla Evlenmeyiniz

Allah Resulü (s.a.a) : “Ahmak kadınla evlenmekten sakının. Şüphesiz onunla arkadaşlık, ömrü zayi eder, çocuğu ise zalim olur.”
Allah Resulü (s.a.a): “Çöplükte yetişen çiçekten sakınınız.” Kendisine şöyle soruldu: “Çöplükte yetişen çiçek nedir?” Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Kötü ve aşağılık bir ailede yetişen güzel kadındır.”
Allah Resulü (s.a.a): “Allah’ım! Şüphesiz ben, bana itaat edeceğine emreden çocuktan, fayda vermeden zayi olacak maldan, beni (cahillik, ahmaklık ve kötü ahlakı sebebiyle) vaktinden önce yaşlandıran kadından, hilekar arkadaştan sana            sığınırım.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Kadınlarınızın en kötüsü; kısır olanlar, temizliğe riayet etmeyenler, inatçılar, isyancılar, akraba nezdinde düşük, kendi görüşünde aziz, kocasına itaat etmeyen ve diğerlerine teslim olanlardır.”
Peygamber (s.a.a): “Uğursuzluk üç şeydedir: “Binekte, kadında ve evde. Kadının uğursuz olanı, mehriyesi fazla, doğurması ise zor olandır. Bineğin kötüsü ise, hastalığı çok olan ve huysuz olandır. Evin kötüsü ise dar olanı ve komşusu pis olandır.”
Peygamber : “En kötü şey, kötü kadındır.”
Müminlerin Emiri (a.s) : “Eşlerin en kötüsü, uyumsuz olan eştir.”
Allah Resulü (s.a.a) ise : “Size kadınlarınızın en kötüsünü haber vermeyeyim mi? Şüphesiz onlar ehlinde zelil olan, eşine karşı üstünlük satan, kısır olan ve kin taşıyan kadındır ki hiçbir çirkin işten el çekmez, eşi olmadığında süslenir, eşinin yanında ise süslenmez, eşine itaat etmez, emirlerini dinlemez, halvet ettiğinde eşinin isteklerine tabi olmaz, eşinin özrünü kabul etmez ve hatalarını bağışlamaz.”
3.Eş Seçme Yolu

Konu ile ilgili fazla bilgiyi, 9. bölüm’de okuyabilirsiniz.

Allah Resulü : “Kadını mal ve güzelliği için seçmeyiniz . Zira malı insanın taşkınlığına, cemali ve güzelliği ise helaka sebep olur. Evlilik hususunda kadının din ve imanını göz önünde bulundurunuz.”
İmam Sadık (a.s) : “Mümin için en galip düşman, kötü eştir.”
Peygamber (s.a.a) (bir kadınla evlenen Muğire b. Şube’ye): “Eğer önceden onu görmüş olsaydın, aranızdaki uyum ve uzlaşma daha çok olurdu.”
(Hasan Sırrî şöyle diyor: “İmam Sadık’a (a.s) şöyle arz ettim: “Erkek için evlenmeden önce kadının bedenine, arkasına ve yüzüne bakması caiz midir? ” İmam şöyle buyurdu): “Evet sakıncası yoktur. Kadını önden veya arkasından görebilir.”
Bir şahıs altıncı İmam’a şöyle buyurdu: “Erkeğin evlenmek istediği kadının saçlarına ve güzelliklerine bakması caiz midir?” İmam şöyle buyurdu: “Lezzet alma kastı olmadıkça bunun sakıncası yoktur.”
Resulullah (s.a.a) (bir kadını isteyen sahabisine): “Yüzüne ve ellerine bak.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Sizden biri bir kadınla evlenmek istediğinde, (kendisini göremediği takdirde) yüzü hakkında araştırmada bulunduğu gibi saçı hakkında da araştırmada bulunsun. Zira şüphesiz saç iki güzellikten biridir.”
Müminlerin Emiri : “Kadınlarınızın en hayırlısı beş çeşittir.” Kendisine: “Onlar kimlerdir?” diye sorulunca şöyle buyurdular: “Kolaylaştırıcı huyu olan, yumuşak huylu, uyumlu olan, eşi sinirlendiğinde onu hoşnut etmedikçe uyumayan ve kocasının gıyabında haysiyetini koruyan kadındır. Bu kadın Hak için amel edenlerdendir ve Rabbinin lütfünden ümitsiz olmaz.”
İmam Bakır (a.s) : “Bir şahıs Allah Resulüne (s.a.a) gelerek evlilik meselesi hakkında kendisi ile istişarede bulundu. Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: “Evet, evlen; ama dindar bir kadınla evlen ki Allah sana hayır versin. Layık bir kadın kendisine ulaşılması mümkün olmayan a’sem bir karga gibidir.” Kendisine, “a’sem karga nedir? ” diye sorulunca şöyle buyurdular: “Bir ayağı beyaz olan kargadır.”
(İbrahim Kerhi şöyle diyor: “İmam Sadık’a (a.s) şöyle arz ettim: “Eşim vefat etti. O çok uyumlu bir kadındı. Şimdi yeniden evlenmek istiyorum.”) İmam Sadık (a.s): “Kendini nereye bıraktığına, malına kimi ortak kıldığına, dininden, sırrından ve emanetinden kimi haberdar ettiğine dikkat et. Eğer evlenmek zorunda isen hayırla anılan ve güzel ahlaklı bir bakire bul.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Şüphesiz Müslüman’ın durumunu düzelten ilahi takdirlerden biri de eşi kendisine baktığında sevinen gıyabında haysiyetini koruyan, huzurunda da emrine itaat eden kadındır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Ümmetimin kadınlarından en üstünü yüz açısından en güzel ve mehriyesi en az olandır.”
(Müminlerin Emirinden naklen) Allah Resulü (s.a.a): “Bana kadınlar için hangi şeyin daha hayırlı olduğunu söyleyin.”Fatıma (a.s) şöyle cevap verdi: “Hiçbir erkeği görmemesi ve hiçbir erkeğin de onu görmemesidir.” Peygamber (s.a.a) bu cevabtan hoşlanarak ve şöyle buyurdu: “Şüphesiz Fatıma benden bir parçadır.”
İmam Sadık (a.s) : “Kadınlarınızın en hayırlısı; kendisinde ihsanda bulunulduğunda şükreden ve esirgendiğinde ise razı olandır.”
Altıncı İmam (a.s): “Kadınlarınızın en hayırlısı güzel kokan, güzel pişiren, yerli yerinde harcayan, yerli yerinde esirgeyendir. Böyle bir kadın Hakk’ın işçilerinden biridir ve Hakk’ın işçisi ise ümitsiz olmaz ve pişmanlık duymaz.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Kadınların bereket açısından en üstünü geçim açısından en az olanıdır.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Kadınların en hayırlı hasletleri erkeklerin en kötü hasletleridir: Kibir, korkaklık, cimrilik. Eğer kadın kibir ehli olursa eşinden başkasına teslim olmaz. Eğer cimri olursa, kendisinin ve eşinin malını korur. Eğer korkak olursa, her türlü olay karşısında korkar, kendisini korumaya çalışır ve neticede de başkalarının tuzağına düşmez.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Bakire kızlarla evleniniz; şüphesiz bakirelerin ağzı daha tatlı, rahimleri daha toplu, öğrenmeleri daha hızlı ve sevgileri daha kalıcıdır.”
İmam Sadık (a.s) : “Kadınlarınızın en hayırlısı eşiyle halvet ettiğinde onun için süslenen ve haya perdesini kenara itendir. Giyindiği zaman da haya örtüsünü giyinendir.”
 

 

4. İslam’ın Özgün Tasarımları

Bu konuda daha fazla bilgi edinmek içim kitabın 10. Bölüm’üne müracaat ediniz.

1- Evlilik İçin Konuşmak

Allah Resulü (s.a.a) : “Müslüman bir kimseye hile yapan bizden değildir.”
Müminlerin Emiri (a.s): “Sana güvenen kimseye hile yapmak küfürdür.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Kim hile yaparsa, hilesi kendisini sarar.”
Hz. Ali (-a.s- Nehc’ul Belağa 193. Hutbede takva ehlinin özelliklerini beyan ederken) : “Takva ehlinin insanlara yaklaşımı, hile ve aldatma üzere değildir.”
Allah Resulü (s.a.a): “Hile, aldatma ve ihanet ehli ateştedir.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Müslüman olan kimse hile yapmaz ve aldatmaz. Şüphesiz ben Cebrail’den şöyle buyurduğunu işittim: Hile ve aldatma ateştedir.”
2- Mehriye Ödemek

“Kim mehriye hususunda kadına zulmederse, Allah katında zinakar sayılır. Nitekim aziz ve celil olan Allah kıyamet günü şöyle buyuracaktır: Ey kulum! Ahdim üzere cariyemi seninle evlendirdim ama sen ahdime vefa göstermedin ve cariyeme zulmettin.” Böylece onun iyiliklerinden alınır ve hakkı miktarınca o kadına verilir. Onun iyiliği bulunmayınca da ahdini bozduğu suçuyla cehennem ateşine atılması emredilir. Şüphesiz ki ahid ve sözleşmenin hesabı sorulacaktır.”

İmam Sadık (a.s): “Hırsız üç çeşittir: Zekat vermeyen, kadınların mehriyelerini helal sayan ve hakeza ödemek niyeti içinde olmadan borçlanan kimse.”
İmam Rıza (a.s) (değerli babalarından ve onlar da Allah Resulünden -s.a.a-: “Şüphesiz Allah-u Teala mehriyeyi inkar eden, işçinin emeğini gasbeden veya özgür insanı satan kimse dışında herkesin her türlü günahını bağışlar.”
İmam Sadık (a.s) : “En çirkin günah üç şeydir: “Bir nefsi öldürmek, kadının mehriyesini vermemek ve işçinin ücretini ödememek.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Cinsel ilişkiye girmeden önce bir kadın eşine mehriyesini bağışlarsa, Allah; bağışladığı her bir dinarına karşılık ona bir köle azat etme sevabını yazar.” Kendisine ey Allah’ın Resulü! Cinsel ilişkiden sonra bağışta bulunursa nasıl olur? ” diye sorulunca da : “Şüphesiz bu, sevgi ve ülfetten kaynaklanır.”
3- Evlilik Eşiğinde Dua

Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Evlenmek isteyen kimse, iki rekaat namaz kılsın sonra Hamd ve Yasin surelerini kıraat etsin, namazdan sonra da Allah’a hamd ederek şöyle desin: “Allahım! Bana salih, sevimli, doğurgan, şükredici, kanaatkar, gayretli bir eş nasip et. Öyle ki kendisine iyilik ettiğimde şükranda bulunsun. Kötülük ettiğimde bağışlasın. Allah-u Teala'yı zikrettiğimde bana yarımcı olsun. Unuttuğumda bana hatırlatsın, yanından ayrıldığımda korunsun, yanına geldiğimde sevinsin, kendisine emrettiğimde bana itaat etsin, and içirdiğimde andıma bağlı kalsın, ona gazaplandığımda beni hoşnut kılsın, ey celal ve ikram sahibi! Bu isteklerimi bana bağışla, ben senden diliyorum, şüphesiz sadece bana takdir ettiğini bulacağım.” Müminlerin Emiri Ali (a.s) daha sonra : “Her kim evliliğin eşiğinde böyle yaparsa şüphesiz Allah ona istediğini bağışta bulunur.”
4- Evliliğin Adabı ve Vakitleri

İmam Sadık (a.s) : “Gelinleri geceleyin eşinin evine götürünüz.”
İmam Rıza (a.s): “Evliliğin sünnetinden biride gece olmasıdır. Şüphesiz Allah geceyi bir sükunet karar kılmıştır. Kadınlar da şüphesiz sükunet ve huzur sebepleridir.”
Allah Resulü (s.a.a); Abdulmuttalib ile Muhacir ve Ensar’ın kadınlarına Hz. Zehra’nın (a.s) düğün gecesi onun ardından gitmelerini, sevinç içinde şiir okumalarını, Allah-u Ekber ve'l hamdu lillah" demelerini söyledi ve de Allah’ın razı olmadığı sözlerden sakınmalarını buyurdu.”
5- Velime

Allah Resulü : “Velime, sadece beş şeydedir: Düğün, çocuğun doğumu, sünnet, ev almak ve Mekke’den (hac ve umreden) döndükten sonra.”
Allah Resulü (insanları düğüne davet hususunda) : “Düğüne davet edilince acele etmeyiniz; Şüphesiz insana dünyayı hatırlatır. Cenazelere davet edildiğimizde ise süratle koşunuz. Şüphesiz bu da insana ahireti hatırlatır.”
Peygamber (-s.a.a- Hz. Zehra’nın düğün gecesi) : “Ey Ali! Eşine saygı olarak güzel bir yemek hazırla. Et ve ekmeği bizden, hurma ve yağı ise sizden.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Ben hurma ve yağı aldım” peygamber (s.a.a) de kollarını sıvayarak hurmayı yağda ezdi, karıştırdı ve “his” haline getirdi, bir koç gönderdi ve onu kestik. Çok sayıda ekmek pişirdi ve şöyle buyurdu: “Ey Ali! İstediğin kişileri çağır. Ben camiye giderek herkesin Fatıma’nın düğün yemeğine davetli olduğunu haber verdim.”

6- Zifaf Adabı

Allah Resulü (s.a.a) : “Üç şey zulümdendir: “Biriyle arkadaş olduğu halde ismini ve künyesini sormamak; yemeğe davet edildiğinde icabet etmemek veya icabet ettiği halde yememek ve insanın eşiyle oynaşmadan hemen cinsel ilişkiye geçmesi.”
Altıncı İmam : “Üç şey Peygamberlerin sünnetlerindendir: Güzel koku, saçları kısaltmak ve kadının cinsel ihtiyacını gidermek.”
İslam peygamberi (s.a.a): “Bugün oruçlu musun? ” O şahıs, “Hayır” deyince de, “Bir hastayı ziyarette bulundun mu? ” O şahıs, “Hayır, bir cenaze merasimine katıldım.” Peygamber (s.a.a): “Bir fakiri doyurdun mu? ” O şahıs, “Hayır” diye cevap verince Peygamber şöyle buyurdu: “O halde ehline dön ve eşinle ilişkide bulun. Zira bu senin için onlar hakkında bir sadakadır.” Bir çocuğun olduğu yerde cinsel ilişkiye girmekten de sakınmak gerekir. Zira ruhsal ve ahlaki açıdan çocuk için bu çok zararlıdır. Altıncı İmam’ın buyurduğuna göre; gelecekte çocuk için zina etme ortamının vücuda gelmesine sebep olacaktır.
Bir çocuğun olduğu yerde cinsel ilişkiye girmekten de sakınmak gerekir. Zira ruhsal ve ahlaki açıdan çocuk için bu çok zararlıdır. Altıncı İmam’ın buyurduğuna göre; gelecekte çocuk için zina etme ortamının vücuda gelmesine sebep olacaktır.

Tıka basa yedikten sonra cinsel ilişkide bulunmaktan sakınmak gerekir. Zira bunun da bedensel zararları vardır.

Süt emen çocuğun beşikte olduğu ve gördüğü bir zamanda da cinsel ilişkide bulunmaktan sakınmak gerekir.

5.Kadın ve Erkek

Bu konuda daha fazla bilgi edinmek içim kitabın 4,5,6. bölümleri ile Mizan’ul Hikmet’te, “Kadın” bölümüne müracaat ediniz.

1- Kadını Tarihte Konumu

“Aralarından birine bir kızı olduğu müjdelendiği zaman içi gamla dolarak yüzü simsiyah kesilir. Kendisine verilen kötü müjde yüzünden, halktan gizlenmeye çalışır; onu utana utana tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Ne kötü hükmediyorlar! ”

2- Kadının İslam’da Konumu

-Allah Erkek ve Kadını Yüce Kılmıştır-

“Şüphesiz biz insanı en güzel bir surette yarattık.”

Hakeza: “Bu her şeyi sağlam tutan Allah’ın işidir. Doğrusu O, yaptıklarınızdan haberdardır.”

Hakeza: “Yarattığı her şeyi güzel yaratan…”

“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve ikisinden pek çok erkek ve kadın meydana getiren Rabbinizden sakının.”

“İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, O’nun varlığının belgelerindendir.”

-Kadının da Erkek Gibi Malikiyet Hakkı Vardır

“İnsan için sadece çalıştığı vardır.”

“Kadınlara verdiklerinizden bir şey almanız size helal değildir

İmam Sadık (a.s): “Hırsızlar üç çeşittir: “Zekat vermekten kaçınan kadının mehriyesini helal sayan ve insanlardan ödeme niyetiyle olmadığı halde borç alan kimse.”
“İçinizden ölüp, eşler bırakacak olanlar, evlerinden çıkarılmaksızın, bir yıla kadar eşlerinin geçimini sağlayacak şeyi vasiyet etsinler.”

“Boşanan kadınları, takva sahiplerine bir borç olmak üzere, uygun bir surette faydalandırma vardır

-Kadının da Erkek Gibi Miras hakkı Vardır

Birinize ölüm geldiği zaman, eğer hayır (mal) bırakıyorsa, ana babaya, yakınlara, uygun bir tarzda vasiyet etmesi muttakilere bir hak olarak size yazıldı/takdir edildi.”

Hakeza: “Ana babanın ve yakınların bıraktıklarından, erkeklere hisse vardır. Ana babanın ve yakınların bıraktıklarından kadınlara da hisse vardır. Bunlar, az veya çok, belirli bir hissedir.”

3-Kadın ve Erkeğin İbadetlerinin Kabulü Eşit Konumdadır

“Kadın, erkek, iman etmiş olarak kim iyi iş işlerse, ona hoş bir hayat yaşatacağız. Ecirlerini yaptıklarından daha güzeli ile ödeyeceğiz.”

-Kadınlar Hayır ve Bereket Nedenidir

Altıncı İmam : “Hayrın çoğu kadınlardadır.”
Allah Resulü : “Bana dünyadan kadın, güzel koku ve gözümün nuru olan namaz sevdirildi.”
4-Ayet ve Rivayetlerde kadınlar hakkında Şu Tabirler Kullanılmıştır:

Ümm: Her şeyin kökü kaynağı ve merkezi –anne-

Ekin: Türün beka sebebi,

Elbise: Hayatın örtüsü

Teskin: Huzur sebebi

Reyhan: Gül dalı ve zarif

Nimet: Hakkın inayeti

5-Kadın ve Erkeğin İslam’da bağımsız Oluşları

Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) : “Ey insanlar! şüphesiz insanoğlu köle ve cariye olarak doğmamıştır. Şüphesiz insanların tümü hürdür.”
Hz. Ali (a.s) : “Başkasına kul olma şüphesiz Allah seni hür kılmıştır.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Kim şehvetleri terk ederse, hür olur.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Dünya geçit yurdudur ve içindeki insanlar da iki kısımdır: Biri nefsini satar ve onu böylece helak eder; diğeri ise nefsini bütün bunlar karşısında satın alır ve böylece de onu (dünya ve ahirette her türlü kötülükten özgür kılmış olur.”
İmam Sadık (a.s) : “Kimde bu beş sıfattan biri olmazsa, onda faydalanılacak fazla bir şey olmaz. Birincisi vefa; ikincisi, tedbir; üçüncüsü, haya; dördüncüsü, güzel ahlak ve beşincisi de bütün bu hasletler içinde barındıran hürriyettir.”
Hz. Ali (a.s) : “Hırs ve tamah, seni köle etmesin oysa Allah seni hür yaratmıştır.”
Hz. Ali (a.s) : “Hür insanın başarısından biri de, helal yoldan mal kazanmaktır.”
 

 

6-Vahy Mantığında Kadın

“Doğrusu erkek ve kadın Müslümanlar, erkek ve kadın müminler, boyun eğen erkekler ve kadınlar; doğru sözlü erkekler ve kadınlar, sabırlı erkekler ve kadınlar, gönülden bağlanan erkekler ve kadınlar, sadaka veren erkekler ve kadınlar, oruç tutan erkekler ve kadınlar, iffetlerini koruyan erkekler ve kadınlar, Allah’ı çok anan erkekler ve kadınlar, işte Allah bunların hepsine mağfiret ve büyük ecir hazırlamıştır.”

Sekizinci İmam (babalarından, onlar da Allah Resulü’nden): “Allah nezdinde müminin örneği mukarreb meleğin örneğidir. Şüphesiz aziz ve celil olan Allah nezdinde mümin, melekten daha yücedir. Allah nezdinde tevbe eden kadın ve erkek müminden daha sevimli bir şey yoktur.”
7-Mutluluk ve Mutsuzluğun Ölçüsü Akıl ve Şehvettir

(Abdullah b. Sinan şöyle diyor: İmam Sadık’a (a.s) şöyle sordum: “Melekler mi üstündür yoksa insanoğlu mu?” İmam Sadık (a.s) bu konuda) Müminlerin Emiri’nin (a.s): “Şüphesiz aziz ve celil olan Allah, meleklerde şehvetsiz bir aklı takdir etmiştir. Hayvanlarda ise akılsız bir şehveti takdir etmiştir. İnsanoğlunda ise her ikisini takdir etmiştir. O halde her kimin aklı şehvetine galip gelirse o meleklerden daha üstündür. Ve her kimin de şehveti aklına galip gelirse şüphesiz o hayvanlardan daha kötüdür.”
6.Kadının Hicap ve İffeti

Daha fazla bilgi edinmek için bu kitabın 13. bölümü ile Mizan’ul Hikmet, “el-Hicab ve el-İffet” konularına müracaat ediniz.

 

 

1-Hicab Sınırlandırma değil, korunmadır

“Başörtülerini yakalarının üzerine (kadar) örtsünler ve ziynetlerini göstermesinler.”

“Mümin erkeklere söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini korusunlar. Bu, onların arınmasını daha iyi sağlar. Allah yaptıklarından şüphesiz haberdardır.”

 “Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve iman edenlerin kadınlarına, dışarı çıkarken üstlerine örtü almalarını söyle; bu, onların tanınmasını (hür ve namuslu bilinmelerini) ve bundan dolayı incitilmemelerini daha iyi sağlar. Allah bağışlayıcı ve merhamet edicidir.”

2-Hicapsızlık ve Lakaytlığın Kınanması

Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s): “Zamanların en kötüsü olan ahir zamanda ve kıyametin yaklaştığı bir vakitte şu özelliklere sahip kadınlar meydana çıkacaklardır: Hicapsız, gerekli örtülerden soyunmuş, sokak ve pazarda süs ve ziynetlerini gösteren, dinden çıkan, fitnelere giren, şehvetlere meyleden, lezzetlere koşan, haramları helal sayan kadınlar. Bu kadınlar cehennemde ebedi kalacaklardır.”
İmam Sadık (a.s) : “Şüphesiz Allah gayurdur ve her gayretli kimseyi sever. Gayretinden biri de zahiri ve batınıyla çirkinlikleri haram kılmasıdır.”
3-Kötülükten Sakınmaya Teşvik

“Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.”

4-Namahreme Bakmak

“Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar.”

İmam Sadık (a.s) : “İsa (a.s) ashabına : “Şehvetli bakışlardan sakınınız; şüphesiz böyle bir bakış, kalbe şehvet eker ve sahibine fitne olarak yeter. Görmesini kalbinde karar kılan ve görmesini gözünde karar kılmayan kimseye ne mutlu.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Bedende gözden daha az şükreden bir organ yoktur. Onu isteklerinden mahrum kılınız ki sizleri aziz ve celil olan Allah’ı zikretmekten alıkoymasın.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Her organın zinadan bir nasibi vardır, gözün zinası da bakmaktır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Kim gözünü haramla doldurursa Allah da kıyamet günü, tevbe edip geri dönmedikçe gözlerini ateşle doldurur.”
Allah Resulü (-s.a.a- Allah’tan): “Haram bakış İblisin oklarından zehirli bir oktur; kim benden korktuğu için onu terk ederse, o bakışı, kalbinde tadını hissedecek bir imana dönüştürürüm.”
5-Kadının Mahrem Olduğu Kimseler

“Süslerini, kendiliğinden görünen kısmı müstesna, açmasınlar. Baş örtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Süslerini kocaları veya babaları ve kayınpederleri veya oğulları veya kocalarının oğulları veya kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya Müslüman kadınları veya cariyeleri veya erkekliği kalmamış hizmetçiler, ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey iman edenler! Hep birden Allah’a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.”

 

7.Eşler

Daha fazla bilgi için bu kitabın 19 ve 27. bölümleri ile Vesail’uş Şia kitabının 20, 21 ve 22. bölümlerine ve hakeza Mizan’ul Hikmet, ez-Zevc konusuna müracaat ediniz.

1-Eşit haklar

“Kadınların, üzerlerinde bir takım haklar olduğu gibi, sahip oldukları bir takım seçkin hakları da vardır.”

2-Erkeğe Hizmet
Resulullah (s.a.a): “Kocasına yedi gün hizmet eden kadına, Allah cehennemin yedi kapısını yüzüne kapatır ve cennetin sekiz kapısını yüzüne açar, böylece istediği yerden cennete girer.” Daha sonra şöyle buyurdu: “Kocasına bir yudum su içiren kadının bu ameli kendisi için gündüzleri oruç tuttuğu ve geceleri ibadetle geçirdiği bir yıldan daha hayırlıdır.”
İmam Sadık (a.s): “Ümmü Seleme, kadınların eşlerine hizmet etmesinin faziletini sorunca, Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Kadın, kocasının evinde düzenlemek maksadıyla bir şeyi bir yere nakledince Allah ona bakar ve her kime Allah bakarsa ona azap etmez.”
İmam Kazım (a.s): “Kadının cihadı kocasına güzel eşlik etmesidir.”
3-Kadına Hizmet
Resulullah (s.a.a): “Karısına bir su içiren erkek mükafata erişir.”
Resulullah (s.a.a): “Erkeğin ailesinin yanında oturması Allah-u Teala’ya, bu benim mescidimde itikafa girmesinden daha sevimlidir.”
Resulullah (s.a.a): “Eşinin ağzına doğru lokmayı kaldıran erkek sevap elde eder.”
4-Kocasına Eziyet Etmek
Resulullah (s.a.a): “Her kimin kendisine eziyet eden bir karısı olursa, bütün ömrü boyunca oruç tutsa bile, kocasına yardım edip onu hoşnut etmedikçe Allah o kadının namazını ve güzel amelini kabul etmez...Erkek de karısına eziyet eder ve ona zulmederse aynı bu günah ve azabı görür.”
Resulullah (s.a.a): “Kendisi dayak yemeye daha müstahak olduğu halde karısını döven kimseye şaşarım.”
İmam Sadık (a.s): “Kocasına eziyet eden kadın mel’undur, mel’undur! Kocasına saygı gösteren, ona eziyet etmeyen ve her zaman emrine itaat eden ise, mutludur, mutludur!”
5-Kadının Kötü Ahlakına Sabretmek
Resulullah (s.a.a): “Allah için ve mükafat ümidiyle karısının kötü ahlakına sabreden erkeğe Allah-u Teala sabrettiği her gece ve gündüz için Eyyub’a (a.s) gördüğü bela karşılığında verdiği mükafatı bağışlar. O kadının günahı da her gece ve gündüz çakıllıktaki çakıl taşları sayısınca olur.”
Resulullah (s.a.a): “Kocasının kötü ahlakı karşısında sabreden kadına Allah Asiye binti Muzahim’in sevabını bağışlar.”
6-Saliha Kadın
Resulullah (s.a.a): “Mümin aziz ve celil olan Allah’tan sakınmaktan başka saliha kadından daha iyi bir şeyden hayır görmemiştir.”
Resulullah (s.a.a): “Dünyanın en hayırlı metası saliha kadındır.”
Resulullah (s.a.a): “Saliha kadın erkeğin saadetindendir.”
7-Kötü Eş
Resulullah (s.a.a): “En kötü şey, kötü kadındır.”
İmam Sadık (a.s): “Müminin en galip düşmanı kötü kadındır.”
İmam Sadık (a.s): “Allah Resulü’nün (s.a.a) dualarından biri de şuydu: “Allahım! Yaşlılık çağım gelmeden beni yaşlatan kadından sana sığınırım.”
8-Allah’a Günah Hususunda Kadına İtaat
İmam Ali (a.s): “Kötü kadından korkunuz, iyilerinden ise sakınınız. Eğer sizleri iyi bir şeye davet ederlerse kulak asmayın ki kötü işlerde de itaat etmenize tamah etmesinler.”
İmam Ali (a.s): “Bir kadının yönettiği erkek mel’undur!”
9-Eşlerin hakları

“Kadınlara iyilikle davranın.”

“Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır.”

“Eşleri hakkında onların üzerine neyi farz kılmış olduğumuzu biliriz.”

(İshak b. Ammar şöyle diyor: İmam Sadık’a (a.s) şöyle sordum: “Kadının yaptığı takdirde iyilerden sayılacak olan erkeğin üzerindeki hakları nelerdir?”) İmam (a.s): “Onu doyurması, onu giydirmesi ve cahillik ettiği takdirde bağışlamasıdır.” İmam (a.s) daha sonra şöyle buyurdu: “Babamın eziyet eden bir eşi vardı ama babam onu bağışlıyordu.”
Altıncı İmam (a.s): “Allah Resulü (s.a.a) : “Cebrail bana kadını tavsiyede bulundu öyle ki ben apaçık bir fuhuş yaptığını görmedikçe kadını boşamanın caiz olmadığını zannettim.”
Altıncı İmam (a.s) : “Kendisiyle eşi arasındaki işleri en güzel şekilde yapan kula Allah rahmet etsin; şüphesiz aziz ve celil olan Allah-u Teala erkeği kadına malik kılmış ve onu kadın üzerinde yönetici tayin etmiştir.
Allah Resulü (s.a.a) : “Ailesinin haklarını zayi eden kimse, mel’undur, mel’undur.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Sizin hayırlınız ailesi için hayırlı olandır ve ben de ehlim için en hayırlı olanınızım.”
10-Kadının Erkek üzerindeki hakları

- Hayat İçin Gerekli Şeyleri Temin Etmek

Allah Resulü (s.a.a) : “Kadınların belli bir şekilde rızkı ve giysileri sizin üzerinizedir.”
İmam Seccad (a.s) : “Pazara gidip de yanımda bulunan bir dirhemle ailem için canları çektiği bir et alırsam, bu benim için köle azat etmekten daha sevimlidir.”
Altıncı İmam (a.s) : “Erkeğin saadetinden biri de ailesinin işlerine bakmasıdır.”
- Mübaşeret

(Altıncı İmam’a (a.s) şöyle sordular: “Bir şahsın genç bir karısı vardır. Erkek gördüğü musibetler sebebiyle birkaç aydır ve hatta bir yıldır onunla ilişkiye girmemiştir. Elbette niyeti kadına eziyet etmek değildir, özrü musibet görmesidir. Acaba bu adam günahkar mıdır? ”) İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Evet dört aydan sonra günahkardır.”
Ebuzer Allah Resulüne (s.a.a) şöyle sordu: “İnsanın eşiyle ilişkiye girmesinin lezzeti olduğu halde sevabı da var mıdır?” Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Evet! Meşru olmayan yoldan lezzet alması haram değil midir?” Ebuzer, “evet” diye arz edince Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: “O halde helalinin de sevabı vardır.”
İlahi öğretilerde de yer aldığına göre erkeğin, her dört gecede bir ilişkiye girmek için eşinin yanında olması müstehaptır.

- Geçimde Refah ve Genişlik

“Resulullah (s.a.a) erkeği kendisi doyup da ailesini aç bırakmasından sakındırmıştır.”
Altıncı İmam (a.s) : “Erkek evinde ve ailesinde her ne kadar istemese de üç şeyle mükelleftir: “Güzel bir muaşeret, israfa kaçmaksızın geçiminde genişlik ve namusu hususunda gayretli olması.”
Dördüncü İmam (a.s) : “Şüphesiz Allah nezdinde en hoşnut olanınız ailesine en çok genişlik sağlayanınızdır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Müslüman ailesine nafaka verince bu kendisi için bir sadaka sayılır.”
- Kadına Saygı

Allah Resulü (s.a.a) : “Her kim bir eş edinirse ona saygı ve ikramda bulunsun.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Sizden biri eşine vurur, sonra da boynuna mı sarılır? ”
Allah Resulü (s.a.a): “Şüphesiz kadın bir oynaşma vesilesidir; onu edinen kimse zayi etmemelidir.”
Allah Resulü (s.a.a): “Kendisi dayak yemeye daha evla olduğu halde, eşine vuran kimseye şaşarım. Eşinizi sopayla dövmeyiniz şüphesiz bu kısası gerektirir.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Şüphesiz kadınlar size bir emanettir, onlara zarar vermeyin ve onlara zorluk çıkarmayın.”
Havle Allah Resulüne şöyle sordu: “Kadının erkek üzerindeki hakkı nedir? ” Peygamber (s.a.a) cevabında şöyle buyurdu: “Kardeşim Cebrail bana, kadın hakkında öyle tavsiyede bulundu ki ben erkeğin ona, “of” deme hakkının bile olmadığını sandım. Cebrail şöyle dedi: “Ey Muhammed! Kadınlar hakkında Allah’tan korkunuz, bunlar hayatın sıkıntılarına ve zorluklarına katlanmaktadırlar.”
- Süslenmek ve Temiz Olmak

İmam Rıza (a.s- değerli babalarından): “Şüphesiz İsrail oğullarının kadınları iffetten kötülüğe sürüklendiler. Onların kötülüğe sürüklenmesinin sebebi ise eşlerinin süslenmemesi ve kendilerine çeki düzen vermemeleri idi.” İmam (a.s) daha sonra da : “Şüphesiz kadın da erkeğin kendisinden beklediği beklentiler içindedir.”
- Güzel Dilli Olmak ve İdare Etmek

Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Onlarla her halükarda iyi geçininiz ve onlara iyilikte bulununuz.”
- İradesini Kaybetmemek

Ali (a.s) iradesini kaybeden, zayıf ve zelil hale düşen erkekler hakkında : “Kadının, kendisini yönlendirdiği her erkek mel’undur.”
Ali (a.s)  : “Kim hanımına itaat ederse, Allah onu yüzüstü ateşe atar.” Kendisine, “Bu itaat nedir? ” soruluca da şöyle buyurdu: “Erkekten ince elbise giymesini istemesi ve onun da kabul etmesidir.” Bir erkek eşini şikayette bulununca insanların huzurunda bu tür kadınlar hakkında şöyle bir hutbe irat etti: “Ey insanlar! Hiç bir şekilde kadınlara itaat etmeyiniz. Onun eline hiçbir mal vermeyiniz. Hayatınızın işlerini ona bırakmayınız. Eğer bu kadınlar kendi istekleriyle hareket ederlerse herkesi helak ederler ve eşinin emrine itaat etmezler. Bizim de gördüğümüz gibi bu kadınlar ihtiyaç anında takvaya riayet etmezler. Şehvet karşısında hemen teslim olurlar. Yaşlılık zamanına kadar altın ve süsü düşünürler. Zayıflık zamanında da bencil, mağrur ve kendini beğenmiş olurlar. Eğer onların istekleri yerine gelmezse bütün lütuf ve muhabbetleri görmezlikten gelirler. Eğer bir kötülüğü hatırlarında tutacak olurlarsa hemen korkusuzca iftirada bulunurlar, isyandan ve tuğyandan el çekmezler, sürekli şeytanın yolunun üzerine otururlar.”
11-Erkeğin Kadın üzerindeki hakları

- İtaat

İmam Bakır (a.s) : “Bir kadın Peygamber’e gelerek şöyle dedi: “Ey Allah’ın Resulü! Erkeğin kadın üzerindeki hakkı nedir? ” Peygamber ona şöyle buyurdu: “Kocasına itaat etmesi ve isyanda bulunmamasıdır.”
Peygamber (s.a.a): “Eğer kadın beş vakit namaz kılar, Ramazan boyunca oruç tutar, rabbinin evini hacceder, eşine itaatte bulunur ve Ali’nin (a.s) hakkını tanıyacak olursa, istediği kapıdan cennete girer.”
Peygamber (s.a.a) : “Her salihe kadın, rabbine itaat eder, farzlarını yerine getirir ve eşine itaat ederse, cennete girer.”
Peygamber (s.a.a): “Bir kadın namazını kılar, evinde oturur, eşine itaat ederse, mutlaka Allah, önceki ve sonraki tüm günahlarını affeder.”
Peygamber (s.a.a): “Bana nübüvvet makamını veren Allah’a andolsun ki erkeğin kadın üzerinde hakkı vardır. Erkek onu istediğinde icabet etmelidir. Emrettiğinde isyan etmemelidir ve asla onunla çatışmamalı ve muhalefet göstermemelidir.”
Peygamber (s.a.a): “Kadın eşinin haklarını ödemedikçe, aziz ve celil olan Allah’ın haklarını ödeyemez.”
- İmkan Sağlaması

Allah Resulü (s.a.a) : “Kadının güzel kokular kullanması, güzel elbiseler giymesi, en güzel takılar takması, sabah akşam kendisini eşine sunması gerekir ve erkeğin hakları bundan daha çoktur.”
Peygamber (s.a.a) : “Eşlerinizden esirgemek için namazlarınızı uzatmayınız.”
- Evden Dışarı Çıkmak

İmam Sadık (a. s) : “Ensardan bir şahıs yolculuğa çıkınca eşine geri dönünceye kadar evden dışarı çıkmamsını önemle vurguladı. O kadının babası eşinin yolculuk sırasında hastalandı. Kadın birisini Allah Resulü'nün yanına gönderdi ve babasını ziyaret için izin vermesini istedi. Peygamber şöyle buyurdu: “Eşine itaat et ve evinde otur.” Hastanın durumu kötüleşti ve kadın yine İslam peygamberine mesaj gönderdi ama İslam peygamberi aynı cevabı verdi. Böylece babası dünyanda göçtü, kadın peygambere yeniden mesaj göndererek babasının cenaze merasimine katılmasını istedi. Peygamber (s.a.a) aynı cevabı verdi. Babasını toprağa gömdüler kadın evinde kaldı. Peygamber ona şöyle mesaj gönderdi: “Ey kadın! Allah kocana böylesine itaat ettiğin için babanı ve seni bağışladı.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Kadınları yabancıları görmekten sakındırın. Zira onların örtülü kalması iffetlerini daha çok korur, kadınların dışarı çıkması ve genel yerlerde hazır bulunmasının, güvenilir olmayan kimseleri eve götürmekten fesadı daha fazla değildir. Eğer eşinin senden başkasını tanımamasını sağlamaya gücün yetiyorsa bu işi yap.”
- Erkeğe Eziyet Etmekten, Kötü Ahlaklı ve Kötü Dilli Olmaktan Sakınmak

İslam Peygamberi (s.a.a) : “Ey kadınlar! Kendi süs ve ziynetinizden bile olsa ve hatta bir hurma tanesi kadar bile olsa sadaka veriniz. Zira sizlerin çoğu cehennemin odunlarısınız. Lanet edersiniz, eşlerinizin hizmetlerini takdir etmezsiniz.”
(Bir kadın şöyle arz etti: Biz de annelik ediyoruz, çocuklarımızı aylarca karnımızda taşıyoruz, ona süt veriyoruz, evleri idare eden bu kızlar ve kardeşlere merhametli davranan bu bacılar bizim türümüzden değiller midir?”) Peygamber (s.a.a): “Elbette, sizler kardeşsiniz, çocuk doğurmaktasınız, süt vermektesiniz, merhamet ve duygu sahibisiniz. Eğer eşinizle uyumsuzluk içinde olmasaydınız ve de ona eziyet etmeseydiniz namaz kılan hiçbir kadın kıymet ateşinde yanmazdı.”
Altıncı İmam (a.s) : “Üç kişinin namazı kabul edilmez: Sahibinin yanına geri dönünceye kadar kaçan hizmetçinin, sabaha kadar eşinin kendisinden razı olmadığı kadının ve insanlar istemediği halde onlara önderlik eden önderin.”
(Ali b. Cafer (a.s) kardeşi İmam Kazım’a (a.s) şöyle sordu: “Eşini öfkelendiren kadının namazı olur mu? Bu kadının Allah nezdindeki hali nasıldır? ”) İmam Kazım (a.s): “Kocası razı olmadıkça isyan içindedir.”
Allah Resulü (s.a.a) “Beni doğruluk ve dürüstlük üzere risalet makamına seçen Allah’a yemin olsun ki, erkek eşine öfkelenince Allah da o kadına öfkelenir.”
Altıncı İmam (a.s) : “Eşini üzen ve ona eziyet eden bir kadın melundur, melundur. Eşini yücelten, ona eziyet etmeyen ve bütün hallerinde eşine itaat eden kadın ise saadet ehlidir, saadet ehlidir.”
- Evde Hizmet

Allah Resulü (s.a.a) : “Eşi için güzel yemek yapan bir kadına, Allah da cennette çeşit çeşit yemekler hazırlar ve şöyle der: “Dünyada çektiğin zahmetlere karşılık ye ve iç.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Güzel görünüm kazanmasını isteyerek evinde bir şeyi başka bir yere intikal ettiren her kadına Allah rahmet gözüyle bakar. Allah kendisine rahmet gözüyle baktığı bir kimseye ise asla azap etmez.”
İmam Bakır (a.s) : “Şüphesiz Hz. Fatıma (a.s) evin içinde çalışmayı, hamur yoğurmayı, ekmek pişirmeyi ve evi süpürmeyi üstlenmişti. Müminlerin Emiri Ali (a.s) ise odun taşıma ve eve yiyecek getirme gibi evin dışındaki işleri üstlenmişti.
- Kocaya İhtiram Etmek ve O’na Karşı Güzel Davranmak

Yedinci İmam (a.s) : “Kadının cihadı eşine güzel eşlik etmesidir.”
İmam Bakır (a.s) : “Kadın için Rabbi nezdinde, eşini razı etmekten daha güçlü ve kurtarıcı bir şefaatçi yoktur.”
Altıncı İmam (a.s) : “Bir grup kimse İslam peygamberinin (s.a.a) huzuruna vardı ve şöyle arz etti: “Büyükleri için secdeye kapanan bir topluluk gördük, siz de bize buna izin veriyor musunuz? ” peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Hayır, eğer böyle bir şeyi emredecek olmuş olsaydım, kadının erkeğe secde etmesini emrederdim.”
Allah Resulü (s.a.a): “Zorluk ve refah durumunda eşiyle uyuşan, ona itaat eden her kadını Allah Eyyub’un eşiyle haşreder, kocasının kötü ve acı sözlerine tahammül eden her kadına ise Allah-u Teala her kelimesi için oruç tutan mücahidin sevabını inayet buyurur.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Erkeğin kadın üzerindeki hakkı evin ışığını yakması, yemek yapması, kapıya geldiğinde onu karşılayıp kendisine “hoş geldin” demesi, kendisi için bir leğen ve havlu hazırlaması eline su dökmesi ve bir özrü olmaksızın kendini ondan esirgememesidir.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Allahım! Ben Peygamberinin kızından razıyım. Allahım! O şu anda panik içindedir, sen onun munisi ol.”
- Kocanızdan Başkası İçin Süslenemeyiniz

Allah Resulü (s.a.a): “Süs ve ziynetini kocandan başkalarına göstermemeli; kocanın gıyabında güzel koku sürme; dikkat çeken başörtüsünü ve kol bileğini başkasına gösterme. Böyle yapacak olursanız dininizi helak etmiş olur ve Allah’ı gazaplandırırsınız.”
Allah Resulü (s.a.a): “Bir erkeğin eşi süslenir ve de evinin kapısından dışarı çıkarsa, o erkek deyyustur. Onu deyyus olarak adlandıran kimse günah işlemiş sayılmaz. Bir kadın süslenerek evinden çıkar ve erkeği de buna razı olursa erkeği için kadının attığı her adıma karşılık ateşte bir ev bina edilir. O halde eşlerinizin kanatlarını kırpınız ve kanatlanmasına izin vermeyiniz. Şüphesiz kanatlarını kırpmakta hoşnutluk ve mutluluk vardır.”
- Kocanızın İzni Olmadan Malında Tasarrufta Bulunmayınız

Altıncı İmam (a.s) : “Kadının kocasının izni olmaksızın köle azat etmesi, sadaka vermesi, bir tedbirde bulunması, bağışta bulunması veya adakta bulunması caiz değildir. Ama farz olan zekat, iyilik ve sıla-i rahimde bulunmak izne bağlı değildir.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Kadın kocasının izni olmaksızın bir bağışta bulunamaz, bunu yapacak olursa kadına günah, erkeğe ise mükafat vardır.”
12-Eşlerin Akrabalarına Karşı Görevleri

“İnfak edeceğiniz mal; ana baba, yakınlar için olmalıdır. .”

“Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, anne babaya, yakınlara, iyilik edin.”

“Yakınlara…sevdiği maldan harcar.”

“Konuştuğunuzda, akraba bile olsa sözünüzde adil olun.”

“Allah şüphesiz adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara bakmayı emreder.”

“İçinizde lütuf ve servet sahibi olanlar, yakınlarına, düşkünlere Allah yolunda göç edenlere (mallarından) vermemek için yemin etmesinler.”

“Kendiniz, ana babanız ve yakınlarınız aleyhlerine de olsa, Allah için şahit olarak adaleti gözetin.”

13-Ailesini Sevindirmek
Resulullah (s.a.a): “Her kim pazara girer, bir hediye alır ve onu ailesine götürürse, bir grup aç insana sadaka götüren kimse gibidir ve hediye vermekte kızlardan başlamak gerekir.”
İmam Seccad (a.s): “Allah ailesini daha fazla nimet ve refah içinde yaşatan kimseden daha çok hoşnuttur.”
8.Anne, Baba ve çocuklar

Daha fazla bilgi edinmek için bu kitabın 23 ila 26. bölümleri ile Mizan’ul Hikmet “el-Valid ve’l Veled” konusuna müracaat ediniz.

1-Annenin Çocuk terbiyesindeki Rolü

Varis ziyaretinin bir bölümünde şehitlerin efendisi Hz. Hüseyin’e (a.s) şu şekilde hitap edilmiştir
“Şehadet ederim ki sen yüce nutfelerde ve temiz rahimlerde bir nur idin.”

Aynı ziyarette Hz. Hüseyin’in mukaddes vücudu (a.s), Hatice’yi Kübra ve Fatımat'üz Zehra’nın (a.s) yanında yer almıştır: “Esselamu aleyke ya ibn-i Fatımat'üz Zehra, Esselamu aleyk ya ibn-i Haticet'el Kübra”
Hz. Hüseyin (a.s), Hür b. Yezid’in başını kucağına alınca, onun heva, heves ve Ümeyye oğullarının hakimiyetinden özgür ve hür oluşunu, annesine isnat ederek : “Sen, annenin seni hür olarak adlandırdığı gibi hürsün.”
Ömer b. Sa’d, Hz. Hüseyin’den (a.s) Yezid’e biat almak hususunda ısrar gösterince, İmam (a.s) kendisinin ve ashabının biat etmeyişini temiz annelere ve annelerin temiz eteklerine isnat ederek : “Pak ve tertemiz annelerin kucakları.”
2-Babanın Çocuk terbiyesindeki Rolü

Allah Resulü (s.a.a): “İnnel Irka dessasun”
3- Çocuğun Anne ve Baba Üzerindeki Hakları

Hz. Ali (a.s) : “Çocuğun babası üzerindeki hakkı, ona güzel isim vermesi, edebini güzelleştirmesi ve Kur’an öğretmesidir.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Çocuğun baba üzerindeki bir hakkı da ona yazmayı, yüzücülüğü, ok atıcılığı öğretmesi ve onu sadece helal ve temiz şeylerle rızıklandırmasıdır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Çocuklarına ancak temiz rızık vermelidir.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Evladın baba üzerindeki hakkı, onu güzel bir isimle isimlendirmesi, buluğa erdiğinde onu evlendirmesi ve ona yazmayı öğretmesidir.”
Bir şahıs Allah Resulüne (s.a.a), “Çocuğumun üzerimdeki hakkı nedir? ” diye sorunca, “İsmini güzel koy, güzel terbiye et ve onu güzel bir yere koy.” diye buyurmuştur.
Allah Resulü (s.a.a) : “Kimin çocuğu evlenme çağına gelir ve yanında onu evlendirecek bir şey bulunur da onu evlendirmezse sonra çocuk için bir günah ortaya çıkarsa bunun günahı babanın üzerine olur.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Çocuğun, babası üzerindeki hakkı, ona güzel isim vermesi, edebini güzelleştirmesi ve Kur’an öğretmesidir.”
Ensardan birisi İmam Sadık’a (a.s) şöyle dedi: “Kimin hakkında iyilik yapayım? ” İmam Sadık (a.s) şöyle buyurdu: “Anne ve babana iyilik yap.” O şahıs, “Anne babam ölmüştür” deyince İmam (a.s), “Çocuğuna iyilik yap” buyurdu.
Allah Resulü (s.a.a) : “Çocuklarınızı üç haslet üzere terbiye ediniz: “Peygamberinize sevgi, peygamberin Ehl-i Beyt’ine sevgi ve Kur’an okumak.”
İmam Sadık (a.s) : “Çocuk yedi yaşına kadar oyun oynasın, diğer yedi yıl Kur’an öğrensin ve diğer yedi yıl da helal ve haramı öğrensin.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Çocuklarınız ilim öğrenmelerini emrediniz.”
Hakeza İmam Ali (a.s) : “Çocuklarınıza namazı öğretiniz ve buluğ çağına eriştiklerinde de namaz meselesini ciddiye almalarını sağlayınız.”
Allah Resulü (s.a.a): “Çocuklar anne babasına eziyet edince, onların haklarını zayi etmiş olduğu gibi babalar ve anneler de çocukların haklarına riayet etmediği takdirde onların haklarını çiğnemiş olurlar. Anne ve babaların haklarına riayet etmek çocuklara farz olduğu gibi, çocukların anne ve babaların haklarına riayet etmesi de farz ve gereklidir.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Her kim çocuğunu öperse, Allah onun için bir iyilik yazar; her kim çocuğunu sevindirirse, Allah kıyamet günü onu sevindirir. Her kim çocuğuna Kur’an öğretirse, anne ve babası kıyamet günü onu çağırır, onlara nurdan iki elbise giydirilir; öyle ki o ikisinin nurundan bütün cennet ehli nurlanır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Her kimin bir çocuğu varsa, onunla çocuklaşsın.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Her kimin bir kız çocuğu olur da onu edeplendirir ve onu güzel terbiye ederse ve ona öğretir ve öğretimini güzel yaparsa ve Allah’ın kendisine verdiği nimetleri de geniş tutarsa, bu onun için ateşe karşı bir engel ve örtü olmuş olur.”
Allah Resulü: “İlahi takvaya riayet ediniz, çocuklarınız arasında adaletle davranınız.”
“Sizin aranızda iyilik, şefkat ve adalet üzere davranılmasını istediğiniz gibi siz de çocuklarınız arasında hediye alma hususunda ayrıcalık gözetmeyin.”

“Allah çocuklar arasında hatta öpme hususunda bile adalete riayet etmenizi istemektedir.”

Allah Resulü bir şahsı iki çocuğundan birini öpüp de diğeriyle ilgilenmediğini gördüğünde ona şöyle buyurdu: “Neden öpme hususunda o ikisinin arasında adalete riayet etmiyorsun? Öpmek istiyorsan her ikisini de öp.”
4-Anne ve Babanın Çocuk Üzerindeki Hakları.

“Rabbin, yalnız kendisine kulluk etmenizi ve ana babaya da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Eğer ikisinden biri veya her ikisi, senin yanında iken ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı “of” bile demeyesin, onları azarlamayasın. İkisine de hep tatlı söz söyleyesin. Onlara acıyarak alçak gönüllülük kanatlarını ger ve: “Rabbim! Küçükken beni yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et! ” de.”

“Bana ve ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş banadır. Ey insanoğlu! Ana baba, seni, körü körüne bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme; dünya işlerinde onlarla güzel geçin; bana yönelen kimsenin yoluna uy; sonunda dönüşünüz banadır. O zaman, yaptıklarınızı size bildiririm.”

Ravi İmam Sadık’a (a.s) şöyle sordu: “Hangi amel daha üstündür?” İmam Sadık (a.s) şöyle buyurdu: “Namazı vaktinde kılmak, anne babaya iyilik yapmak ve aziz ve celil olan Allah yolunda cihat etmek.”
İmam Sadık (a.s) : “Sizden birinin ölü veya diri anne babasına iyilik etmesine engel olan nedir?”
Birisi, “Dünyadan göçmüş olan anne babaya karşı ne yapalım?” diye sorduğunda İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Onların adına namaz kılsın, onların adına sadaka versin, onlar adına hacca gitsin ve onlar adına oruç tutsun.”

Emali kitabında İmam Sadık’tan (a.s) rivayet edildiği üzere Musa (a.s) arşın gölgesinde çok güzel bir yüz görünce şöyle arz etti: “Arşın başına gölge saldığı bu şey nedir? ” Kendisine şöyle hitap edildi: “Bu şahıs, anne ve babasına çok iyilik etmiştir, dolayısıyla da dosyası, laf taşımaktan ve iki kişinin arasını bozmaktan temizlenmiştir.”
Altıncı İmam (a.s) : “Eğer, ölümün sizlere kolay olmasını istiyorsanız, akrabalarınıza baş vurunuz, anne ve babanıza iyilik ediniz. Bu durumda ölüm meleğinden şu söz işitilir: “Ona sıkı davranmayınız.”Yine bu iş, ömrün sonuna kadar fakirliği sizden uzaklaştırır.”
Ali (a.s) : “Anne ve babanın, Allah’a isyan dışında her konudaki sözünü kabul et.”

Yedinci İmam (a.s) : “Bir şahıs, Allah Resulüne şöyle arz etti: “Bana, baba haklarını söyle.” İmam şöyle buyurdu: “Onu ismiyle çağırmaması, ondan önce yürümemeli, ondan önce oturmamalı ve ona sövülmesine sebep olmamalı.”

İmam Sadık (a.s) : “Anne ve baba hakkında çocuklara üç şey farzdır: Her haliyle onlara teşekkür etmeli, Allah’a isyan dışında emir ve yasaklarını kabullenmeli, gizli ve açıkta onların hayrını dilemelidirler.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Anne babasının hakkına riayet etmeyen kimseye şöyle denilir: İstediğin gibi davran, şüphesiz ben seni bağışlamayacağım.”
Allah Resulü (s.a.a) : “İki şeyin cezası hususunda dünyada acele edilir: “Zina ve anne babaya karşı gelmek.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Herkim anne babasını üzerse, şüphesiz onlara asilik yapmıştır.”
Altıncı İmam (a.s) : “Anne ve babaya sert bakmak, onlara isyan sayılır.”
Bir şahıs Allah Resulü’ne şöyle arz etti: “İşlemediğim çirkin bir amel yoktur. Acaba bana tövbe yolu açık mıdır?” Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: “Anne baban hayatta mıdır? ” O şöyle dedi: “Annem vefat etmiştir, ama babam hayattadır.” Peygamber şöyle buyurdu: “Eğer bütün günahlarının bağışlanmasını istiyorsan, git ve babana iyilik et.”O şahıs, camiden çıktığı zaman Peygamber şöyle buyurdu: “Keşke annesi (hayatta) olsaydı.”
Hz. Musa (a.s) üç defa, Allah’tan kendisine tavsiyede bulunmasını isteyince kendisine şöyle hitap edildi: “Sana iki defa anneni, bir defa da babanı tavsiye ediyorum.”
İmam Bakır (a.s) : “Üç şeyde hiç kimse için özgürlük yoktur: İyi ve kötüye emaneti eda etmek, iyi ve kötüye verilen ahde vefa göstermek, iyi ve kötü anne babaya iyilikte bulunmak.”
5- Çocuğun Değeri
Resulullah (s.a.a): “Her ağacın bir meyvesi vardır. Kalbin meyvesi ise çocuktur.”
İmam Seccad (a.s): “İnsanın mutluluklarından biri de kendisine yardımcı olacak bir çocuğunun olmasıdır.”
İmam Bakır (a.s): “Çocuğunun yaratılışının, ahlakının ve davranışlarının kendine benzemesi insanın utluluğundandır.”
6-Çocuk İmtihanı
Resulullah (s.a.a): “Çocuklarımız ciğerlerimizdir, gençlerimiz emirlerimizdir, büyüklerimiz düşmanlarımızdır, eğer yaşarlarsa bize imtihan vesilesi olurlar ve eğer ölürlerse bizi üzerler.”
Resulullah (s.a.a): “Çocuklarımız korkutucu, eritici ve hüzün vericidirler.”
İmam Ali (a.s): “İşlerinin çoğunu eşine ve çocuklarına ayırma. Zira ehlin ve çocukların Allah'ın dostları ise Allah onları zayi etmez. Yok eğer Allah'ın düşmanları iseler o halde neden Allah'ın düşmanlarına üzülüyor ve çalışıyorsun?”
7-Çocuk Sevgisi
Resulullah (s.a.a): “Çocukları seviniz ve onlara karşı merhametli olunuz.”
Resulullah (s.a.a) kendisine, “Ben asla bir çocuğu öpmedim” diyen ve sonra da giden birisi hakkında : “Bu adam benim nezdimde ateş ehlindendir.”
İmam Sadık (a.s): “Aziz ve celil olan Allah kula, çocuğuna karşı beslediği aşırı sevgi dolayısıyla merhamet eder.”
8-Çocukla Çocuklaşmak
Resulullah (s.a.a): “Her kimin çocuğu varsa ona çocukça davranmalıdır.”
Cabir: “Resulullah’ın (s.a.a) huzuruna vardım. Hasan ve Hüseyin’in Peygamber’in sırtına bindiğini ve Peygamber’in de onlar için diz çöküp eğildiğini ve onlara şöyle buyurduğunu gördüm: “Ne de iyi bineğiniz var ve sizler ne de iyi binicilersiniz.”
9-Salih Evlad
“Onlar: “Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve çocuklarımızdan gözümüzün aydınlığı olacak insanlar ihsan et ve bizi, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder yap” derler.”

Resulullah (s.a.a): “Salih çocuk güzel kokulu cennet çiçeklerinden bir çiçektir.”
Resulullah (s.a.a): “Salih çocuk Allah’ın kulları arasında bölüştürdüğü bir güldür.”
Resulullah (s.a.a): “Salih evlada sahip olmak insanın mutluluğundandır.”
İmam Ali (a.s): “Ben Rabbimden ne güzel yüzlü bir çocuk ve ne güzel boylu boslu bir çocuk istedim. Ben Rabbimden Allah’a itaat eden, O’ndan korkan ve kendisine baktığımda Allah’a itaat ettiğini görünce gözümün aydınlanacağı bir çocuk istedim.”
İmam Sadık (a.s): “Allah’ın mümin kulundan mirası kendisi için mağfiret dileyen salih evlattır.”
10-Kız Çocuğundan Hoşlanmamaktan Sakınmak
Resulullah (s.a.a): “Kız çocuklarını kötü görmeyin. Zira onlar değerli kaynaşılan kimselerdir.”
Resulullah (s.a.a): “Kız çocukları şefkatli, yardımcı ve bereketlidirler.”
Resulullah (s.a.a): “Allah Tebarek ve Teala kadınlara erkeklerden daha merhametlidir. Erkek mahremi olan kadınlardan birini sevindirecek olursa Allah da kıyamet günü onu sevindirir.”
İmam Sadık (a.s): “Erkek çocukları nimet, kız çocukları ise iyiliktir. Allah nimetlerin hesabını sorar, iyilikler için ise mükafat verir.”
11-Çocuklar Arasında Adalete Teşvik
Resulullah (s.a.a): “Çocuklarınız arasında (size karşı) iyilikte ve lütufta adalet üzere davranmalarını sevdiğiniz gibi siz de onlara karşı adaletli olunuz.”
Resulullah (s.a.a) iki çocuğundan birini öpüp diğerini öpmeyen bir adamı görünce : “Neden o ikisi arasında eşit davranmadın?”
12-Ana Babaya İhsanda Bulunmaya Teşvik
Resulullah (s.a.a) kendisine ana babanın çocuklar üzerindeki hakkı sorulunca : “O ikisi senin cennet ve cehennemindir.”
Resulullah (s.a.a) kendisine Allah nezdinde en sevimli şeyin ne olduğunu soran İbn-i Mes’ud'a : “Namazı vaktinde kılmaktır.” Ben (İbn-i Mes’ud) şöyle arzettim: “Daha sonra nedir?” Peygamber şöyle buyurdu: “Anne babaya iyilik etmektir.”
Resulullah (s.a.a): “Her kim anne babasına iyilik ederse ne mutlu ona. Allah ömrünü artırmıştır.”
Resulullah (s.a.a): “Allah’ın hoşnutluğu babanın hoşnutluğundadır ve Allah’ın hoşnutsuzluğu ise babanın hoşnutsuzluğundadır.”
İmam Sadık (a.s): “Babalarınıza karşı iyi davranın ki evlatlarınız da size iyi davransın.”
İmam Rıza (a.s): “Şüphesiz aziz ve celil olan Allah, kendisine ve anne ve babaya şükranda bulunulmasını emretmiştir. O halde her kim anne babasına şükranda bulunmamışsa Allah’a şükranda bulunmamış olur.”
İmam Rıza (a.s): “Her ne kadar müşrik de olsa anne babaya (itaat) farzdır ama Allah’a isyan hususunda onlara itaat etmemek gerekir.”
13-Ölümlerinden Sonra Ana Babaya İyilikte Bulunmaya Teşvik
Resulullah (s.a.a) anne babanın ölümünden sonra onlara iyilik etme hakkında sorulunca : “Evet onlar için dua etmek, onlar için mağfiret dilemek, vefatlarından sonra vasiyetlerini yerine getirmek, akrabalarına sıla-ı rahimde bulunmak ve dostlarına saygı göstermekledir.”
İmam Bakır (a.s): “Şüphesiz insan bazen anne babası hayattayken onlara iyilik eder ama öldüklerinde ne onların borcunu öder ve ne onlara mağfiret diler. Bu durumda Allah onu (Anne babaya) karşı isyankar olarak yazar bazen de insan anne babası hayattayken onlara itaat etmez ve iyilikte bulunmaz ve öldükleri taktirde borçlarını öder, onlara mağfiret diler, bu yüzden de aziz ve celil olan Allah onu iyilerden yazar.”
14-Cennet Annelerin Ayakları Altındadır
Resulullah (s.a.a): “Cennet annenin ayakları altındadır.”
Resulullah (s.a.a) kendisine yapmadığım çirkin bir iş kalmamıştır acaba tövbe etmem imkanım var mıdır? diye sorulunca “Acaba anne ve babandan biri hayatta mıdır?” diye sordu. Ben (o şahıs) şöyle arzettim: “Babam hayattadır.” Peygamber şöyle buyurdu: “Git ve ona iyilik et” o şahıs gittikten sonra Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: “Keşke annesi de hayatta olsaydı.”
İmam Sadık (a.s): “Birisi Peygamberin (s.a.a) huzuruna vardı ve şöyle arzetti: “Ey Allah’ın Resulü! Kime iyilik edeyim?” Peygamber: “Annene.” O şahıs şöyle arzetti: “Daha sonra kime iyilik edeyim?” Peygamber şöyle buyurdu: “Annene.” O şahıs şöyle arzetti: “Sonra kime?” Peygamber şöyle arzetti: “Annene.” O şahıs, “Daha sonra kime iyilik edeyim?” diye sorunca Peygamber şöyle buyurdu: “Babana.”
15-Anne Babaya Eziyet
İmam Sadık (a.s): “Anne babaya en küçük saygısızlık onlara “öf” demektir. Aziz ve celil olan Allah ondan daha basit bir şey görmüş olsaydı şüphesiz ondan da sakındırırdı.”
İmam Sadık (a.s) Allah-u Teala’nın “Onlara rahmet kanatlarını ger” ayeti hakkında : “Onlara sadece rahmet ve şefkat gözüyle bak. Onlara sesini yükseltme. Elini onların elinden üstün tutma ve onlardan öne geçme.”
İmam Sadık (a.s) Allah-u Teala’nın “Onlara tatlı sözler söyle” ayeti hakkında : “Eğer seni dövseler “Allah sizleri bağışlasın” de.”
16-Anne Babaya İsyan
Resulullah (s.a.a): “Anne babaya saygısızlık eden evlada şöyle denir: “İstediğin şeyi (ibadeti) yap. Ama şüphesiz seni bağışlamayacağım.”
Resulullah (s.a.a): “Anne babasını üzen kimse onlara isyan etmiştir.”
İmam Sadık (a.s): “Anne babaya saygısızlık etmek büyük günahlardandır. Zira Allah-u Teala itaat etmeyen evladı mutsuz ve isyankar olarak karar kılmıştır.”
İmam Sadık (a.s): “İnsanın onlara gözünü dikip sert bakması da anne babaya isyandan sayılmıştır.”
İmam Sadık (a.s): “Her kim kendisine zulmeden anne ve babasına kinli gözle bakarsa Allah onun hiçbir namazını kabul etmez.”
İmam Hadi (a.s): “Anne babaya isyan fakirliğe sebep olur ve insanı zillete sürükler.”
9.İslam’da Çocuk Bakımı

Konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için Bu kitabın 20 ila 22. bölümleri ile Gurer’ul Hikem ve Mizan’ul Hikmet kitaplarını mütalaa ediniz.

1-Hamilelik, Süt Emzirme ve isimlendirme Dönemi

“Biz insana, ana ve babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Annesi onu, güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak karnında taşımıştır.”

“Biz insana, anne ve babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu, (karnında) zorluğa uğrayarak taşıdı ve güçlükle doğurdu.”

Allah Resulü (s.a.a) : “Evet kadın hamile olunca oruç tutan, geceyi ibadetle geçiren ve Allah yolunda canıyla ve malıyla cihad eden kimse gibidir.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Kadın çocuk doğurunca, onun için azamet ve büyüklüğü derk edilemeyecek kadar bir sevap vardır.”
İmam Sadık (a.s) : “Doğum yaparken ölen kadınlar için kıyamette hiçbir hesap yoktur. Zira çocuğunu dünyaya getirme hüznü içinde ölmüştür.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Kadın doğum yapınca ona hurma veriniz. Zira Allah, Meryem-i Kübra’ya doğum yaptığında hurma yemesini emretmiştir. Eğer varsa Medine hurmasından yoksa kendi şehirlerinizdeki hurmalardan yedi tane hurmayı kadına yediriniz.”
Kudsî hadiste Allah-u Teala : “İzzet, celal, azamet ve yüceliğime andolsun ki, eğer kadın çocuk doğurduğu gün hurma yiyecek olursa, doğurduğu çocuk erkek olduğu takdirde sabırlı, kız olduğu takdirde ise yine sabırlı olacaktır.”
2-Çocuğun İlk Gıdası

Büyük alim olan Kuleyni değerli kitabı Kafi’de şu rivayeti nakletmiştir: “Çocuğunuzun damağına Fırat suyunu ve Hz. Hüseyin’in mezar toprağını sürünüz; bulunmazsa yağmur suyuyla ıslatınız.”
3-Ezan ve Kamet

“Allah Resulü’nün (s.a.a) ve masum imamların metodu doğumun ilk anlarında çocuğun sağ ve sol kulağına ezan ve kamet okumaktır.”
4-Çocuğun Doğum Anında Şu Adaplara Riayet Ediniz

Mekarim’ul Ahlak kitabının sahibinin nakline göre Masum İmam (a.s) : “Çocuğun doğum anında şu yedi haslet sünnettir:
En öncesi adını koymaktır. Başını tıraş etmek, saçları ağırlığınca sadaka vermek, akika, çocuğun başına zaferan sürülmesi, sünnet edilerek temizlenmesi ve komşulara akika yedirilmesi.”

İmam Sadık (a.s) akika vermeyi oldukça önemle vurgulanmış bir müstehap olarak kabul etmekteydi. Öyle ki akika hususunda “farz” (gerekli) kelimesini kullanmıştır:
“Akika farzdır (gereklidir).”

İmam Musa b. Cafer’e (a.s) sünnet hakkında sorulunca: “Çocuk yedi günlükken sünnet ettirilmesi sünnettir.”
5-Anne Sütü

 “Anneler, çocuklarını emzirmeyi tamamlatmak isteyen (baba) için, tam iki sene emzirirler.”

“Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur.”

Allah Resulü (s.a.a) : “Çocuk için anne sütünden daha hayırlı bir süt yoktur.”
İmam Sadık (a.s): “Çocuğa bir memenden süt verme, her iki memenden de süt ver ki birisi yiyecek ve diğeri ise içecek olsun.”
6-İsim Koymak

Yedinci İmam (a.s) : “Erkeğin çocuğuna yaptığı ilk iyilik, onu güzel isimle isimlendirmesidir. O halde sizden biri de çocuğuna güzel isim seçsin.”
Allah Resulü (s.a.a) : “İsimlerinizi güzel seçiniz ki kıyamet günü o isimlerle çağırılacaksınız.”
İmam Sadık (a.s) (babalarından): “Resulullah (s.a.a) erkeklerin ve şehirlerin çirkin isimlerini değiştiriyordu.”
İmam Bakır (a.s) : “İsimlerin en doğrusu, ubudiyet ile adlandırılandır. En üstünü ise peygamberlerin isimleridir.”
Musa b. Cafer (a.s) : “İçinde Muhammed veya Ahmed veya Ali veya Hasan veya Hüseyin veya Cafer veya Talib veya Abdullah veya kadınlardan Fatıma isminin bulunduğu bir eve fakirlik girmez.”
7-İslam’da Çocuk Bakımı

“Kocamışken, bana İsmail ve İshak’ı veren Allah’a hamd olsun. Doğrusu Rabbim duaları işitendir.”

“Katından bana bir oğul bağışla ki, bana ve Yakup oğullarına mirasçı olsun.”

İshak b. Ammar Altıncı İmam’dan (a.s) şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: “Bir şahıs şöyle dedi: “Çocuk sahibi olmaya rağbetim yoktu. Bir gün Arafat’ta durma başarısını elde ettim, yanımda dua eden, göz yaşı döken ve şöyle diyen bir genç çocuk gördüm:
“Ey rabbim! Beni ve annem ve babamı bağışla.” Böylece bunu işittiğim zaman çocuğa rağbetim arttı.”

Allah Resulü (s.a.a): “Beş kimse, mezarlarında olduğu halde, sevapları defterlerine yazılır: “Bir fidan eken kimse, bir kuyu kazan kimse, Allah için bir cami yapan kimse, bir kitap yazan kimse ve geride salih evlat bırakan kimse.”
Altıncı İmam (a.s) : “Yusuf (a.s) öz kardeşini görünce ona şöyle dedi: “Benden sonra nasıl evlendin? ” Kardeşi (Bünyamin) cevabında şöyle dedi: “Babam Yakub bana emretti ve şöyle buyurdu: “Eğer yeryüzünü tesbihle dolduracak bir soyun olmasına gücün yetiyorsa bunu yap.”
İmam Seccad (a.s) : “Müslüman erkeğin saadetinden biri de ticaret yerinin kendi şehrinde olması, dostlarının salih kimseler olması ve kendisine yardım eden bir çocuğunun olmasıdır.”
İmam Sadık (a.s) : “Müslüman çocuklar kıyamet gününde şefaat ederler, şefaatleri de kabul edilmiştir. On iki yaşına erdiklerinde iyilikleri yazılır, buluğ çağına vardıkları zaman da günahları yazılır.”
Yedinci İmam (a.s) : “Geride bırakacağı çocuğunu gördükten sonra ölen kimse mutludur.”
Müminlerin Emiri (a.s) : “Çocuğa isabet eden bir hastalık, anne ve baba için bir kefarettir.”
Resulullah (s.a.a) : “Salih evlat, Allah’ın, kulları arasında bölüştürdüğü güzel kokan bir güldür.”
“Kendisine yardım eden bir çocuğunun olması insanın mutluluğundandır.”

 

8-Çocuğu Sevmek

Altıncı İmam (a.s- Allah Resulü’nden): “Çocukları seviniz ve onlara merhamet gösteriniz.”
İmam Sadık (a.s) : “Şüphesiz Allah, kendi kuluna, çocuğuna karşı duyduğu şiddetli sevgiden dolayı elbette merhamet eder.”
Yedinci İmam (a.s) : “Aziz ve celil olan Allah, kadın ve çocuklar için gazaplandığı kadar hiçbir şeye gazaplanmaz.”
Altıncı İmam (a.s) : “Musa (a.s) Tur dağında Hak Teala’ya şöyle arz etti: “Hangi amel senin nezdinde daha üstündür? ” Allah şöyle buyurdu: “Çocuk sevgisi.”
9-Çocukları Öpmek

Şia’nın büyük alimlerinden olan, Fetal Nişaburi değerli kitabı, Revzet’ul- Vaizin’de. bir Masum’dan şöyle rivayet etmektedir: “Çocuklarınızı çok öpünüz. Şüphesiz her öpüşte sizin için uzunluğu beşyüz yıllık yol olan cennette bir derece vardır.”
Bir şahıs Allah Resulü’nün (s.a.a) huzuruna gelerek şöyle dedi: “Şimdiye kadar çocuğumu öpmedim.” Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Şüphesiz bu şahıs, cehennem ateşinin ehlidir.”
Masumlardan çocuklar hususunda nakledilen ve riayet edilmesi ahlaki açıdan çok büyük önem arz eden tavsiyelerden biri de şudur: “On yaşına vardığında kız ve erkek çocukların yatağını ayırın.”
Allah Resulü (s.a.a): “İki erkek çocuğunun, iki kız çocuğunun ve bir kız ile bir erkek çocuğunun on yaşına geldiklerinde yataklarını ayırın.”
Masumlardan: “On yaşına vardığında kız ve erkek çocukların yatağını ayırın.”
Allah Resulü (s.a.a): “İki erkek çocuğunun, iki kız çocuğunun ve bir kız ile bir erkek çocuğunun on yaşına geldiklerinde yataklarını ayırın.”
İmam Sadık (a.s) : “Çocuğunu yedi yaşına kadar bırak oynasın, yedi yıl da onu gözet. Eğer (dindar olarak) kurtuluşa erecek olursa ne mutlu! Aksi takdirde onda hayır yoktur.”
Allah Resulü : “Çocuklarınıza saygı gösteriniz ve güzel terbiye ediniz ki sizlerin bağışlanmanıza sebep olsunlar.”
10-İslam’da Kız Çocuğunun Değeri

“Göklerin ve yerin egemenliği Allah’ındır. Dilediğini yaratır, dilediğine kız çocuk, dilediğine de erkek çocuk verir. Yahut hem kız hem erkek çocuk verir, dilediğini de kısır kılar. O, bilendir, her şeye kadirdir.”

Resulullah (s.a.a) : “Kız çocukları ne de iyidir. Şefkatli, işe hazırlıklı insanın munisi, bereketli ve temizliğe ilgi duyanlardır.”
İmam Sadık (a.s) : “Resulullah kızların babası idi.”
Altıncı İmam (a.s) : “Her kim üç kız veya üç kız kardeşe bakacak olursa ona cennet farz olur.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Kız çocukları ne de güzeldir. Merhametli, yumuşak huylu, yardımcı, işe hazırlıklı ve insanın dostlarıdır. Bereketli ve temizliğe ilgi duyanlardır.”
Altıncı İmam (a.s) : “Her kim iki kız çocuğu veya iki kız kardeş veya iki hala veya iki teyzeye bakacak olursa şüphesiz ateşten korunmuş olur.”
Bir şahıs Allah Resulü’nün yanında oturan bir şahısa eşinin kız çocuğu doğurduğunu haber verince o şahsın rengi değişti. İslam peygamberi (s.a.a), “Ne olmuş? ” diye sordu. O adam cevaben: “Hayırdır,” dedi. Peygamber (s.a.a) tekrar: “Ne olmuş?” diye sordu. O adam şöyle dedi: “Evimden çıktığım zaman eşim doğum sancıları çekiyordu, bu şahıs ise bana kızımın olduğunu haber verdi.” Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Yer yüzü onu taşıyıcı, gök yüzü başına gölge salıcı, Allah da onun rızkını vericidir. Kız çocuğu güzel koklayacağın bir deste güldür.” Peygamber (s.a.a) daha sonra ashabına dönerek şöyle buyurdu: “Bir kız çocuğu olan kimsenin sorunu vardır. (Onu terbiye etmek, korumak, çeyizini hazırlamak, evliliği için gerekli hazırlıkları görmek ve damat edinmek endişesi içinde olmak. Her kimin iki kızı varsa Allah için onun yardımına koşunuz. Her kimin üç kızı varsa cihattan ve istemediği şeyden muaftır. Her kimin dört kızı varsa ey Allah’ın kulları ona yardım ediniz, ona borç veriniz ve ona merhamet ediniz.”
İmam Sadık (a.s) zamanında bir adamın, kız çocuğu oldu, İmam’ın huzuruna vardığında, o şahsın rahatsız ve öfkeli olduğunu görünce, kendisine şöyle buyurdu: “Farz et ki Allah sana vahiy indirmiş ve : “Senin Allah’ın olan ben mi senin için seçeyim, yoksa ben olduğum halde sen mi seçmek istiyorsun. Bu durumda ne cevap verirsin?” O şöyle arz etti: “Ben şöyle derdim: “Sen benim için seç.” İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Şimdi merhamet sahibi olan Allah senin için kız seçmiştir. Ey adam’! Musa ve Hızır’ın rivayetinde yer aldığı üzere Hızır (a.s) o aile için maslahat görerek Allah’ın emriyle o çocuğu öldürdü ve Musa’ya şöyle dedi: “Rablerinin o çocuktan daha temiz ve onlara daha çok merhamet eden birini vermesini istedik.”
İmam Sadık (a.s) : “Kız çocukları iyiliklerdir, erkek çocukları Hak Teala’nın nimetleridir, iyiliklere sevap verilir, nimetten ise hesab sorulur.”
Mirac gecesi Allah-u Teala Peygamberi’ne (s.a.a) : “Kız çocuğu sahibi olanlara de ki kız sahibi olmak hususunda sabırsızlık göstermeyiniz, şüphesiz ki onları ben yarattım ve onların rızkını da ben vereceğim.”
İmam Sadık (a.s) : “Her kim kızının ölmesini isterse Kıyamette isyancılardan biri sayıldığı halde Allah’ın huzuruna varır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Şüphesiz Allah Tebarek ve Teala kız çocuklarına erkek çocuklarından daha merhametlidir. Kızını sevindiren kimseyi Allah da kıyamet günü sevindirir.”
Allah Resulü (s.a.a) sonunda kız çocuğunun değeri hakkında : “Evlatlarınızın en hayırlısı kız çocuklarıdır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Her kim üç kız veya üç kız kardeşine bakacak olursa cennet ona farz olur.” Bir kimse şöyle arz etti: Eğer iki kişiye bakacak olursa” peygamber (s.a.a) : “Yine de cennet ona farzdır.” Bunun üzerine şöyle arz ettiler: Eğer bir kız çocuğu ve bir de kız kardeşi de bulunursa durum nedir? ” Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Yine de cennet ona farz olur.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Her kim bir pazara gider de bir hediye alırsa ve onu ailesine götürürse muhtaçlar topluluğuna sadaka taşıyan bir kimse gibidir. Erkeklerden önce kızlara vermelidir. Şüphesiz kız çocuğunu sevindiren kimse, İsmail’in soyundan bir köleyi azat etmiş gibidir.”
Allah Resulü (s.a.a): “Çocuklarınızı, ağladıkları ve çocukluklarından dolayı inledikleri sebebiyle dövmeyin, zira çocuğun ağlaması anlamlıdır. Çocukların ilk dört ayda ağlaması tevhide şahadette bulunmalarıdır. İkinci dört ayda ağlaması peygambere ve Ehl-i Beytine salavat göndermektir, üçüncü dört ayda ağlamaları ise anne ve babası için duadır.”
İmam Sadık’ın (a.s) dostlarından biri olan Sekuni şöyle diyor: “Gam, hüzün ve dert içinde Altıncı İmam’ın yanına vardım ve bana şöyle buyurdu: “Ey Sekuni! Neden üzüntülüsün.” Ben şöyle arz ettim: “bir kız çocuğum oldu” İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Yükünü yeryüzü taşımakta, rızkını Allah vermektedir. Yaşayacağı zaman da seninkiyle farklıdır, rızkını kendisi yiyecektir.” Sekuni devamla şöyle demiştir: “Allah’a yemin olsun ki üzüntüm ortadan kalktı, daha sonra İmam bana şöyle sordu: “Ona ne isim koydun?” ben şöyle dedim: “ona Fatıma ismini koydum” İmam (a.s) : “Ah, Ah, ah! ” daha sonra da elini alnına koyarak ah çekti ve şöyle buyurdu: “Adını Fatıma koyduğuna göre sakın ona kötü bir söz söyleme, ona lanet etme ve onu dövme”
Allah Resulü (s.a.a) : “Her kimin kız çocuğu olur da onu terk etmez ve erkek çocuklarını tercih etmezse, Allah onu cennete sokar.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Herkimin bir kız çocuğu olursa, bu kendisi için bin hacdan, bin cihaddan, bin kurbandan ve bin ziyafetten daha hayırlı olur.”
10.Sıla-i Rahim

Daha fazla bilgi için bu kitabın 28. bölümü ile Mizan’ul Hikmet, Sıla-i Rahim konusuna ve Gurer’ul Hikem, Yenabi’ul Hikmet ve Nehc’ul Fesaha kitaplarına müracaat ediniz.

 

 

1-Sıla-i Rahim

 “Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabanın haklarına riayetsizlikten de sakının.”

“Onlar, Allah’ın gözetilmesi emrettiği şeyi gözetirler.”

“Allah’ın birleştirilmesini buyurduğu şeyi ayırırlar (akrabayla ilişkiyi kesenler) ve yeryüzünde fesat çıkarırlar; hüsrana uğrayanlar işte onlardır.”

Allah’ın birleştirilmesini emrettiğini ayıranlar “Akrabalık bağını kesenler ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar, işte lânet onlara ve kötü yurt onlaradır.”

“Yeryüzünde bozgunculuk yapmanız ve akrabalık bağlarını kesmenizle Allah’ın emrine yüz çevirirseniz, yine de mi kurtuluşu bekliyorsunuz?”

“…Yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar.”

Resulullah (s.a.a): “Sevap açısından en hızlı hayır sıla-i rahimdir.”
Resulullah (s.a.a): “Sıla-i rahimi yerine getirmek için (hatta gerekiyorsa) bir yıllık yolu katet.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Bir su içmekle de olsa sıla-i rahimde bulun. Sıla-i Rahim’in en üstün merhalesi, eziyet etmekten sakınmaktır.”
Allah Resulü (s.a.a): “Kendi zamanımdaki ve diğer zamanlardaki toplumlara, babalarının sulbünde ve annelerinin rahminde olanlara ve kıyamet gününe kadar olacak olanlara, bir yıllık yolculuğun sıkıntısıyla da olsa, sıla-i rahimde bulunmalarını tavsiye ediyorum. Şüphesiz sıla-i rahim dindendir.”
İmam Sadık (a.s) : “Şüphesiz sıla-i rahim ve iyilik yapmak, kıyamette insanın hesabını kolaylaştırmakta ve insanı günahtan korumaktadır. O halde sıla-i rahimde bulununuz ve kardeşlerinize güzel bir selam veya selamın cevabını vermekle de olsa iyilikte bulununuz.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Sıla-i rahimde bulunmak, ömrü uzatır ve fakirliği yok eder.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Sıla-i rahimde bulunmak şehirleri bayındır kılar ve her ne kadar ehli iyilerden olmasa da ömürleri uzatır.”
Allah Resulü (s.a.a): “Herkim, can ve malıyla akrabasına doğru gidecek olursa, aziz ve celil olan Allah yüz şehidin sevabını inayet buyurur.”
Allah Resulü (s.a.a): “Sıla-i rahime doğru attığı her adıma karşılık, kendisine kırk bin iyilik yazılır, kırk bin kötülüğü silinir, makamı kırk bin derece yükseltilir, adeta yüz yıl sabır ve ihlas ile Allah’a ibadet etmiş gibi olur.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Şüphesiz cennette, sadece adil imamın veya çok sıla-i rahimde bulunan kimsenin veya kadın ve çocukları hususunda çok sabreden kimsenin ulaşabileceği bir derece vardır.”
Resulullah (s.a.a) : “Her ne kadar seni görmekten öfkelenseler dahi, sıla-i rahimde bulun. Eğer kabul etmezlerse, yeniden git. Bilahare hedefinde galip olursun. Eğer o Hak Teala’nın hükmünden yüz çevirecek olsa da, sen yüz çevirme.”
Bir şahıs Allah Resulüne (s.a.a) şöyle arz etti: “Benim bir takım akrabalarım vardır, onlar hakkında sıla-i rahimde bulunuyorum, ama bana eziyet ediyorlar. Onları terk etmek istiyorum.” Peygamber (s.a.a) ona şöyle buyurdu: “Bu durumda Allah da hepinizi terk eder.”
O şahıs şöyle arz etti: “O halde ne yapmam gerekir? ” Peygamber şöyle buyurdu: “Seni mahrum edene sen bağışta bulun, senden kopana sen ilişkide bulun, sana kötülük edeni sen affet. Bu durumda şüphesiz Allah seni onlardan üstün kılacaktır.”

2-Sıla-i Rahimin Etkileri
Hz. Fatımat’uz-Zehra (a.s): “Allah sıla-i rahimi sayıların çoğalması için farz kılmıştır.”
İmam Hüseyin (a.s): “Her kim ölümünün ertelenmesini ve rızkının çoğalmasını dilerse sıla-i rahimde bulunsun.”
İmam Bakır (a.s): “Sıla-i rahim amelleri temizler, malları çoğaltır, belayı geri çevirir, (kıyamette) hesabı kolaylaştırır ve ölümü erteler.”
İmam Bakır (a.s): “Sıla-i rahim ahlakı güzelleştirir, eli bağışlayıcı kılar, ruhu temizler, rızkı artırır ve eceli erteler.”
İmam Hadi (a.s): “Aziz ve celil olan Allah, Musa b. İmran (a.s) ile konuşunca Musa şöyle arzetti: “Sıla-i rahimde bulunan kimsenin mükafatı nedir?” Allah şöyle buyurdu: “Ey Musa! Onun ölümünü ertelerim ve can vermenin zorluklarını ona kolaylaştırırım.”
3-İlişkisini Kesenle İlişki Kurmak
Resulullah (s.a.a): “Akraban seninle ilişkisini kesmiş olsa bile sen ilişkini kesme.”
İmam Hüseyin (a.s): “En çok sıla-i rahimde bulunan kimse, kendisiyle ilişkisini kesen akrabasına sıla-i rahimde bulunan kimsedir.”
4-Sıla-i Rahimi Kesmekten Sakındırmak
 “Geri dönerseniz yeryüzünde bozgunculuk yapmanız ve akrabalık bağlarını kesmeniz beklenmez mi sizden? İşte, Allah'ın lânetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği bunlardır.”

Resulullah (s.a.a): “Aralarında akrabasından bağını koparan birinin olduğu topluluğa rahmet inmez.”
İmam Ali (a.s): “İnsanlar sıla-i rahimi terkettiği zaman servetler kötülerin eline geçer.”

İmam Sadık (a.s): “Ölümü ve yokluğu hızlandıran günahlardan biri de akrabalardan kopmaktır.”
Ebu Basir şöyle diyor: “İmam Sadık’a (a.s) şöyle arz ettim: “Birisi, size muhalif olan akrabalarıyla ilişkisini kesmek istemektedir. Onun görevi nedir? ” İmam şöyle buyurdu: “Bu iş doğru değildir.”
Cehm b. Hamid şöyle diyor: İmam Sadık’a (a.s) şöyle arz ettim: “Benim bir akrabam vardır, o benim dinimden ayrı bir din üzeredir. Acaba benim üzerimde bir hakkı var mıdır? ” İmam Sadık (a.s) şöyle buyurdu: “Evet, sıla-i rahimi hiçbir şey ortadan kaldıramaz. Eğer senin dinin üzerinde olsaydı, şüphesiz iki hakkı olurdu. Bir sıla-i rahim hakkı, bir de İslam hakkı.”
Resulullah (s.a.a) : “Üç kimse cennete giremez: Sürekli şarap içen kimse, sihire iman eden ve sıla-i rahimde bulunmayan kimse.”
Müminlerin Emiri (a.s) : “Yok olmayı çabuklaştıran ve eceli yakınlaştıran günahlardan Allah’a sığınırım.”
Kendisine şöyle arz edildi: “Ey Müminlerin Emiri! Yok olmayı hızlandıran günahlar var mıdır? ” İmam şöyle buyurdu: “Evet, sıla-i rahimi kesmektir.”

Hakeza Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Günahların en çirkini sıla-i rahimi terk etmek ve anne babaya eziyet etmektir.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Şüphesiz melekler, içinde sıla-i rahimi terk eden kimsenin bulunduğu bir topluluğa inmez.”
5-Sıla-i Rahimin En Küçük Örneği
Resulullah (s.a.a): “Bir selamla da olsa sıla-i rahimde bulununuz.”
İmam Sadık (a.s): “Eğer bir su içmekle de olsa akrabalarınıza sıla-i rahimde bulun. En iyi sıla-i rahim akrabalara eziyet etmemektir.”
11.Aile’de Sağlık

Daha fazla bilgi için bu kitabın 11. bölümü ile Mizan’ul Hikmet, en-Nezafet, et-Teharet, el-İffet konularına ve Gurer’ul Hikem ile Yenabi’ul Hikmet kitaplarına müracaat ediniz

1-İslam ve Temizlik

“Allah şüphesiz daima tövbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.”

Resulullah (s.a.a) : “Temizlik imanın yarısıdır.”
“Kulun hesaba çekildiği ilk şey temizliğidir.”
“En pak olan Peygamberine (s.a.a) uy; şüphesiz onda kendisine uyan kimse için bir örnek vardır.”
Allah Resulü : “Şüphesiz Allah temizdir, temizi sever; Allah naziftir ve nezafeti sever.”
Müminlerin Emiri : “Kendinizi başkalarına eziyet eden kötü kokulardan temizleyin, kendi vücudunuz hakkında sorumlu davranın. Allah Teala insanların kendisiyle oturmaktan nefret ettiği kuluna buğzeder.”
Resulullah (s.a.a) : “Bu bedenlerinizi temizleyiniz ki Allah da sizi temizlesin. Şüphesiz kul temizlik ve paklık içinde sabahlarsa, bir melek ona eşlik eder ve geceden geçen her saatte melek şöyle der: “Allah’ım! Kuluna mağfiret et ki o geceyi temizlikle geçirdi.”
Resulullah (s.a.a) : “Kirli insan ne de kötü kuldur.”
Resulullah (s.a.a)  : “Pis insanlar helak olmuşlardır.”
Cabir b. Abdillah’tan şöyle rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.a) dağınık saçları kötü bir şekilde yüzüne dökülen birini gördüğünde şöyle buyurdu: “O kimse saçlarını düzene koyacak ve süslenecek bir şey bulamadı mı? ” Başka birinin ise kirli ve pis elbiseler giydiğini görünce şöyle buyurdu: “Elbisesinin pisliklerini yıkayacak bir su bulamadı mı? ”
İmam Bakır (a.s) : “Evleri süpürmek fakirliği giderir.”
Altıncı İmam (a.s) : “Kapları yıkamak ve evin önünü süpürmek rızık getirir.”
Müminlerin Emiri (a.s)  : “Evin toz toprağını kapının arkasında toplamayınız; şüphesiz orası şeytanın sığınağıdır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Süprüntünün akşama kadar evde kalmasına müsaade etmeyin. Onu gündüz vakti evden çıkarınız. Şüphesiz o şeytanın oturağıdır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Gücünüz yettiği kadar temizlik yapınız. Şüphesiz Allah-u Teala İslam’ı temizlik üzere bina etmiştir. Cennette de sadece temiz olan girebilir.”
İmam Rıza (a.s): “Peygamberlerin ahlakından biri de temizliktir.”
Allah Resulü (s.a.a) Aişe’ye : “Bu iki elbiseyi yıka; sen elbisenin Hak Teala'yı tesbih ettiğini bilmiyor musun? Elbise kirlenince tesbihi kesilir.”
2- Ağız ve Diş Sağlığı

Allah Resulü (s.a.a) : “Eğer ümmetime zorluk ve meşakkate düşmeseydi, şüphesiz her namazda dişlerini fırçalamalarını emrederdim.”
Altıncı İmam (a.s) : “Misvak kullanmak Peygamberlerin ahlakındandır.”
İmam Bakır (a.s) : “Eğer insanlar misvaktaki faydaları bilecek olsalardı, şüphesiz yatakta da dişlerini fırçalarlardı.”
İmam Sadık’a (a.s) , “Bütün yaratıklar insan mı? ” diye sorulunca İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Misvak kullanmayı terk edenleri bırak.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Şüphesiz Cebrail bana sürekli misvak kullanmamı tavsiye etti. Öyle ki misvak kullanmadığım takdirde dişlerimden mahrum kalmaktan korktum.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Cebrail bana, sürekli misvak kullanmamı tavsiye etti. Öyle ki onu farz kılacağını sandım.”
İmam Sadık (a.s) : “Misvak kullanmakta on iki haslet vardır: Dini bir iştir, ağzı temizlemektedir, gözü aydınlatmaktadır, hakkı hoşnut etmektedir, dişleri beyazlatmaktadır, çürüklüğü gidermektedir, diş etlerini sağlamlaştırmaktadır, insanın iştahını açmaktadır, sindirim organından balgamı sökmektedir, hafıza gücünü çoğaltmaktadır, güzellikleri artırmaktadır, melekleri sevindirmektedir.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Dişlerinizi enine misvaklayınız, uzunluğuna misvak kullanmaktan sakınınız.”
Allah Resulü her gece dişini üç defa misvaklıyordu: Uyumadan önce, uyuduktan sonra (kalkıp) Kur’an okumak istediğinde ve sabah namazı için camiye gitmeden önce. Cebrail’in tavsiyesi üzere Erak çubuğuyla misvak yapıyordu.”
3-Yiyecekler Hususunda Sağlık Sistemi

“Ey iman edenler! Sizi rızıklandırdığımızın temizlerinden yiyin; yalnız Allah’a ibadet ediyorsanız, o’na şükredin.”

Hakeza: “Ey insanlar! Yeryüzündeki temiz ve helal şeylerden yiyin, şeytana ayak uydurmayın; zira o sizin için apaçık bir düşmandır.”

Hakeza: “Yiyin için fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.”

Ali (a.s): “Yemeğe tuzla başlayınız. Eğer insanlar tuzda olan faydaları bilselerdi, onu denenmiş ilaçlara tercih ederlerdi.”
İmam Rıza (a.s): “Gece az yiyiniz zira; az ve hafif yemek, liyakatinize ve zayıflığınıza yardımcı olur.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Her kimin Allah nezdinde tesbihi ve Allah’ı övmesi çok, yiyeceği, içeceği ve uykusu az olursa, ilahi meleklerin iştiyakına mahzar olur.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Elbise, yiyecek ve içecek hususunda beden ve karınlarınıza insaflı davranınız; şüphesiz bu riayet nübüvvetin bir parçasıdır.”
Ali (a.s): “Az yemek, nefsin yüceliği ve sıhhatin devam sebebidir.”
İmam Ali (as. ) : “Münezzeh olan Allah, kulun salahını dilediğinde takdirde ona az konuşmayı, az uyumayı, az yemeyi ilham eder.”
4-Çok Yemenin Zararları

Emir'ul Müminin Ali (a.s) : “Çok yemek ve çok uyumak insanın vücudunu bozar ve zararlara sebep olur.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Çok yiyen kimsenin sıhhati azalır ve masrafı kendisine ağır gelir.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Çok yemek açgözlülüktendir; açgözlülük de ayıplardandır.”
Altıncı İmam (a.s) : “Müminin kalbi için çok yemekten daha zararlı bir şey yoktur. Çok yemek iki şeye neden olur: Kalp katılığı ve şehvet heyecanına.”
Bir kudsi hadiste: “Çok yemeyiniz, şüphesiz çok yiyen kimsenin uykusu çok olur, çok uyuyan kimsenin namazı az olur, namazı az olan kimse ise gafillerden yazılır.”
Allah Resulü (s.a.a): “Çok yemekten sakınınız; şüphesiz çok yemek, bedeni bozar, hastalıklara neden olur ve ibadet hususunda insanı tembelleştirir. .”
Resulullah (s.a.a) : “Allah katında dolu karından daha nefretli bir şey yoktur.”
Musa b. Cafer (a.s) : “Eğer insanlar yiyecekte itidalli olsalardı, şüphesiz bedenleri de itidalli olurdu.”
Resulullah (s.a.a) : “İştahın olduğunda ye ve iştahın varken yemekten el çek.”
12.Aile ve toplumda Ahlak

Daha fazla bilgi için bu kitabın 12. bölümü ile Mizan’ul Hikmet ve Gurer’ul Hikem kitaplarındaki Ahlak konusuna müracaat ediniz

1-Güzel Ahlak
Allah Resulü (s.a.a) : “İslam güzel ahlaktır.”
İmam Hasan-ı Mücteba (a.s) : “Şüphesiz güzelin en güzeli, güzel ahlaktır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Güzel ahlak, dünya ve ahiret hayrıyla birliktedir.”
Ali (a.s) : “Güzel ahlak, her iyiliğin başıdır.”
Altıncı İmam (a.s) : “Güzel ahlaktan daha tatlı bir hayat yoktur.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Kimin ahlakı güzel olursa Allah onu gündüzleri oruç tutan, geceleri ise ibadetle geçiren bir kimsenin makamına ulaştırır.
Resulullah (s.a.a) : “Kıyamet günü kulun terazisine konulacak ilk şey güzel ahlakıdır.”
Resulullah (s.a.a) : “Şüphesiz kıyamet günü bana en sevimli ve en yakın olanınız, ahlakı en güzel ve tevazusu en fazla olanınızdır.”
Resulullah (s.a.a), Müminlerin Emirine (a.s) şöyle buyurdu: “Sana, ahlakıma en çok benzeyeninizi haber vereyim mi? ” Müminlerin Emiri (a.s), “Evet” deyince Resulullah (s.a.a) : “Ahlakı en güzel olanınız, hilmi en büyük olan, yakınlarına en çok iyilik eden ve en çok insaf göstereninizdir.”
İslam peygamberi (s.a.a): “Şüphesiz ben ahlakı yücelikleri tamamlamak için gönderildim.”
Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz ben ahlak güzelliğini tamamlamak için gönderildim.”
Resulullah (s.a.a): “İslam, güzel ahlaktır.”
Resulullah (s.a.a): “Güzel ahlak, dinin yarısıdır.”
İmam Ali (a.s): “Müminin kitabının başlığı ahlakının güzelliğidir.”
İmam Ali (a.s): “Güzel ahlak, tüm iyiliklerin başıdır.”
İmam Sadık (a.s): “Güzel ahlaktan daha tatlı bir hayat yoktur.”
2-İyi Ahlakın Sonuçları
Resulullah (s.a.a): “Kul, ibadetinde ne kadar da zayıf olsa, güzel ahlak sayesinde ahirette büyük derecelere ve yüce makamlara ulaşır.”
Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz güzel ahlaklı insanın, gündüzleri oruç tutup geceleri ibadetle geçiren kimse gibi sevabı vardır.”
Resulullah (s.a.a): “Amel terazisinde güzel ahlaktan daha ağır gelen bir şey yoktur.”
Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz sizlerden bana en sevimli ve kıyamet günü bana en yakın oturanınız ahlak açısından en güzeliniz ve en çok tevazu göstereninizdir.”
Resulullah (s.a.a): “Müminlerin iman açısından en kamili, ahlak açısından en güzel olanıdır.”
3-Güzel Ahlakın Anlamı
İmam Ali (a.s): “Güzel ahlak üç şeydedir: Haramlardan sakınmada, helal rızık talep etmede ve ailesinin refahını sağlamada.”
İmam Ali (a.s): “Şüphesiz selam vermek güzel ahlaktandır.”
İmam Sadık (a.s) güzel ahlakın tarifi hakkında sorulunca : “Yumuşak huylu olman, güzel ve edepli konuşman ve kardeşine güler yüzlü davranmandır.”
4-Ahlaki Yücelikler
Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz Allah ahlaki yücelikleri sever ve aşağılık huylardan hoşlanmaz.”
İmam Ali (a.s): “Ahlaki yücelikler üzere olun. Şüphesiz ahlaki yücelikler (insanın) yücelişini sağlar. Ahlaki aşağılıklardan sakının. Şüphesiz ahlaki aşağılıklar şerafetli insanı düşürür ve azameti yok eder.”
İmam Ali (a.s): “Ahlaki yücelikleri elde etmekte çalışkan ve dayanıklı olun.”
5-Ahlaki Yüceliklerin Tefsiri
Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz ben ahlaki yücelikleri tamamlamak için gönderildim.”
İmam Sadık (a.s): “Şüphesiz Allah Tebarek ve Teala Resulullah’ı (s.a.a) ahlaki yüceliklere özgü kılmıştır. O halde nefislerinizi imtihan edin. Eğer bu huylar sizde de varsa aziz ve celil olan Allah’a hamd edin ve ondan bu huyların fazlasını dileyin.” İmam (a.s) onları on tane olarak zikretti:Yakin, kanaat, sabır, şükür, hilim, güzel ahlak, cömertlik, gayret, cesaret ve mürüvvet.”
İmam Sadık’a (a.s): “Sana zulmedeni affetmen, seninle ilişkisini kesenle ilişki kurman, seni mahrum kılana bağışta bulunman ve aleyhine de olsa hak sözü söylemendir.”
6-Yüceliklerin En Hayırlısı
İmam Ali (a.s): “En hayırlı yüce ahlak, fedakarlıktır.”
İmam Ali (a.s): “En güzel yücelik, güçlünün affetmesi ve fakirin bağışta bulunmasıdır.”
İmam Ali (a.s): “En üstün yücelik nimetleri tamamlamaktır.”
7-Güzel Ahlakın Meyveleri
Resulullah (s.a.a): “Güzel ahlak dostluğu kökleştirir.”
İmam Ali (a.s): “Ahlakını güzelleştir ki Allah hesabını hafifletsin.”
İmam Sadık (a.s): “Güzel ahlak rızkı artırır.”
İmam Sadık (a.s): “Şüphesiz iyilik ve güzel ahlak evleri imar eder ve ömürleri uzatır.”
İmam Sadık (a.s): “Güzel ahlak güneşin buzu erittiği gibi günahları eritir/tüketir.”
8-Kötü Ahlak
Resulullah (s.a.a): “Kötü ahlak bağışlanmaz bir günahtır.”
Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz kul kötü ahlakı sebebiyle cehennemin en alt katına düşer.”
Resulullah (s.a.a) kendisine, “Falan şahıs gündüzleri oruçla ve geceleri ibadetle geçiriyor ama aynı zamanda kötü ahlaklı biridir. Komşularına diliyle eziyet etmektedir” diye söylenince: “Onda hayır yoktur o ateş ehlindendir.”
İmam Ali (a.s): “Kötü ahlak hayatın kararma ve nefsin azap görme sebebidir.”
İmam Sadık (a.s): “Şüphesiz kötü ahlak sirkenin balı bozduğu gibi ameli bozar.”
9-Kötü Ahlakın Akıbeti
İmam Ali (a.s): “Ahlakı kötü olanın ailesi kendisinden utanır.”
İmam Ali (a.s): “Tahammülü az olanın rahatlığı da az olur.”
İmam Ali (a.s): “Ahlakı kötü olanın rızkı daralır.”
İmam Sadık (a.s): “Et, et bitirir. Her kim kırk gün et yemezse ahlakı kötü olur.”
10-En Üstün Ahlak
İmam Ali (a.s): “En üstün ahlak cömertlik ve faydası en genel ahlak ise adalettir.”
İmam Ali (a.s): “En şerafetli ahlak tevazu, hilim ve yumuşak huyluluktur.”
İmam Bakır (a.s): “Sabır ve bağışlayıcılık.”
11-Ahlaki Karakterlerin Birbiriyle İrtibatı
İmam Ali (a.s): “Eğer birinde beğenilmiş bir haslet olursa kardeşlerini de (beğenilmiş hasletlerin benzerlerini de) ondan bekleyin.”
İmam Sadık (a.s): “Şüphesiz yüce hasletler birbirine bağlıdır.”
12-Sevgi ve İlanı

“İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, o’nun varlığının belgelerindendir. Bunlarda, düşünen topluluk için dersler vardır.”

İmam Sadık (a.s) : “İnsanların sevgisini elde edebilen kimseye Allah rahmet etsin.”
İmam Sadık (a.s) : “Allah’ın nimetini küfre çeviren kimseye eyvahlar olsun; birbirini Allah için seven kimseye de ne mutlu.”
Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) : “İnsanların ihsan açısından en üstünü, sevgiyi başlatandır.”
Kudsi bir hadiste: “Yaratıklar benim ailemdir. Benim nezdimde en sevimli olanlar, onlara en şefkatli davrananlar ve ihtiyaçlarını gidermede en çok çalışanlardır.”
İmam Sadık (a.s) : “Kadınları sevmek Peygamberlerin ahlakındandır.”
İslam Peygamberi (s.a.a) : “Erkeğin kadına: “Seni seviyorum” demesi alsa kadının kalbinden gitmez.”
İmam Sadık (a.s): “Erkeğin kadına sevgisi çoğaldıkça imanı da artar.”
13-Affetmek

İmam Sadık (a.s) : “Üç şey dünya ve ahiretin yüceliklerindendir. : “Sana zulmeden kimseyi bağışlaman, senden kopan kimseye bağlanman ve sana cahillik eden kimseye tahammül etmen.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Şüphesiz Allah bağışlayıcıdır ve bağışlamayı sever.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Her kim Müslümanın sürçmesini affederse Allah da kıyamet günü onun sürçmesini affeder.”
İmam Sadık (a.s) : “Biz öyle bir Ehl-i Beyt’iz ki mürüvvetimiz bize zulmeden kimseyi bağışlamaktır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “İnsanların günahlarını görmezlikten gelin ki Allah da onunla cehennem azabını sizden defetsin.”
Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) : “Az bağışlamak, ayıpların en çirkinidir; intikam hususunda acele etmek ise günahların en büyüğüdür.”
Hakeza Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “İnsanların en kötüsü, sürçmeleri affetmeyen ve ayıpları örtmeyendir.”
İmam Sadık (a.s) : “Affetmek, cezalandırmaksızın, kabalık göstermeksizin ve kınamaksızın olmalıdır.”
14- Görmezlikten Gelmek

Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Şüphesiz akıllı kimsenin yarısı tahammül, yarısı ise kendini gaflete vurmaktır.”
Müminlerin Emir Ali (a.s) : “Yüce insanın en şerefli ahlakı, bildiği şeyler hususunda kendini gaflete vurmasıdır.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Kendini bilmezliğe vurmak gibi bir akıl ve kendini gaflete vurmak gibi de bir tahammül yoktur.”
15-Öfke ve Gazap

Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Gazap öyle bir kötülüktür ki onu serbest bıraktığın takdirde helak eder.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Gazap beyinsizlerin merkebidir.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Gazap kinin gizli ateşlerini körükler.”
İmam Sadık (a.s) : “Gazap her kötülüğün anahtarıdır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Gazap şeytandan bir közdür.”
Ali (a.s) : “Öfke bir tür cinnettir. Çünkü öfke sahibi pişman olur. Eğer pişman olmazsa bu durumda cinneti güçlenir.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Gazap akılları bozar ve insanı doğruluktan uzaklaştırır.”
Hz. Ali (a.s): “Öfkesine hakim olamayan kimse bizden değildir.”
Hz. Ali (a.s): “Gazabı ve şehveti kendisine galebe çalan kimse hayvanlar derecesindedir.”
İmam Bakır (a.s): “Her kim öfkesini boşaltmaya gücü yettiği halde öfkesini yenerse Allah da kalbini kıyamet günü güvenlik ve iman ile doldurur.”
İmam Ali (a.s) : “Her kim gazabının önünü alırsa, Allah da ayıplarını örter.”
Hz. Ali (a.s): “Öfkeni yut, kudretin olduğunda bağışla, gazaplandığın zaman tahammül göster, gücün olduğu halde bağışla ki, senin için hayırlı bir akıbet olsun.”
Hz. Mesih (a.s): “Kibir, zorbalık ve insanları küçük görmek.”
Allah Resulü (s.a.a):“Gazaplanma, gazaplandığın zaman otur ve Rabbinin kullarına olan kudretini ve sabrını düşün. Sana, “Allah’tan kork denildiği zaman” gazabını at ve sabrına dön.”
16-Üstünlük Satmak

“Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri sevmez.”

Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Böbürlenmekten daha büyük ahmaklık yoktur.”
Hz. Ali (a.s): “Böbürlenmeni bırak, kibri terk et ve mezarını hatırla.”
Hz Ali (a.s) : “Ademoğluna böbürlenmek yakışır mı hiç! ilki nutfe, sonu ise leştir. Kendine rızık verememekte ve ölümünü def edememektedir.”
İmam Seccad (a.s): “(Ey Allahım!) Beni üstünlük taslamaktan koru.”
17-Sözlü Davranış

Allah Resulü (s.a.a) : “Sözünüzde artıklık ve kalbinizde karışıklık olmasaydı şüphesiz benim işittiğimi işitir ve benim gördüğümü görürdünüz.”
Allah Resulü (s.a.a) : “İnsanın Müslümanlığının güzelliğinden biri de kendisini ilgilendirmeyen sözlerden sakınmasıdır.”
Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s): “Ey Adam! Amelini yazan meleklerin eline fazla konuşmakla dolu bir dosya veriyorsun ki o dosya Hakka arz edilmektedir. O halde faydalı işlerde konuş ve faydasız olan işleri beyan etmekten sakın.”
Ebuzer : “Dünyayı iki kelime karar kıl: Helal talep etmekte bir kelime, ahiret için bir kelime; üçüncü kelime ise zararlıdır ve menfaati yoktur; o halde ona girme.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Ademoğlunun bütün sözleri onun lehine değil, aleyhinedir. Meğer ki bir iyiliği emretsin veya bir kötülükten sakındırsın veya Allah’ı zikretsin.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Her kimin sözü çok olursa hatası da çok olur. Hatası da çok olan kimsen hayası az olur, hayası az olan kimsenin sakınması az olur. Sakınması az olan kimsenin ise kalbi ölür ve kalbi ölen kimse ise ateşe girer.”
13.Aile ve toplumda Takva

Daha fazla bilgi için bu kitabın 2. bölümü ile Mizan’ul Hikmet kitabındaki takva konusuna müracaat ediniz

1-Takva
“Takva örtüsü ise bunlardan daha hayırlıdır.”

“Eğer memleketlerin halkı iman etmiş ve bize karşı gelmekten sakınmış olsalardı, onlara göğün ve yerin bolluklarını verirdik. Ama yalanladılar; bu yüzden onları, yaptıklarına karşılık yakalayıverdik.”

“Bu kitap (Kur’an), onda asla şüphe yoktur. O, muttakiler (takva sahipleri) için bir hidayettir. İşte Rablerinden bir hidayet üzere olanlar ve kurtuluşa erenler de onlardır.”

“Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah’ındır. And olsun ki, sizden önce kitab verilenlere ve size, Allah’tan sakınmanızı tavsiye ettik. Küfrederseniz bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Allah sınırsız zengindir ve övgüye layıktır.”

“Ey Ademoğulları! Ayıp yerlerinizi örtecek giyimlikle sizi süsleyecek elbiseler gönderdik. Takva örtüsü ise bunlardan daha hayırlıdır. Allah’ın bu ayetleri öğüt almanız içindir.”

“Ey iman edenler! Allah’tan sakınırsanız, O size iyiyi kötüden ayırtedecek bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah büyük, bol nimet sahibidir.”

“Bu ahiret yurdudur. Onu, yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu istemeyen kimselere veririz. Sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır.”

İmam Ali (a.s): “Takva huyların reisidir.”
İmam Ali (a.s): “Şüphesiz takva en iyi hazine, en sağlam sığınak ve en güçlü izzettir. Her kaçan kimsenin kurtuluşu, her arayan kimsenin ümidi ve her üstünlük arayanın zaferi takvadadır.”
İmam Ali (a.s): “Az da olsa Allah'tan sakın; kendinle Allah arasında her ne kadar ince de olsa bir perde bırak.”
İmam Ali (a.s): “Takva Allah’ın kullarından hoşnutluğunun nihayeti ve kullarından istediği şeydir.”
İmam Ali (a.s): “Ey Allah’ın kulları! Size, hedefe götürecek azık ve sı­ğındığınızda sizi kurtaracak bir sığınak olan ilahi takvaya sa­rılmayı tavsiye ediyorum.”
İmam Ali (a.s): “Ey Allah’ın kulları! Size Allah’tan sakınmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü takva kontrol edicidir ve ayakta duruş sebebidir. Bu yüzden onun iple­rine sımsıkı tutunun ve hakikatlerine sıkıca yapışın.”
İmam Ali (a.s): “Sizlere ilahi takvayı tavsiye ediyorum. Şüphesiz takva ümit talep eden kimsenin gıptası ve sığınan kaçağın güvendiği sığınaktır. Takvayı iç giysi edinin.”
İmam Ali (a.s): “Ey Allah’ın kulları! Size takvalı olmayı tavsiye ediyorum. Kalplerinizi onunla örtün, günahlarınızı onunla silin… Dikkat edin! Takvayı koruyun ve takvayla korunun.”
İmam Ali (a.s): “Çünkü takva bugün bir sığınak ve kalkandır, yarın cennete bir yoldur. Takvanın yolu açık, yolcusu kârlıdır.”
İmam Ali (a.s): “İlahi takva; doğruluk ve istikametin anahtarı, ahiretin yegane azığıdır. İnsanın her türlü kölelikten kurtuluş ve helak olmaktan korunma sebebidir. İsteyen, onunla başarıya ulaşır, ona sığınan kurtulur ve arzulara onunla ulaşılır.”
İmam Ali (a.s): “Herkim takva ağaçlarını ekerse, hidayet meyvelerini toplar.”
İmam Bakır (a.s): “Sana Allah’tan sakınmayı tavsiye diyorum. Zira takva yok olmaktan kurtuluş sebebi ve dönüş yerinden (ahiretten) faydalanma vesilesidir.”
2-Takva Yüceliğin Anahtarıdır
“Ey insanlar! Doğrusu biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, en çok takvalı olanınızdır. Allah bilendir, haberdardır.”

Resulullah (s.a.a): “Takvasız amelden daha çok takva ile amel etmeye önem ver. Zira takva ile iç içe olan bir amel az değildir. Kabul edilen bir amel nasıl az olsun ki!Çünkü aziz ve celil olan Allah : “Şüphesiz Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder.”
Resulullah (s.a.a): “Bir haslet vardır ki her kim bu hasletten ayrılmazsa dünya ve ahiret ona itaat eder ve cenneti elde eder.” Kendisine şöyle arzedildi: “O haslet nedir ey Allah’ın Resulü” Allah Resulü şöyle buyurdu: “Takvadır. Her kim insanların en izzetlisi olmak istiyorsa Allah’tan sakınmalıdır” Peygamber (s.a.a) daha sonra şu ayeti tilavet buyurdu: “Her kim Allah’tan sakınırsa Allah onun için bir çıkış yolu taktir eder ve onu hiç hesaba katmadığı yerden rızıklandırır.”
İmam Ali (a.s): “Hiçbir yücelik takvadan daha aziz değildir.”
İmam Ali (a.s): “Yüceliğin anahtarı takvadır.”
İmam Ali (a.s): “Kim takvaya yapışırsa; kuraklıktan sonra üzerine fazilet yağmurları yağar. Kendisinden uzaklaşıp kaçmış olan rahmet geri gelir, yerin dibine çekildikten sonra nimetler onun için fışkırır, azalıp kıtlaşmasından sonra üzerine şiddetli ve bol bereket yağmurları yağar.”
İmam Ali (a.s): “Allah’tan korkmak kalplerinizin derdinin devası, akıllarınızın körlüğünün basireti, bedenlerinizin hastalıklarının şifası, göğüslerinizin fesadının salahı, nefislerinizin kirlerinin temizleyicisi, görmeyen gözlerinizin aydınlığı, kalbinizin her korkudan güvenliği ve zulmetinizin karanlığının ışığıdır.”
İmam Ali (a.s): “İlahi takvaya bağlanın; çünkü takva, halkası sağlam bir ip, zirvesine varılmaz bir sığınaktır.”
İmam Seccad (a.s): “Hiçbir Kureyşlinin bir Arab’a tevazu dışında soy üstünlüğü yoktur ve takva dışında bir yücelik söz konusu değildir.”
İmam Bakır (a.s): “Aziz ve celil olan Allah takva vasıtasıyla kulun aklının erişemediği şeyi kendisinden uzaklaştırır. Takva vesilesiyle körlük ve cehaleti ondan giderir. Nuh ve kendisiyle gemide olanlar da takva sebebiyle kurtuluşa erdiler. Salih ve takipçileri yıldırımdan kurtuldular. Takva vesilesiyle sabredenler kurtuluşa erdi ve o gruplar helak olmaktan kurtuldular.”
İmam Sadık (a.s): “Her kim ilahi bir takvayla Allah’a sığınacak olursa Allah onu korur. Her kime de Allah yönelir ve onu korursa o gökten yere düşmekten korkmamalıdır. Eğer yeryüzü ehline bir bela inerse ve hepsini çepeçevre kuşatırsa o takva vasıtasıyla her türlü beladan güvende kalır. Nitekim Allah-u Teala da şöyle buyurmuyor mu?“Gerçekten de takva sahipleri bir güvenlik yerindedirler.”
3-Takva Sahiplerinin ÖzeLliği
Yüzlerinizi doğudan yana ve batıdan yana çevirmeniz iyilik değildir; lakin iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitab’a, peygamberlere iman eden; yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yolda kalanlara, yoksullara ve kölelere sevdiği halde mal veren; namaz kılan, zekât veren ve ahitleştiklerinde ahitlerine vefa gösterenler, zorda, darda ve savaş alanında sabredenlerdir. İşte onlar doğru olanlardır ve takva sahipleri ancak onlardır.”

“Doğrusu, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Çünkü onlar, bundan önce iyi davrananlardı. Onlar, geceleri az uyuyanlardı. Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi. Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı, onu verirlerdi.”

Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz takva sahipleri şüpheye düşme korkusuyla sakınmaması gereken şeyler hususunda bile sakınan ve Allah’tan korkan kimselerdir.”
Resulullah (s.a.a): “Ey Ebuzer! İnsanın nefsini hesaba çekmesi, nereden içtiğini, nereden yediğini ve nereden giyindiğini, bunların helal yoldan mı veya haram yoldan mı olduğunu bilmesi için ortağını hesaba çekmesinden daha şiddetli olmadıkça insan takva sahiplerinden sayılmaz.”
Emiru’l Müminin (a.s): Ama mutta­kiler fazilet sahibidirler, konuşmalarında doğrudurlar, tarzları ılımlıdır, davranışları tevazu iledir. Gözlerini Allah’ın kendilerine haram kıldığı şey­den sa­kınırlar, kulaklarını kendilerine faydalı olan ilme vakfe­derler. Huzur ve bela durumlarında halleri aynıdır, (değişiklik arzetmez.) Allah’ın onlara tayin ettiği ecel olmasaydı, ruhları göz kırpacak bir an bile olsun; azaptan korkmak, sevabı ar­zula­mak sebebiyle bedenleriyle durmazdı…
Onlardan birinin alametleri; senin onu dini işlerde güçlü, uzak görüşlülükte yumuşak, imanda şeksiz şüphesiz, ilimde hırslı, bilgisi hilimle içiçe, zenginlikte kanaatkar, ibadetinden huşu içinde, fakirlikte muhteşem, zorlukta sabırlı, helal peşinde, hidayette şevkli, tamahtan kurtulmuş ve salih amel işlediği halde korku içinde yaşayan biri olarak görmendir. Gündüz akşama kadar düşüncesi şükür, gece sabaha kadar işi zikirdir. Korkuyla geceler, neşeyle sabahlar, gaflete düşmekten çekinerek korkar, rahmet ve fazilete nail olduğunda sevinir.

Nefsi, onu istemediği bir şeye zorlarsa, sevip istediğini ona vermez. Sevdiği şey, zevali olmayan nimettir. Sakındığı, baki olmayan (geçici) şeylerdir. Hilmini ilimle, sözünü amelle birleştirip pekiştirmiştir. Onu emeli yakın, hatası az, kalbi huşu içinde, nefsi kanaatkar, yemesi az, işi kolay, dini korunmuş, şehveti ölmüş, öfkesi yenilmiş, hayır umulan, şerrinden emin olunan biri olarak görürsün.”

İmam Bakır (a.s): “Takva sahipleri dünya ehlinin en az masraflısı ve sana en çok yardım edenleridir. Onları anınca sana yardım ederler. Eğer unutursan sana hatırlatırlar. Sürekli Allah’ın işini ayakta tutarlar. Şüphesiz Allah’ın dostluğu için, her türlü muhabbetten koparlar. Kendi hükümdarına (Allah’a) itaat etmek için dünyadan kaçmışlardır. Büyük bir samimiyetle aziz ve celil olan Allah’a ve onun dostluk ve sevgisine yönelmişlerdir. Asıl maksadın da o olduğunu bilmişlerdir. Çünkü onun yüce bir makamı vardır.”
İmam Bakır (a.s): “Müminlerin Emiri Ali (a.s) sürekli şöyle buyururdu: “Takva sahiplerinin kendileriyle tanındığı bir takım alametleri vardır: Doğru sözlü olmak, emanettarlık, ahde vefa… kadınların arasına az karışmak, ihsanda bulunmak, güzel ahlak, çok yumuşak huylu olmak, kendisini aziz ve celil olan Allah’a yaklaştıracak bir ilme tabi olmak.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Nefisleri iffetli, hacetleri hafif, hayırları umulur ve kötülüklerinden güvende olunur.”
4-Takvaya Engel Olan Şey
İmam Ali (a.s): “Dünyaya bağlanmış bir kalpte takvanın yer etmesi haramdır.”
İmam Ali (a.s): “Allah’a yemin olsun ki dilini tutmadıkça hiç kimseye takvanın fayda verdiğini görmüyorum.”
İmam Ali (a.s): “Her kim düşmanlık ederse şüphesiz Allah’tan sakınamaz.”
İmam Askeri (a.s): “Her kim insanların yüzünden sakınmazsa Allah’tan da sakınmaz.”
5-Gerçek Takva
“Ey iman edenler! Allah’tan, sakınılması gerektiği gibi sakının ve sizler ancak Müslüman olarak can verin.”

İmam Sadık (a.s) kendisine, “Allah’tan sakınılması gerektiği gibi sakının.” ayeti sorulunca : “(Gerçek takva) Allah’a itaat edilmesi, isyan edilmemesi, Allah’ın zikredilmesi, unutulmaması, teşekkür edilmesi ve nankörlük edilmemesidir.”
Ebu Basir: “İmam Sadık’a (a.s) “Allah’tan gerektiği gibi sakının” ayetini sordum, şöyle buyurdu: “Bu ayet neshedilmiştir.” Ben şöyle arzettim: “Bu ayetin nasihi nedir?” İmam şöyle buyurdu: “Allah’tan gücünüz yettiğince sakının.”
6-Takvanın Anlamı
Resulullah (s.a.a): “Takvanın tümü bilmediğin şeyi öğrenmen ve bildiğin şeyle amel etmendir.”
İmam Ali (a.s): “Takva insanın kendisini günaha sürükleyen her şeyden sakınmasıdır.”
İmam Ali (a.s): “Her kim şehvetine hakim olursa takva sahibidir.”
İmam Sadık (a.s): “Takva Allah’ın sana emrettiği yerde yok olmaman ve Allah’ın seni sakındırdığı yerde de hazır bulunmamandır.”
İmam Sadık (a.s): “Sakın onların ağlaması seni kandırmasın. Zira takva kalplerdedir.”
7-İnsanların En Takvalısı
Resulullah (s.a.a): “İnsanlardan en takvalı olanı lehine ve aleyhine olan şeylerde hakkı söyleyen kimsedir.”
Resulullah (s.a.a): “Allah’ın farzlarıyla amel et ki insanların en takvalısı olasın.”
Resulullah (s.a.a): “Her kim insanların en takvalısı olmayı severse Allah’a tevekkül etmelidir.”
14.Mutluluk ve Mutsuzluk Nedenleri

Daha fazla bilgi için bu kitabın 29. bölümü ile Mizan’ul Hikmet kitabındaki es-Saadet konusuna müracaat ediniz

1-İnsaf

İmam Sadık (-a.s- Allah Resulü’nden): “İnsanların en adili, kendisi için istediğini insanlar için de isteyen ve kendisi için istemediğini onlar için de istemeyendir.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Her kim fakire yardım eder ve insanlara insaflı davranırsa, şüphesiz o gerçek mümindir.”
Allah Resulü (s.a.a): “Üç şey imanın hakikatlerindendir: Yokluk anında infakta bulunmak, insanlara kendinden insaflı davranmak ve öğrenciye ilim bağışlamak.”
Bir şahıs Allah Resulüne (s.a.a) şöyle arz etti: “Bana öyle bir amel öğret ki, cennete ulaşmayı bana kolaylaştırsın.” Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: “Gazaplanma, insanlardan bir şey isteme ve kendin için istediğin bir şeyi insanlar için de iste.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Bilin ki insanlara karşı kendisinden insaflı davranan bir kimsenin Allah izzetini arttırır.”
2-İdare Etmek ve Yumuşak Huyluluk

Allah Resulü (s.a.a) : “Uyuşmak uğur, uyuşmazlık ise uğursuzluktur.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Size, yarın kıyamet günü ateşinin kendisine haram olduğu bir kimseyi, haber vermeyeyim mi? ” Onlar, “Evet haber ver, ey Allah’ın Resulü!” dediklerinde Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: “İnsana yakın olan müsamahalı ve kolay davranan yumuşak huylu kimsedir.”
Hz. Musa (a.s): “Ey Allah’ım! İnsanlara eziyet etmeyen ve onlara iyilikte bulunan kimsenin mükafatı nedir? ” Allah şöyle buyurdu: “ey Musa! Kıyamet günü ateş ona şöyle der: “Benim sana ulaşacak bir yolum yoktur.”
Allah Resulüne, “İslam’ın insan için en yüce programı nedir? ” diye sorulunca: “Müslümanların insanın elinden ve dilinden esenlikte olması.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Allah ve Resulü yanında, Allah’a iman ve kullarına yumuşak davranmaktan daha sevimli bir amel yoktur. Allah ve Resulü yanında, Allah’a şirk koşmak ve kullarına kaba davranmaktan, daha sevilmeyecek çok nefret ettiği bir amel yoktur.”
3-Nasihat

İmam Sadık (a.s) : “Kim kardeşini çirkin bir iş üzere görür de onu gücü yettiği halde o işten geri çevirmezse, şüphesiz ona ihanet etmiş olur.”
4-Edep

Müminlerin Emiri (a.s) : “Edepten daha yetkin bir soy şerafeti yoktur.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Başkası için beğenmediğin bir şeyi terk etmen, sana edep olarak yeter.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Güzel edep, soy şerafetinin yerine geçer. (Edep sermayesi olan kimse, şerafet üstünlüğüne sahiptir. Edebi olmayan kimsenin ise soy şerafeti yoktur).”
5-Aileyi İthamdan Korumak

İmam Sadık (a.s) : “Babam beni şöyle uyarmıştır: “Ey oğulcağızım! Her kim kötü bir arkadaşla arkadaşlık ederse, esenlik içinde kalamaz. Her kim kötülük yerlerine girerse, ithama uğrar. Her kim de dilini koruyamazsa pişman olur.”
Allah Resulü (s.a.a) : “İnsanlardan, iftiraya en evla olan kimse, iftira ehliyle oturup kalkan kimsedir.”
Müminlerin Emiri (a.s) : “Her kim kendini iftira yerinde karar kılarsa, kendisi hakkında kötü zanda bulunan kimseyi kınamamalıdır.”
İmam Sadık (a.s) ilginç bir rivayette : “Şek yerlerinden sakının. Sizden biri annesiyle yolun üzerinde durmasın. Şüphesiz herkes, onu tanımamaktadır.”
6-Ahde Vefa

İmam Seccad (a.s): “Doğru söz, adaletli hüküm ve ahde vefa.”
İmam Sadık (a.s) : “Üç şey hususunda hiç kimse için dünya ve ahirette bir özür yoktur: “Emaneti, ister iyi olsun ister kötü sahibine eda etmek, ister iyi adam olsun ister kötü ahde vefa göstermek, ister iyi olsunlar ister kötü anne babaya iyilikte bulunmak.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Ahdine vefa göstermeyen kimsenin dini de yoktur.”
İmam Rıza (a.s) : “Biz öyle bir Ehl-i Beyt’iz ki, Allah Resulü’nün (s.a.a) yaptığı gibi vaat ettiğimiz şeyi kendimize bir borç olarak kabul ederiz.”
7-İstişare

İmam Sadık (a.s) : “İşlerin hususunda, aziz ve celil olan Allah’tan korkanlar ile meşveret et.”
Hakeza İmam Sadık (a.s) : “Üç şey bel kırıcıdır: Amelini çok gören, günahlarını unutan ve kendi görüşüyle hareket eden kimse.”
Müminlerin Emiri (a.s) : “Kendi görüşüyle hareket eden kimse, nefsini tehlikeye atmıştır.”
Hz. Ali (a.s) : “Her kim İstişarede Müslümanları aldatırsa, şüphesiz ben ondan beriyim.”
8-Tevazu

İmam Hasan-i Askeri (a.s) : “Dünyada kardeşleri için tevazu gösteren kimse, Allah katında doğrulardandır ve Ali b. Ebi Talib’in gerçek şiasıdır.”
İmam Sadık (-a.s- babalarından): “Şüphesiz, insanın bir meclisin aşağısında oturmaya razı olması, gördüğü kimseye selam vermesi, haklı bile olsa tartışmaktan sakınması ve takva üzere övülmeyi sevmemesi onun tevazusundandır.”
Müminlerin Emiri (a.s): “Alçak gönüllü ol, şüphesiz tevazu en büyük ibadettendir.”
9-Çocuklara Merhamet Etmek ve Büyüklere Saygı Göstermek

Müminlerin Emiri (a.s): “Ailenden küçük olanlara merhamet et ve onlardan büyük olanlara ise saygı göster.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Büyükleri büyük sayınız. Zira büyükleri büyük saymak Allah’ı ululamaktandır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Küçüklerimize merhamet etmeyen ve büyüklerimize saygı göstermeyen kimse bizden değildir.”
10-Misafirlik

Altıncı İmam (a.s) : “Yücelikler on tanedir. Eğer onları kendinde toplamaya gücün yetiyorsa bunu yap. Bunlardan biri misafiri ağırlamaktır.”
İmam Sadık (a.s): “Şüphesiz misafirler senin evine girdiklerinde, senin ve ailenin mağfiretiyle (bağışlanmasıyla) girmiş olurlar. Evinden çıktıkları zaman ise senin ve ailenin günahlarıyla çıkmış olurlar (senin ve ailenin günahlarını yok ederler).”
İmam Bakır (a.s) : “Müslümanlardan dört kişiyi doyurmak, İsmail’in oğullarından bir köle azat etmeye denktir.”
11-Mutsuzluğun Sebepleri

Küsmek, birbirinden ayrılmak, yüz çevirmek, iftirada bulunmak, temiz bir kadına iftira atmak, sözlü tartışmak, birbirinin ayıbını araştırmak, gıybet, laf taşımak, iki kimsenin arasını bozmak, hile, düzen, aldatmak, diğerleriyle alay etmek, israf, kibir, haset, cimrilik, Allah’a isyan olan hususlarda başkalarına itaat etmek, başkalarına yük olmak, düşmanlık ve kin ve benzeri sıfatlar hakkında Kur’an-ı Kerim’de bir takım ayetler vardır ve rivayetlerde de bağımsız bir bölüm halinde incelenmişlerdir.

15.Aile’de Fazilet Tecellileri

Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için 15. Bölüm’e müracaat ediniz.

1-Niyetin Halisliği

Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Allah için amelini, ilmini, sevgisini, öfkesini, alışını, terk edişini, sözünü, suskunluğunu, fiilini ve sözünü halis kılan kimseye ne mutlu!”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “İhlas, en şerefli sonuçtur.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Kurtuluş ihlastadır.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s)  : “İhlas ibadetin kıvamıdır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “İhlas sahiplerine ne mutlu! Onlar hidayet kandilleridir. Her türlü karanlık fitne onlardan uzaklaşmaktadır.”
İmam Hasan-i Askeri (a.s): “Eğer bütün dünya bir lokma yapılırsa ve bende onu ihlas üzere Allah’a ibadet eden birine yedirecek olursam, onun hakkında yine kendimi kusurlu görürüm.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Amellerinizi, Allah için halis kılınız. Şüphesiz Allah sadece halis olan ameli kabul eder.”
Ali (a.s) : “Allah’tan gayri maksadı olan kimse zayi olmuştur.”
Allah Resulü (s.a.a) : “İhlasın tümü, haramlardan sakınmaktır.”
2-Adalet ve Zulmü terk etmek

“Allah zalimleri sevmez.”

“Zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s), İmam Hasan Mücteba’ya (a.s) yazdığı bir mektubunda çok detaylı ve önemli konulara değinmiştir. Bu cümleden, kadının yaratılış kimliği hakkında şöyle yazmıştır: “Şüphesiz kadın güzel kokan bir çiçektir. Fiziksel güç ve kudret kaynağı değildir.”
İmam Sadık (a.s) : “Cennet ehlinin çoğu mustaz’af kadınlardandır. Allah onların zayıf olduğunu bilmiş bundan dolayı da onlara acımıştır.”
Allah Resulü : “Kimin kendine eziyet eden bir hanımı olursa, bütün ömrü boyunca oruç tutsa, namaz kılsa, Allah yolunda köle azad etse ve tüm malını Allah yolunda harcasa da kocasına yardım edip, onun rızayetini elde etmedikçe, Allah o kadının namazını ve amellerinden hiçbir iyiliği kabul etmez. Bu kadın, ateşe giren ilk kimsedir.”Resulullah (s.a.a) daha sonra :“Kadına eziyet ve zulmeden erkek için de bu günah ve azabın benzeri vardır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Cennet ve kul arasında yedi sarp aşama vardır. Bunun en düşüğü ölümdür.” Enes şöyle arz etti: “Ey Allah’ın Resulü! O halde en zoru nedir? ” Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: “Mazlum kimselerin, aziz ve celil olan Allah’ın huzurunda zalimlerin (hakkını almak için) yakasından tutması.”
Müminlerin Emiri (a.s) : “Kullara zulmetmek, ahirete taşınan ne de kötü bir azıktır.”
H Müminlerin Emiri (a.s): “Zulüm ayakları kaydırır, nimetleri ortadan kaldırır ve ümmetleri helak eder.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Allah’a yemin olsun ki bana karıncanın ağzındaki arpa kabuğunu almakla da olsa, Allah’a isyan etmem karşısında yedi iklimi verecek olsalar, yine de kabul etmem ve o hayvana bu zulmü reva görmem.”
Allah Resulü karıncanın ağzı ve ayaklarıyla taşıdığı şeyi yemekten sakındırmıştır.”

Allah Resulü (s.a.a) : “Zulümden sakınınız, şüphesiz ki zulüm kıyamet gününün karanlıklarıdır.”
Bir şahıs Allah Resulüne şöyle arz etti: “Kıyamet günü nur ve aydınlık içinde haşrolmak istiyorum.” Peygamber şöyle buyurdu: “Hiç kimseye zulmetme ki kıyamet günü nur içinde haşrolasın.”
Altıncı İmam (a.s) : “Her zulüm küfürdür; suçsuz hizmetçiyi dövmek de bu küfürdendir.”
 

 

3-Sorumluluk Duygusu ve Haramlardan Sakınmak

“Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır; iyiyi emreder kötülükten alıkorlar; namaz kılarlar, zekât verirler, Allah’a ve Peygamber’ine itaat ederler. İşte Allah bunlara rahmet edecektir. Allah şüphesiz güçlüdür, hikmet sahibidir.”

Müminlerin Emiri (a.s): “Şüphesiz sizler, sorumlusunuz; hatta mekan ve hayvanlardan bile.”
16.Ev ve Aile’nin Maddi Meseleleri

Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için 3 ve 16. Bölümler’e müracaat ediniz.

1-Ev ve Aile İçin Çalışmak İbadettir

Resulullah (s.a.a): “Helal yoldan ailesinin geçimini temin etmek için çalışan kimse, Allah-u Teala yolunda cihad eden kimse gibidir.”
Dördüncü İmam (a.s) : “Kim eşi ve çocukları için maddi ve manevi tam bir sofra sererse, diğerlerine oranla Hakkın hoşnutluğuna daha yakın olur.
2-Helal ve Haram

“Ey insanlar! Yeryüzünde temiz helalden yiyin ve şeytanın adımlarına uymayın, şüphesiz şeytan size apaçık bir düşmandır. Şüphesiz şeytan size kötülüğü ve fuhuşu ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.”

“And olsun ki, biz Adem oğullarını şerefli kıldık, onların karada ve denizde gezmesini sağladık, temiz şeyler de onları rızıklandırdık”

İmam Bakır (a.s): “Allah’ın, rızkını helal rızıktan karar kılmadığı hiçbir kul yoktur. Bu helal rızık tam bir afiyetle kendisine ulaşır. (Haram yolun Hak Teala ile hiçbir alakası yoktur. Haram yol başka bir yol ve şeytani bir iş ve programdır. ) İnsana haram bir kazanç ulaşırsa, haram miktarınca kendisine helal rızkın ulaşmasına engel olunur. Allah nezdinde helal ve haram dışında insanlar için büyük bir ihsan vardır.”
İmam Ali (a.s): “Kul, kendisini sabırsızlığı yüzünden helal rızıktan mahrum kılar. Ama Allah’ın kendisine mukarrer kıldığı miktardan daha fazlası ona ulaşmaz.”
Resulullah (s.a.a) : “Helalı taleb etmek, her Müslüman erkek ve kadına bir farzdır.”
Resulullah (s.a.a) : “Helalı taleb etmek, her müslümana farzdır.”
Resulullah (s.a.a) : “Helalı taleb etmek bir çeşit cihattır.”
Resulullah (s.a.a) : “Kendi alın teri ve zahmetinle elde ettiği helal rızkı yiyen kimsenin üzerine cennetin kapıları açılır ve istediği herhangi bir kapıdan içeri girer.”
Resulullah (s.a.a) : “İbadet on kısımdır; onun dokuzu helal talep etmektedir.”
İmam Rıza (a.s) : “Ailesini geçindirmek için Allah’ın fazlından rızık taleb eden kimsenin mükafatı, Allah yolunda savaşan kimseden daha büyüktür.”
İmam Bakır (a.s) : “Nefsinin iffetini insanlar karşısında korumak, ailesinin rahatlığı ve komşularına iyilik ve rahmette bulunmak için dünya talebinde bulunan kimse, kıyamet günü, yüzü dolunay gibi parladığı bir halde Allah’ı mülakat eder.”
Altıncı İmam (a.s) : “Yüzsuyunu korumak ve borcunu ödemek için mal toplamaya ilgisi olmayan kimsede hayır yoktur.”
Resulullah (s.a.a) : “Geceyi, helal rızık taleb etmekten dolayı yorulduğu için uyuyan kimse, affedildiği bir halde uyumuştur.”
Resulullah (s.a.a) : “Allah kulunu helal rızık taleb etme yolunda zorluk çekerken görmeyi sever.”
3-Rızkın Çoğalmasının Yolu

Emir’ul Müminin Hz. Ali (a.s) “Rızkın hazineleri, ahlaki genişliktedir.”
Emir’ul Müminin Hz. Ali (a.s)  : “Zorlaştırmak ahlakı bozar; ve kolaylaştırmak ise rızkı çoğaltır.”
Emir’ul Müminin Hz. Ali (a.s): “Allah için din kardeşiyle yardımlaşma ve birliktelik rızkı çoğaltır.”
Emir’ul Müminin Hz. Ali (a.s): “Emanete riayet etmek rızkı arttırır.”
İmam Sadık (a.s) : “Karısına ve çocuklarına karşı iyiliği güzel olanın rızkı artar.”
İmam Sadık (a.s): “İyilik rızkı arttırır.”
İmam Sadık (a.s) : “İyi ahlak, rızkı çoğaltır.”
Hz. Ali (a.s) : “Sadaka vermekle rızkı indirin.”
İmam Bakır (a.s) : “Kardeşlerinin arkasından dua et. Şüphesiz bu iş rızkı yağdırır.”
Beşinci İmam (a.s) : “Zekat rızkı arttırır.”
Emir’el Müminin Ali (a.s) : “Niyeti iyi olanın rızkı artar.”
4-Haram Mal

Resulullah (s.a.a) : “Allah-u Teala : “Mal elde etmekte nereden geldiğini önemsemeyen kimseyi, ben de kıyamet günü cehennemin hangi kapısından atacağım konusunda önemsemem.”
Resulullah (s.a.a) : “Helal olmayan yoldan rızık elde eden kimseyi Allah fakir kılar.”
Resulullah (s.a.a): “Kim helal olmayan yoldan bir mal kazanırsa, o mal ona cehenneme gitme azığı olur.”
Emir’el- Müminin Ali (a.s) : “Malların en kötüsü, münezzeh olan Allah’ın hakkının ödenmemiş olduğu maldır.”
İmam Bakır (a.s) : “Allah-u Teala kıyamet günü, kabirlerinden elleri boyunlarına bağlı, bir şey almak hususunda karıncanın gücüne bile sahip olmayan ve meleklerin şiddetli bir şekilde kendilerini kınadığı bir takım kimseleri haşredecek ve melekler şöyle diyecekler: “Bunlar, Allah’ın kendilerine servet verdiği ama mallarından Allah’ın hakkını sahiplerine ödemediği kimselerdir.”
İmam Hasan-i Mücteba : “Mertliğin nişanelerinden biri, malı temizlemektir.”
17.Ailede Manevi İlkeler

Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için 17. Bölüm’e müracaat ediniz

Manevi Nimetler:

1- Akıl

“Eğer kulak vermiş veya akıl etmiş olsaydık, çılgın alevli cehennemlikler içinde olmazdık.”

İmam Sadık’a: “Akıl nedir? ” diye sorulunca şöyle buyurdu: “Kendisiyle Rahmana ibadet edilen ve kendisiyle cennetler elde edilen şeydir.”
Kendisine, “Muaviye’de olan neydi? ” diye sorulunca da İmam Sadık (a.s) şöyle buyurdu: “Uyanıklık ve şeytanlıktı; akla benzer bir şeydi ama akıl değildi.”

Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Aklın himmeti, günahları terk etmek ve ayıpları düzeltmektir.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Akıllı insan, heva ve hevesine galebe çalan, ahiretini dünyaya satmayan kimsedir. Akıllı kimse, Rabbine itaat hususunda heva ve hevesine isyan eden kimsedir. Akıllı insan, öfkelendiğinde, rağbet ettiğinde ve korktuğunda nefsine hakim olan kimsedir. Akıllı insanların huyu, şehvet azlığı ve gaflet azlığıdır.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Şüphesiz hayır tümüyle akılla derk edilir ve aklı olmayan kimsenin dini yoktur.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Havariler Hz. İsa’ya (a.s) şöyle dediler: “Kiminle muaşerette bulunalım ve kiminle oturup kalkalım.” Hz. İsa (a.s) şöyle buyurdu: “Görünüşü size Allah’ı hatırlatan, konuşması ilminizi artıran ve ameli ahirete rağbet etmenizi sağlayan kimselerle muaşerette bulununuz.”
Dördüncü İmam (a.s) : “Salih kimselerle oturup kalkmak insanı doğruluğa iletir.”
Müminlerin Emiri Ali (a.s) : “Kötülerin toplantıları tatsız olaylardan güvende değildir.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Ölü kimseyle oturup kalkmaktan sakınınız.” Kendisine, “Ey Allah’ın resulü! Ölü kimdir? ” diye sorulunca : “Zenginliği kendisini taşkınlığa sevk eden her zengin kimsedir.”
Ali (a.s) : “Kötülerden sakınınız ve iyilerle oturup kalkınız.”
2-Kur’an

Allah Resulü (s.a.a) : “Karanlık bir gece gibi size saldıran fitnelerden Kur’an’a sığınınız. Fitnelerin saldırısını Kur’an'la amel ederek bozguna uğratınız ve hayat atmosferinizin fitnenin hakimiyetiyle kararmasına izin vermeyiniz.
Kur’an; şefaati Hak Teala nezdinde kabule dilen bir şefaatçi ve şikayeti makbul olan bir şikayetçidir.

Kur’an'ı kendine önder kılan bir kimse, Kur’an'ın bereketiyle cennete gider; her kim Allah’ın kitabına karşı ilgisiz olursa cehenneme doğru sürüklenir. Kur’an en iyi yola götüren bir delil ve kılavuzdur.”

Müminlerin Emiri (a.s) : “En üstün zikir Kur’an'dır; göğüsler Kur’an'la genişler ve batınlar Kur’an'la nurlanır.”
İmam Sadık (a.s) : “Hakkı Kur’an'dan öğrenmeyen kimse fitnelerden korunamaz.”
Hz. Ali (a.s) : “Şüphesiz en güzel kıssalar en yetkin öğüt, en faydalı hatırlama aziz ve celil olan Allah’ın kitabıdır.”
Hz. Ali (a.s):  “Şüphesiz Kur’an’da en büyük hastalıklara karşı şifa vardır. En büyük hastalık ise küfür, nifak, sapıklık ve dalalettir.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Kur’an zenginliktir; Kur’an dışında bir zenginlik yoktur ve Kur’an'dan sonra da bir fakirlik yoktur.”
İmam Sadık (a.s) : “Mümin bir kimseye, Kur’an'ı öğrenmedikçe veya onu öğrenmekle meşgul olmadıkça ölmesi yakışmaz.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Sizin en iyileriniz, Kur’an’ı öğrenen ve öğreteninizdir.”
3-Nübüvvet

Ali (a.s) yüce Peygamber’in (s.a.a) risaletiyle ilgili olarak : “Ta ki Allah’ın kullarını putlara ibadetten Allah’a ibadete ve şeytana itaatten Allah’a itaate götürsün.”
4-İmamet

Ali (a.s) : “Ben ve Ehl-i Beyt’im, gök ehlinin güvenliği olan yıldızlar gibi, yer-yüzü ehlinin güvenliğiyiz.”
Ali (a.s) : “Al-i Muhammed (s.a.v) ile bu ümmetten hiç kimse kıyas edilemez. Onların nimetlerinden istifade eden kimselerle, kendileri asla eşit tutulamaz.”
5-Din Alimleri

Ali (a.s) : “İlim sahibi alimlerle otur ki mutlu olasın.”
Ali (a.s) : “Alimlerle otur ki ilmin artsın, edebin güzelleşsin ve nefsin temizlensin.”
Ali (a.s) : “Alimlerle oturun ki basiret sahibi olasınız.”
Allah Resulü (s.a.a): “Alimler peygmberlerin varislerifir.”
Allah Resulü (s.a.a): “Nübüvvet makamına en yakın olanlar ilim ve cihad ehli kimselerdir.”
6-Namaz

“Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de onda devamlı ol. Biz senden rızık istemiyoruz, sana rızık veren biziz. Sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanındır.”

“O ehline namazı emrederdi.”

“Rabbim! Beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle.”

“Şüphesiz namaz fuhuş ve münkerden alıkoyar.”

İmam İmam Bakır (a.s) : “Şüphesiz kulun hesaba çekildiği ilk şey namazdır. Eğer namaz kabul görürse diğer amelleri de kabul görür.”
Allah Resulü de bir çok rivayetlerde namazı “göz nuru” olarak anmıştır.”
Altıncı İmam (a.s) : “Marifetten sonra bu namaza denk hiçbir şey yoktur.”
Ali (a.s) : “Sizlere namazı ve namazı korumayı tavsiye ediyorum. Şüphesiz namaz en hayırlı ameldir ve o dininizin direğidir.”
18.Aile Reisinin Büyük Sorumluluğu

Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için 18. Bölüm’e müracaat ediniz

“Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyun; onun yakıtı, insanlar ve taşlardır; görevlileri, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere baş kaldırmayan, kendilerine buyurulanları yerine getiren pek haşin meleklerdir.”

Allame Meclisi değerli kitabı Bihar’ul Envar, c. 71, s. 86’da, “Kendinizi ve ehlinizi ateşten koruyunuz” ayet-i şerifenin tefsiri hakkında ev reisinin sorumluluğu ile ilgili birkaç önemli meseleye işaret etmiştir. Bu birkaç meseleye riayet edildiği takdirde aile ve ev halkının yarınki ateşten korunması mümkündür.
1- Onları Allah’a itaate çağırarak

2- Onlara Farzları öğreterek

3- Onları çirkinliklerden alıkoyarak

4- Onları hayırlı işlere teşvik ederek

Allah Resulü: “Allah’a yemin olsun ki Allah’ın, birini senin vasıtanla hidayete erdirmesi, senin için güneşin üzerine doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.”
19.Boşanma

Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için 30. Bölüm’ü ile Fıkhi kitaplara ve Mizan’ul Hikmet kitabındaki et-Talak konusuna müracaat ediniz.

1-Boşanmayı Kınama
Resulullah (s.a.a): “Allah, talaktan daha nefret edilecek bir şeyi helal kılmamıştır.”
Resulullah (s.a.a): “Aziz ve celil olan Allah zevkine düşkün olan erkek ve kadından nefret eder.”
İmam Bakır (a.s): “Aziz ve celil olan Allah bir çok kadını boşayan ve her defa bir kadını tecrübe eden erkeklerden nefret eder.”
İmam Sadık (a.s): “Aziz ve celil olan Allah’ın helal kıldığı şeyler arasında boşamadan daha nefret ettiği bir şey yoktur. Allah çok kadını boşayan ve her defasında bir kadın tecrübe eden kimseden nefret eder.”
İmam Sadık (a.s): “Aziz ve celil olan Allah, içinde evliliğin olduğu evi sever ve boşanmanın olduğu evden nefret eder. Aziz ve celil olan Allah nezdinde boşanmadan daha çok nefret edilecek bir şey yoktur.”
2-Üç Defa Boşamanın Hikmeti
“Bundan sonra kadını (üçüncü defa) boşarsa, kadın başka birisiyle evlenmedikçe bir daha kendisine helal olmaz. (Eğer ikinci koca da) onu boşarsa, Allah'ın yasalarını koruyacaklarını sanırlarsa (eski karı kocanın) birbirlerine dönmelerine bir engel yoktur. Bunlar, bilen kimseler için Allah'ın açıkladığı hudutlardır.”

İmam Rıza (a.s) kendisine, “Neden (üç defa) boşanmış kadın başka birisiyle evlenmeksizin kendi eşine helal olmaz?” diye sorulunca : “Allah Tebarek ve Teala iki defa boşama izni vermiştir ve : “Boşama iki defadır. O zaman ya iyilikle tutmak veya güzellikle salıvermektir.” Yani üçüncü boşama. Erkek üçüncü defa boşayarak aziz ve celil olan Allah’ın sevmediği bir işi yapmıştır. Bu yüzden Allah o kadını kendisine haram kıldı. Böylece boşamayı hafife almasınlar ve kadınlara zarar vermesinler diye başka bir erkekle evlenmedikçe kendisine helal olmaz.”
İmam Rıza (a.s): “Üç defa boşamanın sebebi şudur ki birinci boşamadan üçüncüsüne kadar evlilik hayatını yeni baştan almaya bir meyil ve rağbet ortaya çıksın veya bir gazap ve hışım varsa dinsin ve kadınlar korkup uyansın ve kocalarına itaatsizlikten el çeksin. Zira kadın kocasına isyandan ibaret olan uygunsuz amele bulaştığı için boşanmaya hak kazanmıştır. Kadının dokuz defa boşamadan sonra ebedi olarak haram kılınışının sebebi ise erkeğin boşamayı oyuncak edinmemesi, kadına zorbalık etmemesi, işlerinde açık gözle ibret alması ve dokuz defa boşamadan sonra artık ebedi olarak onunla yaşamaktan mahrum kalacağını bilmesi içindir.”
20.Vasiyet

Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için 30. Bölüm ile hadis kitaplarındaki el,Vesiyyet konusuna müracaat ediniz

“Birinize ölüm geldiği zaman, eğer hayır (mal) bırakıyorsa, ana babaya, yakınlara, uygun bir tarzda vasiyet etmesi muttakilere bir hak olarak size yazıldı.”

Allah Resulü (s.a.a) : “Vasiyet her Müslümanın üzerinde bir haktır.”
Allah Resulü : “Müslüman bir kimse için başının altında vasiyeti olmaksızın bir gece uyuması yakışmaz.”
Allah Resulü (s.a.a) : “Herkim vasiyette bulunarak ölürse Allah Resulü’nün sünneti üzere dünyadan göçmüştür. Ölümü takva, şahadet ve Hakk’ın mağfireti üzeredir.”
 

 

 

 

  

Bibliyografi

 
 

 

İzdivac Der İslam
Usul-i Kafi
Furu-i Kafi
Emali
Bihar
Pişva-i Şehidan
Tuhef’ul-Ukul
Tefsir-i Ebu’l- Futuh-i Razi
Tefsir-i Ayyaşi
Tefsir’ul- Mizan
Tefsir-i Menhec
Tefsir-i Numune
Cami’us- Saadat-i Neraki
Diyar-i Aşikan
Rahnemay-i Mader
Ayetullah Fazıl Lenkerani’nin Tevzih’ul- Mesail Kitabı
Revzet’ul- Kafi
Revzet’ul- Vaizin
Riyaz’ul-Ulema
Ayetullah Burucerdi’nin Biyografisi
Sefinet’ul- Bihar
eş-Şafi
Şerh-i Mesnevi
Sahife-i Seccadiye
İrfan-i İslami
İlel’uş- Şerayi
Gurer’ul- Hikem
Kenz’ul-Ummal
Mecazat’un- Nebeviyye
Mecme’ul- Beyan
Meheccet’ul- Beyza
Mehlat
Mir’at’ul- Ehval
Müstedrek’ül- Vesail
Mesken’ul- Fuad
Menazil’ul- Ahire
Mevaiz’ul- Adediyye
Mizan’ul- Hikmet
Nur’us- Sekaleyn
Nehc’ül- Belağa
Şerh-u Nehc’il- Belağa-i İbn-i Ebi’l- Hadid
Vesail’uş- Şia
Hidayet’ul- İlm
 
  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)