Çocuk Eğitimi
Yapılan araştırmalarda, çocukların ilk on yılında önemli bir yere sahip 6. yaş grubu çocuklarının % 90'ı düzenli televizyon izleyicileri arasında olduğu görülmektedir.
Dolayısıyla, kitle iletişim araçları içerisinde televizyon, "Çocuk eğitiminde" ve çocukların tavırlarını şekillenmesinde önemli bir yere sahip olmuş ve sosyal hayatın önemli bir parçası halini almıştır. Çocuk eğitiminin, bir sanat olduğunu belirten uzmanlar, bunun için yetenek kadar, enerji ve zamana da ihtiyaç olduğunu dile getirmektedirler. Çocukların eğitiminde, sabır özel bir yere sahip. Bunun için gerekli programların yapılması, çocukların zamanını değerlendirmede gerekli kontrol ve programlamanın yapılması gerekliliğini tam anlamıyla kavramak zorundayız. Yapılan bu çalışmalar ve programların tamamında, istediğimiz sonucu alamaya biliriz. Çünkü birçok anne ve baba, çocukların zamanlarını kontrol etme ve planlama açısında yeterli şartlara sahip olmaya bilir. Bundan dolayı ebeveynler, çocukların zamanını geçirmeleri için en kolay yol olarak televizyonu seçmekte ve çocuklarını ekranın karşısına oturtmaktadırlar. Ve bu yöntemle çocuklarını oyalama yoluna gitmektedirler. Televizyon ekranlarında yayınlanan programların kontrol edilmemesi, filmlerdeki şiddet ve uygunsuz sahneler, çocukların kişiliklerinin olumsuz yönde şekillenmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla, toplumda var olan şiddette, izlenilen bu şiddet sahnelerin büyük bir payı olduğunu söylemek gerekir. İnsanların farklı isteklerinin olması ve kişiliğinin gelişiminde, yaşadığı "Çocukluk dönemi"nin büyük bir payı vardır. Bu yüzden de, dünya genelinde "çocukluk dönemi" eğitimine ciddi bir eğilim gösterilmekte ve bu dönemin bilinçlenmesi için önemli çalışmalar yapılmaktadır. Yapılan araştırmalarda, dünya genelinde iki milyar çocuğun yaşadığı ve bu çocukların milyonlarcasının haklarının çiğnendiği tespit edilmiştir. Çocuk hakları ihlalinden önce, dengeli beslenememe, temiz içme suyu sıkıntısı, çocuk sağlığı ve eğitim problemleri gibi sorunların varlığına işaret etmek gerekir. Son yıllarda, eğitim uzmanlarının birçoğu, çocuk eğitiminin günümüz dünyasının en önemli meselesi olduğunu belirmektedir. Sosyal sorunlar, sosyal sapmalar ve psikolojik hastalıkların temelinde, çocukluk döneminde yaşanan olaylar, çocuğun kişiliğinin şekillenmesinde aldığı eğitimin önemli bir rolü olduğu bilinmektedir. Çocuk kişiliğinin şekillenmesi döneminde, kitle iletişim araçları, yani televizyon, sinema, video ya da uydu yayınları ile internet ve internet oyunlarının önemli payı bulunduğu bir gerçektir. Söz konusu bu kitle iletişim araçları, gelecek nesillerin nasıl olması gerektiğini de belirlemektedir. Çocuk dünyaya gelmesiyle birlikte, televizyonun yoğun saldırısıyla karşı karşıya kalıyor. Ses ve frekanslarla doğrudan karşı karşıya olan çocuk, etrafı görmeye başlayınca da televizyon yayınlarını karşısında bulmaktadır. Çocuk büyümeye başladıkça, ekrana bağımlılığı artmakta ve televizyondan izlediklerini de kendisi için örnek almaktadır. Televizyon izleyicisi çocukların, üçte ikisi kontrolsüz ve hedefsiz bir şekilde ekran karşısına olmaktadır. Bu konumda olan çocukların yaklaşık iki buçuk yaşından sonra televizyonun düzenli izleyicileri durumuna geldiği ve muhtelif programları izlemeye başladığı söyleniyor. Yapılan araştırmalarda, dünyaya gelen her çocuğun 10 yaşına kadar televizyonun kontrolü altında bulunduğu ve 6 yaş çocuklarının % 90'ının düzenli olarak televizyon ekranlarının izleyicisi durumunda olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla televizyonun çocukların üzerindeki etkisini de göz önüne alırsak, çocukları "kişisel gelişim" ve "sosyal hayata atılım "da "istenilen topluma" hazırladığını söylemek gerekir. Zira televizyon, kişinin hayatında doğrudan ve etkili izler bırakan bir kitle iletişim aracıdır. İletişim uzmanlarından Dr. Nasır Bahoner, televizyon'un çok güçlü eğitim aracı olduğu kadar çok tehlikeli bir kitle iletişim aracı da olduğunu belirtiyor. Televizyon izleyicisinin bu özellikten habersiz, ekranların bağımlısı olduğunu belirten Dr Nasır Bahoner, insanların televizyon konusunda bilinçli olması gerektiğini belirtti. Aksi halde izleyicilerin film ve dizi karakterlerini kendilerine örnek alacağını, özellikle çocukların izledikleri film ve dizileri algılaması ve konuları idrak etmesinin zor olacağını, vakit geçirmek için izlenen televizyonun beynin gereksiz bilgilerle doldurulmasına sebep olacağını ve bunun özellikle çocuk gelişiminde çok büyük tehlike arz ettiği uyarısında bulundu. Dr.Nasır Bahoner, kitle iletişim araçlarının en önemli görevinin eğitim vermek olduğunu hatırlatarak, çocuğun kişiliğinin gelişiminde de önemli sorumluğu bulunduğunu söylemektedir. Dr.Nasır Bahoner açıklamasında, eğitimin çocuğun kişiliğini şekillendiren bir süreç olduğunu, kitle iletişim araçlarının ahlaki, dini, manevi ve fiziksel olarak çocuğun eğitimini şekillendiren bir rol üstlenebileceği, çocuğun kişiliği için neyin iyi neyin kötü olduğunu gösterecek bir rehber olabileceğini dile getirmiştir. Çocukluk dönemi, kişinin büyüme sürecinin bir parçası olup, özellikle bu süreçte ilişkiler, tavırlar, karakter ve kişilik kendini bulmaya başlar. "Bill Pestmen"in ifadesiyle, 400 yıl öncesinde batı toplumunda, 'çocuk' tanımı için bir kelime kullanılmıyordu. Batılılar çocuk kavramını sosyoloji ve psikoloji ilminde kullanmaya başladı. Bill Pestmen açıklamasında, Rönesans dönemine kadar çocukların fiziki ve psikolojik yapısının dikkate alınmadığını belirtmektedir. Bu zamana kadar büyükler istedikleri zaman ve istedikleri şekilde, kendi bakış açılarıyla çocuklarını eğitiyorlardı. Bu süreçte, çocukların iç dünyasını göz ardı ederek, kendi istek ve arzularına göre çocukları büyütüyorlardı. Çocukların iç dünyasına yönelme ya da çocukların dünyasını keşfetme 18. yy' da kendini göstermeye başladı. Çocukların kişilik gelişimi, insanların kişiliğinin oluşumu gibi yaklaşımların ve çocuk eğitiminin ne kadar önemli olduğu görülmeye başlandı. Çocuk eğitiminde terbiyenin önemli bir yeri vardır. Çünkü eğitim ve terbiye arasında yakın bir bağ ve ilişki bulunmaktadır. Hatta çocukluk döneminde, kendini “dünyanın hâkimi” olarak gören çocuk, terbiye ile olgun bir şahsiyete dönüşür. Kitle iletişim araçları yetkililerinin ve sorumlularının, çocukların bu özelliğini dikkate alarak, daha mantıklı ve dikkatli hareket etmeleri, çocuk zihninin gelişimi, yetenekleri ve kişiliğinin oluşması yönünde kullanılması hedefiyle hareket etmeleri gerekir. Çocuklara verilen iyi terbiye ile gelecek nesillerin de tehlikelere karşı korunması sağlanır. Mantıklı bir çocuk terbiyesinin olumlu yönleri çoktur. Özellikle çocuğun araştırma yönünü güçlendirecek olan mantıklı bir terbiye, çocuklardaki heyecan ve zevklerin kontrolünü de sağlamış olur. Ve verilen iyi bir terbiye ile çocuğun karakterini de şekillendirmiş oluruz. Çocuk kitle iletişim araçları vasıtasıyla, dini eğitimi de alabileceği gibi yeteneklerinin de gelişmesine katkı sağlanmış olur. Çocuklara küçük yaşlarda sevgi, muhabbet, Allah'ın nimetlerine şükür gibi muhtelif kavramları da öğretmek mümkündür. Ayrıca yağmur, kar, tomurcuk, doğadaki güzelliklerle Allah'ın varlığı anlatılabilir. Bu şekilde çocuklarda verilen nimetlere karşı şükür kapısı aralanır. Kitle iletişim araçları ile yararlı ve güzel programlarla, çocukların zihinlerine güzellikler verilebilir ve dünyanın güzellikleriyle tanışması sağlanır. Dünya ve dünya nimetlerinden yararlanarak, çocukların terbiyesini güçlendirebiliriz. Çocukların terbiyesinde örnek alınacak kişiler elbette ki dini şahsiyetlerdir. Dolayısıyla, çocukları doğru bilgilerle ve iyi bir terbiye ile eğitecek olursak, gelecek nesillerin şekillenmesini de sağlamış oluruz. İyi bir nesil eğiterek, gelecek nesillerimizi de oluşturmuş oluruz.