• Nombre de visites :
  • 399
  • 22/10/2016
  • Date :

Dostuna İhanet Eden Sana Acımaz! (1)

dostuna ihanet eden sana acımaz! (1)
BM Güvenlik Konseyi, Amerika için sadece hedeflerine ulaşmaya yardımcı olacak bir araçtır...
Dünya tarihi, Amerika'nın farklı ülkelere karşı ihanetini belgeleyen olaylarla doludur. Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne üye ülkeler için ABD ile kurulan ikili ilişkilerde bu ihanetler yol gösterici önemli bir etken olabilir. Özellikle kendilerini uluslararası barış ve güvenliğin uygulayıcıları olarak tanıtan Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi ülkesi (Amerika, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya) için.

Başka bir ifadeyle; Amerika'nın İngiltere, Rusya, Fransa ve Çin'e ihanetlerini belgeleyen tarihte önemli örnekler vardır. Bu tarihi örnekler, Amerika'nın üstlenmiş olduğu yükümlülükleri yerine getirmede samimi olmadığını göstermektedir. Öyle ki; bıraknın Amerika'nın başka ülkelere verdiği söze sadık kalmasını, hatta müttefiklerine bile verdiği sözden defalarca dönmüştür.

Amerika'nın İngiltere'ye İhanetleri

İngiltere, her zaman Amerika'nın yakın müttefiklerinden olmuştur. Amerika ve İngiltere'nin İkinci Dünya Savaşı'nda yanı safta yer almasına rağmen tarihte Amerika'nın İngiltere'ye karşı ihanetlerine şahit olduk.

1- Normandiya İhaneti;

İkinci Dünya Savaşı ve Normandiya’nın fethi sırasında, İngiltere Amerika'dan Normandiya'nın fethetti için acilen kendilerine yardım etmesini ve askeri düzeyde harekete geçmesini istedi. Çünkü Normandiya'nın fethi Almanya'ya vurulacak büyük bir darbe ve zaferi hızlandırabilecek etkendi. Ama Amerika, İngiltere'nin isteğine rağmen savaşa gecikmeli olarak hatta İngiltere’nin Normandiya kıyılarında birçok askeri kayıp verdiği bir zamanda katıldı. Başka bir deyişle; Maçın son anında sahaya inen Amerika, zafer golünü atan futbolcu rolünü üstlendi.

2- Süveyş Vefasızlığı;

Amerika'nın İngiltere'ye ihanetinin bir başka örneği Süveyş krizinde yaşandı. Süveyş meselesinde; Amerika, Süveyş Kanalı'nı İngiltere tarafından kontrol altında alınması durumunda bölgede İngiliz nüfuzunun artacağını çok iyi biliyordu. Bu nedenle 1956 yılındaki savaşa hızlı bir giriş yaparak, İngiltere'ye siyasi ve mali baskı uygulamaya başlayarak İngiltere’nin 6 Kasım tarihli Birlemiş Milletler ateşkes anlaşmasını kabul etmeye mecbur bıraktı. Böylece İngiliz askerleri aynı yılın Aralık ayında Mısır'ı terk etmek zorunda kaldı.

(Süveyş Krizi; İkinci Arap-İsrail Savaşı olarak da bilinir. Savaş, 1956 yılında, bir tarafta Mısır, diğer tarafta İngiltere, Fransa ve İsrail ve üçüncü tarafta ise Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşmiş Milletler’in olduğu, diplomatik ve askeri karşılaşmalarla gerçekleşmiştir.)

3- İngiliz Kolonilerinin İşgali;

İngiltere sultası altındaki küçük bir ülke olan Grenada'nın 1983 yılında ABD tarafından işgal edilmesi, Amerika'nın İngiltere'ye yaptığı bir başka ihanetti. Uluslararası kanunları hiçe sayarak bir milletin ulusal hukukunun ve bağımsızlığın, egemenlik ve toprak bütünlüğünün ihlal edilmesinin açık bir örneği olan Grenada işgali, Amerika'nın yakın müttefikine ettiği ihanetin bir başka belgesidir. Çünkü İngiltere'de Grenada'da nüfuz sahibiydi. Daha net bir tabirle; Grenada, İngiltere’nin kolonisi kabul edilirdi.

(Grenada işgali; Soğuk Savaş nedeniyle Batı Yarımküresinde yaşanan en büyük uluslararası boyutlu çatışmalardan biridir. Aynı zamanda ABD'nin Vietnam Savaşı'ndan sonra giriştiği en büyük askeri harekâttır.)

4- Ağustos 28 Darbesi;

Amerika'nın İngiltere'ye ihanetin bir diğer örneği 28 Ağustos 1332 darbesidir. Bu darbeyle Dr. Musaddık, CIA ve MI6 (İngiliz İstihbarat Servisi) işbirliği ile devrildi. Musaddık'ın devrilmesi ve İran’a Şah'ın geri dönmesiyle zahiren İngiltere ve Amerika, İran'daki çıkarlarını ortak şekilde bölmeyi hesaplıyordu. Ama Amerika İngiltere'yi sahnenin dışına iterek petrol konsorsiyumunun büyük bir kısmını elde etti. Böylece Amerika bir kez daha ana müttefiki İngiltere'yi ahmak konumuna düşürmüştü.

Amerika'nın Rusya'ya İhanetleri

Tarih, İngiltere ve Fransa'nın yanı sıra İkinci Dünya Savaşı'nda müttefik iki ülkeden biri olan Amerika'nın Rusya'ya karşı ikiyüzlü bir politika izlediğini göstermektedir.

1-  Bolşevik Devrimi ve Amerika;

1917 Bolşevik Devrimi'nden sonra, Amerika hükümeti "Sovyet Rusya’ya" düşman oldu ve Rusya'ya karşı yaptırımlar uyguladı. Sadece yaptırımlarla yetinmeyen Washington, Sovyetler Birliği'ne karşı gizli eylemlere kalkışarak Sovyetler Birliği'ne düşman olan ülke ve gruplara maddi desteğe başladı. Amerika, 1918 yılında Kazaklar’a karşı çıkarlarını savunmak için askerlerini Sırbistan'a gönderdi. Buna ek olarak, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya'nın Rusya sınırlarına kadar yayılmasından duyduğu kaygı nedeniyle Rusya ve Sırbistan kuzeyine belirli sayılarda asker konuşlandırdı. Bu asker sevkiyatı, Rus topraklarının bağımsızlığını ihlal etmenin açık bir örneğidir. Amerikalılar Bolşeviklere karşı düşmanlıktan vazgeçmediler. Legal ya da illegal yollarla özellikle eski rejimin yani çarlık imparatorluğunun destekçileri ve Bolşeviklerin güçlü muhalifi olan "Beyaz Ordu’ya" yardımlara başladı.

2- Casusluk Faaliyetleri;

1940'ların sonlarında Amerika, bilgi toplaması amacıyla uçaklarını Sovyet sınırlarına sevk etti. Ayrıca uydular, denizaltılar, radyo, elektronik dinleme istasyonları ve gelişmiş donanımları pek çok endüstriyel ve askeri niteliğe sahip cihazlarla büyük miktarda istihbarat çalışmalarında bulundu. Birçok defa Amerikan uçakları, Sovyetlere ait hava sahası kasten ve sebepsiz olarak ihlal etmişti. Amerika'nın en önemli Sovyet casusluk faaliyetlerinden biri 1950'da yaşandı. Amerika’ya ait bir casus uçak, Sovyetler tarafında tespit edilmiş ve gizli operasyon açığa çıkartılmıştı.

3-  Amerika Destekli Renkli Devrimler:

Amerika, Sovyet Cumhuriyetleri'ni kışkırtarak Ruslara karşı ayaklanmalarını istiyordu. Bu girişimlerin açık örneği 2003 yılının Kasım ayında yaşandı. Hükümetin zaferi ile sonuçlanan Gürcistan'daki parlamento seçimlerinden sonra Amerika, hükümet karşı grupları destekleyerek olaylara müdahil oldu. Mihail Saakaşvili seçimlere hile karıştırıldığını ileri sürerek Gürcistan halkını hükümet aleyhtarı gösteriye katılmaya ve yetkililere karşı sivil itaatsizlik başlatmaya davet etti. Amerika, muhalefetten yana olarak dönemin Cumhurbaşkanı Şevardnadze'nin devlet başkanlığı görevini bırakmasına ve seçimlerin yeniden yapılmasına sebep oldu.

(Gürcistan'da parlamento seçimlerine hile karıştırıldığını iddia eden muhalefet ülke genelinde eylem başlattı. Devlet başkanı Eduard Shevardnadze'nin konuşma yaptığı sırada göstericiler ellerinde güllerle parlamento binasına yürüdüler. Güvenlik güçlerinin göstericilere müdahale etmeyi reddetmesi üzerine muhalefet liderleri ile görüşen Shevardnadze 23 Kasım 2003 tarihinde istifa ederek görevinden ayrıldı. Bu olay "Gül Devrimi" olarak adlandırılmıştır.)

Amerika sadece Gürcistan devrime müdahil olmakla kalmamış, Kırgızistan'daki iç savaşa ve Ukrayna'daki 2004 seçimlerinden sonra gerçekleştikten Turuncu Devrim'in de müsebbiplerinden olmuştur.

(Turuncu Devrim Ukrayna'daki 2004 Cumhurbaşkanlığı seçimleri döneminde, Kasım 2004'ten Ocak 2005'e kadar yaşanan politik olaylara verilen genel addır. Turuncu denilmesinin sebebi başkan adaylarından olan ve seçimlere hile karıştığını iddia eden Viktor Yuşçenko'nun seçim kampanyası dönemince bu rengi kullanmasıdır.)

4- Polonya'da Füze Konuşlandırma Planı;

Amerika, 2007 yılının Mart ayında Polonya'da balistik füze savunma sistemi ve Çek Cumhuriyeti'nde bir radar istasyonu kurma planlarını açıkladı. Varşova Paktı üyesi olan her iki ülke de Soğuk Savaş döneminde NATO'nun rakiplerindendi. Rusya, kurulacak yeni sistemleri potansiyel bir tehdit olduğunu savundu.  Rus yetkililer, söz konusu girişimin Amerika ve Rusya arasındaki ikili ilişkilerine zarar vereceğini söyleyerek Amerika'nın yapılan antlaşmalara uymayarak dünya düzeni bozmaya çalıştığına dikkat çekti.


Amerika'nın Çin'e İhanetleri

İkili ilişkiler içerisinde belki de en karışık ve çelişkili olanı, Çin ve ABD arasındaki ilişkilerdir. Geleceği öngörülemeyen değişken ve tezat ilişkiler. Soğuk Savaş döneminde Amerika-Çin ilişkileri, stratejik ortaklığa dayalıydı. Bu ikili ilişkinin şekillenmesinde ana faktör,  Sovyetler Birliği'nin küresel siyasetiydi. Ancak buna rağmen Amerika’nın Çin'e ihanetini kanıtlayan onlarca belge vardır.

1-  Çin'e karşı Japonya'yı Desteklemek;

Henüz Japonya'nın İkinci Dünya Savaşı sonra koşulsuz teslim olarak imzaladığı anlaşmanın mürekkebi kurumamışken Amerika Birleşik Devletleri Japon askerlerini Çin karşı bir güç oluşturmak için etkisi altına aldı. Oysa Çin, Japonya'ya ait önemli istihbarat bilgilerini Amerika’ya vererek ve Amerikalı pilotları koruyarak ABD ile yakın işbirliğinde bulunmuştu. Ancak Çin’in bu yardımlarından hiçbirisi Amerika'nın ihanetlerine engel olamadı. Çünkü Amerika, Çin'in gelişmesini önlemek için Japonya’nın askeri alanda büyümesi desteklemiş, Japonya ile ittifakını güçlendirmişti.

Devamı var...

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)