Emevi Camii
Emevi Camii, Şam Ulu Camii olarak da bilinen, Şam'ın eski şehir kısmında yer alır ve dünyanın en büyük ve en eski camilerden birdir.
634 yılında, Şam'ın Araplar tarafından alınmasından sonra, Roma İmparatoru I. Konstantin zamanından beri Vaftizci Yahya'ya adanmış Hıristiyan bazilikanın yerine cami yapılmıştır. Cami, bugün hala korunan Vaftizci Yahya kafası gibi kutsal emanetleri muhafaza eder. Ayrıca camii içerisinde Şiilik için önemli nirengi noktaları vardır. Bunlar arasında I. Yezid tarafından gösterilmek üzere saklanılan Muhammed Peygamber'in torunu Hüseyin'in kafası yer almaktadır. Caminin kuzey duvarına eklenmiş küçük bir bahçede Selahaddin Eyyubi'nin türbesi bulunmaktadır.
Fatih Camii
Fatih Camii ve Külliyesi, İstanbul'un Fatih ilçesinde Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmış olan cami ve külliyedir. Külliye 16 adet medrese, darüşşifa (hastane), tabhane (konukevi) imarethane (aşevi), kütüphane ve hamam bulunmaktadır. Şehrin yedi tepesinden birinde inşa edilmiştir. Cami 1766 depreminde yıkıldıktan sonra onarılarak 1771'de bugünkü halini almıştır. Caminin ilk inşasından bugün sadece şadırvan avlusunun üç duvarı, şadırvan, tac kapı, mihrap, birinci şerefeye kadar minareler ve çevre duvarının bir kısmı kalmıştır. Şadırvan avlusunda, kıble duvarına paralel olan revak diğer üç yönden daha yüksektir. Kubbelerin dış kasnakları sekiz köşelidir ve kemerlere oturur. Kemerler genellikle kırmızı taş ve beyaz mermerlerle işlenmiş, yalnız mihverdekilere yeşil taş kullanılmıştır. Alt ve üst pencerelerin etrafı geniş silmelerle çevrelenmiştir. Söveler mermerdendir ve gayet geniş, kuvvetli silmelerle belirtilmiştir.
Fatih Camii Kubbesi
Demir parmaklıklar, kalın demirden ve topuzludur. Revak sütunlarının sekizi yeşil Eğriboz, ikisi pembe, ikisi esmer granitten, son cemaat yerindekilerin bazıları ise mısır granitindendir. Başlıklar tamamen mermerden ve hepsi istalaktitlidir. Kaideler de mermerdir. Avlunun biri kıblede, ikisi yanda üç kapısı vardır. Şadırvan sekiz köşelidir. Mihrabın yaşmağı istalaktitlidir. Hücre köşeleri yeşil direkli, kum saatleri ile süslü ve üstü zarif bir taçla biter. Yaşmağın üzerinde tek satırlık bir ayet vardır. On iki dilimli olan minare, cami ile büyük bir ahenkle birleşmiştir. Çinili levhalar son cemaat duvarının sağ ve solundaki pencere aylarındadır.
Fatih Camii'nin ilk yapımında, cami alanını genişletmek için duvarlar ve iki ayak üzerine bir kubbe oturtulmuş ve bunun da önüne bir yarım kubbe ilave edilmiştir. Böylelikle 26 m çapındaki kubbe bir yüzyıl boyunca en büyük kubbe niteliğini korumuştur. Caminin ikinci defa yapılışında payandalı camiler planı uygulanarak küçük kubbeli sivri bir bina meydan getirilmiştir. Şimdiki durumda, merkezi kubbe dört fil yağına oturmakta ve bunu dört yarım kubbe çevrelemektedir. Yarım kubbelerin etrafında ikinci derecede yarım ve tam kubbeler, mahfildeki ve dıştaki abdest musluklarının önündeki galerileri örtmektedir. Mihrabın sol tarafından, türbe yanından geniş bir rampa ile girilen Hünkar mahfili ve odalar bulunmaktadır.
Minarelerin taş külahları 19.yy sonunda yapılmıştır. Mimar Mehmed Tahir Ağa camiyi tamir ettiği sırada eski camiden kalan klasik parçalarla yeniden yaptığı barok parçaları iyi bir şekilde birleştirdi. Caminin alçı pencereleri son devirlerde harap olduğundan adi çerçevelerle değiştirildi. Avlu kapısının yanındaki yangın havuzu Sultan II. Mahmud tarafından 1825 yılında yaptırıldı. Caminin geniş bir dış avlusu vardı.
Kurtuba Camii
İspanya'nın Cordoba (Kurtuba) şehrinde, şehrin ortasından geçen Guadalquivir (Vad'il Kebir) ırmağının kenarında bulunan Kurtuba Camii dünyanın en büyük ve en eski camilerinden biridir.
ٜMescit" kelimesinden türemiş Mezquita adıyla bilinir. Temelini 786'da I.Abdurrahman'ın attığı cami sonradan kiliseye çevrilmiş. Endülüs Emevilerinin başkenti Kurtuba'da 600 cami bulunmakta. Bu camilerin en anıtsal ve ihtişamlısı Kurtuba Camii'dir.
Bugün Cordoba Katedrali olan caminin, kare minaresinin kenarları 8,48 m'dir. Kubbe sisteminde üst üste binen kemerlerde kırmızı beyaz mermer kullanılmış ve cami içinde 1293 sütun vardır. Oymalı mermer mihrabı bütün camiler içinde en güzel mihraplardandır. Duvarlarda kufi yazılar lacivert zemine altınla yazılmıştır. Minber, pek çok fildişi parçayla, değerli taşlardan altın çivilerle yapılmıştır. I. Abdurrahman tarafından yaptırılan ve 785 yılında inşaasına başlanan caminin yapımı bir yılda tamamlanmıştır. Endülüs İslam Devletini kuran Birinci Abdurrahman, Kurtuba'da çok büyük bir cami yaptırmak istedi. Caminin yapılmasına 785 senesinde başlandı. Birinci Abdurrahman'ın ömrü, camin bittiğini görmeye yetmedi. 787 senesinde öldü. Ondan sonra hükümdar olan oğlu Hişam ve torunu Elhakem caminin tamamlanmasına gayret ettiler. Cami on senede tamamlandı. Fakat, bundan sonra, her sene bir parça ilave edilerek en son şeklini 990 yılında yani ancak 205 sene sonra aldı. İkinci Elhakem 976'da camiye altından bir minber yaptırdı.
İlk yapıldığındaki büyüklüğü 75 metre eninde ve 100 metre boyundaydı. Daha sonraki hükümdarlar camiyi çeşitli eklemelerle büyüttüler. 833 yılında, Abdurrahman II, doğu ve batı taraflarına birer sahın ekleyerek sahınların sayısını 11'e çıkardı. 961 yılında II. Hakem, camiye 11 sahın ve 11 kemer daha ekleyerek uzunluğu 47,5 metreye çıkardı. Bu ilaveler ilk şekli bozmadan, aynı üslupta yapılmıştır.
Dünyadaki en fazla sütuna sahip olan mabet, sütunlardan oluşan 19 paralel yol, bu doğrultuya dik 36 adet yolu dik açıyla keser. 850 adet olan sütunların çoğu granitten, bazıları da çeşitli taşlardan yapılmıştır. Sütunlar, tuğlalardan ve beyaz taşlardan meydana gelen kemerleri destekler.
Kurtuba Camii, 1236'da katedrale çevrilmiştir. 1523'te çeşitli ilaveler yapılmıştır, fakat bu arada orta kısımlardan 63 adet göz kamaştırıcı sütun kaldırılmıştır. Bu harika eserdeki mimari özellik, kendisinden sonraki pek çok esere örnek olmuştur.
Bursa Ulu Camii
Bursa Ulu Camii, Osmanlı Sultanı I. Bayezid tarafından Niğbolu Seferi'nden dönüşünde verdiği emir ile inşa ettirilmiştir. Caminin yapım tarihini veren bir kitabe yoktur; ancak minber kapısında geçen 802 (1399) tarihi caminin inşa tarihi olarak kabul edilir. Caminin açılışında ilk hutbeyi dönemin önemli mutasavvıflarından biri olan Somuncu Baba'nın okuduğu rivayet olunur. Mimarın Ali Neccar veya Hacı İvaz olduğu düşünülmektedir. Caminin kündekari tekniği ile yapılmış minberi Selçuklu oyma sanatından Osmanlı ahşap oymacılığı sanatına geçişin en önemli örneklerinden biri kabul edilen değerli bir sanat eseridir.
Cami yapıldığı dönemlerde toplum tarafından çok itibarlı addedilmiş ve diğer medreselerin hocaları burada ders vermeyi bir şeref bilmiştir. Sonraki yüzyıllarda caminin iç mekânını süsleyen ve alışılmışın dışında büyük ebatlı yazılar toplumsal ilgi ve itibarın nedenlerinden biri olmuştur.
2215 metrekare alan kaplayan Ulu Cami, her biri dörder kubbeli 5 bölümden oluşur. Ortadaki kubbenin altında havuzlu, 18 köşeli bir şadırvan bulunur. Şadırvan ve duvarlarında yer alan dev boyutlardaki yazılar , Ulu Cami'nin kendine özgü özellikleridir. Günümüzde Ulu Cami'de 21 hattat tarafından yapılmış 45 levha, 87 duvar yazısı bulunmaktadır.
Ulu Cami'nin Devaklı Abdülaziz oğlu Mehmet tarafından yapılan taç kapısı, sert ceviz ağacından hiç çivi kullanılmadan yapılmış minberindeki ağaç işçiliği birer şaheserdir. Minber, kainatı temsil eder. Üzerine güneş sistemi kabartma bir formla işlenmiştir. Gezegenler, güneşe uzaklıkları ve büyüklüklerinin oranları doğru olarak yerleştirilmiştir.
Kristal Camii
Malezya'da Kuala Terengganu'da bulunan Kristal Cami, modern İslam mimarisi ve çevre düzenlemesinin en güzel örneklerinden biridir. Yapımında cam, metal ve ayrıca kristal malzemeler kullanıldığından dolayı, ismini Kristal Cami olarak almıştır.
Kuala Terengganu'da Wan Man adası üzerinde bulunan İslamic Heritage Park içerisinde yapılmış olan Kristal Camii, Çin mimarisinin özelliklerini taşıması ve yapımında kullanılan malzemelerin de Çin'den gelmiş olması, Malezyalılar tarafından tepkiyle karşılanmıştır.
1500 kişilik kapasiteye sahip caminin yapımına 2006 yılında başlanmış ve 13. Terengganu Sultanı Mizan Zeynel Abidin tarafından 8 Şubat 2008 tarihinde ibadete açılmıştır.
Sultanahmet camii
17.Yüzyılın önemli eserinden biri olan Sultanahmet Camii, Mimar Sinan'ın yapı anlayışı içinde inşa edilmiş bir şaheserdir. Sinan'dan sonra Türk mimarlığının meşalesini ele alan Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'nın ellerinde yükselmiştir. 1609-1616 yılları arasında Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından İstanbul'daki tarihî yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa'ya yaptırılmıştır.
Cami mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca "Mavi Camii (Blue Mosque)" olarak adlandırılır.
Sultanahmet Camii külliyesiyle birlikte, İstanbul'daki en büyük ekslerinden biridir. Bu külliye bir cami, medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkânlar, hamam, çeşme, sebiller, türbe, darüşşifa, sıbyan mektebi, imarethane ve kiralık odalardan oluşmaktadır. Bu yapıların bir kısmı günümüze ulaşamamıştır.Köşe kubbelerin üstündeki küçük kulelerin eklenmesi dışında, geniş ön avlunun cephesi Süleymaniye Camii'nin cephesiyle aynı tarzda yapılmıştır. Avlu neredeyse caminin kendisi kadar geniştir ve kesintisiz bir kemeraltıyla çevrilmiştir. Her iki tarafında abdesthaneler vardır. Ortadaki büyük altıgen fıskiye avlunun boyutları göz önüne alındığında küçük kalır. Avluya doğru açılan dar anıtsal geçit kemeraltından mimari olarak farklı durur. Yarı kubbesi kendinden daha küçük çıkıntılı bir kubbe ile taçlandırılmış ve ince sarkıt bir yapıya sahiptir.
Sultanahmet camii Türkiye'de 6 minaresi olan 4 camiden biridir. Diğer 3 tanesi ise İstanbul Arnavutköy'de Taşoluk Yeni Camii, Adana'daki Sabancı Camii ve Mersin'deki Muğdat Camii'dir. Minarelerin sayısı ortaya çıkınca sultan küstahlıkla suçlanmıştır çünkü o zamanlarda, Mekke'deki Kâbe'de de 6 minare bulunmaktadır. Sultan bu problemi Mekkede olan (Mescidi Haram) camiye yedinci minareyi yaptırarak çözer.
Yeni safak