Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza iyi davranmanızı emretti...
Aile, bireysel eğitim için en ideal kurumdur. Aile, sağlam bir toplum yapısının temel taşıdır. Aile, ahlâki değerlerin işlendiği ve kişinin şahsiyetinin temellendiği kutsî bir yuvadır. Hayat boyu sürecek olan eğitim bu yuvada başlar ve ferdin karakteri bu ocakta şekillenir.
Çocuk, anne ve babasından emniyet ve güven duyguları bakımından tatmin olduğu zaman, onun ruhî dengesi sağlanmış demektir. Aksi hâlde böyle bir duygudan mahrum yetişen çocuk, ruhî sarsıntılar geçirebilmektedir. Fakat ailede sağlıklı fertler yetiştirip topluma kazandıra bilmek için eğitim sadece annelerin görevi değildir, anneye ne kadar görev düşüyorsa bir o kadar da babanın sorumlulukları bulunmaktadır.
Özellikle babaların erkek çocuklarıyla iyi bir ilişki kurması kaçınılmazdır. Değişik toplumlarda, farklı kültür, yaşam tarzı ve ekonomik statüde bulunan ailelerde baba ile oğlunun arasında anlaşmazlıklar gözlenmekte ve bunun sonucunda bir takım sorunlar yaşanılmaktadır.
Baba ve oğul arasındaki sorun toplumun her kesiminde müşahede edilmektedir, babalar mutlaka bunların üstesinde gelmek ve iyi bir rabıta kurmak için çalışıp çabalamalıdırlar.
İş yerinde, mahallede yahut öğrencisi olan gençlerle nasıl bir samimiyeti varsa kendi çocuğuyla da öyle olmalıdır. Başka gençlerle rahat konuşup, görüş alışverişinde bulunup, samimi davrana biliyorsa, aynı yaşlarda olan oğluyla da bunu yapabilir, onunla da bir arkadaş bir dost gibi ilişki kurabilir.
Zira bunun en büyük ve en önemli faydalarından biri oğlunuzda özgüveni sağlamak olacaktır. Babaların, çocuğun özgüvenini sağlamadaki rolü çok büyüktür. Babasız büyüyen yahut babalarıyla iyi iletişim kuramayan çocuklarda özgüven eksikliği göze çarpmaktadır. Emretmeyen, dövmeyen, rica eden güçlü bir baba modelinle büyüyen çocukların özgüvenleri de sağlam olacaktır. Baba, 'özgüven, güç, kuvvet, yaşam karşısında güçlü olma' duygularını beslerken; anneler de 'merhamet, vicdan' duygularının oluşmasına neden olurlar.
Baba kelimesi; gurur, sevgi, emniyet, korku ve özgüven gibi birbirinden oldukça farklı duyguları içinde barındırır. Babasıyla ilişkisi ve iletişimi iyi olan çocuklar toplum içinde daha özgüvenlidir. Baba, çocuk için dış dünyayı temsil eder. Çocuk, hayata ve insanlara güven duymayı, kendini ve duygularını korumayı bu ilişki içinde öğrenir. Dışarıdaki hayata bir penceredir baba. Savaşmak kadar, sevmek için de o pencereden bakmak gerekir.
Babalar evlatlarıyla arkadaş olmalıdır, ancak bu şekilde onun sorunlarının farkına varıp bir çözüm ürete bilir. Aralarında samimiyet olduğu takdirde dışarıda evladını bekleyen tehlikelerden onu koruyabilir. Özelliklede yaşadığımız bu çağda ahlak, toplumsal değer ve dini inançlarımıza karşı büyük savaş başlatan batı kültüründen, gençlerimizi korumanın en önemli yolu babaların oğluyla arkadaş olabilmesindedir. Siz onunla samimi olduğunuz ve sıcak bir ilişki kurabildiğiniz sürece, oğlunuz izin sözlerinize değer verecektir, size yakın olacak, karşılaştığı potansiyel tehlikeleri size bildirerek yardım isteyecektir. Nasihatler, davranışlar ve uyarılar sevgi dolu bir bakış, güler yüzlü bir duruş ve her zaman yanında olunduğu hissini verildiği sürece etki edecektir.
Babaların oğullarıyla çocukluk ve gençlik dönemlerindeki ilişkisi yaşlandığında aynı şekilde karşısına çıkacaktır. Evladıyla çocukluğundan beri bir arkadaş gibi yaşayan, her zaman onun yanında olan, hatalarını azarla değil de baba şefkatiyle düzeltmeye çalışan ve sevgi elini oğlunun üzerinden eksik etmeyen bir babaya, yaşlandığı zaman oğlu hiç sırt çevrir mi? Bir ömür babasının o samimi gülüşünü karşısında bulan evlat, yıllar sonra ondan ayrılmaya dayanabilir mi, onu terk eder mi yahut bir huzur evinin köşesine bırakır mı?
Öyleyse evlatlarımızın büyüdüklerinde hayırlı veya hayırsız olmaları birazda kendi elimizde, bakalım onlar gençken biz onlara ne kadarda hayırlı baba olabildik.
Günümüzde hiçbir zamanda olmadığı kadar iyi bir baba-oğul ilişkisine muhtacız, bunun içinde herkes sorumludur; öğretmenler, müdürler, medya, büyükler velhasıl herkes babalar ve oğullar arasındaki ilişkinin maksimum seviyede güzel olması için ellerinden geleni yapmalıdırlar. Ancak bu şekilde aile içindeki şiddet, huzursuzluk ve sorunlar giderilecektir, dolayısıyla toplumda birçok kötülükten kurtulmuş olacaktır.
Rabbimiz, Kutsal Kitabı'nda şöyle buyuruyor:
"Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine 'of!' bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve 'Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!' diyerek dua et." (İsra-23/24)
Babalar ve oğulları birbirlerine olan sevgilerini gösterseler, aralarında olan samimiyeti her geçen gün arttırsalar; baba oğlunu varlık sermayesi, göz nuru oğulda babayı ruh sağlığı için en güçlü dayanak olarak görecek ve birbirlerine göstermiş oldukları ilgi, saygı ve tevazünün aslında Allah için yapılmış büyük bir ibadet olduğunun farkına varacaklardır.
Bu bağlamda öncelikle babalar evlatlarının neye ihtiyaç duyduklarını iyi bilmelidir, zira bunlar bilindiği takdirde samimi bir ilişki kurulabilir. Öncelikle çocuğunuzun duygusal ihtiyaçlarının neler olduğunu düşünün ve bunları her gün aklınızda tutmaya çalışın. Bunları gidermeye gayret edin ve unutmayın iyi bir baba oğlunun sadece maddi ihtiyaçlarını karşılayan baba değildir, onun ruh haletine önem veren ve ruhunun gelişimini sağlamaya çalışan babadır.
Çocukların paraya değil babaya ihtiyaçları vardır. Mutsuz ve yeterince oturmamış bir sığ ilişkide, çocuğa en pahalısından bilgisayar alınsa bile yine de mutlu edilemez. Ama duygu yüklü, koruyan, gözeten, kuşatan, destekleyen, dengeleyen, sıcacık bir baba-evlat ilişkisinde, çocuğun babasıyla oynayacağı on dakika saklambaç, oturup sohbet edeceği saatler, dünyanın en güzel hediyesidir.
Babalar, daha çocukken evladınıza vakit ayırmalı onları sevmeli ki, yaşlandıklarında hayırlı bir evlat ve ahiret hayatında Bakiyat-us Salihat sahibi olsunlar.
Oğullar ise babalarının kıymetini henüz hayattayken bilmeli. Onları kaybettikten sonra 'keşke'lerin hiçbir faydası olmayacak. Sevgi dolu bakışlarını babalarından eksik etmemeli.
Ehlader