İmam Hasan (a.s), yüce Allah'a gönülden bağlı bir kuldu; bu fevkalâde bağlılığı çoğu zaman yüzünden bile okunabiliyordu. Namaz vakti yaklaşıp da abdest aldığında, rengi sararır, hafifçe titreme tutar, bu hâlinin nedeni sorulduğunda: "Rabbinin huzuruna çıkacak birine bundan başka bir hâl yakışmaz." derdi. Ehlibeyt'in (a.s) altıncı İmam'ından şöyle rivayet edilir:
İmam Hasan (a.s) çağının en çok ibadet eden ve en faziletli olan insanıydı; herkesin hesaba çekileceği kıyamet gününü andığı zaman ağlar, kendisinden geçerdi.
Yaya olarak, hatta bazen yalınayak, 25 kez Mekke'ye Beytullah'ı ziyarete gitmiştir.
Cömert ve Bağışlayıcıydı
İmam Hasan (a.s) Kâbe'yi ziyaret ettiği sırada bir adamın: "Ya Rabbi! Bana on bin dirhem nasip et!" diye yakardığını duydu, hemen eve dönüp o adama on bir dirhem gönderdi.
Bir gün İmam'ın cariyelerinden biri, hazrete bir demet güzel kokulu çiçek hediye etti. İmam (a.s) da buna karşılık onu azat ettiğini söyleyerek azatlık beratını mühürledi. Bir demet çiçek karşılığında neden bunu yaptığı sorulunca da: "Çünkü Rabbimiz bizi böyle eğitmiştir." buyurarak şu ayeti okudu:
Size selâm verildiği zaman; karşılık olarak ondan daha iyisiyle selâm verin. Veya aynısıyla mukabele edin ٦
İmam Hasan (a.s) o güne dek görülmemiş bir cömertlik sergileyerek, ayağındaki ayakkabıya varıncaya kadar bütün mal varlığını ikiye bölmüş ve yarısını Allah yolunda yoksullara vermiştir. Hayatında üç kez bunu tekrarlamıştır!
Sabırlı ve Metin Oluşu
Şam'dan gelen bir adam, Muaviye'nin tahrik ve kışkırtıcılıkları neticesinde İmam Hasan'ı (a.s) bulup ona küfretti, ağır hakaretlerde bulundu. İmam, susuncaya kadar onu sabırla dinledi. Adam susunca, şefkatle gülümseyerek elini adamın omzuna atıp şöyle buyurdu:
İhtiyar! Sanırım bu şehirde yabancısın ve galiba seni birileri hataya düşürmüş. Benden rızalık istersen veririm. Bir isteğin varsa, yardım ederim. Danışacak birini arıyorsan buyur, sorununu söyle sana yol göstereyim. Bir sıkıntın varsa gidereyim, karnın açsa doyurayım, muhtaçsan ihtiyacını gidereyim. Her ne işin varsa, halletmeye hazırım ben. Eğer bizim eve gelirsen daha rahat edersin. Zira senin rahatını sağlayacak imkânlarımız mevcuttur.
Adamcağız, İmam'ın (a.s) bu sözleri karşısında dayanamayıp ağlamaya başladı. Bir yandan ağlıyor, bir yandan da şöyle diyordu:
Şahadet ederim ki, sen Allah'ın yeryüzündeki halifesisin ve gerçekten de Allah, halifeliği kime vereceğini çok daha iyi bilir. Sen ve baban, benim için dünyanın en kötü insanlarıydınız. Ancak şimdi en çok sevilen insanlarsınız benim için.
Yaşlı adam o gün İmam'a (a.s) misafir oldu. Oradan ayrıldığında, İmam'ın (a.s) yarenlerinden biriydi artık!
Bulduğu her fırsatta İmam Hasan'a (a.s) hakaret ve eziyetlerde bulunan Mervan, o hazret şehit düştüğünde cenaze merasimine katılmıştı. İmam Hüseyin (a.s): "Ağabeyim hayattayken onu üzebilecek her şeyi yaptın, şimdi de cenazesine gelip ağlıyorsun, öyle mi?" diye sorunca, Mervan Medine'deki yüksek bir dağı göstererek: "Her ne yaptıysam öyle bir insana yaptım ki, (Medine'deki bir dağı işaret ederek) sabrı bu dağdan daha büyük idi!" dedi.
İmam Hasan'dan Veciz sözler
1- Alçak ve şerefsiz insanlar, iyiliğe karşılık teşekkür etmezler.
2- İffetli ve dürüst olmak, rızkı ve geliri azaltmaz; hırs ve tamah da rızkı çoğaltmaz.
3- İçinde zerrece şer ve kötülük bulunmayan halis hayır ve iyilik; nimete kavuşunca şükretmek, sıkıntı ve zorluğa düşünce de sabırlı olmaktır.
4- Dünyada küçük düşüp horlanmak, cehennem ateşine atılmaktan yeğdir.
5- En sağlam kalp, zan ve şüphelerden temizlenmiş olanıdır.
6- Ahiret yolculuğunun ne kadar uzun olduğunu anlayan kişi, kendisini bu uzun yolculuğa hazırlar ve azığını temin etmeye başlar.
7- Sana nasıl davranılmasını istiyorsan, başkalarına öyle davran.
8- Ahiret yolculuğuna hazır ol, ölüm gelip çatmadan ahiretin için azığını hazırla.
9- Birbirine akıl danışıp meşverette bulunanlar, mutlaka kendi hayırlarına olacak yolu görürler.
10- Ölmeden önce, salih amel işlemeye çalışın.
Ehlader