Yahudilerin Alayları ve Bahaneleri Bitecek gibi Değil!
قَدْ نَرَى تَقَلُّبَ وَجْهِكَ فِی السَّمَاءِ فَلَنُوَلِّیَنَّكَ قِبْلَةً تَرْضَاهَا فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَحَیْثُ مَا كُنْتُمْ فَوَلُّوا وُجُوهَكُمْ شَطْرَه : Yüzünü çok kere göğe doru çevirdiğini görüyoruz. Elbette seni arzu ettiğin kıbleye döndüreceğiz: Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir! Siz de ey mü'minler, nerede bulunursanız bulunun(namazda) yüzlerinizi ona doğru çeviriniz. Şüphesiz ki kendilerine kitap verilenler bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir. (Bakara sûresi 144 ayet)
Bu ayet, önceki ve sonraki ayetler İslam tarihinin önemli gelişmelerinden birisine işaret eder. Peygamber Efendimiz Mekke'de bi'set'ten sonra 13 yıl süresince ve Medine'ye hicretinden sonra birkaç ay Allah'ın emri ile 'Beytul Mukaddese' doğru yakalaşık yedi yada onyedi ay namaz kıldı. Bu süre içerisinde Yahudilerin serzenişi ile karşı karşıya idi. Çünkü Beytul Mukaddes Yahudilerin an kıblesi idi. Fakat daha sonra Kıble değiştirildi ve Müslümanlar Kabe'ye doğru namaz kılmaya başladı.
Yahudiler Müslümanlara şöyle söyledi: Bunların bağımsızlıkları yoktur. Bizim Kıblemize doğru namaz kılıyorlar. Bu bizim Hak olduğumuzun göstergesidir.
Bu söylemler İslam Peygamberi ve Müslümanlar için korkunçtu. Onlar bir yandan Allah'a itaat ediyor diğer taraftan ise Yahudiler tarafından alay ve serzenişler kesilmiyordu.
Kıblenin değiştirilmesi çeşitli deneme aşamaları ve tekamüldü. Kabe o zaman müşriklerin puthanesi idi. Allah'ın emri ile Müslümanlar geçici olark Beytul Mukaddes doğru namaz kıldı. Ve bu süre içerisinde müşriklerden saflarını ayırdılar.
Bir süre geçtikten sonra Kıble'nin değiştirilmesi emri geldi. Oysaki peygamber öğlen namazının iki rekatını 'Beni Salim' camisinde Beytul Mukaddese doğru kılıyordu. Cebrail görevlendirildi ve Peygamber Efendimizin kolunu tutarak onun yüzünü Kabe'ye doğru çevirdi. (1) Yahudiler bu olaydan çok rahatsız oldu. Yahudiler eskiden olduğu gibi gene bahaneler bularak itiraz ettiler. Allah Peygamber Efedimize onlara şöyle söylemesini emretti: سَیَقُولُ السُّفَهَاءُ مِنَ النَّاسِ مَا وَلَّاهُمْ عَنْ قِبْلَتِهِمُ الَّتِی كَانُوا عَلَیْهَا قُلْ لِلَّهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ یَهْدِی مَنْ یَشَاءُ إِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِیمٍ İnsanlardan bir takım beyinsizler , Onları yöneldikleri kıblelerinden çeviren nedir ? diyecekler. De ki 'Doğu'da Batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru yola iletir. (Bakara 142 ayet).