Hz. Seccad'ın Düşünsel ve İlmî Cihadı(2.Bölüm)
Yöneticilerin, insanların dillerine ve bedenlerine hâkim olduktan sonra düşüncelerine de tam anlamıyla hâkim olmak maksadıyla besledikleri ilâhî cebir (Allah'ın insanı amel etmeye zorlaması / insanın amellerini kendi iradesiyle yapmaması) düşüncesi gibi sapık fikirlere karşı da müthiş bir mücadele veriyordu. Daha önce, Hz. Hüseyin'in (a.s) öldürülmesini Allah'a mal etmek isteyen İbn Ziyad'a: "Allah, öleceği zaman öleni vefat ettirir." ayetiyle cevap verdiğini hatırlatmıştık.
Böylece İmam (a.s), yöneticinin meclisinde, bu kadar net konuşarak akidevî sapmaya açık tavır koymuştu. Dolayısıyla başkalarının haksız yere öldürülmesi ile Kur'ân'ın Allah'a nispet ettiği katına döndürme ve canı alma arasındaki farkı ortaya koymuştu.
İmam'a (a.s): "İnsanların başına gelenler, kaderle mi başlarına geliyor, yoksa amelleriyle mi?" diye sorulduğunda, İmam (a.s) şöyle cevap verir:
"Kader ve amel, ruh ve beden mesabesindedir. Bu hususta Allah, salih kullarına yardım eder."
Sonra şöyle der:
"Haberiniz olsun; kendi zulmünü adalet, doğru yolda olanın adaletini de zulüm gören kimse, insanların en zalimidir." [6]
Böylece İmam (a.s) teşbih (Allah'ı yaratıklarına benzetme) ve tecsim (Allah'ı cisimleştirme) inancına[7] ve irca (Mürcie) düşüncesine karşı koymuştur. [8]
İmamet ve velayet hususunda ise İmam (a.s) takiyyeye veya gizliliğe gerek duymadan bütün açıklığı ve sarahatiyle imamlığını bizzat kendisi ilan etmiştir. Bu açık ilanı içeren birçok hadis vardır. Bu hadislerden birinde şöyle deniyor:
Biz, Müslümanların imamlarıyız, Allah'ın âlemlere sunduğu hüccetleriyiz. Müminlerin seyyitleri, kalabalıkların önderiyiz. Müminlerin mevlalarıyız. Biz, yeryüzü halkının güvencesiyiz, tıpkı yıldızların gök ehlinin güvenceleri olmaları gibi. Eğer yeryüzünde bizden biri olmasaydı, yer üzerindekileri yutardı. Allah'ın Âdem'i (a.s) yarattığı günden beri yeryüzünde, açık ve meşhur veya gaybette ve gizli bir hüccet bulunmuştur. Kıyamet kopuncaya kadar da mutlaka yeryüzünde bir hüccet bulunacaktır. Böyle olmasaydı yeryüzünde Allah'a kulluk edilmezdi. [9]
Ebu Minhal Nasr b. Evs et-Taî şöyle der:
"Ali b. Hüseyin (a.s) bana dedi ki: "İnsanlar kime gidiyorlar?" Dedim ki: "Şuna buna gidiyorlar." Dedi ki: "Onlara söyle, bana gelsinler." [10]
Ebu Halid el-Kabulî İmam Zeynelabidin'e (a.s) şöyle dedi: "Efendim! Senden sonra kaç imam geleceğini bana söyle." Dedi ki:
"Sekiz imam gelecektir. Çünkü Resulullah'tan (s.a.a) sonra on iki imam gelecektir. Bu, İsrailoğulları'ndaki Esbat'ın da sayısıdır. Üç tanesi geçmişte geldi. Ben dördüncüsüyüm. Sekiz tanesi de benim soyumdan gelecektir…"[11]
[6]- et-Tevhid, es-Saduk, s.366
[7]- Keşfu'l-Ğumme, 2/89
[8]- Cihadu'l-İmami's-Seccad, s.107
[9]- el-Emali, Şeyh Saduk, s.112; el-İhticac, s.317
[10]- Tarih-u Dımışk, Hadis: 21
[11]- Kifayetu'l-Eser, s.236–237
Hz. Seccad'ın Düşünsel ve İlmî Cihadı(1.Bölüm)
İmam Seccad (a.s.), Kerbela Elçisi