• Nombre de visites :
  • 3050
  • 2/9/2014
  • Date :

Abese Suresi ve Resulullah(5.Bölüm)

abese suresi ve resulullah(5.bölüm)

Elbette adı geçen Kureyş'in büyüklerini İslam'a kazandırmakla, onların kendilerinin hidayet bulmalarına ilaveten, bu gibi müstekbirlerin baskısı altında inleyen zayıf ve fakir Müslümanların da kurtulup rahata kavuşması ve İslam dininin ilerlemesinin ve hâkimiyetinin önündeki en büyük engelin kalkması da söz konusu idi. Dolayısıyla Peygamber, bu yüce hedefleri temin ederek Allah Teâla’nın rızasını kazanmak için onlara fazlasıyla ilgi göstermekteydi. Allah Teâlâ'da bu kadar çaba harcamasına gerek olmadığını bildirmiştir.

Peygamberin âmâ olan Ümmi Mektum'a ilgisizlik göstermesine gelince, bu olayı nakleden hadis, tefsir ve siyer kaynaklarına müracaat ettiğimizde, Peygamberin ona karşı gösterdiği bu ilgisizliğinin de onun âmâ veya fakir oluşundan dolayı olmadığı görülmektedir. Zira Ümmi Mektum edep kurallarına riayet etmemiş ve yüksek sesle mükerrer olarak Peygamberin sözünün arasına girerek bu ciddi konuşmasının kesilmesine ve bölünmesine yol açmıştı. Dolayısıyla da onun uyarılması icap etmekteydi.

Peygamberin bu davranışı ise bu doğrultuda gösterilen en doğal bir davranıştı. Sonra Ümmi Mektum âmâ idi ve Peygamberin ona surat asmasını görmemekteydi, dolayısıyla Peygamberin bu davranışından onun kalbinin kırılması ve incinmesi de söz konusu değildi. O halde peygamber, bir müminin kalbini kıracak bir davranışta da bulunmuyordu ki, bunun Peygamberin yüce ahlakıyla bağdaşmadığı söz konusu edilsin. Sadece Peygamber ona cevap vermeyi geciktirmişti. Bu da onun kalbini kıracak bir hareket değildi. Çünkü Peygamberin başkasıyla konuşmakta olduğunun farkına varacak ve tabii olarak Peygamberin o konuşmasını bitirdikten sonra kendisine cevap vermesinin pek doğal olduğunu anlayacaktı.

İlaveten tarihe baktığımızda Ümmi Mektum ile Peygamber arasında samimiyete varan bir ilişki olduğunu görmekteyiz. Ümmi Mektum’un izin almaksızın Peygamberin evine girmesi bunun delilidir. Dolayısıyla insanın önemli bir işle iştigal halindeyken samimi olduğu arkadaşının cevabını geciktirmesinin, onun kalbini kırmayacağı ve ona ağır gelmeyeceği açıktır. Bu nedenle Peygamberin ona ilgisiz kalması pek doğal kabul edilen bir davranıştır ve Peygamberin yüce ahlakıyla da hiç çelişkisi olmadığı gibi günah sayılacak bir eylem de değildir.

Yani Peygamber, bu olayda yüce ahlakı ve masumiyetiyle çelişen bir davranışta bulunmamıştı. Belki Peygamber burada evla olan yani daha iyi olan bir davranışı terk etmişti. O da şu ki, Peygamber onun bu edep dışı davranışından hiç incinmemesi, yüzünü asmaması ve hemen cevap vermesi idi. Peygamber bunu yapmamıştı. Daha iyi olanı terk etmenin ise, ne yüce ahlakla ne de masumiyetle bir çelişkisi yoktur. Çünkü masumiyetin anlamı terk-i evla etmemek olmadığı gibi, yüce ahlak da edep dışı davranıştan hiç etkilenmemek değildir.


Abese Suresi ve Resulullah(3.Bölüm)

Abese Suresi ve Resulullah(4.Bölüm)

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)