• Nombre de visites :
  • 1686
  • 10/3/2014
  • Date :

Kur'an'ın Tüm Manalarının Bildirilmesi

kuranın tüm manalarının bildirilmesi

Doğru olan, Allah Rasülü'nün (s.a.a) , anlaşılması ancak kendisinin açıklamasına bağlı olan Kur'an'ın birtakım anlam ve öğretilerini beyan etmiş olduğudur. Çünkü:

Birincisi; Hz. Peygamber Kur'an'ın bütün anlamlarına vakıftı. Allah onu Kur'an'ın açıklayıcısı tayin etmiş ve şöyle buyurmuştur:

 “وَأَنزَلْنَا إِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيْهِمْ”‌[1]

Yine eğitim görmemiş olanlara kitabı öğretmeyi onun işleri arasında saymış ve şöyle buyurmuştur:

 “هُوَ الَّذِي بَعَثَ فِي الْأُمِّيِّينَ رَسُولًا مِّنْهُمْ يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِهِ وَيُزَكِّيهِمْ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ”‌[2]

Öte yandan Hz. Peygamber, bilgiyi öğretmede cimrilik ve pintilik yapmamış, ümmetine karşı tam bir hayırhahlık ve muhabbet içinde olmuştur. Allah onu vasfederken şöyle buyurur:

 “لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُۆْمِنِينَ رَۆُوفٌ رَّحِيمٌ”‌[3]

Bu durum karşısında, Kur'an'ın anlam ve öğretilerinden bir kısmını beyan etmemiş olmasına delil kalmamaktadır. Bunun olabilmesi için hiçbir sahabenin o anlam ve öğretileri anlayıp kavrayacak yeterlilikte olmaması gerekir. Bir sonraki meselede anlaşılacağı üzere hiç olmazsa sahabelerinin bir kısmı bu yetenek ve kapasitedeydi.

İkincisi;

 “وَأَنزَلْنَا إِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيْهِمْ”‌

Ayet-i kerimesinin atfından anlaşılıyor ki, insanlara indirilen ve anlaşılması için açıklamaya muhtaç olan şeylerde Nebiyy-i Ekrem (s.a.a)  Allah Teala katından onu izaha memur edilmiştir. Hz. Peygamber'in görevinde asla hata yapmayacağı gözönünde bulundurulduğunda Kur'an'ın açıklanması lazım gelen birtakım bilgilerini Hz. Peygamber'in izah ettiği anlaşılmaktadır.

Üçüncüsü; çok sayıda rivayet Allah Rasülü'nün (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) Kur'an'ın bütün mana ve maarifini açıkladığına delalet etmektedir. O rivayetlerden bir örneği burada zikredecek ve asıl önemli kısmını bir sonraki meseleye bırakacağız:

Emirulmüminin'den (a.s) Nehcu'l-Belağa'da şöyle rivayet edilmiştir:

ثم اختار سبحنه لمحمد صلي الله عليه و آله لقاءه... فقبضه اليه کريما و خلف فيکم ما خافت الانبياء في اممها اذ لم يترکوهم هملا بغير طريق واضح و لا علم قائما کتاب ربکم مبينا و حرامه و فرائضه و فضائله و ناسخه و منسوخه و رخصه و عزائمه و خاصه و عامه و عبره و امثاله و مرسله و محموده و محکمه و متشابهاه مفسرا جمله و مبينا غوامضه

“Sonra Allah Subhanehu, Muhammed (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) için onunla buluşmayı tercih etti... Bunun üzerine ona ikramda bulunarak ruhunu kabzetti. O da peygamberlerin ümmetleri arasında bıraktığı şeyi sizin aranızda bıraktı. Çünkü peygamberler, yolu aydınlatmaksızın ve alamet koymaksızın halkı kendi başına terketmez. Rabbinizin kitabını aranızda bıraktı. Oysa helal ve haram, vacip ve müstehap, nasih ve mensuh, ruhsat ve azimet, hâs ve âmm, ibretler ve meseller, mürsel ve mahdut, muhkem ve müteşabihi bildirdi, mücmel konuları tefsir etti, müşkülatı açıkladı...”‌ [4]

Hüccetül İslam Dr. Aliekber Babai  

Çeviri: Ehlader Araştırma Bölümü


[1]   Nahl 44

[2]   Cuma 2

[3]   Tevbe 127

[4]   Seyyid Rıza, Muhammed b. Hüseyin, Nehcu'l-Belağa, Feyzulislam'ın tercüme ve şerhiyle, c. 1, s. 35 ve 36, birinci hutbe.

Resulullah Ve Kuranın Hepsinin Tefsiri(1.Bölüm)

Resulullah Ve Kuranın Hepsinin Tefsiri(2.Bölüm)

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)