Peygamber-İ Ekrem'in (S.A.A) Kur'an'ın Bütün Maarifine Vakıf Olması(1.Bölüm)
Akıl ve nakil, Allah Rasülü'nün (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) Kur'an'ın bütün maarif ve ahkamını, zâhir ve bâtınını, tefsir ve tevilini bildiğine delalet etmektedir. Çünkü:
Birincisi: Allah Teala katından birtakım manaları ifade için ayetler nazil olup bunları hiçkimsenin, hatta Allah Rasülü'nün (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) bile anlayamaması akla uygun değildir. Kur'an, Allah Teala'nın kelamıdır. Her kelamın faydası da manaya delalet ve söyleyenin maksadının muhataba ulaşmasıdır. Bir kelam, yalnızca bazı kimselerin maksadı bilebileceği kendine özgü simgeler ve sırlarla aktarılmış olsa bile muhatapların hiçbirinin anlayamayacağı ve söyleyenden başka kimsenin bilemeyeceği bir manayı kasdetmesi makul değildir.
Bu sebeple, Kur'an-ı Kerim'in, herkesin anlayamayacağı ve sadece belli kimselerin ya da yalnızca Allah Rasülü'nün (s.a.a) anlamaya güç yetirebileceği bâtını bulunması mümkün olmakla birlikte Allah'ın hikmet, ilim ve kudreti gözönünde bulundurulduğunda Kur'an'ın anlamı ve mevzularını hiçkimsenin, hatta Allah Rasülü'nün (s.a.a) bile anlayamayacağının kasdedilmesi muhaldir. O mananın kelam yoluyla ifade edilmesi ya mümkün değildi ya da mümkündü ama mashalata uygun değildi. Yahut hem mümkündü, hem de maslahata uygundu. Birinci ve ikinci durumda kasıt Allah Teala'nın hikmetine uygun değildir. Hikmet sahibi Allah kendi kelamıyla ilgili böyle bir anlamı kasdetmiş olamaz. Üçüncü durumda, kasdedilen manayı hiçkimsenin anlayamayacağı bir lafızla ifade, bilgisizliği ve yetersizliği gerektirir ki Allah Teala her ikisinden de münezzehtir.
İkincisi: Muteber rivayetler, Allah Rasülü'nün (s.a.a) ilimde derinleşmiş olan herkesten üstün olduğuna, Kur'an bütün tevil ve tenzilini Allah Teala'nın talimiyle bildiğine delalet etmektedir. Öyleyse Allah'ın bir şeyi ona indirip de tevilini öğretmemiş olması mümkün değildir. Bu rivayetlerden bazıları şunlardır:
- Bureyd b. Muaviye'den şöyle nakledilmiştir: İki imamdan birinden (İmam Bakır veya İmam Sadık aleyhimüsselam) “وَمَا يَعْلَمُ تَأْوِيلَهُ إِلاَّ اللّهُ وَالرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ”[1] ayetinin tefsiri hakkında şöyle buyurduklarını işittim:
فرسول الله افضل الراسخين في العلم قد علمه الله عز و جل جميع ما انزل عليه من التنزيل و التأويل و ما کان الله لينزل عليه شيئا لم يعلمه تأويله و اوصياۆه من بعده يعلمونه
“Allah Rasülü ilimde derinleşenlerin en üstünüdür. Allah azze ve celle ona indirdiğinin bütün tevil ve tenzilini öğretmiştir. Allah'ın ona bir şeyi indirip de tevilini öğretmemiş olması sözkonusu değildir. Ondan sonraki vasiler de tamamını bilirler.” [2]
[1] Âl-i İmran 7
[2 Usülü Kafi, c. 1, s. 270-271, babu enne'r-Rasihin fi'l-ilm hümü'l-eimme aleyhimüsselam, hadis 2; Biharu'l-Envar, c. 23, s. 199.
Kur’an Açıklayıcısı Hz. Resulullah
Rahmet Peygamberi (s.a.a.)