Tam ve Eksik Sebep Olguları
Ecel [3]
İleride İnşaallah, "kitabın aslı"nın, etkisini göstermekten hiçbir zaman geri durmayan genel sebeplere dayanmaları açısından gerçekleşmesi kaçınılmaz olan olaylara, "silme ve silmeden bırakma levhi"nin ise, "gerektirici sebepler" de dediğimiz eksik sebeplere dayanmaları açısından herhangi bir engele takılarak gerçekleşmeme ihtimali de bulunan olaylara uyarlanabileceğini açıklamaya çalışacağız.
Tam sebeple, eksik sebep olgularını daha iyi kavramak için güneşin yeryüzünü aydınlatması olayı örnek gösterilebilir. Örneğin; biz biliyoruz ki içinde bulunduğumuz şu gece, birkaç saat sonra bitecek, üzerimize güneş doğacaktır. Güneş, ışığıyla yeryüzünü aydınlatacaktır.
Fakat bunun bir bulut tarafından veya araya Ay'ın girmesi nedeniyle ya da başka bir engel tarafından engellenmesi mümkündür. Bu engellerden herhangi birisinin, güneşin yeryüzünü aydınlatmasını engellemesi ihtimali her zaman vardır. Fakat güneş ufukta görüldüğü zaman, arada da varsaydığımız türden bir engel yoksa, kaçınılmaz olarak yeryüzünü aydınlatacaktır.
Buna göre, aydınlatma bağlamında tek başına güneşin doğması, "silme ve silmeden bırakma levhi" konumundadır. Vakti geldiğinde doğması ile birlikte, yeryüzüyle arasına girebilecek herhangi bir engelin bulunamaması durumu ise, aydınlatma bağlamında, "levh-i mahfuz" adı verilen "kitabın aslı" konumundadır.
Aynı şekilde insanın özel yapısı, bunun yanında sınırlı etkinliklere sahip temel fonksiyonları, doğal bir ömür sürdürmesini gerektirmektedir. Ki bunun yüz veya yüz yirmi yıl dolaylarında olduğu söylenmektedir.
İşte sözgelimi bu süre, "silme ve bırakma levhi"nde yazılıdır. Ne var ki, evrenin bütün unsurları, insanın varlığıyla bağlantılı ve onun üzerinde etkili olmaktadır. Dolayısıyla sayısını bilemediğimiz bu sebepler ve engeller, zihnî kapasitemizle kuşatamadığımız etkileşimlerle insanın doğal ömrü tamamlanmadan ecelinin dolmasına neden olabilirler. Ki biz buna "beklenmedik ölüm" diyoruz.
Bu durum, yüce Allah'ın evrene egemen kıldığı düzeni çerçevesinde, varlık için "adı konulmuş ecel" ve "adı konulmamış ecel" belirlemesine yönelik ihtiyacı zihinsel olarak tasavvur etmemizi kolaylaştırmaktadır.
Dolayısıyla adı konulmamış ecelin müphemliği, adı konulmuş ecelin belirlenmişliğiyle çelişmemektedir. Adı konulmamış ecel ile, adı konulmuş ecel kimi zaman denk gelebilecekleri gibi, kimi zaman da birbirinden ayrılabilirler. Ki bu durumda gerçekleşen ecel, kesinlikle "adı konulmuş, belirlenmiş ecel" olur.
"Sonra da hayatınıza bir süre koydu. Belirlenmiş süre de O'nun katındadır."
Ayeti üzerinde düşündüğümüz zaman varacağımız sonuç budur.
Bu arada tefsir bilginleri, ayette işaret edilen iki ecel ile ilgili olarak garip yorumlarda bulunmuşlardır.
Birine göre: Ayette geçen ilk "ecel" sözcüğüyle yaratılış ile ölüm arasındaki süre, ikinci "ecel" sözcüğü ile de ölümle diriliş arasındaki süre kastedilmiştir.
O, sizi çamurdan yarattı
Ecel Kavramı