Ecel Kavramı
Ecel [2]
Yüce Allah, Musa Peygamber ve Şuayb Peygamber kıssasının bir yerinde şöyle buyuruyor:"Dedi ki: 'Bana sekiz yıl hizmet etmen şartıyla şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer süreyi on yıl olarak tamamlarsan, artık o senin tarafından bir iyiliktir...' Dedi ki: Bu, seninle benim aramda bir sözleşmedir; hangi süreyi tamamlarsam, bana düşmanlık yok." (Kasas, 27-28) Bu ayetlerde de "ecel" sözcüğü belirlenen sürenin tamamı anlamında kullanılmıştır.
Öyle anlaşılıyor ki, sürenin sonu anlamına gelen "ecel" sözcüğü, kullanım itibariyle, sürenin tamamı anlamına gelen "ecel" sözcüğünün bir ayrıntısı mahiyetindedir. Yani sürenin sonu anlamındaki "ecel", ön-celeri "biten, tamamlanan süre" anlamında "ecel-i makziy" şeklinde kullanılmış, daha sonra nitelik hazfedilerek nitelenenle yetinilmiştir. Dolayısıyla "ecel" (süre) dendiğinde akla "biten süre" anlamı gelmiştir. Ragıp İsfahanî el-Müfredat adlı eserinde der ki:
"İnsanın hayatı için öngörülen süreye 'ecel' denir. Dolayısıyla, 'Eceli geldi' dendiğinde, bunun anlamı, 'Ölümü yaklaştı'dır. Sözcüğün asıl anlamı, sürenin tamamlanmasıdır." (Ragıp'tan alınan alıntı burada son buldu.)
Her hâlükârda, ayetin akışından anladığımız kadarıyla, ayette geçen "süre" ve "belirlenmiş süre"den maksat, insan hayatının sonudur, sürenin tamamı değil. "Allah'ın belirlediği sürenin sonu gelmektedir..." ifadesinden de bunu algılamak mümkündür.
Bununla da anlaşılıyor ki, iki türlü ecel vardır. Biri, belirlenmemiş, müphem ecel; diğeri ise, adı konulmuş, belirlenmiş ecel. Bu ikincisi Allah katındadır. Bu ecel, "O'nun katında" ifadesiyle kayıtlı olduğu için, kesinlikle değişikliğe uğramaz. Yüce Allah bir ayette şöyle buyurmuştur:
"Allah'ın katında olan kalıcıdır." (Nahl, 96) Allah'ın katındaki ecel, kesindir; değişmez, dönüşmez. Yüce Allah bir ayette, bu hususa şöyle işaret etmektedir: "Süreleri gelince ne bir an geri kalırlar, ne de ileri giderler." (Yûnus, 49)
Dolayısıyla adı konulmuş, belirlenmiş ecel ile, adı konulmamış, belirsiz ecel arasındaki ilişki, kesin ve hükme bağlanmış bir şeyle birtakım koşullara bağlı, muallakta tutulan şey arasındaki ilişkiye benzer.
Bu bakımdan, bağlı bulunduğu koşulların gerçekleşmemesinden dolayı, koşullara bağlı bulunan şey de gerçekleşmeyebilir. Fakat kesin ve sonuca bağlanmış olan için böyle bir şey söz konusu değildir, gerçekleşmemesi diye bir şey düşünülemez.
Tefsirini sunduğumuz ayetleri, "Her sürenin bir yazısı vardır. Allah dilediğini siler, dilediğini bırakır. Kitabın aslı ise O'nun katındadır." (Ra'd, 38-39) ayetleriyle birlikte incelediğimiz zaman, göreceğiz ki adı konulmuş kesin ecel, "kitabın aslı"na konulandır; adı konulmamış belirsiz ecel ise, "silme ve silmeden bırakma levhi"nde yazılı olan eceldir.
Ecel