Rabbini Unutan Kimse
KUR'AN'DA AZAP [1]
Kur'an-ı Kerim, Rabbini unutan kimselerin hayatlarını, geçimlerini onca genişliğine ve bollu görünüşlü olmasına rağmen sıkıntılı ve zor bir hayat olarak nitelemektedir. Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Kim beni anmaktan yüz çevirirse, onun için dar ve sıkıntılı bir geçim vardır." (Tâhâ, 124) Nimet ve afiyet olarak algıladığımız mal ve çocukları, Kur'an-ı Kerim azap olarak nitelemektedir. "Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin; Allah onlara dünyada bunlarla azap etmeyi ve kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor." (Tevbe, 85)
"Ve dedik ki: Ey Adem, sen ve eşin cennette yerleş." (Bakara, 35), asıl mesele şudur: Birincisi; insanın sevinci, neşesi, hüznü, tasası, arzusu, korkusu, azap duyması ve nimetlenmesi onun mutluluk veya mutsuzluk olarak algıladığı olgular etrafında odaklaşmaktadır. İkincisi; gerek nimet, gerekse azap ve bunlara yakın olgular, izafe edildikleri şeyin durumuna göre farklılık gösterirler. Örneğin, ruhun kendine göre bir mutluluğu ve bir mutsuzluğu vardır. Bedenin de bir mutluluğu ve mutsuzluğu vardır. Aynı şekilde bu bağlamda insanın kendine özgü bir konumu ve hayvanın da kendine özgü bir konumu vardır. vs.
Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmanyan, yüzü dünyaya dönük materyalist insan, Allah'ın edebiyle edeplenmediği için, asıl mutluluğu maddi mutluluk olarak algılar ve manevi mutluluk olarak ifade edilen ruhsal mutluluğa itibar etmez. Bu yüzden mal, evlat, ve mevki sahibi olmaya uğraşır, iktidar ve kudretini yaygınlaştırmanın yollarını arar. Bu insan, nefsi aracılığıyla arzuladığı bu şeyleri, yalnızca hayalinin kendisine tasvir ettiği nimetlenmeye ve lezzete ulaşmak için belirtmiştir. Arzusuna kavuşunca da, bir lezzetin gerisinde bin acının gizli olduğunu görür. Bunlara kavuşmadığı zaman, içinde hasret ve umut besler, kavuştuğunda ise, arzuladığından farklı bir durumla karşılaşır. Çünkü bir takım eksiklerinin olduğunu görecektir, beraberinde acılar taşıdığını fark edecektir.
Kalbi güven ve huzur bulacağı sebepler ötesi Allah'a ilgi duymadığından güvenip dayandığı sebeplerin kendisini yüz üstü bıraktığını acı bir deneyim olarak anlayacaktır. Sonunda yine hasret, yine tatminsizlik onu beklemektedir. İnsan, elde ettiği şeyler bağlamında sürekli acı duyar, ondan yüz çevirir, ondan daha hayırlısını ister, belki kalbinin tasası ve acısı bu sayede dinsin. Elde etmediği şeyler konusunda da sürekli hasret, acılar ve yürek sızıları içinde yüzer. İşte insanın elde ettiği ve kavuşamadığı şeyler bağlamındaki gerçek durumu...
Kur'an insanı, sonsuz ruhla, dönüşebilen ve değişkenlik özelliğine sahip bedenin bileşiminden ibaret bir varlık görür. İnsan Rabbinin huzuruna varıp sonsuzluğa kavuşuncaya kadar, bu özelliğini sürdürür. Dolayısıyla, ilim ve benzeri şeyler gibi sırf ruhu için mutluluk aracı olan olgular onun için de mutluluk kaynağı oluştururlar.
Ebedi Azap (1)
Kuran-ı Kerimde Kıyamet Günündeki Azap Tabirleri