Sıffin Savaşı
Sıffin [2]
Yine İmam'ı zehirlediği takdirde Cu'de'yi oğlu Yezid'e alacağını da vadetmiş, fakat Yezid, babası Muaviye'den daha insaflı davranarak Cu'de'yi reddetmiştir. Şimdi burada, küfür derecesinde olan bu cinayetleri işleyen bir cinayetkârı bağışlanmış ve günahsız saymak, cinayet ve ihanetlerini içtihat diye örtbas etmek insaf mıdır?
Kısacası biz diyoruz ki: Eğer Hüccetü'l-İslâm Gazalî, Emirü'l-Müminin Ali b. Ebutalib'in hilâfet ve imametini kabul ediyorsa, bu durumda, Muaviye'nin o hazrete kayıtsız-şartsız biat etmesini gerekli görmesi, aksi durumda, Muaviye'nin azgın ve serkeş birisi olduğunu itiraf etmesi gerekir. Ali'nin hak hilâfetiyle Muaviye'nin isyan hareketini eşit görüp mukayese etmek Gazalî gibilere yakışmaz.
Evet, konumuza dönelim. Muaviye, Amr-ı As'ın hile ve desiseleriyle Şam ve civarındaki halkı toplayarak Sıffin adındaki yerde Emirü'l-Müminin Ali'nin karşısına çıktı.
Emirü'l-Müminin Ali (a.s) Cemel Savaşı'nda olduğu gibi Sıffin'de de bu dehşetli hastalığı ve yıkıcı belayı defetmek, ümmetin birliğine ve İslâm'ın yapısına sızan bu felaketi ortadan kaldırmak amacıyla her ne kadar çaba harcadıysa da Muaviye'nin zatî kötülüğünden dolayı bir faydası olmadı; sonunda yüz gün süren savaş başladı. (Bendeniz, bu faciayla ilgili "Yüz Gün" adlı önemli bir kitap yazdım, fakat basmaya muvaffak olamadım.)
Bu savaşta meşhur "Veysel Karanî" ve "Ammar Yasir" gibi kişiler şehit oldukları gibi, Ali'nin (a.s) diğer birçok özel ashabı ve taraftarları da birer birer şehid oldular. Yine Hz. Ali'nin (a.s) meşhur taraftarı ve ordusunun kumandanı olan "Malik b. Eşter" ve "Muhammed b. Ebu Bekir'in şahadetleri de bu savaşın üzücü ve kötü sonuçlarındandır.
Buna rağmen, Muaviye tamamıyla mağlup olduğu hâlde Amr b. As'ın yaptığı desise ve hile sayesinde kendini toparladı ve bu konuda iki hakemin hükmüne müracaat edildi. Fakat Emirü'l-Müminin Ali (a.s) bu hükme rıza göstermek zorunda bırakıldı. Çünkü Emirü'l-Müminin Ali (a.s) iki hakemin vereceği hükmü biliyordu. Fakat bir taraftan Amr b. As'ın hilesi, diğer taraftan da orduda baş gösteren tereddüt ve cemaatta ortaya çıkan görüş farklılıkları Emirü'l-Müminin Ali'yi daha zor bir durumda bırakmıştı; düşmanın saldırısından ziyade dostun gevşeklik ve uyuşukluğu önem taşımaktaydı.
Evet, hakemeynin hükmünden aksi sonuç alındı ve Emirü'l-Müminin Ali (a.s) tekrar savaş ve saldırıya hazırlanırken kendi taraftarlarından bir grup hak ve hakikate sırt dönerek hak yoldan çıktı.
Sıffin Musibeti
Ammar Yasir’in Sıffin Savaşındaki Rolü