İnsanlar tek bir ümmetti
HAYVANLAR ÂLEMİ [2]
İlâhî dinse, bunları pekiştirir ve ayrıntılarını ortaya koyar. Bundan önceki birçok açıklamadan hareketle böyle bir sonuca varıyoruz. Kur'ân'da yer alan birçok ayetten de bu sonucu algılayabiliyoruz: "Nefse ve onu biçimlendirip de ona kötülüğünü ve iyiliğini ilham edene andolsun ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülülüklere gömen de ziyan etmiştir." (Şems, 7-10) "İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberleri gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere hak kitaplar indirdi. Ancak kendilerine kitap verilenler, apaçık deliller kendilerine geldikten sonra, aralarındaki kıskançlıktan ötürü onda anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah, iman edenleri hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe kendi izniyle eriştirdi. Allah, dilediğini doğru yola iletir." (Bakara, 213)
Hayatın birçok alanında insanlara eşlik eden hayvanların davranışları üzerinde durup düşündüğümüz zaman, hayvan türlerinden birinin hayat tarzı ve yaşayış şekli üzerinde derin etütler yaptığımız zaman, bunların da tıpkı insanlar gibi bireysel ve toplumsal inançlara ve görüşlere sahip olduklarını görürüz. Varlığını sürdürme amacına yönelik hareketleri ve duruşları, işte bu inanç ve görüşler esasına dayalı olarak biçimlenir. Tıpkı insanın dünya hayatındaki davranışlarını bir dizi inanç ve görüşe dayandırması gibi.
Örneğin herhangi birimiz beslenmeyi, cinsel birleşmeyi ya da çocuk sahibi olmayı arzu eder. Yahut kendisine zulmedilmesinden ve fakirlikten hoşlanmaz. Bu bağlamda zihninde bir düşünce belirir ki, yiyecek araması veya bir şeyler yemesi ya da bir yerde depolaması gerekmektedir. Yahut evlenmesi ve çocuk sahibi olması lâzım gelmektedir. Yine bu bağlamda düşünür ki, zulme katlanmaması, fakirliğe sabretmemesi gerekir. Böylece zihninde beliren bu düşüncelerin önünde açtığı yollarda hareket ederek bu sorunlarına çözümler bulmanın peşine düşer.
Aynı şekilde gözlemlediğimiz kadarıyla, herhangi bir hayvan da hayatının gereksinimlerini karşılama bağlamında tutarlı bir hareketlilik hâlinde olur. Bununla beslenme, çiftleşme ya da barınma gibi ihtiyaçlarını karşılamayı hedefler. Bu da, söz konusu hayvanın ihtiyaçlarının ve bu ihtiyaçları giderecek şeylerin bilincinde olduğundan kuşku edilmemesi gerektiğini gösteren bir olgudur. Yine buradan hareketle anlıyoruz ki, bu hayvanın kendine özgü görüş ve inançları da vardır. Bunların etkisiyle, tıpkı insanlarda olduğu gibi, yararlı şeyleri elde etmeye, zararlı şeyleri de kendinden uzaklaştırmaya yönelir. Bazen hayvanların bir avı yakalamak veya düşmandan kurtulmak için akıl almaz hile ve tuzaklara başvurduklarını görüyoruz ki, birer bireysel ve toplumsal yöntem olarak biz insanlar, ancak asırlar sonra bunları ortaya çıkarabiliyoruz. Birçok hayvan türlerini araştıran bilim adamları, karıncalar, bal arıları ve ağaç kurtları üzerinde yaptıkları araştırmalar sonucu, uygarlık ve sosyal yaşam bağlamında insanı dehşete düşüren bulgular elde etmişler. Sanat ve yönetim incelikleri açısından öyle manzaralarla karşılaşmışlar ki, ancak uygarlıkta ileri gitmiş insan topluluklarında bunların benzerlerine rastlayabiliriz.
Kur'ân-ı Kerim de, hayvanların tanınmasını, yaratılışları ve hareketleri üzerinde düşünülmesini teşvik edici ifadeler içerir: "Sizin yaratılışınızda ve (Allah'ın yeryüzünde) yaymakta olduğu canlılarda, kesin olarak inananlar için deliller vardır." (Câsiye, 4) Kur'ân-ı Kerim, sığır, kuş, bal arısı ve karınca gibi hayvanların durumlarından ibret dersleri çıkarılmasını emreder.
HAYVANLAR ÂLEMİ