Haricilerin Belirgin Özellikleri(6.Bölüm)
Bu ayette geçen "hüküm" kelimesiyle kast edilen şey "kanun koyuculuk"tur, "insanoğlunun hayatını düzenleyecek kural ve prensipleri belirleme"dir. Bu ayette kanun koyuculuk hakkının sadece Allah'a -veya O'nun yetki verdiği kimseye- ait olduğu ve Allah'tan başka kimsenin "kanun" belirleme hak ve yetkisi taşımadığı vurgulanmaktadır.
Haricilerse bu kelimeyi, hakemiyeti de kapsayacak şekilde genelleştirip şiar edindiler. "Allah'tan başka hiç kimse kanun koyuculuk hakkına sahip olmadığı gibi, devlet ve yöneticilik hakkına da sahip değildir, Allah'tan başka hiç kimse insanları yönetmeye kalkışamaz!" dediler.
İmam Ali (a.s) namaz kıldığı veya minberde hutbe verdiği sırada Hariciler genellikle müdahale edip bu ayeti yüksek sesle okur ve Ali'nin (a.s) yönetim hakkının olmadığını ve hakemlikte de bulunamayacağını ima ederlerdi.
İmamın onlara verdiği cevap fevkalade çarpıcıdır:
"Söz doğru, ama söyleyenin maksadı batıl. Evet, kanun koyuculuk hakkı elbette ki sadece Allah'ındır, ama bunlar, "Allah'tan başkası insanları yönetemez, yönetici olamaz." diyorlar! Oysa ki insanların bir yöneticiye ihtiyacı vardır, yöneticisiz toplum olmaz, iyi veya kötü; bir yöneticinin varlığı zaruridir. Bir yönetici sayesindedir ki mümin insanlar Allah rızası için yapmak istediklerini yaparlar, kafir olanlar dünyadan faydalanırlar ve bu minval üzere Allah Teala onları götürür. Bir devlet ve yönetim sayesindedir ki vergiler toplanır, düşmanla savaşılır, yollarda ve şehirlerde güvenlik sağlanır, zayıf ve güçsüzün hakkı, zorba ve zalimden alınır. Devlet ve yönetim sayesindedir ki iyiler huzur bulurlar, insanlar kötülerin şerrinden amanda olurlar."[11]
Evet, kanun kendiliğinden uygulanmamaktadır; bunun için mutlaka bir yöneticiye ve yönetim kadrosuna ihtiyaç vardır.
4- Haricilerin bir diğer özelliği de dar ve kıt görüşlü olmalarıydı, bu sığ insanların düşünce ufku pek dar, pek aşağıydı. İslam'ı ve müslümanları bu dar, sığ ve aşağı seviye ve kıt çerçevede mütalaa ediyorlardı. Yeryüzünün bütün kıt görüşlü ve dar ufuklu insanları gibi onlar da kendilerinden başka herkesi bilgisiz ve eksik görmede, kendilerinden başka herkesin batıl yolda olduğunu sanmadalardı. Onlara göre herkes cehennemlikti. Bu tür dar görüşlülerin ilk işi, bu sığ düşünceleri birtakım dini kalıplara dökerek meşrulaştırmaya çalışmaktır. Onlar Allah'ın rahmet ve bağışlayıcılığını bu dar kalıplarına sığdırmaya kalkışır ve O yüceler yücesinin rahmetini pek sınırlı ve mahdut gibi gösterirler. Allah Teala hazretleri onların gösterdiği ufukta sürekli öfkeli ve gazaplıdır; kullarının her hareketini gözetler ve onların bir açığını yakalayıp derhal ebedi azaba uğratmak için fırsat kollar!
Haricilere göre yalan söylemek, içki içmek, gıybet etmek gibi büyük günahlardan birini işleyen İslam dininden çıkmıştı, kafir olmuştu ve ebediyen cehennemde kalacaktı. Binaenaleyh çok az sayıda insandan başka herkes cehennemlikti!
Haricilerin Belirgin Özellikleri(4.Bölüm)
Haricilerin Belirgin Özellikleri(5.Bölüm)
[11] - Nehc'ul Belağa, 40. hutbe.