• Nombre de visites :
  • 1803
  • 16/11/2013
  • Date :

Rivayetlerde Teberrük Etme

rivayetlerde teberrük etme

Tarih boyu Vahhabilik [6]

1-    Mervan bir gün yüzünü ve alnını Resulüllah'ın (s.a.a.) mezarına koymuş bir kişiyi görünce onun ensesinden yapışıp dedi: ne yaptığını biliyormusun? O adam başını kaldırınca Ebu Eyyub-i Ensari olduğunu gördü. Ebu Eyyup dedi: evet! Ben taş için değil Resulüllah (s.a.a.) için geldim. O hazretten şöyle duydum: layık insanlar dinden sorumlu oldukları zaman din için ağlamayınız, layık olmayan ve yaramazların eline düşünce din için ağlayınız. (1)

2-    İbni Münkedir (tabilerden: sahabeyi görenlerden, ölüm 130 hicri) kendi arkadaşları ile otururdu ve susadığı zaman kalkıp yüzünü Resulüllah'ın (s.a.a.) mezarına koyardı ve arkadaşlarının itirazını duyunca şöyle derdi: Resulüllah'ın (s.a.a.) mezarından şifa alıyorum. O, bazı zamanlar mescidin özel bir yerinde yere yatardı. Nedenini sorunca şöyle derdi: Resulüllahın (s.a.a.) aynen burada yattığını kendim gördüm. (2)

3-    Dârimi’nin Sünen kitabında ve Semhûdi’nin Vefa ul-Vefa kitabında Ovs ibni Abdullah'tan şöyle nakletmişlerdir: Medine halkı çok şiddetli kuraklığa düştüler ve Ayşe'ye şikayet ettiler. Ayşe dedi: Resulüllah'ın (s.a.a.) mezarına doğru gidiniz ve oradan göğe doğru bir yol açın ki yer ile gök arasında bir tavan olmasın. Rivayet edenin dediğine göre halk öyle yaptılar. Ondan sonra öyle bir yağmur yağdı ki bitkiler çıktı ve develer de beslendi. (3)

4-    Semhûdi şöyle diyor ki: Abdullah ibni Ömer sağ elini ve Bilal ise yüzünü Resulüllah'ın (s.a.a.) mezarına sürerlerdi. Ondan sonra Abdullah ibni Ahmed ibni Hanbel’den şöyle naklediyor ki: bu iş sevginin çokluğundandı ve böyle saygı duyma ve tazim etmenin bir sakıncası yoktur. (4)

Ehl-i Sünnet alimlerinin mezarlara teberrük etme hakkında düşünceleri:

Bu makaleyi okurken siz okurların zihnine gelebilecek sorulardan biri de şudur: Resulüllah'ın (s.a.a.) sahabesi tarafından açıklıkla kabul gören teberrük etme sünneti acaba Ehl-i Sünnet alimleri tarafından da kabul edilmiş midir? Peki, bu büyükler bu konunun sınırları ve genişlik yada boyutları hakkında bir düşünce ileri sürdüler mi? Yada onu sahabede olduğu gibi biçim ve içerik bakımından aynen kabul mu ediyorlar?

Bu sorunun cevabında şöyle diyeiliriz: Vahhabi eğilimleri olan ve İslami toplumda teberrük konusunu reddetmeye çalışan bazı alimlerden başka Ehl-i Sünnet dörtlü mezheblerinin hiç bir İmamı ve İslami mezheblerin düşünürleri bu konuya karşı çıkmamış ve kendi sözlerinde ve yazılarında açıkça onu teyit etmişlerdir. Aşağıda bunlardan bazı örnekler verilmiştir:

1-    Ahmed ibni Hanbel’in oğlu Abdullah şöyle diyor: Babama şöyle sordum: Resulüllah'ın (s.a.a.) menberine dokunmak, ve dokunmakla teberrük etmek, mübarek mezarını öpmek yada el sürüp teberrük etmek yada sevap kastı ile öpmenin hükmü nedir? Babam dedi: Hiç bir sakıncası yoktur. (5)


1-    Müstedrek-i Hâkim, cilt4, s. 515/ Tarih-i Taberi, cilt1, s.80

2-    Tarih-i Taberi, cilt1, s. 161 ve 169/ Mucem ul-Buldan, cilt3, s. 208

3-    Sünen-i Daremi, cilt1, s. 43 ve 44/ Vefa ul-Vefa, cilt 2, s. 549

4-    Vefa ul-Vefa, cilt 4, s. 1405

5-    El-Cami fil İlel ve Marifet ir-Rical, cilt 2, s. 32

Çeviri:Ürün Özedönüş

Tarih boyu Vahhabilik

Vahhabilik

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)