İmanı Kemale Erdiren Üç Haslet(3.Bölüm)
Onu teşvik edeceğini, sevindireceğini veya bu vesileyle görüşünden istifade edeceğini söylemektedir.
Bu konuda daha faydalı bir görüşe sahip olabileceğini veya duasından istifade edeceğini veya onun birine söyleyebileceğini ve bu durumda diğer şahsın da faydalanacağını ya da sırrı ifşa etmenin gerekli olduğu bir takım üstünlüklere sahip olabileceğini telkin edip durmaktadır.
Bütün bu hileler karşısında şöyle söylemek gerekir. Eğer sırrı ifşa etmek genel anlamda bir fazilet olsaydı, Allah sırrını gizlemez ve bu sırrını sadece sırrının haznedarlarına özgü kılmazdı.
Zira hikmet sahibi bir varlık üstün gördüğü bir şeyi bırakmaz ve en kâmil olandan başkasını yerine getirmez. Dolayısıyla anlaşıldığı üzere sırrı ifşa etmek hikmete aykırı olan bir takım fesatlara neden olmaktadır.
O halde sen de hikmete riayet etmek ve fesada sebep olan şeylerden sakınmak hususunda Rabbine uy ki şüphesiz kötülüğü emreden nefis sadece fesat çıkarmak istemektedir. Ama bu isteğini hayır ve iyilik temennisi şeklinde ortaya koymaktadır.
Mevlamız İmam Seccad (a.s) Zuheyr'e şöyle buyurmuştur: “Sakın bir izahın olsa dahi kalplerin inkâr edeceği bir söz söyleme. Zira sen o konuyu senden işiten bütün herkese onu açıklayamazsın.”
İmamlara (a.s) mensup olan bir şiirde ise şöyle yer almıştır:
“Şüphesiz ben ilim cevherini örterim ki cahil ona ulaşmasın ve bu sebeple fitneye düşmesin.
Bu işte Ali (a.s) öne geçti, Hüseyin'e ve ondan önce de Hasan'a (a.s) tavsiye etti.
Nice ilim cevheri vardır ki aşikâr kılacak olursam bana, “Sen putperestlerdensin” derler.
Müslüman halk kanımı helal sayar ve en çirkin işlerini iyi görürler.”
Evet, sırrı saklamanın övgüsü ve sırrı ifşa etmenin kınanması hakkında birçok rivayetler nakledilmiştir. Bu rivayetlerden de anlaşıldığı üzere insan sırrı gizlemeyi seveceği ve sırrı ifşa etmekten hoşlanmayacağı bir makama ulaştıktan sonra nefsanî isteklerden kurtularak akıl gözüyle bakmaktadır.
Konuşmak için durumu müsait gördüğü takdirde ise ihtiyaç duyulduğu ölçüde konuşmaktadır. Neler konuşacağı hakkında çok dikkatli davranmaktadır ki onların (a.s) şu emrine itaat etmiş olsun: “Hikmeti ehli olmayana vermeyiniz; aksi takdirde ona zulmetmiş olursunuz ve ehlinden de esirgemeyesiniz ki, bu durumda da ona zulmetmiş olursunuz.”
Bu sıfatlar oldukça çoktur.
İmam (a.s) bütün bu sıfatlar arasında önemli oldukları için sadece bu üçünü saymış ve imanın esası kabul etmiştir.
İmanı Kemale Erdiren Üç Haslet(1.Bölüm)
İmanı Kemale Erdiren Üç Haslet(2.Bölüm)