Kur'ân Üzerine
Kur'anı Kerim ilim ve marifetin tükenmez kaynağıdır.
Kur'ân, saf ilâhî vahiydir, Seyyidü'l-Mürselin'in (s.a.a) peygamberliğinin, Hatemun Nebiyyinin şeriatının ölümsüz mucizesidir. Bütün ilim ve marifetlerin tükenmez kaynağıdır.
Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
Size iki ağır emanet bırakıyorum; biri diğerinden daha büyüktür: Allah'ın gökten yere uzatılmış ipi olan kitabı ve benim Ehl-i Beyt'im. Ahirette Havuz başında benimle buluşuncaya kadar bu ikisi birbirinden ayrılmazlar. Benden sonra bu iki emanetle nasıl bir muameleye girdiğinize bakın!
İmam Zeynelabidin (a.s), mübarek ataları gibi dikkat çekecek şekilde Kur'ân ile ve Kur'ân ilimleriyle uğraşmıştır. Bunun; günlük yaşayışında, dualarında ve ilgilerinde, okuma, üzerinde düşünme, tefsir etme, öğretme ve amel etme şeklinde somutlaştığını görüyoruz. Bu da İmam'ın (a.s) Kur'ân-ı Natık (Konuşan Kur'ân) Kur'ân'ın göz kamaştırıcı bütün ayetlerinin, bu ölümsüz ilâhî mucizenin canlı bir timsali olduğunda en ufak bir kuşkuya yer bırakmıyor.
Burada İmam'ın (a.s) Kur'ân'a yönelik ilgisini sergileyen Kur'ânın hatminden sonra okuduğu duadan bazı örnekler sunmak istiyoruz.
Buyuruyor ki: Allah'ım! Sen beni Kitabını hatmetmeye muvaffak eyledin. Öyle bir kitap ki onu, bir nur olarak indirdin; daha önce indirmiş olduğun kitapların koruyucusu/ denetleyicisi, açıkladığın tüm sözlerin en üstünü kıldın. Onu, helalini ve haramını birbirinden ayıran Furkan; hükmünle belirlenen yasalarını açıklayan Kur'ân, kulların için açıkladığın Kitap ve peygamberin Muhammed'e (salâtın ona ve Ehl-i Beyt'ine olsun) indirdiğin vahiy kıldın. Onu; uyanlarını sapıklık ve cehalet karanlıklarından kurtaran ve hidayete vesile olan nur, doğrulayarak ona kulak verenler için şifa, açıklaması asla haktan sapmayan adalet ölçüsü, tanıklar için kanıtı sönmeyen hidayet nuru, yolunu izleyenleri sapmadan koruyan ve sağlam kulpuna sarılanları helak olmaktan kurtaran kurtuluş bayrağı kıldın.
Allah'ım! Onu tilavet etmeye bizi muvaffak ettiğin, güzel ibarelerini söyleyebilmek için dilimizin düğümlerini çözdüğün gibi, bizi ona hakkıyla riayet eden, muhkem ayetlerine teslimiyet bağıyla boyun eğen, müteşabih ayetleriyle açık delillerine ikrar edenlerden kıl.
Allah'ım! Sen onu mücmel olarak peygamberin Muhammed'e (Allah ona ve Ehl-i Beyt'ine salât etsin) indirdin; hayret verici yönlerinin bilgisini tümüyle ona ilham ettin; onun bilgisini açıklama ve tefsiriyle birlikte miras olarak bize (Ehl-i Beyt'e) verdin; böylece bizi onun bilgisine cahil olanlardan daha faziletli kıldın ve bize onu taşıma gücünü vererek taşımaya gücü yetmeyenlerden üstün kıldın.
Allah'ım! Kalplerimizi onun taşıyıcısı kıldığın, rahmetinle bizi onun üstünlüğü ve faziletiyle tanıştırdığın gibi, Kur'ân'la konuşan Muhammed'e ve Kur'ân'ın haznedarları olan Ehl-i Beyt'ine salât eyle ve bizleri, Kur'ân'ın senin katından olduğunu itiraf edenlerden et ki, onu tasdik etmekte şüphe etmeyelim ve onun doğru yolundan ayrılıp eğriliğe sapmayalım.
Kur'ân, İslâm'ın en büyük mucizesidir. İmam (a.s) duasının bu bölümünde, Kur'ân'ın bazı öğreti ve nurlarını gözler önüne seriyor:
1- Allah, Kur'ân'ı, yolunu şaşırmış olanları doğru yola ileten bir nur olarak indirmiştir; şaşkınlar onunla gerçeğe ulaşırlar, Kur'ân ile var oluş maksatları belirginleşir.
2- Yüce Allah, Kur'ân'ı, önceki peygamberlerine indirdiği tüm kitaplar üzerinde bir hâkim, bir denetleyici, bir koruyucu olarak indirmiştir. Kur'ân, daha önce indirilen semavî kitapların, tahrifatçılar ve sapıklık davetçileri aracılığıyla uğradıkları değişiklikleri ve tahrifleri ortaya çıkarır.
3- Yüce Allah, aziz kitabını, peygamberlerin kıssalarını ve başlarından geçen olayları anlatan her sözden üstün tutmuştur. Kur'ân-ı Mecid, peygamberlerin durumlarını ve işlerini gayet objektif bir şekilde aktarmaktadır. Onların hayatlarındaki ibret tablolarını derleyerek bizlerin dikkatine sunmaktadır.
4- Kur'ân, bir hayat sistemi, genel bir hayat düsturu olması hasebiyle helal ve haramı birbirinden ayırmakta, şeriatları ve hükümleri vazetmekte, insanların ihtiyaç duydukları her şeyi karışıklığa ve kapalılığa yer bırakmayacak şekil-de ayrıntılı olarak anlatmaktadır.
5- Yüce Allah, hikmet dolu kitabını, sapıklığın ve cehaletin karanlıklarında yolları aydınlatan, yolları gösteren bir nur kılmıştır. Onu marazların, nefsanî hastalıkların da şifası kılmıştır. Kuşkusuz bu, ona inanan ve onu tasdik eden kimselere yönelik bir lütuftur.
6- Hikmetli zikir, yani Kur'an, adalet ve insaf terazisidir. Onda haktan sapma, hevaya uyma yoktur. Ona sarılan, ona yapışan kimse, eğriliği olmayan dosdoğru bir yola girmiştir, helâk olmaktan kurtulmuştur.
7- İmam (a.s), yüce Allah'tan, kitabını gözetme, muhkem ayetlerini anlayıp benimseme ve müteşabih ayetlerini de ikrar etme lütfünü bahşetmesini temenni ediyor.
8- Yüce Allah, Peygamber'inin (s.a.a) Kuran'daki olağanüstülükleri anlamasını sağlamış, ona Kur'an'ın tefsirini öğretmiştir. Aynı şekilde Resul'ün (s.a.a) soyundan gelen Hidayet İmamları'na da bu sorumluluğu vermiş, onları en yüce derecelere yükseltmiştir. Onları ilminin bekçileri ve kitabının rehberleri kılmıştır.
Ehlibeytalimleri
Kuranın Teslis İnancına Karşı Çıkışı(1)
Kur’an-ı Kerim Bereket Kaynağıdır-1