Bebeklerde Bağlılık Hissi-2
Bebeği dövmeyin; o hiç kimseyi tanımaz. Sadece ihtiyacı olduğunu hisseder. Tanımadığı bir güce güvenir, ağlayarak ona sığınır ve muhtaç olduğunu bildirir. Döverek onu ümitsiz ve karamsar etmeyin. İslam Peygamberi (s.a.a) buyuruyor ki:
"Çocukları, ağladıkları için dövmeyin. Zira onlar dört aya kadar ağlamak vesilesiyle Allah'ın varlığına ve birliğine şehadet ederler."(Bihar-ul Envar, c.104, s.103)
Her durumda çocuğun yardımcısı ve dayanağı olun. Eğer bir şey yapmak ister, ama yapamazsa yardımcı olun. Okşayarak ve sevgi göstererek günlünü rahatlatın. Gereken yerlerde onu koruyun ve ondan yana tavır koyun.
Eğer endişeli ise ve güvensizlik hissediyorsa endişelenmesine yol açan sebepleri gidererek içini rahatlatın. Hiçbir zaman, "gideceğim ve seni burada yalnız bırakacağım" şekilde onu tehdit etmeyin. Zira bu tehdit, ruhunda kötü etki yaratarak onu mustarip ve perişan edebilir. Çocuk baba, anne ve diğerleri tarafından sevilmek ister. Baba ve annenin onu sevmemesinden endişelenir ve mahzun olur.
Devamlı onların sevgi ve muhabbetlerini kazanmak için çaba sarfeder. Bazı baba ve anneler bu vesileden istifade ederek, "filan işi yapmazsan artık seni sevmem" diye çocuğu tehdit ederler. Ama siz, bu metottan yararlanmayın. Çünkü, bu gibi tehditler zamanla çocuğun ruhunda kötü etkiler oluşturarak huzur ve güvenini yok edebilir; yine sinirlerinde zaaf meydana getirerek onu perişan edebilir. Eğer ağlıyor veya bağırıyorsa sizi üzmek ve rahatsız etmek istediği için değildir; aksine, sizin dikkatinizi çekmek, imdadına koşmanız içindir. Sabır ve dirayetle onu rahatsız eden sebepleri bulup rahatsızlığını gidererek huzur bulmasını sağlayın.
Eğer tehdit eder veya döverseniz susabilir. Ama nasıl bir suskunluk?! Istırap ve ümitsizlik dolu bir suskunluk. Bu suskunluk çok tehlikeli olup onun geleceğini altüst edebilir. Çocuk her zaman baba ve annesinin varlığıyla huzur bulur ve kaybetmekten korkar.
Hiçbir zaman ona ölümünüzden bahsetmeyin. Çünkü, bu hareket onun endişelenmesine ve korkmasına yol açabilir.
Hastalandığınız zaman ölümden bahsetmeyin. Aksine, çocuklarınızı ümitli ve ılımlı yetiştirin. Eğer bir müddet çocukları yalnız bırakmak ve onlardan uzakta yaşamak zorunda kalırsanız daha önce onları bu ayrılığa hazırlayın ve teselli verin; sonra yolculuğa çıkın. Daha sonra onlarla olan irtibatınızı koruyun ve mektup yazarak ümit verin.
Eğer çocuğunuz hastalarsa, perhiz yapması veya ilaç kullanması için onu, ölüm ve iyileşmemekle tehdit etmeyin. Aksine, böyle durumlarda teşvik metodundan yararlanın ve onu iyileşmeye ümitlendirin. Hatta çok tehlikeli hastalığı olsa bile ıstırap ve sıkıntınızı ondan saklayın. Kısacası; bütün ömrünüz boyu çocuklarınıza karşı öyle bir şekilde davranınnki sizi kendisine en iyi dert ortağı ve en iyi bir dayanak bilsin.
Ama şunu da unutmamak gerekir ki, çocuğu savunma ve ona sevgi göstermek, gereği kadar ve zaruri olan yerlerde olmalıdır. Çocuğun şımarık olmasına yol açmamalı ve onun bağımsızlığını ve kendine olan güvenini yok etmelidir.
Çocuğa, gerçekten aciz ve yardıma muhtaç olduğu yerde yardım etmeli, ama gücü yettiği ve yardıma ihtiyacı olmadığı halde başkalarına hüküm sürmek ve musallat olmak için bağırıp feryat ettiği yerde ona itina etmemek gerekir.
Russel şöyle yazıyor: "Eğer çocuk sebepsiz ve hissedilir bir gerekçe olmaksızın ağlıyorsa, onu kendi haline bırakın istediği kadar bağırsın. Eğer başka bir şekilde davranılırsa kısa bir süre içinde, başına buyruk biri olur. Ona itina edilmesi gereken yerlerde de aşırı gitmemek gerekir. Ona karşı yapılacak yardım çerçevesi zaruret ve ihtiyaç miktarına göre ayarlanmalı ve ona karşı sevgi göstermede aşırı gidilmemesi
gerekir." (Der Terbiyet, s.78)
Bebeklerde Bağlılık Hissi-1
Çocuk Yetiştirmeyle İlgili 8 Yanlış