Allah Resulüne (s.a.a) Nasıl Salavat Getirilir?(3.Bölüm)
Bu rivayetlerden biri İmam Ahmet b. Hanbel’in kendi Müsned’inde kaydettiği şu rivayettir: Allah Resulü (s.a.a) Fatıma, Ali, Hasan ve Hüseyin’i toplayarak üzerlerine –Yemen’den getirilmiş– bir bez parçası attı. Ve sonra elini onun üzerine bırakarak şöyle buyurdu: “Allah’ım! Bunlar Muhammed’in “âl’ı (Ehl–i Beyt’i)dırlar; o halde, salavat ve bereketlerini Muhammed ve onun âl’ınin üzerine kıl. Gerçekten sen beğenilmiş –sıfatlara sahip– ve yücesin.”[16]
Bu konuda o kadar çok ve apaçık hadis var ki, artık konuyu tartışmaya gerek bile kalmıyor. Fakat buna rağmen, mevzuya çok uzak olan tefsirlerin yapıldığına şahit oluyoruz; diyorlar ki: Peygamber fendimizin Ehl–i Beyt’i onun “izleyicileri”dir, “ümmeti”dir, “takipçileriyle onun 1’den 10 kişiye kadar özel adamları ve aşireti”dir. Yine, “Kavmi”dir veya “Kendilerine sadaka haram olan ailesi”dir vs.
Hatta bazıları, “Âl–i Muhammed”den maksat, Hz. Muhammed’in kendisidir!” demişlerdir ve bunun da çok uzak bir ihtimal olduğu açıktır.
Ve yine onu “Haşimoğulları” olarak yorumlayanlar da olmuştur.[17]
Konuyu, Fahr–i Razi’nin “Tefsir–i Kebir”indeki sözüyle bitirmemiz daha güzel olacaktır; Fahr–i Razî şöyle diyor: “Ben diyorum ki, Âl–i Muhammed (s.a.a) Allah Resulüyle bağlantısı olanlardır. Dolayısıyla, peygamber efendimizle bağlantı ve ilişkisi diğerlerinden daha fazla ve daha mükemmel olanlar onun “Âl’ı” sayılır.” Şüphesiz Fatıma, Ali, Hasan ve Hüseyin’in (Allah’ın selamı onların üzerine olsun) Peygamber efendimiz ile ilişkileri diğerlerinden daha fazlaydı. Mütevatir olarak nakledilen rivayetler bunu apaçık bir şekilde ortaya koymaktadır. O halde onları “Âl–i Muhammed” olarak bilmemiz gerekiyor. “Âl–i Muhammed”i, efendimizin davetini kabul edenler olarak da yorulmayacak olursak, yine de bu kişiler her durumda efendimizin “Âl”i sayılacaklardır.”
Fakat bunlardan başkalarının da “Âl” kelimesinin kapsamına girip girmediği konusunda ihtilaf vardır. El–Keşşaf tefsirinin yazarı diyor ki: Bu ayet (Meveddet ayeti) nazil olunca, “Ey Allah’ın Resulü! Sevgi ve itaatleri bizlere farz olan yakınların kimlerdir?” denilmesi üzerine buyurdu ki: “Ali, Fatıma ve bu ikisinin evlatlarıdır.” Böylece o dört kişinin Allah Resulünün (s.a.a) akrabaları olduğu anlaşıldı. Bu konu anlaşıldıktan sonra birkaç delille onlara karşı çok fazla bir tazim ve saygı göstermemiz gerekiyor.”
Fahr–i Razî bu konuda kaydettiği ikinci delil şöyledir: Peygamberin “Âl”ine dua etmek yüce bir makamdır. İşte bu nedenle Allah Teala şu duayı namazın teşehhüdünün son cümlesi kılmıştır. “Allahumme salli ela Muhammedin ve âl–i Muhammed ve’r–hem Muhammeden ve âl–i Muhammed” (Allah’ım! Muhammed ve Ehl–i Beyt’ine salat eyle, Muhammed ve Ehl–i Beytine merhamet eyle.) Allah Resulünün Eh–i Beyti’nin dışında kimse hakkında böyle bir tazim yoktur.[18]
Fahr–i Razî kendi tefsirinde Peygamber efendimize şu şekilde salavat getirilmesi gerektiğini vurgulamıştır: Allahumme salli ela Muhammedin ve ela âl–i Muhammed…”[19]
[16]– Müsned–i Ahmed, c.6, s.323.
[17]– es–Sevaiku’l–Muhrika, s.225. Yine bk. El–Mecmu, Nevevî, c.3, s.466, Daru’l–Fikir.
[18]– et–Tefsir–i Kebir, c.27, s.166.
[19]– Ae. c.25, s.277.
Allah Resulüne (s.a.a) Nasıl Salavat Getirilir?(1.Bölüm)
Allah Resulüne (s.a.a) Nasıl Salavat Getirilir?(2.Bölüm)