Ehl-i Beyt Mektebinde İmamet İnancı(4.Bölüm)
Bütün imamlar, ilim hususunda böyle idiler. Helal ve haram ile ilgili sorular sorulunca, hepsi aynı cevabı veriyorlardı. Halbuki bunu hiçbir üstat ve alimden öğrenmemişlerdi. Onların imametini bundan daha açık bir şekilde ispat eden bir delil olabilir mi?!
Peygamber (s.a.a), onları tayin etmiş, onlara ilim öğretmiş, kendi ve geçmiş peygamberlerin ilimlerini onlara miras bırakmıştır. İnsanlar arasında kim, hiçbir üstattan ilim öğrenmeden, Hz. Muhammed b. Ali ve Hz. Cafer b. Muhammed’in ortaya koyduğu ilimleri ortaya koyabilir?!”(14)
Peygamber (s.a.a)’den Ehl-i Beyt’in fazilet ve menkıbeleri hakkında nakledilen hadisler sayısızdır. Onları gizlemek olanaksızdır. Özellikle de Hz. Ali (a.s) hakkında bulunan hadisler oldukça fazladır. İbn-i Abbas, Resulullah (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu rivayet eder:
“Ağaçlar kalem, denizler mürekkep, cinler muhasebeci ve insanlar da katib olsalar, Müminlerin Emiri Ali (a.s)’ın faziletlerini sayamazlar.”(15)
Bir ilim ehlinden Ali b. Ebî Talib’in fazileti hakkında sorulunca, şöyle cevap vermiştir:
“Düşmanlarının, kin ve hasetten, dostlarının ise korkudan, faziletlerini sakladıkları halde, ciltler dolusu fazileti yayılan bir kimse hakkında ne diyebilirim ki?!”(16)
İmamların Genel Sıfatları
İmamlar (a.s), Allah’ın kendilerine itaat edilmesini emrettiği emir sahipleridirler. Onlar insanlar üzerindeki şahitler, Allah’a giden yolun kapıları, Allah’a varan doğru yol ve Allah’ın delilleridirler. İmamlar, Allah’ın ilminin hazineleri, tevhidinin rükünleridirler. Hata ve sürçmelerden mâsundurlar. Allah onlardan her türlü pisliği gidermiş ve onları tertemiz kılmıştır. Birçok kerametler göstermişler ve yıldızlar göktekilerin güvencesi olduğu gibi, onlar da yeryüzündekilerin güvencesidirler. İmamlar, ümmet içinde Nuh’un gemisi konumundadırlar. Ki o gemiye binenler kurtuldu, geri kalanlar ise helak olup gitti. İmamlar, Allah’ın yüce kıldığı kullarıdırlar. Onlar, Allah’ın her konudaki hükmünü bilirler. Onları sevmek iman, onlara buğzetmek ise küfürdür. Onların emirleri Allah’ın emirleri, nehiyleri de Allah’ın nehiyleridir. Onlara itaat Allah’a itaat, onlara muhalefet de Allah’a muhalefet etmektir. Dostları Allah’ın dostları, düşmanları ise Allah’ın düşmanlarıdır. Yeryüzü, hiçbir zaman Allah’ın ya açıkta ya da gizlide olan bir hüccetinden boş kalmaz. Aksi takdirde yeryüzü ehlini yutar.
Allah’ın Dostlarını Sevmek ve Düşmanlarına Buğzetmek
Allah’ın dostlarını sevmek, düşmanlarına da buğzetmek farzdır.
Bu nedenle insan, Allah’ın düşmanlarından, özellikle de Ehl-i Beyt’e zulmeden, miraslarını gasp eden, Resulullah (s.a.a)’in sünnetini değiştiren, imamlarına ettikleri biatlerini bozan, Hz. Ali (a.s) ile savaşan, Şiileri katleden, fazilet ehli müminleri sürgün eden, lanetlenmiş insanlara güvence veren, malı zenginler arasında döndürüp dolaştıran, sefihleri iş başına getiren, Ensar ve Muhacirleri, fazilet ve salah ehlini öldüren kimselerden ve bunları sevenlerden beri olduğunu ilan etmelidir. Zira, “Onların dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel bir iş yapmakta sanıyorlar. İşte onlar, (Hz. Ali (a.s)’ın velayet ve imametini inkar etmekle) Rablerinin ayetlerini ve O’na kavuşmayı inkar edenlerdir. Artık onların yapıp ettikleri boşa çıkmıştır.”(17)
Aynı şekilde, Hz. Ali’nin gerçek dostları olan, Resulullah’ın yolundan ayrılmayan ve sünnetini değiştirmeyen Selman-i Farsi, Ebu Zerr’il Gifari, Mikdad b. Esved, Ammar b. Yasir, Huzeyfe b. Yeman, Ebu Heysem b. Teyhan, Sehl b. Huneyf, Ubade b. Samit, Ebu Eyyub el-Ensari, Huzeyme b. Sabit, Ebu Said el-Hudri ve diğerleri gibi Ehl-i Beyt İmamlarına uyanları, onların hidayetiyle hidayet bulanları ve onların yolunda yürüyenleri de sevmek gerekir.
(14)- İkmal’ud-Din, s.91.
(15)- Menakıb-ı Harezmi, s. 2 ve 235.
(16)- Gayet’ul-Meram, s. 497, Şafii’nin sözüdür.
(17)- Kehf / 104-105.
Ehl-i Beyt Mektebinde İmamet İnancı(2.Bölüm)
Ehl-i Beyt Mektebinde İmamet İnancı(3.Bölüm)