Hz. Musa'nın Peygamberlikle Görevlendirilmesi(3.Bölüm)
Şimdi bileceksiniz; ellerinizi ayaklarınızı, Andolsun, çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım" dedi. İman eden sihirbazlar: "Zararı yok, biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz; inanların ilki olmamızdan ötürü, Rabbimizin kusurlarımızı bize bağışlayacağını umarız" dediler. Biz Musa'ya: "Kullarımı geceleyin yola çıkar; şüphesiz takip edileceksiniz" diye vahyettik. Bu arada Firavun şehirlere, "Doğrusu bunlar bizi öfkelendiren döküntü azınlıklardır; hepimiz tedbirli olmalıyız" diyen münâdiler gönderdi. Ama biz Firavun ve adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece oralara İsrâiloğulları'nı mirasçı kıldık. Firavun ve adamları güneş üzerlerine doğarken onların ardına düştüler. İki topluluk birbirini gördüğünde, Musa'nın adamları: "İşte yakalandık" dediler. Musa: "Hayır; Rabbim benimle beraberdir, bana elbette yol gösterecektir" dedi. Bunun üzerine Biz Musa'ya: "Değneğinle denize vur" diye vahyettik. Hemen deniz ikiye ayrıldı, her parçası yüce bir dağ gibiydi. İşte oraya, geridekileri de yaklaştırdık. Musa ve beraberinde bulunanların hepsini kurtardık. Öbürlerini suda boğduk. Bunda şüphesiz ders vardır, ama çoğu inanmamıştır. Doğrusu Rabbin, güçlü olandır, merhamet edendir." (8)
İşin ilginç tarafı şu ki, ilahlık taslayan firavun da sonunda ilahi kudret karşısında teslim olur, ama iş işten geçtikten sonra gelen teslim ne işe yarar ki, mühim olan genişlikte Allah'a inanıp teslim olmaktır. Kur'an-ı Kerim şöyle buyuruyor: "Firavun boğulacak duruma gelince: "İsrailoğulları'nın taptığı Allah'tan başka bir ilahın olmadığına inandım ve teslim olanlardanım" dedi. Ama şu cevap geldi: "Şimdi mi? Oysaki, daha önce isyan edip bozgunculardan olmuştun. Bu gün seni bedeninle kurtaracağız ki, senden sonra gelenlere bir belge olsun. Doğrusu insanların çoğu ayetlerimizden habersizdir."(9)
Firavun'un zulmünden kurtulan İsrailoğulları, denizin öbür tarafında putperest milletler görünce, Hz. Musa'dan kendileri için put yapmasını istediler ve çeşitli bahanelerle peygamberlerine eziyete kalkıştılar. Hz. Musa: "Ne kadar cahilsiniz! Bunların yaptıkları batıldır. Sizi Firavun'un pençesinden kurtaran Allah'tan başka bir ilah aramamı mı bekliyorsunuz!" diyerek üzüntüsünü dile getirdi. (10)
Hz. Musa, kardeşi Harun'u kavmi içerisinde vekil bırakarak, Allah'ın emri gereği otuz günlük ibadete çekildi. Sonra on gün daha eklendi. O, böylece kırk günlük münacattan sonra kavmine döndü. Tevrat, o zaman Hz. Musa'ya verildi.
Kavmine varit olunca, kavminin Samiri isminde biri tarafından altından yapılan, bir buzağıya taptıklarını gördü. Hazret kavminin sapıklıklarını görünce, çok üzüldü ve onları kınayıp putu (buzağıyı) kırıp yok etti. (11)
Her zaman bahane peşinde koşan Yahudi kavmi hiç ıslah olmadı. Hz. Musa'dan sonra gelen bazı peygamberleri de öldürmeye kalkıştılar ve kendi kutsal kitapları olan Tevrat'ta değişiklikler yaparak tahrif ettiler.
(8)- Şuara: 10. ayetten 68. ayete kadar
(9)- Yunus: 90, 91, 92
(10)- Bkz. A'raf: 138, 139, 140
(11)- Bkz. A'raf Sûresi 142. ayetten 152. ayete kadar