Okul Öncesi Eğitim Kurumlarının Önemi -2
Öğretmen, çocuğun ailesinden sonra gün boyu birlikte olduğu ve ihtiyaçlarını karşılarken gerektiğinde başvurduğu diğer bir kişidir. Başarılı bir eğitim gerçekleştirilebilmesi için, öğretmenle çocuk arasındaki sevgiye dayalı bir güven ilişkisinin yanında çocuğun aile çevresini de tanıması ve özelliklerini bilmesi gerekmektedir. Bu nedenle okul-aile işbirliği okul öncesi dönemde her eğitim döneminde olduğundan çok daha önemli görülmektedir.
Öğretmenin aileyi tanıması, çocuğu tanımasını kolaylaştırmaktadır. Aile üyeleri arasındaki ilişkiler, ailenin çocuğa karşı tutumları, çocuğa uyguladıkları disiplin anlayışı, çocuğun içinde yaşadığı fiziksel çevre koşulları gibi özelliklerin öğretmen tarafından bilinmesi, onun çocukta gözlediği çeşitli davranışları anlamasına ve değerlendirmesine böylelikle çocukla ilgili doğru bilgi edinmesine yardımcı olmaktadır.
Okul-aile işbirliği; öğretmenin aileyi ve çocuğu tanıması kadar, ailenin de okulu, programı ve öğretmeni tanımasına yardımcı olmaktadır. Böylece aile, çocuğun eğitim ortamını, okulun ve öğretmenin koşullarını öğrenme fırsatı bulabilmektedir.
Okul ve ailenin amacı, çocuklara daha iyi bir eğitim ortamı hazırlamak olduğundan, okul ve aileler arasındaki işbirliği hem öğretmenin amaçlarına ulaşmasını kolaylaştıracak hem de anne-baba eğitimi yoluyla çocuklardan beklenen davranış değişikliklerinin kalıcı olmasını sağlayacaktır.
Okul öncesi eğitim programlarının hazırlanıp uygulanması kadar, öğretmenin programı değerlendirmesi de diğer bir önemli noktadır.
Değerlendirmede esas; öğretmenin uyguladığı eğitim programındaki aksaklıkları görmesini sağlayarak, bunların nedenlerini tespit etmesini ve yeni çalışmalarını buna göre yönlendirmesini sağlamaktır. Ancak bu şekilde çocuklara verilen eğitimin kalitesi artırılabilmektedir.
Öğretmen çalışmalarını planlarken, çocukların bağımsız fakat öz-denetimlerinin gelişmesine, deneyerek ve araştırarak öğrenmelerine, tekrarlayarak beceri geliştirmelerine olanak tanımalıdır.
Okul öncesi eğitim kurumlarında, eğitim programlarına bağlı olarak seçilen uyarıcılar da önem taşımaktadır. Ancak bu uyarıcılar en pahalı malzemeden, en ucuz malzemeye kadar her ne olursa olsun eğitimi yararlı kılan, bunları seçen, hazırlayan ve çocuklara sunan "öğretmendir".
Bu doğrultuda okul öncesi eğitimde nitelikli bir öğretmenin özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
* İyi bir öğretmen aynı zamanda yeni bilgi ve deneyimlere açık bir öğrencidir.
* Öğretmenin amacı, çocuğu eğitirken yalnızca bilgi aktarmak değil, onu öğrenmeye istekli hale getirerek, gerekli bilgiye kendisinin ulaşmasını sağlamak olmalıdır.
* Çocuklarla iyi iletişim kurmalı, onları tanımaya ve anlamaya çalışmalıdır.
* Eğitim programlarını çocukları aktif kılacak şekilde düzenlemelidir.
* Çocukların olumlu benlik geliştirmelerini desteklemeli ve özgüvenlerini geliştirmelidir.
* Öğretmen yaratıcı olmalı ve çocuklarda da yaratıcı düşünceyi geliştirici etkinlikler planlamalıdır.
* Çocukları bağımsız, karar verme becerileri gelişmiş, bununla birlikte öz-denetimlerini kazanmış bireyler olmaları yönünde destekleyici yöntemler kullanmalıdır.
Okul öncesi eğitim kurumları çocukların bedensel, psiko-motor, sosyal, duygusal, zihinsel ve dil gelişimlerine yardımcı olan, onları ilkokula ve gelecekteki toplumsal yaşama hazırlayan bunu da anne-babaların desteğiyle ve gerektiğinde onları da eğiterek yapan, eğitim kurumları olarak işlevlerini yerine getirmektedirler.
Burada önemli olan okul öncesi eğitim kurumlarının bu işlevlerini en iyi şekilde yerine getirmek için ihtiyaç duydukları nitelikli personele ve eğitim programının rahatlıkla uygulanabilmesine olanak tanıyan fiziksel koşullara sahip olabilmesidir.
Kişiliğin temelinin atıldığı kritik bir dönem olarak adlandırılan okul öncesi yıllarda verilen eğitimin, tüm eğitim kademelerini, hatta tüm yaşamı etkilediği düşünüldüğünde bu dönemde verilen eğitimin önemi bir kat daha artmaktadır.
Çocuklar için en uygun eğitim yöntemi ile tekniklerin seçilmesi ve kullanılması, onların gelişim özelliklerinin iyi bilinmesi ile mümkün olacaktır. Bu nedenle okul öncesi eğitim kurumlarında "çocuk merkezli" okul öncesi eğitim programlarının onların eğitim ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap vereceği düşünülmektedir.
Okul öncesi dönem olarak kabul edilen 0-6 yaş çocuklarına olumlu ya da olumsuz anlamda verilenlerin, onları yetişkinlik yıllarında da etkileyeceği dikkate alındığında, bu dönemde verilen eğitimin gelecekteki toplum sağlığı açısından da ne kadar etkili olduğu gözden kaçırılmamalıdır.
Çocukların okul öncesi eğitim kurumlarına devam etmeleri yasal düzenlemelerle zorunlu tutulmasa da çocuğun sağlıklı kişilik gelişimi açısından bunun, mutlaka gerekli olduğu bilinmelidir. Bu açıdan tüm çocukların okul öncesi eğitim kurumlarından yararlanmaları konusunda daha duyarlı davranılması önemli görülmektedir.
Okul Öncesi Eğitim Kurumlarının Önemi -1
Çocukları Terbiye Etmek