İbadetin Fıtri Oluşu -1
Namaz kılmak; Allah'ını bulan, ve perdeleri kenara itip Allah'ı hisseden insan için en büyük lezzettir. Hem öyle bir lezzetlidir ki İmam Sadık (a.s) bu konuda "Gecenin kalbinde kılınan iki rekat namaz, benim için dünya ve dünyanın içinde bulunan her şeyden daha lezzetli ve yücedir" diye buyurmaktadır
Yani İmam Sadık(a.s) buyuruyor ki: Eğer bana "bütün dünya senin olsun ama iki rekat gece namazını kılma" deseler, ben razı olmam. Niçin razı değil? Çünkü Rabbini bulmuştur, onun fırsatı Allah karşısında küçülmesini söylemektedir ona. Allah karşısında en iyi küçülme ise namazdır. Artık infakta bulunmak onun için zor olmak bir yana, lezzetli ve keyifli bir iş haline gelir. Zira Rabbini bulan kimse,
hem de o yüce kemal sıfatlarıyla, bütün kemal sıfatlarını kendinde toplamış zatı bulunca, Bilindiği gibi neyi var neyi yok, ona feda etmek ister. Yalnızca malını onun yoluna feda etmeyi istemekle kalmayıp, belki eşini, çocuğunu neyi var neyi yok her şeyini, hatta canını bile ona feda etmek ister.
Artık böyle bir kimse için kelebeğin mum karşısında yanması gibi. Allah'ın karşısında, Allah için, Allah yolunda yanmak, en büyük lezzet haline dönüşür. Kur'an-ı Kerim bununla ilgili ne de güzel buyuruyor:
تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفاً وَطَمَعاً وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَّا أُخْفِيَ لَهُم مِّن قُرَّةِ أَعْيُنٍ جَزَاء بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
"Korkuyla ve umutla yalvarmak üzere (ibadet ettikleri için), vücutları yataklardan uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. Şimdi hiç kimse kendileri için, yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak şeylerden neler gizlenmiş olduğunu bilemez."
Yani bazı kimseler vardır, onlar kimdirler? Allah'ı bulanlardır on-lar. O kimselerdir ki Allah'ın cemal ve celal sıfatları kalplerine hük-metmektedir. Perdeler bir kenara çekilmiş ve bunlar Allah'ı bilmekten de öte, derk ve his etmişlerdir. Buyurulmaktadır ki bunlar yataklarını terk etmişlerdir. Bunlar kalkıp namaz kılıyorlar, gece namazı kılıyorlar. Sahip oldukları şeylerden Allah yolunda infakta bulunuyorlar ve Allah yolunda bulundukları
infaktan ve gece namazından öylesine bir lezzet alıyorlar ki onların makamında olanlardan başka hiç kimse onları derk edemez, anlayamaz. Allah'ı hissettiği zaman namaz ve oruç onun için fıtri bir iş haline gelmektedir. Namaz ve oruçtan aldığı lezzet onun için vicdani bir iş haline gelmektedir.
Sadece hums ve zekat değil, belki neye sahipse, hatta canını dahi Allah yolunda vermek, artık bu insan için fıtri ve vicdani bir iştir. Ona "humsunu ve zekatını ver, fakirlere yardım et" demek gerekmez; çünkü susuz bir kimsenin su peşinde koştuğu gibi, kendisi de bunları yapmanın peşice koşturmaktadır.
"Az su bizzat kötü susatıcıdır
Ta ki suyun üstten ve alttan coşup aksın"
Görüyorsun ki aç kimse ekmek peşindedir. Gerçekten de Allah'ı fıtratıyla bulan kimse namazını, orucunu, hums ve zekatını eda etme çabası içerisinde olur. Onun için en büyük lezzet gidip artık Allah'ın evini Kabe'yi ziyaret etmesidir. Zira aşık kimse; maşukunun şehrinin kapı ve duvarlarını öper.
Safa ve Merve arasındaki sa'yı yerine getir-me ve sonuç olarak her şey onun için lezzet vericidir. Oracıkta ev sa-hibini bulur, ev sahibi onun kalbindedir, onun kalbine hükümet etmektedir. Artık Allah'tan başka hiç bir şey, hiçbir kimse onun kalbinde değildir. Bütün ibadetler onun için fıtrileşir. Namaz, oruç, hums, ze-kat, hac, cihat, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak, tevella , teberra onun için fıtri bir iştir.
Bilindiği gibi Allah'ı kalp gözüyle gören kimse açlığını anlayan kimse gibidir. Susuzluğunu gören kimse gibidir. Şu an burada bulunan siz azizler açsınız, açlığınızı ve susuzluğunuzu görüyorsunuz, ama başınızdaki gözlerle değil, çünkü baştaki gözler bazen hata yapar, kalp gözüyle, içgüdüler gözüyle
(batın gözünüzle) açlığınızı ve susuzluğunuzu görüyorsunuz.
İslamda İbadet
Gerçek İbadet