Velayet-i Fakih Şehid Mutahhari’nin Bakış Açısından(16.Bölüm)
Her hangi bir şekilde önemli olan hareket ve toplumsal işlerin liderliği ve yöneticiliğidir. Bu liderlik İslami düzenin niteliği ve hedeflerine göre sadece koşulları karşılayan fakihin yetkisi dahilindedir. Ancak toplumun idaresinin çeşidi ve yöntemi liderin düşüncesi ile olacaktır. Lider bu yöntemin nasıl olması, direk yada vasıtalı olması, din alimleri yada başkalarının tayin olması, zaman gereksinimlerine uyma konusu ve uzmanlarla danışma konnusu hakkında karar verecektir.
Bir zamanlar İmam Humeyni’nin düşüncesine göre din alimleri devlet işlerine karışmamaları gerekiyordu. Ancak bir sıra çeşitli siyasal, düşüncesel ve idari olaylardan sonra İmam Humeyni açıkça o fikrinden vaz geçti.
Bizim önerimize göre de düzen, ınkılap ve İslamın yararlarına uygun olarak ve imakn dahilinde nitelikli kişiler bulunduğu takdirde din alimleri devlet işlerini üstlenmemeldirler ve elbette bu bir öneridir ve din alimlerinin bu işlere karışmalarını yasaklama anlamına gelmez.
Liderin yetkileri:
Liderliğin niteliği ve İslam açısından liderlik için varolan hedef ve sorumluluğu gözönünde bulundurduğumuz zaman halkın toplumsal işlerini idare etmek konusunda fakihin yetkileri alanı Hz. Muhammed (s.a.a.) ve İmamlar (a.s.) gibi siyasetçilerin yetki alanları kadar geniştir. Bu sözü kanıtlamak için Şehid Mutahhari’nin söylediği bir kaç konuya işaret ediyoruz:
1- Hâkimin geniş yetkileri konusu İslamın temelinde konan bir konudur ve bu gerçek ihtiyaçlara uymak içindir. (1)
İslamın zaman gereksinimleri ile yada başka bir deyişle zamanın ihtiyaçları ile daha iyi bir şekilde uymasını kolaylaştıran etkenlerin biri de İslamın şer’i hâkime sunduğu geniş yetkiler konusudur ve bunun kanıtı ise Peygamber Efendimiz (s.a.a.)’in yaptığı işlerdir.
Hz. Muhammed bir çok işleri müslümanların sahibi olarak ona verilen yetkilere esasen yapıyordu. Bu yüzden bazı konular hakkında defalarca emredip yada nehyediyordu çünkü yetkisi vardı. (2)
2- Şer’i hâkim tarafından hukukî boşanma konusunda şöyle yazıyor:
Ben şu noktaya itiraf ediyorum ki, fakihler hukukî boşanma konusunda sadece onun sözünü konuşuyorlar ancak çok az bir konuda fakihler onlara özgü Velayetlerini kullanmışlardır.
Fakih bazı özel konularda bir çeşit Velayeti vardır. Bu konuyu bir çoğu hatta bizim çağdaşlarımızdan açıkça söylemişlerdir ama gerçekte çok az olmuştur. (3)
3- Vergi konusunda şöyle yazıyor:
Vergi meselesi değişken ve devlet yetkileri alanına dahil olan bir konudur. Zekat konusunda da İslami hükümet başka bir şeyi hatta zekat adına gerekli yapabilir. Hz. Ali (a.s.) Velayete sahip olduğuna göre kendi yetkilerini kullanıp ve at için zekat koydu. Bu yüzden şer’i hâkim özel koşullarda bişka bir şeylere de zekat koyabilir. İslami hâkim yetkisi İslami maslahatlar yetkisidir. Maslahat gerektiriyorsa araba için de zekat koyabilir. (4)
1- İslam ve Zamanın Gereksnimleri/ cilt2, s.64
2- İslam ve Zamanın Gereksnimleri/ s.63
3- İslam ve Zamanın Gereksnimleri/ s.59, 60
4- İslam ve Zamanın Gereksnimleri/ s.62