Velayet-i Fakih(4.Bölüm)
Velayet-i Fakih Şehid Mutahhari’nin Bakış Açısından
Bu yüzden, istidatların gelişmesi için uygun zemin hazırlamak ve bütün kişiler için her yönlü gelişim ve olgunlaşma imkanlarını temin etmek insan toplumlarının çok ciddi ihtiyaçlarındandır ve bunların hepsi ise sadece güçlü, yasal ve halkın himayet ettiği bir devletin varoluşu ile olanaklıdır. Buna göre de devletin varoluş felsefesi bütün bu insani ihtiyaçların giderilmesidir.
Hükümetin tanımı:
Hükümetin gerekliliği felsefesi hakkında söylediğimiz bilgilere göre hükümeti şöyle tanımlayabiliriz:
Devlet ve hükümet toplumun yabancı saldırı karşısında gücünün dışa vuruşu, iç güvenlik ve adaletin göstergesi, ülke içinde kanun uygulayıcısı ve dış ilişkilerde toplumun kararının temsilcisi demektir (1).
İslam Açısından Hükümet:
İslam bakış açısına göre, insan toplumunda hükümetin varoluşunun mantık ve akılcı temellere daynan gerekliliğinden başka özel durum ve öneme sahiptir ve ussal yöntemden başka iki ayrı neden de ileri sürülmektedir:
1- Bazı rivayete dayanan özel nedenler,
2- İslami şeriat ve İlahi hükümlerin hakikat ve gerçeğini temel koyan nedenler
Nedenleri açıklamadan önce bir konuya dikkat etmeliyiz. Bazı dinin hakikatini tanımayan yada İslamın ilkelerini bilmeyenler şöyle sorabilirler: Acaba İslam bir din olarak ve dini liderler insanların dünyası ile ilgili olan hükümet, yöneticilik, siyaset ve toplumsal işleri idare etmek konusunda bir fikirleri var mıdır yadaki olabilirmi? İslamı tanımayanlar ve tersine dünyanın başka dinleri özellikle Hristiyanlık hakkında bilgileri olanlar, İslamın öğretilerinin hakikatini bilmeyen ve aynı halde din karşıtı düşünceler etkisi altında kalıp İslamı bir sıra kişisel, manevi ve ibadetlerle ilgili hükümleri ihtiva eden bir din olarak tanıyan ve din ile devlet ve dincilik ile devlet idaresini iki uzlaşmayan kavram olarak algılayan bazı müslümanlar İslami hükümet, dini siyaset, İslami yöneticilik temelinde idarecilik ve toplumsal, iktisadi ve siyasal konularda işlerin düzenlenmesi konularının ileri sürülmesinden şaşırabilirler ve şöyle sorabilirler ki: Din ve dini liderler ile devletin ve âhiretin dünya işleri ile ne ilgisi vardır?
Din ile devletin bir birinden ayrılması:
Sömürgecilerin din karşıtı tebliğlerinin laîklik ve dinin devletten ayrılması düşüncesinin yayılmasında ve diğer taraftan ise müslümanların din ve İslami öğretilerin ruhu ve hakikatinden habersiz oldukları inkar edilmez gerçeklerdendir.
Dinin siyasetten ayrılması müslümanlar tarihinde ümmetin liderliği doğru yolundan sapıp laîk liderlerin toplumsal ve siyasal işlere karışmaktan menolunmaları, toplum içinde inzivaya çekilmeleri, dini merciliğin siyasal liderlikten ayrılması zamandan beri başlamıştır. Düşmanlar bütün güçlerini toplayarak müslümanların gafletine sebep olup onları dini düşünsel kimliklerinden caydırdılar.
Çeviri:Ürün Özedönüş
1- İslami Cumhuriyeti konusunda/151
Velayet-i Fakih(3.Bölüm)
Velayet-i Fakih(2.Bölüm)