Dinin Kemali ve İmamet(1.Bölüm)
Burada İmametin önemine, ve aynı zamanda Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’den sonra onun ilk vasi ve halifesi olan İmam Ali (a.s) hakkında inen bazı ayetlere ve tarihi Gadir-i Hum olayına değineceğiz. Önce İslam dininin kemali ve Allah’ın nimetinin tamamlanmasını beyan eden ayetle başlıyoruz. Allah-u Tââlâ şöyle buyuruyor:
“Bugün dininizi sizin için kemale erdirdim. Üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak “İslam’ı seçtim.”
Bu ayeti kerime Gadir-i Hum denilen yerde Hazreti Resulullah (s.a.a) Allah’ın emriyle İmam Ali (a.s(‘ı kendi yerine İmamet makamına tayin ettikten sonra nazil olmuştur. Ve bu ayet indikten sonra Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular: Allah’ın dini kamil oldu. Allah benim peygamberliğime ve benden sonra Ali’nin İmametine razı oldu. Üzerinde duracağımız konumuzla ilgili ikinci ayeti kerime Allah’a (c.c) Resulü (s.a.a)’e emir sahiplerine ve itaatın vacipliği ile ilgilidir. Kur’an-ı Kerim şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler Allah’a itâât edin, ve peygambere itâât edin ve sizden olan emir sahiplerine de itâât edin. On iki imama inanan Ehli Beyt dostları Peygamberimizden sora İslam aleminin önderinin Hz. Ali (a.s)’ın ve ondan sonra onbir masum evladının olduğu inancındadırlar. Resulullah’ın yakın sabahelerinden olan Abdullah b. Cabir şöyle buyuruyor: Allah’a ve Resulüne ve emir sahiplerine itâât etmenin vacip olduğunu bildiren ayet indiği gün Peygambere sordum: Allah ve Resulünü tanıyoruz. Ama emir sahiplerinin kimler olduğunu bilmiyoruz. Onlar kimlerdir? Şöyle buyurdular: Onlar benim halifelerimdir. Onların ilhi Ali b. Ebu Talib ve ondan sonra Hasan, Huseyin, Ali b. Huseyin, Muhammed b. Ali, Tevrat’ta Bakır diye anılmıştır ve sen onu göreceksin. Gördüğünde benim selamımı ona iletirsin. Ondan sonra Cafer b. Muhammed Es Sadık. Musa b. Cafer Ali b. Musa Muhammed b. Ali Ali b. Muhammed Hasan b. Ali ve en sonuncusu ise imini ve künyesi benim isim ve künyemin aynısı olan Hasan b. Alinin oğludur. Zikr edilen ayeti kerimde emir sahiplerinde itaetin kayıtsız ve şartsız, olarak vacipliği ve Allah ve Resulu’nun yanında yer alması her idareciden (hangi sıfatlara haiz olursa olsun) itaetin gerekmediğini açık bir şekilde beyan etmek tedir, ve bunun aksini düşünmek emir sahibi (idareciler) deyip de vasıflarını aramadan itaetlerini vacip bilmek büyük bir yanlışlıktır. Bu konumuza delil olarak Hz. İbrahim (a.s)ın , (imamet makamına eriştikten sonra) kendi soyu için aynı makamı istediğinde Allah’u Teala’nın cevap olarak “benim ahdım ( İmamet makamı) zalim olan soyuna yetişemez “buyurmasıdır.
İmametin önemi ile ilgili, İmam cafer Sadık (a.s)’ın ashab ve yetenekli öğrencilerinden Hişam b. Hakemin Amr b. Ubeyd isminde bir alimle olan mubahesesini buraya aktarıyoruz.
Ehl-i Beyt Mektebinde İmam ve Halife
Masum İmamların(a.s) velayeti