Yüce Peygamberin Muazzam Ahlakı [2]
Onun azemetini anlamak için zaten Kur’anı Kerim’de Allah’ın onu bütün dünyadaki insanlara örnek olarak tanıtması yeterlidir: ‘لَقَدْ کانَ لَکُم في رَسُول اللّهِ اُسْوَهٌ حَسَنَهٌ’ ‘Gerçekten Allah’ın Resulü’nde sizin için çok güzel örnekler vardır’
O, gerçekten mükemmel ahlak ve bütün insanî faziletler ve üstünlüklere sahipti.
Allah O’nu şöyle övüyor: ‘اِنّک لَعَلى خُلُق عَظيم’ ‘Gerçekten sen büyük bir ahlak üzerindesin’ ve ‘وَلَوْ کُنْتَ فَظّاً غَليظَ الْقَلْبِ لاَنْفَضُّوا مِنْ حَوْلِکَ’ ‘Sen onlara kaba ve katı kalpli olsaydın, elbette etrafından kaçıp giderlerdi.’
Bu yüzden İslamın ilerlemesinin en önemli etkenlerinden Hz Muhammed (saa)’in iyi ahlakı ve O hazretin halka yumuşak davranmasıydı.
Onun yaşamı süresince hiçbir zaman vaktini boş geçirdiği görülmedi.
Bir duasında şöyle derdi: ‘Ey Allah’ım, işsizlik, tembellik ve alçaklıktan sana sığınırım’ ve müslümanları çalışmaya teşvik ederdi.
Her zaman adaletli davranırdı ve ticarette yalan konuşmaya kalkışmazdı. Muamelede müsamahasız davranmazdı ve kimse ile inat ve mücadele etmezdi. Kendi işini başkalarına devretmezdi.
Yaşamın doğru gidişini konuşmakta doğruyu söylemek ve emanetleri geri vermekte görürdü ve şöyle buyururdu: Bütün peygamberlerin öğretilerinde bu ikisine tavisye edilmiştir.
Onun bakış açısından toplumun bütün bireyleri zalimler karşısında direnmekle görevlidirler ve hiçbir zaman seyirci gibi kalmamalıdırlar.
Kendisi şöyle buyururdu: Kardeşine zalim da olsa mazlum da olsa yardım et! Sahabeler sordu: mazluma yardım etmeyi anladık da ancak zalime nasıl yardım edelim? Buyurdu: Onun elini tutun ve zulüm yapmasına izin vermeyin!
Onunla münakaşa ve tartışma yapmak isteyenlerin karşısında sadece Kur’an-ı Kerim’den birkaç ayet okumakla yetinirdi ya da kendi düşüncesini çok normal ve sade bir şekilde beyan edip münakaşa etmezdi.
Yaşamı zahitleri hatırlatırdı.
Açlığı tokluğa tercih ederdi. Bazen kendini o kadar aç tutardı ki, ağrısını hafifletmek için karnına taş bağlardı.
Onu eziyet edenler karşısında öyle bir af edip kötülüğü o kadar iyilikle karşılardı ki, karşı tarafı mahçup ederdi.
Hergün sokaktan geçerken bir Yahudi bir leğen sıcak kül evinin damından başına dökerdi. Peygamber (s.a.a.) hiç sinir olmadan sakin ve sessizce geçerdi, bir köşede durup üstünü temizledikten sonra yoluna devam ederdi.
Birgün o yahudi Peygamberi (s.a.a.) eziyet etmek için gelmediğini görünce nerde olduğunu sordu ve hasta olduğunu söylediler. Buyurdu: Görüşüne gitmek lazım. Hasta kişi onun görüşüne gelen Hz Muhammed’in (s.a.a.) yüzünde o kadar muhabbet ve samimilik duydu ki, sanki onunla yıllardır dostluk etmiş ve tanıyor idi.
Yüce Peygamberin Muazzam Ahlakı [1]
Resulullah ( s.a.v. )ın Gençlik Dönemi-1