İslamda Hükümet Kurma Planı(3.Bölüm)
Nitekim İmam (a.s.)’a Fedek’in (1) ona verilmek üzere sınırlarını tayin etmesini söyleyince rivayete göre İmam (a.s.) İslami üklenin sınırlarını tayin etti (2); yani bizim hakkımız bu kadardır ve biz ona hâkim olmalıyız ve siz ise işgalcısınız. Zalim hâkimler Hz. İmam Musa ibni Cafer’in (a.s.) serbest olunca rahat yaşamlarını onlara haram edeceğini, fırsat olursa kıyam edip saltanatlarını devireceğini biliyorlardı ve bunun yüzünden fırsat vermediler. Fırsat verselerdi şüphesiz İmam (a.s.) kıyam ederdi. Bu konu hakkında kuşkunuz olmasın ki, Hz. İmam Musa ibni Cafer için bir fırsat açılsaydı kıyam edip işgalcı padişahların saltanatlarını devirirdi.
Yine, Me’mun Hz. İmam Rıza (a.s.)’ı o kadar ikiyüzlülük, yeğen demekle ve Resulullah (s.a.a.)’in torunu demekle tutuyordu! Çünkü onun birgün kıyam edip padişahlığının temelini devirmesinden korkusu vardı. O, Peygamber’in (s.a.a.) oğlu olduğu için ve hakkında vasiyyet olduğu için Medinede serbest bırkılamazdı. Zalim hâkimler saltanatı istiyorlardı ve herşeyi bu hükümet ve saltanat uğrunda kurban ediyorlardı yoksa kimse ile kişisel düşmanlıkları yoktu. Nitekim İmam (a.s.) onların sarayına katılsaydı ona en çok saygı ve ihtiram gösterip elini de öperlerdi. Müslümanlar sadece adalet ve kanun hükümetine sığınınca güvenlik ve rahatlık içinde yaşayıp kendi yüksek iman ve ahlakları koruyabilirler. Böyle bir hükümetin idare tarzını ve düzenini İslam belirleyecektir. Şimdi ise İslami hükümet planını uygulama bizim görevimizdir.
Rivayete göre, Hz. İmam Rıza (a.s.) Harun’un yanına gelince, Harun hazreti onun kürsüsünün yakınlığına kadar ata binerken getirmelerini emredip ona çok saygı gösterdi. Daha sonra, hazineyi bölme zamanında sıra Beni Haşim’e gelince (3), çok az hisse tayin etti! Me’mun orada hazırdı ve daha önce Harun’un o kadar saygı göstermesi ama sonra hazineye gelince az bir hisse belirlemesine çok şaşırdı.
1- Fedek Hayber’in yakınlığında bir gelişmiş köydü. Hayber savaşından sonra onun sakinleri Peygamber Efendimizle (s.a.a.) barış imzaladılar ve Fedek Peygamberin (s.a.a.) oldu ve o da Allah’ın emriyle onu kızı Fatime’ye bağışladı. Sire-yi ibni Hişam, cilt 3 ve 4 / Tarihi Taberi, cilt 3, s. 20/ Nehc ul-Belaga Açıklaması, İbni Ebilhadid, cilt 4, s. 823 ve 874/ El-Fedek-u fit-Tarih, Şehid Seyyid Muhammed Bakır Sadr
2- Abbasi Halifesi Mehdi hakkında şöyle nakledilmiştir ki, o haksızca giden haklar ve malları kendi sahiplerine geri vermek istedi ve bu haber İmam Musa-yı Kazımma (a.s.) ulaştı. İmam (a.s.) ona şöyle buyurdu: neden bizim hakkımızı geri vermiyorsun? Mehdi sordu: sizin hakkınız nedir? İmam (a.s.) buyurdu: bizim hakkımız Fedektir ve sonra onun sınırlarını Uhud dağı, Mısırda Ureyş, Devmet ül-Cendel ve Seyf ul-Bahr olarak tayin etti. Mehdi şaşırarak sordu bunların hepsi mi? İmam (a.s.) ise buyurdu: evet, bunların hepsidir. Bihar ul-Envar, cilt 48, s. 7-156, İmam Musa ibni Cafer (a.s.) Tarihi, İbni Şehraşub, bab 40, Hadis 29/ Ahbar ul-Hulefa kitabında bu konuşmanın Harun ile yapılması zikredilmiş ve sınırları ise Aden, Semerkant, Afrika ve Sef ul-Bahr diye yazıyor. Menakıb-i Al-i Ebitalib, cilt 4, s. 346
3- Beni Haşim Kureyş kabilesinin bir büyük ve soylu aşiretidir ki Haşim lakabı olan Emr ibni Abd-i Menaf yani Peygamber Efendimizin (s.a.a.) dedesi Abd ul-Mutallibin babasının çocuklarıdırlar.
İslamda Hükümet Kurma Planı(1.Bölüm)
İslamda Hükümet Kurma Planı(2.Bölüm)