Cennetin Dereceleri
Kur’an:
“Rabbine iman etmiş ve salih amel yaparak gelenlere, işte onlara, en üstün dereceler...” [1]
“Onları birbirlerinden nasıl üstün kıldığımıza bir bak! Doğrusu ahirette daha büyük dereceler ve daha büyük üstünlükler vardır.” [2]
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Cennet tek bir cennettir” demeyin. Şüphesiz aziz ve celil olan Allah şöyle buyuruyor [3] : “Birbirinden üstün dereceler...” [4]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Cennette gökle yer arasındaki gibi birbirinden üstün dereceler vardır. Şüphesiz (orada) kul, gözlerini yukarı diker ve nerede ise gözlerini alan bir ışık parlar. O sevinerek, “Bu nedir?” der. Kendisine, “Bu mümin kardeşinin nurudur.” denir. O, “O benim falan kardeşimdir. Biz dünyada birlikte sürekli birlikte çalıştık ama şimdi işte böyle benden daha üstün bir dereceye mi ermiştir?” Kendisine, “O amelde senden üstündü” denir. Sonra, kalbinin hoşnut olması için gerekli şeyler taktir edilmekte ve o da hoşnut olmaktadır.” [5]
İmam Ali (a. s), Cennetin sıfatı hakkında şöyle buyurmuştur: “Birbirinden üstün dereceler ve birbirinden farklı makamlar.” [6]
İmam Zeyn’ul Abidin (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kur’an’dan ayrılma, şüphesiz Allah cenneti yarattı ve derecelerini Kur’an ayetleri miktarınca kıldı. O halde kim Kur’an okursa ona, “Oku ve yüksel” denir. Bunlardan her kim cennete girerse Peygamberler ve sıddıklar dışında hiç kimse onlardan daha yüksek bir dereceye ermez.” [7]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz övgüsü yüce olan Allah bir grubu cennete koyar ve tüm arzularını gerçekleştirecek ölçüde kendilerine ihsanda bulunur. Onlardan daha yukarıda bir topluluk ise daha yüce derecelerde bulunurlar. Onlara bakınca tanır ve şöyle derler: “Rabbimiz kardeşlerimiz dünyada bizimle birlikteydi. Onları hangi sebepten dolayı bizden üstün kıldın?” onlara şöyle denir: “Heyhat! Şüphesiz onlar sizler tokken aç idiler, sizler suya kanmış iken onlar susuz idiler, sizler uykuda iken onlar (ibadet için) ayakta idiler. Sizler güzel bir hayat yaşarken onlar sıkıntılar içinde idiler.” [8]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz cennet ehli kimseler, sizlerden birinin gökyüzü ufuklarında yıldızları gördüğü gibi bizim taraftarlarımızın makamlarını görürler.” [9]
Cennette Özel Dereceler
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Allah Tebarek ve Teala cennette kırmızı yakuttan bir sütun yaratmıştır. Onun üzerinde yetmiş bin saray vardır. Her sarayın yetmiş bin odası vardır. Aziz ve celil olan Allah bütün bunları sadece Allah için birbirlerini seven ve ziyarette bulunan kimseler için yaratmıştır.” [10]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz cennette sadece Recep ayında çok oruç tutan kimselerin gireceği bir saray vardır.” [11]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
“Şüphesiz cennette sadece adil imamın ya da akrabalarını ziyaret eden kimsenin veya ailesi olan sabırlı kimsenin nail olabileceği derece vardır.” [12]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz aziz ve celil olan Allah’ın sadece şu üç kişinin girebileceği cenneti vardır: “Kendi aleyhine hak üzere hüküm veren kimse, Allah için mümin kardeşini ziyaret eden kimse ve Allah için mümin kardeşini kendisine tercih eden kimse.” [13]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz cennette dışından içi ve içinden dışı gözüken odalar vardır. Bu odalarda ümmetimden sadece güzel söz söyleyen, yemek yediren, selamı yaygınlaştıran, sürekli oruç tutan ve insanlar uyurken gece namaz kılan kimseler oturur.” [14]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz cennette insanların sadece amelleriyle erişemeyecekleri makamlar vardır. Bu makamların ne üstünde bir askı vardır ve ne de altında bir sütun.” Kendisine, “Ey Resulullah buranın ehli kimlerdir?” diye sorulunca, “Bela ve hüzün ehli kimselerdir.” diye buyurdu. [15]
[1] Ta-Ha suresi, 75. ayet
[2] İsra suresi, 21. ayet
[3] Bu cümle ayet değildir. Zahiren ravi hata etmiştir. (Kudsi bir hadis de olabilir.)
[4] el-Zuhd li’l Huseyin b. Said 99/270
[5] Emali et-Tusi, 529/1162
[6] Nehc’ul-Belağa, 85
[7] el-Bihar, 8/133/39
[8] Emali et-Tusi, 528/1162
[9] Gurer’ul-Hikem, 3514
[10] el-Bihar, 8/132/35
[11] a. g. e. 97/47/32
[12] el-Hisal, 93/39
[13] el-Kafi, 2/178/11
[14] Mean’il-Ahbar, 251/1
[15] el-Bihar, 81/194/50
Cennetin Kapıları
Cennete Giriş Sebepleri(1.Bölüm)