İslamda Eğlence (1.Bölüm)
İslamda Eğlencenin Sınırları
Önsöz:
Her zaman tören ve düğünlere katıldığım zaman zihnimde bir soru oluşuyordu: Bizim eğlence ve törenlerimiz bir müslüman olarak batılılardan farklı olmamalı mı? Bazı yanlış ve hatalı şeyler bizim hayatımızla öyle yoğrulmuş içiçe gelmiş ki, yavaş yavaş artık toplumsal normlara çevrilmiştir. Bunları değiştirmeye bile cesaretimiz yoktur ve yanlarından ilgisizce geçip gidiyoruz. Neden İslam’da en mukaddes ilişki yani evlilik Batı müzikleri ve dansları ile birlikte olup aslında Avrupa ya da Amerika’daki bir dans kulübünü hatırlatsın? Böyle bir soruya cevap vermek için İslam’ın şenlik konusunda sınır ve hükümlerini aramaya başladım. Çünkü İslam bütün boyutlarda herşeye cevabı vardır ve hiçbir konuyu cevapsız bırakmamıştır. Bu makalede İslamın eğlence konusunda hükmü ve İslam’da eğlence konusunda bir sınır belirleyip belirlemediği meselesine cevap verilecektir. En eski zamanlardan eğlence insanların yaşamında özel bir yeri vardır. Çeşitli kültür ve dinlerde insanları eğlendirmek için özel törenler ve kutlamalar mevcutmuş. İslam ise bir kapsayıcı ve genel din olarak bu konuyu unutmamış ve islamiyete inananların eğlenmelerini önemsemiştir. İslam insanların insani yapılarına esasen onların bireysel, ailevi ve toplumsal eğlenceler için özel bayramlar ve emirleri gözönünde bulundurmuştur. Çeşitli Kur’an ayetleri ve rivayetler bu önemli konuyu göstermektedirler. Bütün konularda İslam’ın hassasiyetle önemli saydığı konu insani fazilet ve kerametten ibarettir. Aydın İslam dini bakımından insan iki boyuta yani hayvansal ve ruhsal boyuta sahiptir. Bütün yaşam alanlarında bizim faaliyetlerimiz ve yaptıklarımız ruhsal boyutumuzun takviyesi ile sonuçlansa bu etkinlikler İslam bakımından kabul ve teyit edilir ancak bunun aksi olursa reddedilir. Bu kısa mukaddimeden sonra, şimdi İslam ve psikoloji açısından eğlencenin ne olduğuna dönüyoruz.
Eğlence nedir?
Hepimiz şimdiye kadar yaşamımızda eğlenme anlarını tecrübe etmişizdir. Ancak belki de şimdiye kadar onun ne olduğu ve hakikati hakkında bir şey sormamışızdır. Duygular, örneğin neşe, eğlence, keder, öfke, nefret ve benzer duygular insanın dışarıdaki şeylerin karşısında etkilendiği hallerdir; insan eğlendirici şeyler karşısında şenlenir, eğlenir, üzücü şeylerden rahatsız olur. Sözcükbilim bakımından eğlence, şen olma, sevinç, coşkunluk, ferahlık ve arapça da ise behc, behcet, istibhac, meserret, irtiyah, inbisat, vecd ve sera ile eşanlamlıdır (Dehhuda sözlüğü). Kur’anı Kerim’de eğlence anlamı için ‘ferah’ sözcüğü kullanılmıştır ve yaklaşık 21 tane çeşitli anlam ve isimlerle gelmiştir. Psikolojide eğlencenin kesin tanımı ‘öfkeye galip gelmek ve azim, irade ve kararda boşluk ve gevşekliği yok etmek demektir.’