• Nombre de visites :
  • 1108
  • 24/12/2012
  • Date :

Siyasî İnkılâbın Gerekliliği

siyasî inkılâbın gerekliliği

İnatta bulunup düşmanlık edenler ve ümeyyeoğulları -Emeviler-lânetullah aleyhim([1]); hz. Resul-ü Ekrem'in -saa- rıhletinden sonra İslam devletinin Ali bin Ebu Talib -s- velayetinde istikrar bulmasını engellediler. Allah Tebarek ve Teâlâ’yla hz. Resul-ü Ekrem efendimizin -saa- rızasına mutabık bir devlet düzeninin nesnel olarak kurulup meydana gelmesini önlediler; neticede devletin temelini değiştirdiler. Oluşturdukları hükümetin programlarının çoğu, İslam’ın devlet programlarına aykırıydı. Emevilerle Abbasilerin([2]) kurduğu rejim, devlet düzeni ve uyguladıkları siyasî yöntem İslam dışıydı. Devlet sistemi tamamen tersine dönerek saltanat -sultanlık- rejimine dönüştürüldü; İran şahinşahları, Roma imparatorları ve Mısır Firavunlarının rejimlerinden farksız bir rejim haline geldi. Daha sonraki dönemlerde de yine aynı "gayri İslamî hali"yle devam etti ve böylece bugünkü hale gelmiş oldu.

Devletlerin bugünkü şu gayri İslamî ve İslam düşmanı hallerinin sürmesine izin vermememiz gerekir, aklen ve şer'an da böyledir. Bunun delilleri de apaçık ortadadır:       

Her şeyden önce, gayri İslamî bir siyasî nizam ve devlet düzeninin kurulması; İslam’ın siyasî nizamı ve devlet düzeninin uygulanmaması demektir.

İkinci delil de; gayri İslamî olan her siyasî düzen ve devletin, şirke bulaşmış bir siyasî düzen ve müşrik bir devlet olmasıdır; çünkü onun hakim ve egemen gücü "tağut'tur ([3]) ve bizler şirkin iz ve etkilerini Müslümanların hayatından silip temizlemekle mükellefiz.

Diğer bir delil de mümin ve fazilet sahibi insanların yetişebileceği elverişli sosyal şartlar ve ortamı hazırlamakla mükellef oluşumuzdur ki bu da "tâğut" ve diğer gayrimeşru güçlerin egemen olduğu ortam ve şartların tamamen tersidir. "Tâğut" ve müşrik sistemin egemenliğinden

doğan sosyal şartların gereği, şu gördüğünüz fesad ve bozulmadır işte. Derhal ortadan kaldırılması ve müsebbiblerinin, lâyık oldukları cezaya çarptırılması gereken "fesad-ı fı'l arz" -yeryüzünde bozulma ve bozgunculuk çıkartma" dır. Firavun'un kendine has politikasıyla Mısır'da meydana getirdiği fesad ve bozulmadır bu: "...Şüphesiz o, bozgunculardandı."([4]). Bu sosyal ve siyasî şartlarda mümin, takvalı ve âdil biri insanın yaşayabilmesi; imanını ve doğru davranışlarını koruyabilmesi mümkün değildir. Karşısında iki yol bulacaktır: Ya mecburen şirke bulaşmış ve sâlih olmayan amellerde bulunacak, ya da bu tür amellere bulaşmamak ve tâğutun emir ve kanunlarına eğilmemek için onlara karşı mücadeleye girişip o bozuk şartları ortadan kaldırmaya çalışacaktır.   

Bozuk ve bozguncu devlet düzenlerini ortadan kaldırmak; hain, bozuk, zalim ve zorba egemenleri alaşağı etmekten başka çaremiz yoktur bizim... Bütün Müslümanların İslam ülkelerinde teker teker gerçekleştirmesi gereken vazifedir bu; İslamî siyasî inkılâbı bu beldelerde zafere ulaştırmalıdırlar.


[1]- Ümeyye bin Abduşşems bin Abdumenafoğulları, kureyş boyundan. Muaviye h. 41'de halife adıyla saltanata geçen ilk Emevi halifesidir. H.k. 132'de 2. Mervan'ın öldürülmesiyle birlikte bu hanedanın iktidarı son bulmuş oldu

[2]- Hz. Resulullah'ın -saa- amcası Abbas'ın evlatları. Abbasiler Devleti h.k. 132'de Seffah-kan dükücü- Abdullah'ın hilafetiyle başlayıp hk. 656'da Mutasım'ın öldürülmesiyle sona erdi

[3]- Saldırgan ve bâği olan ve Allah'tan başka tapılan herkes ve her şeye "tağut" denir

[4]- "...Şüphesiz o. fesat çıkaranlardan (yeryüzünde bozulma ve bozguna sebep olan)dı" Kısas,4.

Bazı İslam Hükümleri Üzerine İnceleme(Birinci Bölüm)

İslam Kanunlarının Nitelik ve Niceliği

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)