İslami Kanunların Anlaşılması
İslam, anlaşılabilir bir sistemdir ve insan hayatının bütün yönlerini kapsar. Hayatın adımlarına öncülük eder. Bu nokta sadece İslami kanunlardan çıkarılmaz. İslami kaynaklar kendi içlerinde de bu özelliği vurgularlar. Okuyucuların dikkatini şimdi İslam peygamberinin ümmetinin imamlarının söylemlerini içeren müteakip rivayetlere çekmek istiyoruz.
1) Ebu Basır rivayet ediyor; Cafer es-Sadık, İslam'ın anlaşılabilirliği hakkında konuşurken şöyle dedi: "İslam tamamıyla neyin kanunî olduğunu, neyin olmadığını açıklamıştır. İnsanların hayatlarında karşılaşabileceği çözüm bekleyen her soruya mutlaka bir cevabı vardır. En küçük bir yararlanmaya karşılık bile ceza koymuştur." Sonra imam elini Ebu Basir'in omzuna koydu ve devam
etti: "İzninle elini biraz fazla sıkabilir miyim?" 'Emriniz olur efendim' diye cevapladı Ebu Basir.
İmam sonra onun elini biraz sıktı ve dedi ki: "Hatta bunun bile İslam'da cezası vardır."
2) Diğer bir rivayette İmam Cafer es-Sadık, bir keresinde de şöyle dedi:
"İslam, insanların gerek duyduğu her şeye cevap verir. İslam'ın tartışmadığı hiçbir nokta yoktur. Hatta bir kişinin vücudunda açılan yara için gerekli tazminat bile zikretmiştir."
Nehcü'l-Belağa'da rivayet edildiğine göre İmam Ali, Resulullah'ı ve Kur'an'ı överken şu sözleri söylemiştir: "Allah-u Teala, uzun bir zaman peygamber göndermemişken Resulullahı elçi kıldı. İnsanlar ise bu sırada derin bir sapıklık içindeydiler. Onlar Allah'ın emirlerini çiğniyorlardı. Böyle kritik bir dönemde Hz. Peygamber, bir rehber meş'alesinin ışığı gibi yüksel iverdi. Bu rehber meş'alesi, Kur'an-ı Kerim'di. O Kur'an, sizin bütün hastalıklarınızın devasını içerir. O size hayatınızı nasıl düzenleyeceğinizi ve ilişkilerinize nasıl çekidüzen vereceğinizi söyler."
Bu rivayetlerden de anlaşılacağı üzere İslâmî Kanunlar, hayatın bütün alanlarını kapsar. Eğer İslam, hayatın en önemsiz problemlerine çözüm sunuyorsa, mutlaka ekonomik problemlere de bir çözm getiriyor demektir. Böyle önemli bir yönü ihmal ediyorsa onun anlaşılabilirliğinin bir manası yoktur.
Bir yara için tazminat öngören İslam'ın, kişinin üretimi karşısında sahip olduğu hakkı ve işçi-işveren ilişkileri meselelerine ilişkin bir şey söylememesi düşünülebilir mi?
İslam'da şunu düşünmek mantıkîdir; yara olayında, bir tarla ekiminde, maden çıkarımda, bir kanal kazmada, orman açmada kişi olarak senin hakkın nedir?
Islama ve onun öz kaynaklarına tamamen bağlı olanlar İslam'ın ekonomik organizenin bütün problemlerini çözebileceğine ve Kur'an'dan, sünnetten ekonomik bir sistem çıkarmanın mümkün olduğuna kani olmuşlardır.
Yukarıdaki değinmelerden sonra İslam'ın sadece ferdin hayatın düzenlediği, topluma ve sosyal düzenlemenin bir şubesi olan ekonomik teoriye dokunmadığı savını ileri sürenler, İslam'ın kendine özgü görüşlerinden habersiz olup gerçekten üzücü bir yanlışlığa düşmektedirler. Yukarıda zikredilen hadis herhangi bir şüpheye mahal bırakmaksızın şunu ispatlamaktadır: İslami öğretiler, ferdi ve toplumsal düzenlemeleri içermektedir.
İslam'ın sadece ferdin kendisini düzenlediğini ve sosyal davranışı organize etmediğini savunan bir görüş, aslında İslami geleneklere göre değerlendirildiğinde iğrenç bir düşünce olup kendi içinde çelişmektedir. Fertlerin davranışları ve bu davranışların düzenlenmesiyle toplumun davranışı arasında bir fark olduğunu söylemek yanlıştır. Sosyal bir düzenleme, ister politik ister ekonomik olsun devamlı bir surette fertlerin davranışlarını şekillendirir. Böylece fertlerin davranışları sosyal düzenlemelerden ayrılıp koparılmaz.
Kapitalizmi sosyal bir sistem olarak değerlendirirsek, o, ekonomik hayatı iktisadi özgürlük üzerine bine eder. Bu prensip, patronun ve sermaye sahibinin işçilere olan davranışlarına ve tersinden de işçilerin onlara olan davranışlarına yansır. Benzer şekilde fertlerin hayatlarına da yansır.
İşte, İslam, birisi bir başkasından borç aldığında, bir işçi tuttuğunda veya başkasının işçisi olduğunda, ö kişinin davranışını düzenler. Fert ve sosyal davranış arasındaki ayrım, anlamsal olarak kendi kendisiyle bir çelişki içerisindedir. İslam'ın, ferdin hayatın organize ettiğini, ve insani fiilleri düzenlediğini kabul ediyorsak, İslam'ın kendisine ait iktisadi ve sosyal bir sistemi olduğuna da inanmalıyız.
İslam Dünyasında Ekonomik Sorunlar -1
Batı Ekonomisinin İslam Dünyası ile Uyuşmazlığı