• Nombre de visites :
  • 1954
  • 8/12/2012
  • Date :

Stresten kurtulmanın yolları

stresten kurtulmanın yolları

Stres, vücudun gergin olması, baskı altında hissetmesi, bunalması, ruhun dengeden çıkması anlamlarına gelir. Takdir edersiniz ki stres, çağımızın en büyük sorunlarındandır. Baş ağrısı, uykusuzluk, halsizlik, mide kramplarından tutun ilerlediği ve sürekli olduğu durumlarda çok ciddi beden ve ruh hastalıklarına neden olmaktadır.

Beden rahatsızlıkları; hipertansiyon, kanser, diyabet, obozite, bağışıklık sistemi hastalıkları, gastrit, ülser, cilt hastalıkları, cinsel sorunlar, kalp hastalıkları, adet bozukluğu, ruhi hastalıklar; fobiler, kronik yorgunluk, karakter bozuklukları, şizofren, panik ataklar, bayılmalar, sinirlilik, iştahsızlık…

Sosyal sorunlar; iletişim bozuklukları, bulunduğu ortama adapte olamama problemleri, çalışma problemleri, kötü alışkanlıklar olan sigara, içki, uyuşturucu maddeler, evlilikte sorunlar, rol çatışması, intihar eğilimleri, yalnızlık…

Bunlar sorunlardan bazıları. Stres, direk ve indirek olarak beden ve ruhu tehdit eden önemli bir unsurdur. Bu nedenle stresi yenebilmeyi öğrenmek gerekir.

Stres bir iç baskıdır. Vücudun sorunlarla mücadele edemediği takdirde yükün altında ezilme hissidir. O halde stresten nasıl kurtulunur? Hiçbir sorumluluk, görev veya iş almadan kurtulunur mu? Hayır. Çünkü beden ve ruh bir doyuma ulaşmadığı takdirde yine strese girebiliyor. O halde stres sadece bedeni ilgilendiren bir konu değildir. Örneğin eviniz var, arabanız var, kredi kartlarınızı zamanında ödüyorsunuz, eşinizi seviyorsunuz, çocuklarınız okullarında başarılı, iş hayatınız mükemmel gidiyor…

Yine de strese girebilirsiniz. Bunlar bedeni rahatlatıyor. Ya ruh? Ruhun açlığı giderilmediği takdirde, ruh bir dostu ile iletişim kuramıyorsa, kendini yalnızlığa mahkûm ediyorsa, ihtiyaçları giderilmiyorsa yine de bir iç baskı oluşmaz mı? Fıtrat kendi yolunda yol alamıyorsa bu insana sıkıntı vermez mi? İnsanı strese sokan sadece dış etkenler değildir. Ayrıca insanı zorlayan iç etkenler de vardır. Örneğin insan hayatını anlamlandıramıyorsa, çaba ve çırpınışlarına manevi bir boyut yüklemiyorsa, hayatına kutsi bir hedef kazandırmıyorsa insan elbette mutlu olmayacaktır.

İşte, bu nedenle stresi peygamberimizde göremiyoruz. Peygamberimizde stres hiç gündeme gelmiyor. Elbette onların tıkandıkları, zorlandıkları, sıkıştıkları dönemler oldu. Ama onlar tevekkül ile Rablerine sığındılar. Rahmet, yardım, lütuf, ikram, sabır, ecir, hikmet, hayır onların ilacı oldu. Onlar Rabbinin verdiği ve vermediği, daralttığı ve çoğalttığı, rahatlık ve zorluk gibi tüm dönemlerde Allah’a dayanarak güç aldılar. Böylece üzerindeki yüklerini indirmiş oldular. Bu da onlara rahatlık verdi. Allah’a dayanmış ve çocuğunu kaybetmiş bir annenin durumu ile Allah’ı kabul etmeyen ve çocuğunu kaybetmiş bir annenin durumu aynı değildir. Veya 3 ay ömrü kalan kanserli, inanan bir adamın psikolojisi ile 3 ay ömrü kalan kanserli bir inanmayanın psikolojisi aynı değildir. Veya fakir bir inanan ile fakir olan bir inanmayanın, hayata tutunma şekli aynı değildir.

Allah’ın rızasını hedef edinen ve o yolda yürüyen bir insan ne kadar sıkıntılı olsa da, görev altına girse de, dünya hayatı zor olsa da stresten uzak olacaktır.

 Çünkü o hayatını, vekili olan Rabbinin eline bırakmıştır. Tüm güç, sabır ve medetini Allah’tan bekler. Ama Rabbine bağlanmayan ve güvenmeyen insan en basit zorlukta tökezler, düşer. Çünkü insan bedenen de, ruhen de acizdir. Eksikliklerden uzak olan Rabbine dayanmıyorsa, ne yapacak? Elbette bunalacak, dengeyi kaybedecek. Beden ve ruh taleplerine cevap alamıyorsa üzülecek, küsecek. İşte stres ve sonuçlarından kurtulmak istiyorsak, en önemli çözüm Rabbimize sığınmaktır. Bunun dışındaki çözüm önerileri kişiyi geçici olarak oyalayabilir, rahatlatabilir. Ama kurtaramaz. Bu nedenle stresten kurtulmak istiyorsak Rabbimize ve O’nun gösterdiği yola yönelmeliyiz. O’nun daveti kesinlikle tüm bedenlere ve ruhlara hayat verecektir. Yeter ki biz stresten kurtulmak isteyelim. Stressiz günlere hoşça kalın.

Dr. Ali Yetkiner


STRES ve YAŞAM

Strese Mahkûm muyuz?

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)