Batı Ekonomisinin İslam Dünyası ile Uyuşmazlığı
Biz bütün Müslümanlar olarak; geri kalmışlığımızın üstesinden gelebilmek için en büyük çaba ve gayretlerimizi göstermeye çalışıyoruz. Bizi daha iyi yaşanabilir bir hayat ve daha başarılı bir ekonomiye götürecek politik ve sosyal değişim için çırpınıp duruyoruz. Bu doğrultuda edindiğimiz tecrübe bize şunu göstermiştir ki; Müslümanlar, İslam'ın ekonomik sistemini uygulamaksızın etmeksizin hiçbir problemin ve iktisadî geri kalmışlığın üstesinden gelemeyecekler ve buna çözüm olabilecek hiçbir yol bulamayacaklardır.
Bugün dünyada yaşayan tüm insanlık, her anını nükleer silah, balistik füze yanında diğer yok edici silahlarla donanmış ve birbirinden tamamen ayrılmış iki politik sistemin boyunduruğu altında endişeyle geçirmektedir. İşte bu durumda insanlık için tek kurtuluş yolu ÎSLAM’ dır. O, zamanın bütün olaylarına rağmen kendi saflığı ile ayakta kalan tek ilahî düşünce yoludur.
İSLAM DÜNYASI
Müslümanlar, batı kültürüyle tanışır, batı ülkelerinin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda dünyaya öncülük yapmalarından etkilendiler ve insanlığın kaderini tayin çizgisinde kendi misyonlarının kuvvet ve özgürlüğünü koruyamadılar. Batı devletlerinin ortaya çıkardığı "geleneksel bölünmeyi" bir bağışmışçasına kapıverdiler. Batı, ekonomik ve endüstriyel potansiyelleri göz önüne alarak dünyayı "ilerlemiş" ve "geri kalmış" diye ikiye böldü.
Gayet tabii olarak bütün Müslüman ülkeler, ikinci kategoriye konmuştur. Batılı devletlere göre "geri" ülkeler ilerlemek istiyorlarsa, "ileri" ülkelerin liderliğini kabul etmek zorundalar. İlmen ve ruhen de adımlarını buna göre almalıdır.
İktisaden geri kalmış ülkelerden sayılan Müslüman dünya, bütün problemlerinin ekonomik geri kalmışlıktan doğduğuna inandırıldı. Ekonomik olarak ilerlemiş olan ülkeler, dünyanın çoğunluğunun önderi konumuna getirildi. Müslüman ülkeler, sorunların üstesinden gelebilmenin tek yolu olarak ileri ülkeler safına geçmenin gerekliğine inandırıldı. Batı tipi hayat tarzı ve onların ekonomik modeli başarılı ve gelişen bir tecrübe olarak her derde deva olarak benimsendi.
KÖLELİĞİN SAFHALARI
Müslümanların dünyasına, batı tecrübesi, iş bitirici bir şekilde üç aşamada yerleştirildi. Bu aşamaların çeşitli görünümleri hâlâ sürmektedir.
1-POLİTİK KÖLELİK
Ekonomik olarak, gelişmiş olan ülkeler geri kalmış devletleri kendi direkt hakimiyet ve gözetimleri altına aldılar.
2-EKONOMİK KÖLELİK:
Batılı güçler, Müslüman ülkelerin politik bağımsızlığına uygun düşecek bir tarzda onları ve hammadde kaynaklarını sömürerek, bu ülkeleri kendi ekonomik kontrolleri altında tutacak planlar geliştirdiler. Onların ekonomik sorunlarını çözme bahanesiyle yabancı sermaye, bu fakir ülkeler tarafından işgal edildi.
3- BATI SİSTEMİNE KÖLELİK:
Müslüman ülkeler politik bağımsızlıklarını kazandıktan sonra ekonomik bağımsızlıklarını da elde etmek ve kendi kendilerine yeterli olabilmek için büyük çabalar sarf ettiler. Ancak ekonomik rahatsızlıklarına doğru teşhisleri koyamadılar ve başarısız oldular. Kendilerini batı fikirlerinin pençesinden kurtaramadılar ve ekonomilerini batı modellerine uydurdular. Bu ülkelerde hangi sistemin model olarak seçilebileceği üzerine yoğunlaşan birbirinden farklı fikirler olmasına rağmen birleşilen tek nokta böyle bir farklı fikirler olmasına rağmen birleşilen tek nokta böyle bir modelin batılı güçlerin tecrübe ettiği bir sistem olması idi. Bu da gösteriyor ki Müslümanların dünyası halen daha batılı düşünüş tarzında etkilenmeye devam etmektedir.
İslam Dünyasında Ekonomik Sorunlar -1
İslamın Ekonomik Kalkınma İle İlgili Öğretileri-1