PEŞAVER GECELERİ:“Hasan ve Hüseyin Cennet Gençlerinin Efendileridir” Hadisi Karşısında Hadis Uydurmaları
BEŞİNCİ OTURUM
Davetçi: O sahih hadislerden biri Resulullah (s.a.a)’in buyurduğu. “Hasan ve Hüseyin cennet gençlerinin efendileridirler; babaları ise onlardan daha üstündür.” hadisidir. Bu hadisi Hatib-i Harezm “Menakıb”da, Mir Seyyid Ali Hemedani “Meveddet’ul- Kurba”nın 8. Meveddesinde, imam Ebu Abdurrahman Nesai “Hasais-i Alevi”de, İbn-i Sabbağ el-Maliki “Fusul’ul- Mühimme”nin 159. sayfasında, Süleyman Belhi el-Hanefi “Yenabi’ul- Mevedde”nin 54. babında Tirmizi, İbn-i Mace ve Ahmed bin Hanbel’den, Sibt bin Cevzi “Tezkire”nin 133. sayfasında, imam Ahmed bin Hanbel “Müsned”de, Tirmizi “Sünen”de, Muhammed bin Yusuf-u Genci eş-Şafii “Kifayet’ut- Talib”in 97. babında nakletmişlerdir.
Muhammed bin Yusuf-u Genci eş-Şafii “Kifayet’ut- Talib”in 97. babında bu hadisi naklettikten sonra şöyle diyor: Hadis ilminin imamı Ebu’l- Kasım Taberani “Mu’cem’ul- Kebir”de İmam Hasan (a.s)’ın hayatını anlatırken bu hadis-i şerifi nakleden ravilerin adlarını yazmıştır. Bu hadisi nakleden sahabelerden bazılarının isimleri şunlardır: “Emir’ul- Müminin Ali bin Ebi Talib, ikinci halife Ömer bin Hattab, Huzeyfe Yemani, Ebu Said Hodri, Cabir bin Abdullah-i Ensari, Ebu Hureyre, Usame bin Zeyd ve Abdullah bin Ömer.”
Muhammed bin Yusuf-u Genci eş-Şafii daha sonra şöyle diyor: “Resulullah (s.a.a)’in buyurduğu; “Hasan ve Hüseyin cennet gençlerinin efendileridirler; babaları ise onlardan daha üstündür.” hadisi “hasen” bir hadistir. Bu hadisin senetlerini birbirlerinin yanına koyduğumuzda, hadisin sahih bir hadis olduğu ortaya çıkmaktadır.
Hafız Ebu Naim İsfehani “Hilye”de, İbn-i Asakir “Tarih-i Kebir”in 4. cildinin 206. sayfasında, Hakim “Müstedrek”te, İbn-i Hacer-i Mekki “Savaik”in 82. sayfasında, kısacası Ehl-i Sünnet’in büyük alimleri bu hadisin Resulullah (s.a.a)’in mübarek ağzından çıktığı konusunda ittifak içerisindeler.
Şeyh: Zannediyorum Resulullah(s.a.a)’in buyurduğu şu hadisi hiç kimse inkar edemez; “Ebu Bekir’in olduğu yerde başkalarını öne geçirmek yersizdir.” Bu hadisin kendisi Ebu Bekir’in ümmetin diğer bireylerine göre her şeyde öncelik hakkına sahip olduğunu ispat etmektedir.
Davetçi: Neden her hadisi düşünmeden kabul ediyorsunuz anlayamıyorum. Eğer Resulullah (s.a.a)’in kendisi bu hadisi buyurmuş olsalardı, niçin kendileri ona göre amel etmediler? Neden Mübahele olayında Ebu Bekir’in yerine Hz. Ali (a.s) ‘ı kendisiyle beraberinde götürdü? Neden Tebuk seferinde Ebu Bekir de olduğu halde Hz. Ali (a.s)’ı halife olarak kendi yerine bıraktı? Mekke’de “Beraat” suresinin okunması meselesinde, neden Ebu Bekir’i bundan men edip yerine Hz. Ali (a.s)’ı görevlendirdi? Neden Mekke fethedildikten sonra Kabe’deki putları kırmak için Ebu Bekir’in yerine Hz. Ali (a.s)’a öncelik verip hatta “Hubel” putunu kırması için onu kendi omuzlarına çıkardı? Ebu Bekir olduğu halde neden onun yerine Hz. Ali (a.s)’ı Yemenlileri İslam’a davet etmesi ve yönetmesi için gönderdi? Hepsinden önemlisi; neden kendisinden sonra halife olması için Ebu Bekir’in yerine Hz. Ali (a.s)’ı vasi olarak tayin etti?
Şeyh: Resulullah (s.a.a)’den çok sahih bir hadis nakledilmiştir. Bunu kesinlikle inkar edemezsiniz. Bu hadis şöyledir: Amr bin As diyor ki: Bir gün Peygamber (s.a.a)’e şöyle sordum: “Ya Nebiyyellah! Alemdeki kadınların içinde en çok sevdiğiniz kimdir?”diye sorduğumda; “Aişe” buyurdular. Sonra; “Erkeklerin içinde en çok sevdiğiniz kimdir?” sorduğumda; “Aişe’nin babası” buyurdular. Buna göre Ebu Bekir Peygamber’in en çok sevdiği insan olduğu için ümmetin hepsine öncelik hakkı vardır. Bu da Ebu Bekir’in halifeliği için kesin bir delildir.
“Ebu Bekir ve Aişe Resulullah’ın En Çok Sevdiği İnsanlardı” Sözünün Yanıtı
Davetçi: Bu hadis, Bekriyunların uydurması olmasının yanı sıra iki fırkanın (Sünni ve Şiilerin) kesin olarak kabul ettiği hadislerle de çelişmektedir. Bu yüzden bu hadisin merdutluğu sabittir.
Bu hadisi iki açıdan dikkatle incelemek gerekir: Birincisi Ümm’ül- Müminin Aişe açısından, diğeri ise birinci halife Ebu Bekir açısından.
Aişe’nin Resulullah (s.a.a)’in en sevdiği kadın olduğu sözü, her iki fırkanın (Şii ve Sünnilerin) muteber kitaplarında bulunan başka sahih hadislerle çelişmektedir.
Şeyh: Mümkünse, Onların hangi hadisler olduğunu söyleyin de biz de adilane bir şekilde hüküm verelim.
Davetçi: Bu hadisin hilafına, sizin kendi alim ve ravileriniz tarafından Ümm’ül- Eimme Hz. Fatıma (a.s) hakkında birçok hadis nakledilmiştir.
Hz. Fatıma, Alemdeki Kadınların En Üstünüdür
Hafız Ebubekir Beyhaki kendi yazdığı tarih kitabında, Hafız bin Abdulbirr “İstiab” da, Mir Seyyid Ali Hemedani “Meveddet’ul- Kurba”da vs. alimler Resulullah (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu naklediyorlar:
“Fatma ümmetimin kadınlarının en üstünüdür.”
Ahmed bin Hanbel “Müsned”de ve Hafız Ebubekir Şirazi de “Nüzul’ul- Kur’ân fi Ali” adlı kitabında, Muhammed-i Hanefiye’den, o da Emir’ul- Muminin Hz. Ali (a.s)’dan, İbn-i Abdulbirr “İstiab”da, Hz. Fatıma (a.s)’ı ve Ümm’ül- Mü’minin Hz. Hatice’yi Abdulvaris bin Süfyan ve Ebu Hureyre’den naklen anlatırken; yine Ümm’ül- Mü’minin Hz. Hatice’yi (a.s) Ebu Davud’dan o da Ebu Hureyre ve Enes bin Malik’ten naklen anlatırken, Şeyh Süleyman Belhi el-Hanefi “Yenabi’ul- Mevedde”nin 55. babında, Mir Seyyid Ali Hemedani “Meveddet’ul- Kurba”nın 13. Meveddesinde Enes bin Malikten ve diğer birçok güvenilir alimleriniz Enes bin Malik’ten Resulullah (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu naklediyorlar: “Alemlerdeki kadınların en iyisi dört tanedir: İmran kızı Meryem, Mezahim kızı Asiye, Hüveylid kızı Hatice ve Muhammed kızı Fatıma.”
Hatip “Tarih-i Bağdat” kitabında şöyle yazıyor: “Resulullah (s.a.a) bu dört kadını alemlerin en iyi kadınları olarak saydıktan sonra Fatıma’yı hem dünyada, hem de ahirette diğer üçüne üstün kılmıştır.”
Muhammed bin İsmail Buhari “Sahih”te ve imam Ahmed bin Hanbel “Müsned”de Ebu Bekir kızı Aişe’den Resulullah (s.a.a.)’in Fatıma’ya (a.s) şöyle buyurduğunu naklediyorlar:
“Ey Fatıma! Sana müjdeler olsun, Allah seni alemdeki kadınların üzerine genel olarak ve Müslüman kadınlar üzerine de özel olarak seçti ve seni tertemiz kıldı ve İslam en üstün dindir.”
Buhari Sahihinin 4. cildinin 64. sayfasında, Müslim Sahihinin 2. cildinin “Fezail-u Fatıma” babında, Hamidi “el- Cem-u Beyn’es- Sahihayn”da, Abdi “el- Cem-u Beyne Sihah’is- Sitte”de, İbn-i Abdulbirr “İstiab”da Hz. Fatıma (a.s)’ın hayatını anlatırken, imam Ahmed “Müsned”in 6. cildinin 282. sayfasında, Muhammed bin Saad-ı Katip “Tabakat”ın ikinci cildinde Resulullah (s.a.a)’in hasta ve yataktayken buyurduğu sözlerin içinde ve 8. ciltte Hz. Fatıma (a.s)’ın hayatını anlatan uzun bir hadisin zımnında (meclisin vakti az olduğu için hepsini aktaramıyorum) Aişe’den Resulullah (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu naklediyorlar: “Ey Fatıma! Alemdeki kadınların efendisi olmaya razı değil misin?...”
İbn-i Hacer-i Askalani bu ibareyi (yani sen alemlerdeki kadınların en üstünüsün) Hz. Fatıma (s.a.a)’ın hayatını anlatırken nakletmiştir.
Yine Buhari ve Müslim Sahihlerinde, imam Salebi Tefsirinde de, imam Ahmed bin Hanbel “Müsned”de, Taberani “Mu’cem’ul- Kebir”de, Süleyman Belhi el-Hanefi “Yenabi’ul- Mevedde”nin 32. babında Tefsir-i İbn-i Ebi Hatem’den, Hafız Ebu Naim-i İsfehani’nin Menakıb, Vasit, ve Hilyet’ul- Evliya’sından ve Feraid-i Himvini’den, İbn-i Hacer-i Mekki “Savaik”in 14. ayetini açıklarken Ahmed’den, Muhammed bin Talha eş-Şafii “Metalib-i Süul”un 8. sayfasında, Taberi “Tefsir-i Taberi” adlı kitabında, Vahidi “Esbab’un- Nüzul”da, İbn-i Meğazili eş-Şafii “Menakıb”da, Muhibbuddin Taberi “Riyaz”da, Mumin Şeblenci “Nur’ul- Ebsar”da, Zemahşeri Tefsirinde, Süyuti “Dürr’ül- Mensur”da, İbn-i Asakir kendi Tarihinde, Allame Semhudi “Tarih’ul- Medine”de, Fazıl-ı Nişaburi Tefsirinde, Kadı Beyzavi Tefsirinde, imam Fahri Razi “Tefsir-i Kebir”de, Seyyid Ebu Bekir Şahabuddin Alevi “Reşfet’üs- Sadi min Bahr-i Fezail-i Beni’n- Nebiyy’il- Hadi”de Tefsir-i Beğevi’den, Sa’lebi’den, Sire-i Molla’dan, Menakıb-ı Ahmed”den, Tabarani’nin Kebir ve Evset’inden, Şeyh Abdullah bin Muhammed bin Amir eş-Şebravi eş-Şafii “Kitab’ul- İthaf”ın 5. sayfasında Hakim, Taberani ve Ahmed’den; Celaluddin Süyuti “İhya’ul- Meyyit”te İbn-i Munzir, İbn-i Ebi Hatem ve İbn-i Merduye’nin tefsirlerinden ve Teberani’nin “Mu’cem’ul- Kebir” adlı kitabından, İbn-i Hatem ve Hakim’den, kısaca büyük alimlerinizin geneli (Emevi taraftarları ve Ehli beyt düşmanı çok az bir grubun dışında) İbn-i Abbas ve diğerlerinden şöyle naklediyorlar:
Şura suresinin 23. ayeti; “De ki: Ben bu tebliğime karşılık sizden bir ücret istemiyorum; istediğim, ancak yakınlarıma sevgidir. Ve kim güzel ve iyi bir iş yaparsa, onun güzelim mükafatını artırırız.” nazil olduğunda sahabeler şöyle dediler: “Ya Resulellah! Allah’ın, sevgisini üzerimize farz kıldığı yakınların kimlerdir?” Resulullah (s.a.a) cevaben: “Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’dir.” buyurdular. Bazı hadislerde de Resulullah (s.a.a)’in şöyle buyurduğu naklediliyor: “Ali, Fatıma ve onların iki oğludur.”
Bu gibi hadisler sizin muteber kitaplarınızda çoktur. Ama vaktin azlığı, onların hepsini nakletmemize mani oluyor.
PEŞAVER GECELERİ:Ebu Bekir ve Ömer’in Faziletleri Hakkındaki Hadisler ve Onların Reddi
PEŞAVER GECELERİ:Ebu Hureyre’yi Yeren Haberler ve Onun Durumu