• Nombre de visites :
  • 522
  • 1/10/2012
  • Date :

İslamî kaynaklarda ruhun mahiyeti -2

islamî kaynaklarda ruhun mahiyeti

4.Kur’an’da Ve İsra Suresinin 85. Ayetinde Ruhun Mahiyeti

Bu ruhun mahiyet ve hakikati hakkında Yüce Allah belirtilen ayette öz bir ifadeyle şöyle buyurmuştur:

قُلِ الرُّوحُ مِنْ أَمْرِ رَبِّي De ki ruh Rabbimin emrindendir. İlahi emrin mahiyetinin ne olduğunu öğrenmek için, bazı ayetlere müracaat edebiliriz:[10]«انما امره اذا اراد شيئاً ان يقول له کن فيکون»Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!”‌ demektir. O da hemen oluverir. Allame Tabatabai el-Mizan Tefsiri’nde bu ayetin şuna işaret ettiği görüşündedir: Allah’ın emri cinsinden olan ruh zata mensuptur ve “ilahi emir”‌ icat kelimesi olan “ol”‌ kelimesinden ibaret olması ve bunun Allah’ın zatının özgün fiiline işaret etmesi nedeniyle, ilahi emir cinsinden olan ruh da zaman, mekân ve başka hiçbir maddî özellik mikyasıyla ölçülmez.[11] Bu ruh Kur’an’da değişik tabirler ile betimlenmiştir. Birincisi, belirtilen ayette olduğu gibi yalnız ve mutlak olarak zikredilmesidir. Aynı şekilde bazen melekler ile birliktedir, bazen insanlara üfürülen hakikattir, bazen müminlere yoldaşlık eden ve onları teyit eden gerçeklik ve bazen de peygamberlerin kendisiyle temas kurduğu hakikattir.

5. Ruhun Mahiyeti Hakkında Neden Daha Fazla Açıklama Yapılmamıştır?

Genel olarak ruhun mahiyeti hakkında şu kadarı söylenebilir: Ruh soyut ve Allah’ın emri türünden bir hakikattir. Bu rububi olguyu ve mertebelerini idrak etmek şuhud ilmine ihtiyaç duyar ve bu mükaşefe sırlarından sayılır. İnsanların çoğu böyle bir idrakten yoksun olduğu için, bu hususta söz söylemek akılların şaşkınlığına ve muhtemelen dalalete bile sebep olabilmektedir. Bu yüzden Kur’an’ı zahirinde ruhu tanımak hakkında detaylı açıklamalar yapılmamıştır. Bu yüzden Hz. Peygamberin bu ilimden yoksun olduğu düşünülmemelidir. Keşif ve yakin nuruyla ruhun mahiyetini tanımak, ariflerin makamlarından sayılır ve bu ilimlerden yoksun kimselere bunun sırlarını açıklamanın amelî bir faydası olmayacaktır.[12] و ما اوتيتم من العلم الا قليلاً cümlesinin manası ise şudur: Zahir ulemasının bu mesele hakkındaki nasibi çok az bir şeydir, ruhun hakikati bunun ötesindedir ve keşif ilimleri dışında başka bir şeyle onu kavramak mümkün değildir.

6. Ruh Görülebilecek midir?

Belirtilen hususlardan ruhun zaman, mekân ve diğer maddî özellikler ötesi bir hakikat olması nedeniyle duyusal olarak idrak edilemeyeceği ve zahiri olarak görülemeyeceği anlaşılmaktadır. Elbette mükaşefe ve kalbî şuhud ile masumların ruhun hakikatini kavraması imkân dâhilindedir ve erişen ariflerin de bu şuhuda külli olarak sahip olması muhtemeldir. Bu, ruhun soyut olmasıyla bir çelişki arz etmez. Aynı şekilde ruhsal eser ve timsaller (ruhun zatı değil) zarif bir madde kalıbında aşikâr olabilir ve müşahede edilebilir. Mesela berzah âleminde ruh kalıbı taşıyan ve dünyevi cisme benzer özellikler taşımakla birlikte zariflik ve nuraniyet açısından daha yüksek bir derecede bulunan suretsel beden bu kabildendir. Bazı ilimlerin literatüründe ve aynı şekilde bazı rivayet tabirlerinde bu suretsel kalıptan ruh diye söz edildiğini belirtmek gerekir; çünkü bu kalıp maddî cisimden ayrıldıktan sonra ruhu taşımakta ve daha fazla bir ölçüde ruhsal eserleri aşikâr kılabilmektedir. Bu suretsel kalıp salt soyut değildir ve bu yüzden suretsel keşifte görünebilir ve müşahede edilebilir. Öte taraftan onu Allah’a mensup ve ilahi emir türünden olan ruh hakikatiyle mukayese etmemek gerekir; çünkü ruhun varlık âlemindeki konumu bundan yücedir ve ilahi sırlardan sayılır.

İslamquest


 [10] Yasin, 82.

 [11] el-Mizan, c. 1, s. 522 – 529.

 [12] Miratu’l-Ekvan (Tahrir-i Şerh-i Hidaye-i Molla Sadra), s. 36.

İslamî kaynaklarda ruhun mahiyeti -1

Ruh ve Beden

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)