İffetin Getirileri
İffet, hayatta çok olumlu etkilere sahiptir. Toplumsal konuları inceleyen araştırmacılar, bu konuya daha çok önem vermelidirler.
A- Ruhsal Huzur
Ruh hastalıklarının sebeplerinden biri de meşru olmayan bakışlar ve ilişkilerdir. Bu şehvet dolu bakışlar, bir yandan cinsel içgüdüleri tahrik etmekte ve bu iç güdüler tahrik olunca da insanın ruhunda büyük bir fırtına kopmaktadır. İnsanın akıl nuru fırtınalara maruz kalmaktadır. Böyle bir insan artık ruhsal huzura sahip olamaz. Huzur ve sükuneti ortadan kalkar. Öte yandan meşru olmayan ilişkiler, ona adım adım ocakları söndüren günahlara sürükler. Rezalet korkusu cezalardan korkma, vicdan azabı böyle bir kimsenin ruhunu altüst eder ve insan bu yüzden streslere ve ıstıraplara düşer.
İffet ise, insanı bütün bu ıstırap ve streslerden kurtaran en önemli etkendir. Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Herkim, namahreme bakmaz ise kalbi huzura erer.”[1]
Öte yandan bu günah olan bakışlar insanda bir takım istekler uyandırmaktadır. Bu günahlar sofrası serilince de üzüntüler, hasetler, intiharlar ve cinayetler ortaya çıkmaktadır. Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Nice aşklar, bir tek bakıştan ortaya çıkar.”[2]
Hiç unutamadığım bir hatırayı burada aktarmak istiyorum. Pehlevi zamanında yabancı bir artist, Tahran’a davet edilmişti. Tahran’a gelince, kadın ilk defa çarşaflı birini gördü. Oldukça şaşırarak “bu nedir?” Diye sordu. Ona, “çarşaf, İran’lı kadınların örtüsüdür.” Diye cevap verdiler. Yanındakilere arabadan inerek o kadının yanında yer almak ve başını çarşafla örtmek istediğini belirtti. Söz konusu artist, ilk defa çarşaf örtününce tıpkı İranlı kadınlar gibi kendini tümüyle örttü. Basın mensuplarından biri bu fırsattan istifade ederek ona şöyle sordu: “Hanımefendi! Şu anda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?” O şöyle cevap verdi: “Huzur ve güvenlik hissediyorum.” İşte bu sanatçı bir kadının bütün modacılara, aldanmışlara ve batıcılara vermiş olduğu tarihi bir cevaptır.
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler! Siz, bir yemeğe çağırılmadıkça, zamanını gözetmeksizin, Peygamber'in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber'in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. Sizin Allah'ın Resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük (bir günah) tır.”[3]
B- Bedensel Esenlik
Günümüz insanı bir yere kadar sağlık ve gelişimine kavuşmuş bulunmaktadır. Yiyecek sağlığı, pastörize, sterilize ve mikropları ortadan kaldırma teknikleriyle bir yere kadar temin edilmiştir. Lakin utanç içinde itiraf etmek gerekir ki henüz ilmi esaslarca da bir mikrop yuvası sayılan domuz eti, dünya halklarının yiyeceklerinin başında yer almaktadır. Günümüzde keçi, koyun, inek ve deve, adeta tecrit edilmiş en büyük protein kaynağı olan bu besin maddeleri, şehirlerin dışına sürülmüştür. Ama necis olan köpekler, tıp bilginlerinin odalarına kadar girmiştir. Batıcı insanların her yeri bu mikrop üreten hayvanların salyası ile kirlenmiştir. Buna hava kirliliğini de eklemek gerekir. Öyle ki artık insan, “içine duman çeken ve ah eden bir varlık” diye tanınacak bir varlık haline gelmiştir.
Cinsel sağlığa ise günümüzde en alt düzeyde riayet edilmektedir. Bu da bir çok afetleri ve tehlikeleri beraberinde getirmektedir. Her an cinsel hastalıklar artmaktadır. Frengi, belsoğukluğu ve AIDS gibi hastalıklar her gün kurban almakta ve meşru olmayan lezzetler peşinde koşanları ölüm uçurumuna yuvarlamaktadır.
İffete riayet etmek, hiç şüphesiz kamil bir şekilde cinsel sağlığı temin etmektedir. Kur’an-ı Kerim eşcinsellik gibi bir takım iffetsiz işleri insani güçlerin kaybı ve bir taşkınlık olarak değerlendirmektedir.”Çünkü siz, şehveti tatmin için kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere yanaşıyorsunuz. Doğrusu siz taşkın bir milletsiniz.”[4]
C- Ahlaki esenlik
Ahlaki değerleri korumak takvayı ve iffetli olmayı gerektirir. İffet temelleri yıkıldığı takdirde ise ahlaki değerler de ortadan kalkar ve insan büyük bir kayba uğrar. Haram olan bakışlar insandaki ahlaki değerleri adım adım öldürmektedir. Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: bakışları iffetli olan kimsenin sıfatları güzel olur. [5]
İffetli olmak ahlaki yücelişe ve yükselişe neden olmaktadır. Nitekim bir rivayette şöyle yer almıştır: “Gözünüzü namahremlerden sakınınız ki ilginçlikleri görebilesiniz.”[6]
Hz. Ali şöyle buyurmuştur: “İffetli insan neredeyse meleklerden biri olacaktı.”[7]
D- Soy esenliği
Salim nesil şüphesiz sağlıklı ve layık bir ailede vücuda gelir. Salim nesil şu özelliklere sahip olan nesildir:
1- Ailenin sonsuz ve berrak sevgisi ile dolup taşmalıdır
2- Meydana gelişi meşru olmalıdır ve kendisini isnad ederken utanç duymamalıdır.
3- Şefkatli terbiye ediciler ve öğreticilere sahip olmalıdır.
4- Maddi ihtiyaçları temin edilmelidir.
5- Fikirsel, ruhsal, inançsal ve terbiyevi ihtiyaçları karşılanmalıdır.
Ama cinsel özgürlüklerin yayılması ile oldukça problemli ve meşru olmayan nesil vücuda gelmiştir. Bu nesil ailenin kutsal sevgisinden mahrumdur. Kendisini isnat ederken utanç duymaktadır. Aşağılık kompleksi içinde çırpınmaktadır. Kendisini hiç kimseye akraba kabul etmemektedir. Ne doğru dürüst bir babası ne bir annesi ne de bir kardeşi vardır. Bu yalnızlık, gurbet, kopukluk ve irtibatsızlık ne kadar büyük bir faciadır. İşte böyle bir nesil caddelerde yaşamaktadır. Serseri bir hayata sürüklenmektedir. Yağma ve cinayetlere karışmaktadır. Sevgi görmediği için sevgi göstermemektedir.
Güzelliğin devamlılığı
Gençliğin güzelliği iffetli olmakla korunur. Cinsel işlerde kayıtsızlık insanı erken yaşlandırmakta ve cinsel gücünü ortadan kaldırmaktadır. İffet ise gençliği ve güzelliği kalıcı kılmaktadır. Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Kadının korunması hali için daha güzel ve güzelliği için daha kalıcıdır.”[8]
Bu esas üzere örtü ve tesettür kadınların korunma siperidir. Kadınların letafetini ve inceliğini korumakta kutsallığını dokunulmaz kılmaktadır. Bu aydın düşünce ışığında anlamaktayız ki tesettür bir esaret değil aksine bir azamet göstergesidir. Sizler domates, pancar ve şalgam gibi sıradan şeylerin çelik kasada veya James Bond çantada korunduğunu gördünüz mü? Oysa sürekli olarak değerli eşyalar bu tür korunmaktadır. İşte tesettür ve hicapta da bu tür bir korunma vardır. [9]
Aileyi korumak
Aileler toplumun küçük birimleridir. İnsan bedeninin hücrelerine benzemektedir. Eğer hücreler zarar görecek olursa insan hastalanır. Aileyi esenlik içinde tutmak bir çok bireysel ve toplumsal saadetlere neden olmaktadır. Aileyi ayakta tutmanın en önemli esaslarından biri de iffettir.
Birbirine karşı kayıtsız davranan eşler sürekli olarak kötümser bir ruha sahiptir. İffetli olmayan eşler arasında kutsal evlilik aşkı hakim değildir. İffetsiz eşler bazen çocuklarına bile su- izanda bulunmakta tertemiz babalık duygusunu yitirmektedirler.
Toplumsal Güvenlik
İffet toplumsal güvenliği sağlayan temel esaslardan biridir. Haram bakışlar, çıplaklık kültürü ve cinsel hayasızlık toplumsal güvenliği büyük bir tehlikeye sokmaktadır. Bunun neticesi olarak da insanların hakkına tecavüzün en utanmaz türü olan cinsel tecavüzler doruk noktasına ulaşmaktadır. Böylece genç kızların ve kadınların kaçırılması yaygın bir hale gelmektedir. Artık hiç kimse namusuna oranla güven içinde olmayacaktır. İffete riayet etmek toplumsal güvenliği sağlayan en sağlam bir ilkedir. [10]
Güzel bir üne sahip olmak
Cinsel kayıtsızlıklar, rezalet ve rüsvalığa neden olduğu gibi iffetli olmakta insanı güzel bir üne ve kalıcılığa kavuşturmaktadır. İnsanı adeta kutsallaştırmaktadır. Tarihteki büyük ünlülerin hayatına bir bakınız. Tarihte Hz. Yusuf (a.s) İbn-i Şirin Şeyh Receb Ali Hayyat, Cafer Müctehidi Fazile gibi bir çok kimseler birer yıldız gibi ışıldamaktadır.
[1] Müstedrek’ül- Vesail, c. 14, s. 271
[2] Başka bir hadiste ise şöyle yer almıştır: “Herkim bakışını serbest bırakırsa, hasreti çoğalır.” (Bihar’ul Envar, c. 77, s. 286)
[3] Ahzap suresi, 53. ayet; Meşhur Fransız sosyologu Frants Fanon’un şu sözü ne kadar güzeldir: “Dışarıyı gören ama kendisi görülmeyen bir kadın, kendiliğinden sömürgecilere bir mahrumiyet yüklemektedir.” (Mağzubin-ı Zemin - Yeryüzünün lanetlileri- , s. 5) Bu açıdan sömürgeciler, iffetsizliği her yere yaymaya çalışmaktadırlar.
[4] A’raf suresi, 81. ayet
[5] Mizan’ul Hikmet, c. 3, s. 2008
[6] Bihar’ul Envar, c. 104, s. 41
[7] Nehc’ul Belağa, 474. hikmet
[8] Gurer’ul Hikem, c. 4, s. 200
[9] İffet manevi bir güzelliktir. Akıl ve Allah’ın beğendiği bir çekicilik olan iffet bütün zahiri süslerden daha güzeldir. Öte yandan kadınların hayadan yoksun bir şekilde toplumda gezinmesi kozmetik ürünlerin hadsiz hesapsız tüketilmesine neden olmaktadır. Bu da ekonomik bir yük olmasına rağmen kadının daha çabuk yıpranmasına ve yaşlanmasına neden olmaktadır.
[10] Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: “Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına geniş elbiseleriyle üzerlerini tümüyle örtmelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınmaları ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (Ahzab suresi, 59. ayet) iffetli olmak korunmayı, çıplaklık ise saldırıya uğramayı beraberinde getirmektedir. Rivayetlerde de yer aldığına göre başkalarının iffetine saldırıda bulunmak kendi iffetine saldırıyı getirir. Bkz. Bihar’ul Envar, c. 71, s. 270 ve Vesail’uş Şia, c. 20, s. 313
Sözlerde İffet
Namus ve Gayret-1