Hz. Âmine ( as. )-3
Hz. Âmine ( as. ) Peygamber'in Annesi :
Âmine Bint Vehb
( Ö. 577 m.s. Doğumu ? )
Abdulmuttalip'in annesi dolayısıyla ailenin dayıları sayılan Beni Neccâr mensuplarının ve Abdullah'ın kabrini ziyaret etmekti. Ancak Âmine Medine'de bir ay kaldıktan sonra Mekke'ye dönerken çok genç yaşta Ebvâ'da ölmüştür. ( m.s. 576 veya 577 ) kaynakların büyük bir kısmı Âmine'nin Ebvâ'da öldüğünü belirttikleri halde bazıları onun Mekke'de vefat ettiğini zikreder. İbn-i Sa'd bu ikinci rivayeti kaydettikten sonra bunun yanlış olduğunu ilâve eder ve kabrinin Ebvâ'da bulunduğunu hatırlatır. ( 1., 116--117 ). Ayrıca Hz. Peygamber (saa)’ın , hicretin altıncı yılında annesinin Ebvâ'da bulunan kabrini ziyaret ettiğini ve onun rikkat ve şefkattını hatırlayarak gözlerinin yaşardığı bilinmektedir. Diyârbekri, Âmine'nin Ebvâ'da ölüp orada defnedildiğini, ancak daha sonra mezarının Mekke'ye nakledilmiş olabiliceğini ileri sürerse ( 1. 238. )'de bu, tatminkâr görünmemektedir. Müslümanları için bir yüz karası olduğundan hiç şüphe yoktur ki Peygamberlerinin annesinin ve babalarının mezarlarının nerde bulunduğunun bilincinde değillerdir. Evliya Çelebi de Âmine'nin Ebvâ'da vefat edip defnedildiği, bazılarına göre ise burada vefat etmekle birlikte cenazesinin Mekke'ye nakledildiği rivayetlerini kaydettikten sonra, "sika-i ehl-i siyer"in, altıncı yılında peygamber tarafından Ebvâ'dan Medine'ye nakl-i kabir yapıldığını ve orada sütannesi Halime'nin kabrinin yanına konulduğunu naklettiklerini ve kabrin kendi zamanında ziyaret edildiğini söyler. Böyle mukades bir Peygamber kalkıp müslüman ümmetine şefaât edecek, çok gülünç bir hikaye şekli'dir ne yazık ki bunlar gerçeklerdir. İnanmıyorsanız kaynaklara bakmakta yarar vardır. ( 9. 652 ). Ancak bu son rivayet ilgili kaynaklarda bulmak mümkün olmamıştır. Ayrıca Hz. Peygamber (saa)’ın nakl-ı kabir yapma ihtimali de vârid görülmemektedir. Belâzüri'nin kaydettiğine göre ( 1. 95 ; krş. İ A 4. 103 ). Uhud Savaşı sırasında Kureyş ileri gelenlerinden bazıları Âmine'nin Ebvâ'daki mezarından naşını çıkarıp götürmek ve Hz. Peygamber'e karşı kullanmak istemiş, fakat diğerleri buna rıza göstermemiştir. Bu rivayetin doğruluğunu ispat etmek mümkün olmadığı gibi böyle bir teşebbüsün gerçekleşme ihtimalı de zayıf görünmektedir.
Âmine Abdullah'ın vefatında sonra bir daha evlenmemiştir. Hz. Muhammed ( s.a.a. )'in den başka çocuğu olduğunu da bilinmemektedir. Onu, dini ( devleti ) sorumluluğu bulunmayan fetret * ehl-i statüsünde kabul edilmesi mümkün olduğu gibi Hz. Peygamber (saa)’ın özel duasına mazhar olması ihtimali de mevcuttur. Başta Türkler olmak üzere bütün müslüman milletler tarafından Resül-i Ekrem (saa)'a karşı duyulan derin sevgi, ( nebiçim bir sevgiymişte emirlerine karşı gelmek soyunu katletmek onun hakkında ne kadar belge ve kaynak varsa yok etmek, onun hadislerini yakıp yıkmak gibi v.s. yasaklamak işte bunlara sevgi denirse tabii ?? ) onun zevcelerinin, kızlarının, sütannesi Halime ve annesi Âmine'nin ( türkçe şekliyle Emine ) adlarını yaşatmak şeklinde de kendini göstermiştir. ( Bunların hiç birinin gerçeklerle bağlantısı yoktur Bizat Peygamber (saa)’ın kızı Ömer b. Hattab tarafında şehid edilmiştirTorunları ise gerçeği ortadadır ki bunlarıda işleyeceğiz. Onun evletları olan aleviler her zaman katledilmekteler, ve sanki bunlardan kendilerinin haberleri yokmuş gibi de yalan söylemektende geri kalmadan müslüman halklarını kandıracaklarını sayarak böyle iftiralarıdan da geri kamamışlardır. ) Bu husus da Âmine'nin âhiret saâdeti için bir nevi dua ve niyaz kabul edilmektedir. ( Hz. Peygamber (saa)’ın annesinin ve babasının âhiret hayatındaki durumlarına dair yazılan eserler için bk. FETRET ) :
Hz. Âmine ( as. )-1
Hz. Âmine ( as. )-2