Zorla Yapılan Evlilikler -1
Daha önce de belirtildiği üzere, kızların ve erkeklerin razılığı, evlilik akdinin sıhhati için zorunludur. Onsuz evlilik batıl ve semeresiz olacaktır. Binaenaleyh, evlilik programları şöyle olmalıdır: Birisi bir kızı istemek için geldiğinde, onun annesi ve babası daha önceden, damadı ve ailesinin bütün
özelliklerini inceleyip bunu hiç arttırıp eksiltmeden kıza sunmalı ve işte bu özelliklere sahip biri istemeye geldi demelidir.
Eğer uygun görürse, sıra görüşmeye gelmelidir. Daha sonra kızın ve erkeğin görüşmeleri için bir vakit tayin edilir. Birbirlerinin karakterlerine ve ahlâklarına aşina oluncaya kadar bir ya da birkaç defa görüşürler.
Eğer kız ve erkek birbirini beğenip anlaşırsa, gelin ve damat adayının aileleri, görüşüp harekete geçerler ve nişan töreninin, mihrin, nikahın ve düğünün hazırlıklarına başlarlar.
Ancak, birçok aile, kızlarının evliliği konusunda böyle bir programa maalesef uymamaktadır. Özellikle de ülkenin geri kalmış şehir ve kasabalarında uygulanan adet ise şöyledir:
Evlerine görücü olarak gelen birini beğendikleri vakit, kızlarının görüşünü almadan olumlu cevap vermektedirler. Nişan törenini ve mihri belirlemektedirler. Kızın görüşünü almadan ve onunla danışmadan bu meseleyi tartışılmaz bir mesele olarak ortaya koymaktadırlar. Bu arada kızların çoğu da bu duruma teslim olmakta, evliliği kabul etmekte ve hiç ses çıkarmamaktadır. Ama birçoğu da damadı beğenmemekle ve böyle bir evliliğe kalben razı olmamakla birlikte karşı çıkmaya cesaret edememektedirler. Bu suskunluk bazen utangaçlıktan, bazen de anne ve babanın öfke ve tehditlerinden duyulan korkudan kaynaklanmaktadır. Bir şey söylememektedirler; ama kalben rahatsızdırlar. Nişanı bozacak bir olayın ortaya çıkmasını dört gözle beklerler. Nişanlılık dönemi biter, anne ve baba nikâhın kıyılmasına hazırlanır.
Bu noktada kız tehlikenin yaklaştığını görür ve karşı çıkmaya başlar. Fakat anne ve babanın sert tepkisiyle karşılaşır. Böylesine iyi bir damadın ne kusuru vardır? Nişan bozulacak olursa dosta düşmana karşı şeref ayaklar altına alınmış olacaktır. Bu çerçevede o kadar konuşurlar ki, zavallı kız çaresizce sükût eder. Buna rağmen kız karşı çıkışını sürdürürse, anne ve babanın tepkisi daha da şiddetlenir. Sinirlenip bağırmaya çağırmaya başlarlar. Kızlarını dövmekle ve evden kovmakla tehdit ederler. Bazen döverler de. Bu şekilde ondan razı olmasını ve nikâh sırasında "evet." demesini isterler. Mazlum ve zavallı bir kızın bu tür tehditlere karşı ne kadar direnebileceği malumdur. Sonuçta sükût etmeye mecbur kalır; çünkü tüm kapıların yüzüne kapandığını görmektedir ve hiçbir kaçış yolu yoktur.
Nihayet, nikâh vakti gelir, böylesi bir düğün töreninin yas töreninden bir farkı yoktur. Gelini, nikâh töreni için hazırlarlar. Dostları ve yakınları yanına oturmuştur. Böylesi bir durumda nikâhı kıyacak olan hoca içeri girer. Kısa bir merasimden sonra geline, bu damatla evlenmek isteyip istemediğini sorar. Böylesi bir durumda kızın evet demekten başka çaresi yoktur. Diliyle kabul etmesine rağmen aslında tüm benliğiyle ondan nefret etmektedir. Düğün merasimi bu şekilde devam eder ve zavallı kız, yeni evine gönderilir. Bu öyle bir evdir ki, kız ne bu evi sevmektedir, ne de bu evin sahibini.
Evlilik Büyük Bir İbadettir
Evlilikte Yaş Farkı -1