İMÂM ALİ (A.S), İHLÂS SURESİ GİBİDİR
-Resulullah (s.a.a):
"Ali'nin bu ümmetteki misali, Kur'ân'daki 'Kul huvellahu ehad' suresi gibidir."[1]
- Abdullah b. Abbâs'tan Resulullah'ın (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) hitaben şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
"Ya Ali, senin insanlar arasındaki misalin, Kur'ân'daki 'Kul huvellahu ehad' suresi gibidir. Kim bu sureyi bir defa okursa, Kur'ân'ın üçte birini okumuş gibi olur; iki defa okursa Kur'ân'ın üçte ikisini okumuş gibi olur; üç defa okursa, Kur'ân'ın hepsini okumuş gibi olur. Aynı şekilde ey Ali, kim seni kalbiyle severse, imanın üçte birisini elde etmiş olur; kim hem kalbiyle hem de diliyle severse (diliyle sana yardımcı olursa), imanın üçte ikisini elde etmiş olur ve kim kalbiyle, diliyle ve eliyle severse (dili ve eliyle de sana yardımcı olursa), imanın hepsini kendinde toplamış olur. Beni hak olarak peygamberliğe seçen (Allah'a) andolsun ki yer ehli de seni gök ehli gibi sevselerdi, Allah, onlardan hiçbirisini (cehennem) ateşiyle azaplandırmaz-dı!"[2]
- Senetli bir hadiste İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) Resulullah'ın (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) hitaben şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
"Senin misalin, 'Kul huvellahu ehad' gibidir. Hiç şüphesiz, kim bu sureyi bir defa okursa, sanki Kur'ân'ın üçte birini okumuştur; kim iki defa okursa, sanki Kur'ân'ın üçte ikisini okumuştur ve kim üç defa okursa, sanki bütün Kur'ân'ı okumuştur. Aynı şekilde kim seni kalbiyle severse, kulların amellerinin sevabının üçte birisini elde etmiş olur; kim kalbiyle seni sever ve diliyle de sana yardımda bulunursa, kulların amellerinin üçte ikisini elde etmiş sayılır ve kim seni kalbiyle sever ve dili ve eliyle de sana yardımda bulunursa, kulların amellerinin hepsinin sevabını elde etmiş olur."[3]
- Ebû Basîr diyor ki İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) duydum; o da babası İmâm Muhammed Bâkır (a.s) kanalıyla babalarından şöyle naklediyordu:
"Bir gün Resulullah (s.a.a) ashabına hitaben şöyle buyurdu: 'Sizden kim ömür boyu oruç tutmakta?' Selmân (r.a), 'Ben ya Resulallah' dedi. Resulullah buyurdu: 'Hanginiz sabaha kadar ibâdet etmekte?' Selmân yine 'Ben ya Resulallah' cevabını verdi. Yine buyurdu: 'Sizden kim her gün Kur'ân'ı hatmetmekte?' Bu sefer de Selmân 'Ben ya Resulallah' deyince, ashaptan bazısı buna kızdı ve (öfkesini) şöyle dile getirdi: 'Ya Resulallah, Selmân Fars ırkındandır ve (bu sözlerle) bize üstünlük taslamak istiyor. Sen 'Hanginiz ömür boyu oruç tutmakta?' diyorsun, o 'Ben' diyor, oysa o, günlerinin çoğusunu yiyor! 'Hanginiz sabaha kadar ibâdet etmekte?' diye sordunuz, o yine 'Ben' dedi; oysa o, gecenin çoğunu uyumakla geçiriyor. 'Hanginiz her gece Kur'ân'ı hatmetmekte?' diye sorduğunuzda da yine o 'Ben' dedi; oysa o, gününün çoğunu suskunlukla geçiriyor.' Allah Resulü (s.a.a) adama hitaben şöyle buyurdu: 'Yavaş ol ey Filan! Sen kim, Lokman-ı Hekim'in benzeri (Selmân) kim?! Ona sor; hiç şüphesiz sana anlatacak (nasıl olduğunu)!' Adam Selmân'a dönerek 'Ey Allah'ın kulu dedi, sen ömür boyu oruç tuttuğunu zannetmiyor musun?' Selmân 'Evet' deyince, adam 'Ama ben senin çoğu günlerde yediğini gördüm' dedi. Bunun üzerine Selmân şu karşılığı verdi: 'Senin anladığın gibi değil. Ben her ayın üç gününü oruç tutuyorum; Allah-u Teâlâ da buyurmuştur ki: 'Kim bir iyiliği yerine getirirse, onun için o iyiliğin on misli verilir.'[4] Şa'bân'ı da Ramazan ayına bağlıyorum; o zaman bütün ömrümü oruç tutmuş gibi oluyorum.' Adam şöyle devam etti: 'Sen gecenin hepsini ibâdetle geçirdiğini san-mıyor musun? 'Evet' deyince şöyle devam etti: 'Oysa senin gecelerinin çoğu uyumakla geçmektedir.' Yine Selmân 'Yanlış anlamışsın' dedi ve şöyle devam etti: 'Ben Habib'im Resulullah'tan (s.a.a) duydum ki şöyle buyuruyordu: 'Kim abdestli uyursa, bütün geceyi sabaha kadar ibâdetle geçirmiş sayılır!' Ben de abdestli olarak uyuyorum.' Bilahare 'Sen her gün Kur'ân hatmettiğini zannediyorsun değil mi?' diye sordu. Yine Selmân 'Evet' deyince, şöyle dedi: 'Halbuki senin günlerinin çoğu suskunlukla geçiyor!' 'Bunu da yanlış anlamışsın' dedi Selmân ve şöyle açıkladı:
"Ben Habib'im Resulullah'ın (s.a.a) Hz. Ali'ye şöyle buyurduğunu duydum: 'Ey Ebe'l-Hasan, senin ümmetim içindeki misalin, 'Kul huvellahu ehad' suresi gibidir; kim onu bir defa okursa, Kur'ân'ın üçte birisini okumuş gibi olur, kim onu iki defa okursa, Kur'ân'ın üçte ikisini okumuş gibi olur ve onu üç defa okursa, Kur'ân'ı hatmetmiş gibi olur! (Ey Ali,) kim seni kalbiyle severse, imanın üçte biri onun için sağlanmış olur. Kim hem kalbi, hem de diliyle severse, imanın üçte ikisi onun için tamamlanmış olur ve eğer kim kalbiyle ve diliyle sever ve eliyle de sana yardımcı olursa, imanını kamilleştirmiş olur. Beni hak olarak (peygamberliğe) seçen (Allah'a) andolsun ki ya Ali, eğer yer ehli de gök ehlinin sevdikleri gibi seni sevselerdi, kimse ateşle azap edilmezdi."
Selmân şöyle devam etti: "İşte ben de her gün 'Kul huvellahu ehad' suresini üç defa okuyorum.' Adam bu cevapları Selmân'dan alınca, ağzına taş tıkanmış birisi gibi yerinden kalkıp gitti!"[5]
[1]- Menâkıb-u Ali b. Ebî Tâlib, s.70, Keşfü'l-Yakîn, s.297, Yenâ-bîü'l-Mevedde, s.235 (az farkla).
[2]- İhkâkü'l-Hak, c.5, 621, El-Mehâsin, s.153.
[3]- El-Mehâsin, s.153.
[4]- En'âm, 160.
[5]- Meân'il-Ahbâr (Sadûk), s.222.
Tebliğ Ayetinde Hz. Ali ( a.s. )-1
Hz. Alinin Velayeti-1